• 28
    kurumsallaşmak istikrar demekse, altını oymaya çalıştıgın adam telefonu açmadı diye işten kovamazsın. hadi işten kovuyosan o çok övündüğün “kurumsallığın” gereğidir kendisine tebliğde bulunmak. kurumsal olmak demek, adamı kovduğunu basından kızından vs öğrenmek değildir.
    kurumsallaşmak demek, bireylere bağlı kalmamak demektir, birey değil şirket demektir. ama sen yine kurumsallığın gereği, göreve geldiğinde her kademeyi yeniden yapılandırmak adına bireyler atamış adamı işten attığında, onunla birlikte gelen herkesi de gönderdiğinde bu kurumsallık olmuyo.çünkü tabiri caizse onun “yanlılarını” da göndermek, buranın hala bireye bağlı olduğunu gösterir. he daha kurumsal olmadık ki diyen çıkar elbet, mancini’yle birlikte mi başlıyoruz kurumsallığa? ona göre hareket edelim.

    ben kurumsallaşma adına henüz çok fazla bi hareket göremedim yönetimden.. ortada dönen bu kurumsallaşma lafları, önce ali dürüst-abdurrahim albayraktan, nihayetinde de eleman dedikleri o yaşayan en büyük galatasaray efsanesinden kurtulma planının bir parçasıydı.
  • 29
    bakın, kurumsallaşma windows'ta bir klasörden diğerine dosya taşımak gibi bir şey değildir. "14 seconds remaining... 13... 12... ah evet kurumsallaştınız" diye bir şey yok yani.

    bilgisayar oyununda bina yapar gibi de kurumsallaşamazsınız. zira söz konusu kurumsa o mevcut zaten; galatasaray spor kulübü.

    kurumsallaşma, o kurum dediğimiz yerde, kuralların (code of conduct) belirlenmesi, ve bireylerin bu kuralları içselleştirmesiyle mümkündür. yoksa on bin tane kurum yarat, kimse sallamasın, kurumsallaşamazsın.

    kurumsallaşmış bir yerin başkanı sabah "hocayla devam etmek istiyoruz, son 48 saat" deyip, akşamında bir öfke nöbetiyle o hocayı kovamaz. üstelik bunu hocaya haber bile vermeden, bizzat konuşmadan, deklare etmeden yapamaz. amerikan filmlerinde görürsünüz bazen (örneğin george clooney'in up in the air'i), bir şirkette biri kovulacağı zaman hr müdürü karşısına alır, deklare eder, hukuksal şartlar konuşulur, vs. şirket olayının kralını kurmuş memleketlim (belçika) ünal başgan'ın bunu bilmemesine imkan ihtimal yok.

    düşünün, çoğunuz beyaz yakalısınız, kurumsallaşmasını tamamlamış şirketlerde çalışıyorsunuz. bir gün iştesiniz ve müşterinizden mail geliyor: "selam, kovulmuşsun hacı, ne iş?". patron sizinle gelip birebir konuşmamış, kovulduğunuzu beyan etmemiş, çözüm yolu aramamış, bir şeye sinirlenmiş ve siktirsin gitsin demiş. bu mu kurumsallaşma?

    kurumsallaşmış bir kulüp hocasıyla yollarını nasıl ayırır? başkan (normalde başkan muhatap olmaz, olmamalı da, haydi fatih terim başkana bağlı diye başkan diyelim) diyelim artık çalışmak istemiyor. aradı, ulaşamadı. bir şekilde acil bir toplantı ayarlar, gerekirse asistanlarıyla konuşur, hocayı bağlamalarını söyler. en olmadı kalkar florya'ya gider. hocayla toplantı yapar, sorunları anlatır, ya da eğer kararı kesinse, kendisiyle daha fazla çalışmak istemediklerini beyan eder. takımın önünde 2 önemli maç (lig maçı ve şampiyonlar ligi) olduğu için bu maçlar bitene kadar takımın başında kalmasını rica eder, gerekirse medyaya aynı gün ya da juventus maçı sonrası bilgi verir, konu kapanır.

    bizim başkan ne yaptı, toplantıda fatih hocayı aradı, hoca açmadı, başkan da dellendi ve kovdu. kusura bakmayın ama, bu tam o kurumsallaşamamış, dalga geçtiğimiz güney italya, romanya'nın falan çılgın başkanlarının yapacağı türden bir hareket.

    kurumsallaşma.exe geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak.
  • 30
    epey çiğnedik bu sakızı, epey geviş getirdik. fakat ben bu kurumsallık martavalını, baba henüz ölmeden yapılan miras mücadelelerine benzetiyorum.

    bence proje belli; elde ettiği onca gelire rağmen kulüp boğazına kadar borca sokulacak sonra da legal kurumsal bir takım düzenlerle kulübün taşınmazlarına çökülecek. sat riva'yı, florya'yı; git selim paşa'dan, silivri'den aynı fener'in tekir yaylası gibi sikkodan seksen yüz dönüm arazi al, üzerine iki üç tane havuzlu baraka yap, milletin gözünü boya, işi bitir.
    uzun uzadıya yazmaya gerek yok. allah aşkına açın bir excel dosyası ve şu kulübün elde ettiği gelirleri kabaca bir hesaplayın. kulübün borçlarına ve bu borçların hangi yetkilerle, kimler tarafından ve en önemlisi hangi mantıkla, ne tür menfaatler gözetilerek yapıldığı üzerine biraz kafa yorun.

    riva, florya ve ada... hepsinin akıbeti ali sami yen arazisi gibi olacak. kurumsallık bu konuda çok iştahlı.

    allah galatasaray'ı kemirenlere fırsat vermesin. tez zamanda teşvikiye camiinden tahtalıköye uğurlanırlar inşallah.
    tabutunuzu s...
    o liseden aldığınız diplomaya s...
    galatasaraylılığınız batsın.

    yok mu la şu galatasaray'da "aga bu kulübün gelirleri nereye harcanıyor, neyi satıyorsunuz, kime satıyorsunuz" diyecek bir galatasaraylı?
    şu camia içerisinde galatasaray'a gönül vermiş insanları düşünen birileri yok mu la hakikaten?
  • 31
    bu sözlükte kurumlaşma lafını ağzına ciklet yapanlardan gına geldi. kurumlaşma ile başkanı alaya alıp, küçümseyenlerden , kurumlaşmanın ne olduğunu anlamayanlardan, anlamamazlıktan gelenlerden gerçekten sıkıldım. bulalım para babalarını onlar yönetsin kulübü. bunu yapanlarda yok şu spor basını bizim hakkımızda böyle yazdı, yok bizi küçük düşürdü demesin. sen onlardan daha çok galatasarayı küçük düşürüyorsun.
  • 32
    bu kurumsallaşma lafını yerme amacıyla kullananların büyük çoğunluğunun fanboyluk müessesesine bağlı çalışmalarını son hızla devam ettiren, yabancı düşmanı kişilerden oluştuğunu müşahede etmiş bulunmaktayım.
    çok da temiz bi tanım buldum başlıkla ilgili; "patronunun kim olduğunu bilmediğin firma" yani bu demek oluyor ki kurumun menfaati için herkes eleman.
  • 34
    bazı örnekleri şunlardır:

    - drogba ile prim pazarlığı yapmak.

    - sneijder'in hocayı şikayet etmesini dinlemek.

    - futboldan ne kadar anladığı belli olmayan bülent tulun'a transferleri teslim etmek.

    - kütahyalı'ya telefondaki sms'leri servis etmek.

    - lütfi arıboğan'ı florya'da disiplini sağlamak için görevlendirmek.

    - ultraslan'ı florya'ya sokup, futbolcuları tehdit etmesini sağlamak.

    - albayrak, ali dürüst, adnan öztürk gibi adamları yönetimden kovup yerlerine sokakta kimsenin tanımayacağı ve halen ne yaptıklarını bilmediğimiz adnan nas ve şükrü ergün gibi yöneticileri almak.

    - uefa cl grup çekilişine herkes kulübün üst düzey yöneticilerle giderken karısını koluna takıp kura çekilişine gitmek.

    ancak bütün bunlar olursa bir kulüp pürüpak kurumsal bir kulüp olabilir, biz hepsini başardık.
  • 37
    kabesi sinan engin ve ridvan dilmen olanlarin karsi ciktigi olay; "biz turkuz kurumsallasma bizim neyimize" diyenler mumkunse gitsin orta asya'ya cig et yesin, kimiz icsin, at ustunde sicsin ve cirit sporuyla ilgilensin.

    derwall geldi ve galatasaray'a ve turk futboluna cag atlatti kac sene sampiyonluk bekledi derwall bilir misiniz ha? derwall'in mirasidir zamanin kupa 1 ve kupa 2 yari finalleri. galatasaray turkiye'nin yenilikci yuzudur. kurumsallasma ise olmazsa olmazdir.
  • 41
    http://devrimderki.blogspot.com/...tif-direktor-ve.html

    kesinlikle olması gereken örnek bu. (nokta)

    ama bu başkanın değişmesiyle olacak birşey değil, yapının değişmesi gerekiyor. ali dürüst gelsin, adnan öztürk gitsin eeeee sonraa??
    bir kere seçim vaatlerini duydunuz mu?? bayern munich de ki yapıyı getirebilirlermiymiş yoksa liseden abileri* kızarmıymış??neymiş çok dobra konuşuyormuş galatasaraya adetlerini biliyormuş çok kibarmış. kişilik özelliklerini boşverelim, biraz aklındakileri düşüncelerinden bahsetsin bakalım, nasıl bir galatasaray istiyormuş, yoksa goygoya devam mı?
  • 42
    galatasaray'da var olduğunu(!!!) 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçındaki manzara ile gösteren olgudur.
    utanıyorlar mı acaba?
    not: konunun fatih terim ve ekibiyle bir ilgisi yok. tamamen kurumsallaşacağım diyen başkanın olduğu yerde hava şartlarının bilmem kaç gün öncesinden bas bas bağırılmasına rağmen dalga geçer gibi 6-7 kişi ile temizlik yapılmaya çalışılmasıdır bütün problem.
  • 46
    kurumsallaşma nedir sorusuna verilecek tonlarca cevap bulunur, kurumsallaşma ne değildir ise biraz daha önemli sanki

    misal;

    sözleşmesi biten, verilen ücreti beğenmediği için sözleşmeyi uzatmayan aydın yılmaz'ın başka bir kulüple anlaşamaması üzerine (ki hiç bir takımla anlaşma yolunda olduğuna dair bile haber çıkmadı) istediği para verilip yeni sözleşme imzalattırılması kurumsallaşma değildir.
    sözleşmesi biten ve başka kulüp bulamayan aykut erçetin'e yeni sözleşme yapılması kurumsallaşma değildir.
    milyon dolarlara transfer edilen oyuncuların anadolu kulüplerine, kulüp yöneticilerinin fitre zekat miktarına ulaşmayan bedellere verilmesi kurumsallaşma değildir.
    kendisinden transfer edilmek istenen kale direğine kapıyı 4 milyondan açan kulüplere, bedelinin 10 kat altına yerli oyuncuların gönderilmesi kurumsallaşma değildir.
  • 47
    kulübümüzdeki yeni yönetim anlayışıdır. kurumsallaşmanın olduğu yerde bireysel inisiyatif yoktur. insanlar bir mekanizmadaki dişlilerdir. nerede ne zaman dönecekleri önceden belirlenmiştir.

    kulübümüz kurumsallaşma adına taraftarları, eski futbolcuları, yönetim kurulu, eğitim vakfı ve diğer tüm birimleriyle karşı karşıya kaldı. çoğu kişi bakımından kurumsallaşma babında fatih terimin gönderilişi, sistemin gereği olarak görüldü. doğrudur ya da yanlıştır. polemiğe gerek yok.

    fakat ne kurumsallaşma?

    en başta, ünal aysal geldikten sonra futbol takımını ele alalım;

    11/12 sezonu transferlerde gelen giden farkı: -1.575.000 €

    o günden bugüne kalan topçuların oranı: 5/12 (şu an başka kulüplerde olan 4 futbolcu kapsama dahil değildir, dahil edilirse 9/12)

    12/13 sezonu transferlerde gelen giden farkı: -26.425.000 €

    o günden bugüne kalan topçuların oranı: 9/12 (şu an başka kulüplerde olan 2 futbolcu kapsama dahil değildir, dahil edilirse 11/12)

    13/14 sezonu transferlerde gelen giden farkı: -40.035.000 €

    sezon sonu büyük ihtimalle de yaprak dökümleri olacaktır.

    varıp baktığımızda bu sürecin en iyi transferleri elmander, geleceği dönem daha hoca belli değilken açıklanmıştır. ya tutarsa prensibi hakimdir. kurumsallığa yakışmamıştır.

    felipe melo, tüccar olarak görülmesine rağmen son 10 yılın belki de en verimli transferi olmuştur. kendisi yerine defalarca wellington ismi konuşulmuştur, döneminin hocası tarafından yoğun ısrar sonrası takıma kazandırılmıştır.

    fernando muslerabüyük bir mali yükle elde edilmiş ancak parasını sonuna kadar haketmiştir.

    wesley sneijder döneminin hocasının isteğinin dışında transfer edilmiş, yine de sahanın dışında bırakılmamıştır.

    didier drogbakendisinin transfer kulüpte başkanından aşçısına kadar herkesin başarısıdır.

    tomas ujfalusi popescu modelinin geri getirilmesi için geldi, sayesinde semih kaya kazanıldı.

    arda turan kadroda tutulamadı. isteği üzerine yurt dışına gönderildi. belki de en az sorunlu şubelerden biri oldu futbol şubesi. hoca değişikliğindeki sancı sayılmazsa göz önünde az bulundu hataları.

    geçiyoruz basketbola;

    ilk maddemiz ilkan karaman. galatasaray ve karşıyaka cepheleri o zaman 1 senelik kiralık gönderildiğini söylüyorlardı ancak daha sonra ortaya çıkan ilkan'ın bonservisiyle 1+1 yıllık sözleşme imzaladığı oldu. karşıyaka da oyuncuyu alıp fenerbahçeye peşkeş çekti. şube sorumlusu murat özyerin açıklamaları ise evlere şenlikte. futboldaki kurumsallaşma basketbolu teğet geçmeye başlıyor.

    diana taurasi. sen taurasiyi elinde tutama, büyük hedeflere büyük basketçilerle değil küçük isimlerle yürü. bazen ismin tutacak yıldızları, vermiceksin izin gitmesine, sendeki imkanları kimsede bulamayacaklar.

    kristijan nikolov meselesi apayrı. 1 senedir pasaport olayını çözemedik. başarılı sonuçlardan sonra mikrofon hastalığı olan yöneticilerimiz kendisi hakkında hala bir çözüm bulamadı.

    lindsey whalen. alacaklarını tahsil edemediği için sezon içinde klasmanının en iyi basketbolcularından birini elden kaçırdık. yerine lindsey harding geldi. sanırım bim versiyonu kendisinin. tutmadı tabi aşı.

    david hawkins hap atıp patlarken farkına varılmaması benim içimi acıtan birşey. mereti bilirim. kullanan kişi kendini belli eder. maçtan önce içecek hale gelen kişi, bildiğin o meretin müptelasıdır. senin takımı üzerine kurduğun birisinin bu hareketi göremiyorsa görevliler, burada bir eksiklik vardır.

    atletizm: atlet mert baş'ın yerine yarıştırılan turgay levent ve galatasaray kulübü ile antrenör hasan özbakır hakkındaki dosya incelendi. sonucunda ceza var ama kurumda herhangi bir istifa yok.

    hentbol: 2013 ocağında kurulabileceği söylendi, o tarihten beri en ufak bir adım bile atılmadı.

    2011 seçiminde liste:

    semih haznedaroğlu,
    ali dürüst,
    sedat doğan,
    celal gürcan,
    mete başol,
    refik arkan,
    adnan öztürk,
    ali gürsoy,
    aka gündüz özdemir,
    adnan nas

    yönetim kurulu yedek üye listesi:
    ahmet ocaklı,
    abdurrahim albayrak,
    emir sarıgül,
    mehmet cibara,
    necati demirkol

    2013 seçiminde liste:

    özkan olcay
    ümit özdemir
    dursun özbek
    şükrü ergün
    sedat doğan
    aka gündüz özdemir
    mete ikiz
    emir sarıgül
    mehmet cibara
    adnan nas

    yedek liste
    ahmet yüce ocaklı
    mehmet ipekdokuyan
    mehmet karlı
    necati demirkol
    ebru köksal

    10 yönetim kurulu üyesinin sadece 2' si devam etmektedir.

    kurumsallaşmak devamlılık gerektirirken 2 yılda bu kadar ayrılıkların olup yeni sorumluların gelmesi, kafalarda soru işaretleri uyandırmaktadır.

    umarım, yola çıktıklarını yolda bulduklarınla değiştirirsen yolda kalırsın sözü gerçek olmaz.
  • 49
    resmi sitede yoneticilerimizden birinin evliliginden oturu yayinlanan tebrigin de dahil olup olmadigini merak ettigim hede.

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/19993.php

    yanlis anlasilmasin, sayin sedat dogan'i ben de tebrik ediyorum. ancak bu aciklamanin resmi sitede isi ne? eger kurumsallasiyorsak, avrupa'nin buyuk takimlarina benzemeye calisiyorsak resmi sitemizi daha ciddi kullaniyor olmamiz gerekmez mi? chelsea'nin, real madrid'in sitesinde "su su yoneticimiz evlendi, tebrik ederiz" gibi bir aciklama gordunuz mu bugune kadar?
  • 50
    (bkz: #1460904)

    uzun uzun yazmıştım, şimdi bir de kısasını yazıyım.

    izet hajrovice ödenecek tazminat ve yaz kampına hocasız katılacak olan ilk takım olma.

    gündoğdu hep uyandık google' a dayandık
    teknik direktör uğruna fifa cm fm' ye dadandık

    takımımız kurumsallık takımı, aşık eder herkesi
    üstümüzden eksilmesin gri bulutların gölgesi

    sandılar taraftar uyudu, hoca nerde diye kudurdu
    taraftarın endişesini tüm dünyaya duyurdu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın