• 80
    arkadaşın nickini ilk gördüğüm andan beri uzun zamandır lion path(aslan yolu) olarak okuyordum. nickini de defalarca gördüm hep de lion path olarak okudum. yeni fark ettim path değil de plath'miş. bu da böyle bir anımdır :(

    edit: yalnız değilmişim.
    edit 2: ulan hatta baya baya kalabalıkmışız. buradan toplanıp yürüsek liechtenstein'ı alır geliriz öyle söyliyeyim size :(
  • 158
    (bkz: #2079011)

    sözlüğün girişine yazmalı şu yazıyı, özlemişiz ateş etmelerini, tek seferlik bir had bildirme için mi geldi bilemiyorum ama tekrardan kalıcı olması dileğiyle.

    ama harcadığın zamana değmeyecek, yazdıklarının en ufak bir zerresini idrak edemeyecek bir şahıs hakkında yazıyor olduğunu eminim sen de yazarken biliyordun. bunu bile bile şu emeği ortaya koyan bu çalışmayı yapmak her babayiğidin harcı değil, helal olsun!
  • 172
    (bkz: #2079011)

    yazdigi entry'e verilecek bir cevap yoktur.

    hele bu cevapta asil sorun olan cinsiyetcilige 2 satir ayirip kalaninda paragraflarca sacma sapan yüzeysel savunmalarla veriliyorsa buna hic gerek yok.

    utanmadan manipüle etti deniyor, ayip diyecegim ama ayibi bilecek ahlak yok muhtemelen.

    bahsi gecen yazarin yazdigi entry, ülkeme olan inancimi tazelemis, insanlara olan güvenim konusunda bana ders vermistir.

    iki kelam yaziyor diye kimseyi adam sanmamak lazimmis, potansiyel tecavüzcüsü de var bunun icinde kadini orospu erkegi pic diye genelleyeni de.

    edit: referans entryi eklendi.
  • 156
    (bkz: #2079011)

    elf gözlerim beni yanıltmıyorsa sözlüğe dönüş yapmış yazar abim.
    üstelik şu sözlüğün en gereksiz tiplerinden, yazar demeye dilimin varmadığı bir tipe aduket çaka çaka gelmiş.

    okurken keyif almak bir yana, dilini bu denli güzel kullanıp seviyeyi korumasını bilerek yazması da "kalite nedir" sorusunun cevabıdır.
    adamın hasıdır.

    özletmiştir...
  • 159
    (bkz: #2079011)

    ne de güzel yazmış. klavyesi dert görmesin. özel mesaj yoluyla yazdığı entryi kutlayıp , yazıdan kazandıklarım için kendisine teşekkür ettim. hemen hemen herkesin okuması gereken bi' yazı yazmış. konuyla alakalı olsun olmasın herkesin " üslup nedir ? içerik nasıl betimlenir ? giriş ,gelişme ve sonuç nasıl oluşturulur?" sorularına rahatlıkla cevap olabilecek nitelikte olmuş.

    kendi adıma teşekkür ediyorum.
  • 161
    gecenin kör vakti yazdığı entry ile hayran bırakan yazar. güçlü kalemi ayrı, verdiği emeği ayrı, araştırma görevlisi edasıyla yaptığı literatür taraması(!) ile ayrı bir oha dedirtti. ne yazdığı, niye yazdığı falan tartışılır zaten işin doğası da budur ama kendisinin yazdığı nitelikte bir yazıyı yazabilecek çok az adam var bugün "ulusal" yazılı basınımızda. maç sırasında ya sonrasında yaptığı muhabbetleri basit kalıplarla redakte edilip köşe yazısı diye yayınlanan nicelerine handikaplı koyar geçer...

    (bkz: #2079011)
  • 143
    daha kaçıncı kere söyleyeceğim bilmiyorum ama abilerin abisidir ve bu abim galatasaray dergisine yazar olmuş. sözlüğün güvenilmez yazarlarından biri olarak daha önce paredros'u chp istanbul'dan vekil adayı yapmıştım ama bu seferki doğru. kendisi artık hepimizin bildiği gibi aslen senaristtir. peter jackson ile silmarillion'u sinemaya uyarlamadan önce kendisini galatasaray'ımızın dergisinde görmek mutluluk verici. hak ettiğin yerlere yavaş yavaş geleceksin abi. yazadur! temsil ededur sözlüğümüzü!

    aralık ayında ilk yazısı çıkıyor. dergiyi almayan bizden değildir !
  • 150
    daha bugün galatasaray dergi aralık 2015 sayısı elime geçti. daha doğrusu normalde almayacağım dergiyi onun sayesinde satın aldım. evet. galatasaray dergisi sayı 151. beni ağlatan 2 sayfa. 154-155. hayatının en acı hatıraları belki de en heyecanlı zamanları ile birleşmiş durumda. sözlük ailesi için de çok önemli sayfalar. içimizden biri orda işte. galatasaray sözlük yazarı artık galatasaray dergisi yazari. umarım ona ait sayfa sayıları artar. benim her ay dergiyi almak icin bir nedenim oldu. iyi de oldu. o yazsın biz okumaya devam.
  • 165
    (bkz: #2079011)

    kendisini yazdığı bu entryden dolayı çok içtenlikle tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum. bir çok insan sinirden çıldırmak üzereyken nefes almakta zorlandığımız yaşadığımız ülkeye yabancılaşma, soğuma, kopma gibi evrelerden geçerken kendisi de belki benzer şeyleri yaşarken sakinliğini korumuş ve araştırmacı gazeteci kıvamındaki yazısı ile bir kişinin daha gerçek yüzünü tüm ahaliye göstermiştir.

    ben dahil bir çok kişi öfkesini kontrol edemeyip senin gibi taşı gediğine oturtamıyoruz. yazadur.
  • 167
    (bkz: #2079011)

    kendisini zaten tebrik ettim. ancak bu yazı özelinde genel bir vurgu yapmak için nickaltını işgal edeceğim. kusura bakmasın şimdiden...

    doğru tartışma üslubu denen şey var ya hani. işte o ne değildir?
    yerli oyuncu seviyor diye "çomar sürüsü" demek doğru üslup değildir mesela. ters örnek de vermek kaçınılmaz. riekerink beğenisini sunana ya da terör konusunda devleti suçlayan insanlara hakaret ederek, sözde özgürlükçülük yapmak da doğru üslup olamaz.

    tartışma seviyesinin bu kadar aşağılarda olduğu bir zamanda, çıkıp da bu geniş literatür taraması ile hiçbir hakaret içermeden yapılan analizlerle (ve hepsi de alanyazına dayandırılarak) tam bir makale yazmıştır sevgili yazar. içeriğine katıl/katılma. katılmıyorsan zira bu üslupla gel ve karşı makaleni yaz. işte o zaman tartışma dediğimiz şey olur.

    böyle yazıları ön plana çıkarmayı çok arzuladığım için abartarak devam edeyim.
    bir araştırma görevlisi olarak, bir çalışmayı yaklaşık 1 senede tamamlıyorum. kendisi bir gecede önümüze fırlattı. intihal yoktur umarım!

    saygılarımla...
  • 147
    dursun aydın özbek'in yandaş medyasında yazmayaydı iyiydi. :(

    şaka bir yana, galatasaray dergisi'nde yazar olduğunu öğrenmemle beni çok mutlu eden yazar. galatasaray ile ilgili her kurumda, kulube gönülden bağlı, arma sevdalısı, gerçek galatasaraylıların güçlü bir şekilde var olması şartoğlu şart. hayırlara vesile olmasını dilerim.

    galatasaray.org'a tıklayarak bile bu yönetime para kazandırmamaya yemin etsek de, senin için yeminimizi bozup dergiyi alacağız.
  • 178
    (#2085295)
    elinize sağlık. yalnız yüksek müsaadenizle birkaç noktaya değinmek istiyorum:

    -rusya'nın sscb'ye dönüşmesinden şans olarak bahsederken kurtuluş savaşı'nda sağladığı silah ve lojistik destekten de bahsetseniz daha iyi olurdu bence. bu noktada hatta sscb elçiliğinin, türkiye'de açılan ilk elçilik olması ve "zalimlere karşı" ortak hareket etmesi ile sscb'nin, ırkçı ermeni eğilimlerinden derhal desteğini çekerek doğu cephesinin dertlerinden de ülkemizi kurtarmasını göz ardı etmemekte fayda var. bunlar hayati etkenler.
    -nazilerle anlaşan ismet inönü, sscb'yi böylece kaybetmemiz ve sonunda nato'nun kucağına düşmemiz yine önemli bir dönüm noktasıydı.
    -yine köy enstitülerinin ismet inönü tarafından kapatılmaya başlanması ve ilk dış borcun yine kendisinin döneminde alınması ile "demir ağ" örmekten vazgeçerek amerika'dan alınan borçlarla yol yapılması ve o yollarda kullanmak üzere borçla araç satın almamız ve giderek sahip olmadığımız petrole bağımlı hale gelmemiz

    gibi kritik noktalarımız mevcut.

    bunların dışında, ben bugün şöyle bir yazı yazdım;
    (bkz: #2085124).
    kendisi atatürk'ün menemen ile ilgili ilk tasarrufundan dolayı pişmanlık duyduğunu belirtmiş. kapalı kapılar ardında neler konuşuldu çok bilemiyorum ama bugün geldiğimiz noktada bunun bir hata olduğunu, siyasal islamcıların demokrasi veya eğitim ile bertaraf edilemeyeceğini, hastalıklı hücrelerden tamamen kurtulmak gerektiğini; ancak sonrasında yani devrim tam bir askeri zafere ulaştıktan sonra eğitim ve yatırımlarla tamamlanabileceğini bizzat yaşıyoruz.
    nasıl bugün ışid militanını topluma döndürmek olanaksızsa (aksini iddia edenle her ortamda tartışabilirim rahatlıkla), o zaman da örnek teşkil edecek cezalar verilmeliydi.

    uluslararası komisyonlar tarafından her adımı izlenen dersim ayaklanması ve bağlı efsanelerle ilgili arkadaşımızın söyledikleri ise apayrı bir tartışmanın konusudur.
    ortada devletin varlığını tamamen reddeden, görüşme taleplerini bile geri çeviren ve devleti temsil eden güçlere kalleşçe saldıran bir topluluk bulunmaktadır. devamında yapılanlar tamamen insancıl mıdır? tartışılır. daha beteri yapılabilir miydi ve o dönemki örnekleri nasıldır? çok daha kanlı ve barbarcadır. aynı dönemlerde sadece kuzey irlanda'ya veya sscb'ye bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. keşke olmasaydı der miyim? elbette keşke yaşanmasaydı ama kaçınılmazdı ve sonuçlarına baktığımızda verilebilinecek tepkiler arasında makul olanın tercih edildiği görülecektir.

    sonuç olarak; biz bitmedik.
    mesela menemen'de yaptığı hatayı tekrar etmememiz gerektiğini öğrendik.
    düşmanlarımız "kanlı mı olacak kansız mı" derken, ne demek istediğim daha iyi anlaşılmıştır diye düşünüyorum.

    bu topraklarda bazı şeyleri oturtmak için medenice tartışmanın sonuç vereceğine inanmak, kopmuş gelen bir çığı konuşarak vazgeçirebileceğimize inanmaya eşdeğerdir ne yazık ki.

    gerçi sadece bu topraklar için değil, biraz tarih incelerseniz tüm insanlık tarihi üç aşağı beş yukarı böyledir. o yüzden machiavelli'nin tezleri yüzyılları aşar, sun tzu'nun tezleri modern iş hayatına uyarladığı zade bile geçerlidir, o yüzden caesar'ı nerdeyse herkes tanırken pompeius'u sadece gerçekten ilgilenenler hatırlayacaktır.

    ama olsun güzel oldu. boyut açtı. zihin açtı.

    eline sağlık tekrar.
    enseyi de karartma lütfen :)
  • 164
    (bkz: #2079011)

    5. günün şafağında çıkıp gelen gandalf gibi dolu dizgin gelmiştir. son zamanlarda yaşananlar canına o kadar tak etmiş olacak ki söz konusu entry'e can vermiş. bu entry çok uzun süre önce engellediğim bir bireyle alakalı olmakla birlikte aslında bu gibi bireylerin mensup olduğu çok daha geniş bir güruhun incelemesi olmuş. ellerine sağlık. inşallah dönmüştür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın