kemal belgin

• 101

  hakan şükür'ün adını ağzına almayacağım diye çok uğraşmasın. istese de başaramaz. hakan şükür'ün adını anmamak için türk futbol tarihini baştan yazmak gerekir.
• 102

  sen hakan şükür'ün adını ağzına alsan ne olur almasan ne olur ? neyi ispat etmeye çalışıyorsun ?
  temsil ettiğiniz zihniyet şehit cenazesi var diye 23 nisan resepsiyonu iptal edip kendi kızına çalgılı çengili kına sonra da düğün yapan bir zihniyet olduğundan şaşırmıyorum ama sen ve senin gibiler şunu bilsin; kupaları, şampiyonlukları, istatistikleri silemezsiniz
  "hakan şükür'ü reddetmek matematiği reddetmektir" bu kadar basit.
• 103

  ben hakan şükür'den çok uzun yıllardır nefret ederim,
  ama ben bile hakan şükür demeden önce besmele çekerim.
  
  ki çok da inançlı sayılmamama rağmen...
• 104

  hakan şükür demeden önce ağzını çalkalaması gereken pek yaşlı spor yazarı.
• 105

  bu sezon kendisi ömer üründül'le trt'de şampiyonlar ligi programlarının yorumculuğunu yaptı.
  
  ha işte hakan şükür ve arkadaşları olmasa yorumlayabileceği en iyi aşama 3. ön eleme turlarıydı.
• 106

  üzüm üzüme baka baka kararır misali hıncal uluç'la program yapa yapa üstaddan beter formata girmiş olan abimiz.
  
  (bkz: 90'a)
• 107

  bugünkü köşe yazısında jan olde riekerink'e defalarca altyapı hocası demiş, yazıda yer yer mustafa denizli'yi övmüş yazar. çeşme'de rakı balığı kapmış anlaşılan.
  
  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
  
  edit:imla.
• 108

  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
  
  beyninde örümcek olan bu süper zeka yorumcu arkadaşa sorarım. muslera denizli zamanında yok muydu? neden muslera zamanında maç kazanamadı yalaya yalaya bitiremediğiniz denizli? muslera ile şampiyon olsaydı ya. ama işte o hıcal'ın denizli ile dostluğu var ya. o yazdırıyor bunları size.
• 109

  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
  
  dayının kafa yanmış iyice. haber verin de ilaçları aksatmasın.
• 110

  'muslera isimli dünya üçüncüsü, güney afrika şampiyonu bir kaleci'
  
  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
  
  (bkz: fernando muslera okechukwu)
• 111

  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
  
  genel olarak yorumlarını beğendiğim yorumcudur. türk spor medyasındaki nadir 'dobra' denilebilecek isimlerdendir. ama bugünkü yazısı riekerink'e karşı kendi üslubu hep bu şekilde olmasına rağmen yanlış bir yazı olmuş. ancak yazıda mustafa denizli'yi övdüğünü düşünmüyorum, aksine kendisi denizli'yi hep eleştirmiştir, yazıda da denizli'nin galatasaray'ın kondisyonunu dibe vurdurduğundan bahsetmiş. riekerink'i de tabii ki eleştirebilir ama kullandığı üslup, altyapı hocası demesi hoş olmamış.
• 112

  maclari gözüyle izlemedigine kanaat getirdigim pacavra.
  
  --- alıntı ---
  
  maçın 52 dakikasını tek bir hata yapmadan, bölgesini iyi savunmasının yanı sıra aldığı topları da iyi servis eden sabri’nin yerini cavanda’ya bırakması g.saray’ın yeni anayasasında mı yazıyor acaba?
  
  --- alıntı ---
• 113

  muslera'yı afrikalı sanan yazar.
  
  dayı adam uruguaylı. ne afrikası ne güneyi aq. afrika'yı sadece aslan belgeselinde görmüştür muslera.
• 114

  sözlük yazarlarının zamanından çalan spor özürlüsü insanların bir diğeri. ayrıca bu adam fenerbahçe kongre üyesi değil mi ben mi yanlış hatırlıyorum?
  
  ha bir de, https://goo.gl/3KDPDe
• 115

  ''sen evlat sabri'yi nasıl oyundan alırsın?'' demek yerine 1 sayfa yazı yazmış kişi. tüm mesele bundan ibaret.
  
  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...l-belgin/593702.aspx
• 116

  biraz aklı vardı onu da hıncal aldı. vah kemal belgin vah. vah ki vah. mustafa denizli'nin çilingir sofrasındaki dinazor arkadaşları.:)
• 117

  spor camiası,futbol yazarlığı konusunda üç aşağı beş yukarı bunun gibi tiplerden oluşuyor. yaşı 60'ın üzerinde olan, gelişmeleri not bile alamayan, istatistik biliminden falan bihaber, sorsan doğru düzgün takım kadrosu bilmez, eline kağıt tutuştururlar bunu söyleyeceksin derler sahipleri ne istiyorsa birbirlerini dinlemeden tv ekranında beyinlerini kiralarlar. dewall geldi de bunlar futbolu öğrendi. ama futbolun hala öğrendikleri gibi kaldığını zannediyorlar. çok değil 3-5 seneye azalarak bitecekler.
• 118

  --- alıntı ---
  
  +kemal belgin: van persie'nin tombala hareketi için fotoğrafı çeken muhabiri tebrik ederim. yayıncı kuruluş hahaha* zaten yabancıların elinde bunları zaten göstermiyor.
  -aspor sunucusu : efendim yayıncı kuruluş biziz.
  
  --- alıntı ---
  
  hahahahha
  
  https://twitter.com/...s/828610070002987009
• 119

  resmen hıncal uluç'u taklit ediyor lan bu adam. fener'in hıncal'ı da ben olacağım psikolojisi içinde olduğunu düşünüyorum.
  
  konuşmalarındaki vurgu ve tonlamaları birebir hıncal. bak samimi.
• 120

  şu an yayınlanan 90'a programında medyayı eleştiren aykut kocaman'a; "herkes hız yaptı, radara biz yakalandık" derken neyi kastettin diye sordu:)) bence hiç konuşmasın dedi:)
  
  edit: "aykut kocaman bu kadro ile oynarsa, yine radar lazım olacak" dedi:)))
  puhahahaha
  
  edit2: https://twitter.com/...s/902604205642444800
• 121

  daha önce bahsi geçmiş, görüp artırıyorum. fener'in hıncal'ı olmaya çalışmasını geçiyorum, gerçekten olabilecek bir adam. hıncal ve monşerliğinin toplumda bizim kulübe yönelik algıya cuk oturması gibi, bu abinin de üst düzey eğitimine rağmen sahip olduğu kahvede eski maç anıları anlatan yaşlı dayı havası toplumdaki fenerbahçe algısına uygun.
  
  bu aralar çıktığı, ismine kadar 90 dakika çakması olan programda bir de beşiktaşlı amca var. o da amatem kamu spotu gibi maşallah, o da kulübüne cuk oturmuş mesela. zamanında aziz üstel'le ömer çavuşoğlu bir program yapıyordu. yine aynı ayar. "demek bu amcalar, stereotiplere oturmalarından dolayı hala program yapabiliyorlar" diye düşünmeden edemiyorum.
  
  komiklik ve/veya holiganlık yapmadığı halde programa çıkabilen ve stereotip olmayan 60 yaş üstü spor yorumcusu bulunca entry'yi edit'lerim artık. beleşe çıkan ömer üründül sayılmaz.
• 122

  hıncal kendisinin tırnağı olamaz. gerçekten objektif bir değer. ölünün arkasından konuşmak gibi bir huyu yok mesela.
• 123

  bugün tarihli "bir zamanlar futbol" adlı programda 1951 yılında fener ve beşiktaş'ın, galatasaray şampiyon olmasın diye yaptıkları şikeyi anlatan gazeteci. spiker ile ilk defa duymuş. ya da öyle davrandı bilemiyorum.
  
  twitter hesabı olsaydı 1943 yılında yine fbjk tayfası tarafından yapılan şikeyi de soracaktım.
  
  edit: 1953 değil 1943 olacakmış.
• 124

  kendisinin bugün tarihli bir zamanlar futbol programında bahsettiği şikeli maçlar ile ilgili dökümantasyon:
  
  --- alıntı ---
  
  "1951 yılında fenerbahçe inönü stadinda beşiktaş ile yapacaği lig maçina sirf galatasaray şampiyon olmasin diye herkesin gözünün içine baka baka sahaya iki lisnassiz futbolcu ile çikarak, bilerek isteyerek hükmen mağlup olmuş...
  
  bu rezalet fenerbahçe'nin önde gelenlerinden ve taraftarlardan büyük tepki görmüş.. üstüne üstlük.. efsane futbolcu lefter bu maçta öyle bir penaltı kaçırmış ki evlere şenlik.. işte o penaltı günün gazetelerinde """lefter'in akıllara hayret verici penaltısı uzun müddet bizzat fenerliler tarafından yuhalanmıştır""" şeklinde yer almış.
  
  yaşananlari kisaca özetlemek gerekirse;
  
  1951 yılı istanbul ligi son maçlar (galatasarayın 1 maçı eksik) 8 nisan 1951. son maç beşiktaş-fenerbahçe. fenerbahçe, beşiktaşı yenerse, galatasaray eksik maçını kazanması halinde şampiyon. beşiktaş, fenerbahçeyle berabere kalır yada kazanırsa beşiktaş şampiyon. fenerbahçe maça iki tane lisansız futbolcuyla çıkıyor, maçın hakemi maçı başlatmadan önce uyardığı halde bilerek ve isteyerek hükmen mağlup oluyor, galatasaray şampiyon olmasın diye. oynanan maçı da beşiktaş 3-1 kazanıyor.
  
  bazı gazete ve mecmualar """güzel bir formülle(!!!) sahaya gayri nizami iki oyuncu ile çıkan fenerbahçe beşiktaş’a borcunu ödedi.""" derken bazı gazeteler de “borç ödendi alacak ne idi” diye başlık atarken sonradan mesele çok daha iyi anlaşılmış.
  
  meğer fenerbahçenin 1943 yılından bir borcu varmış beşiktaşa....
  
  meğer bu maçtan yaklaşık 8 sene önceki hesap şöyle oluşmuş.
  
  tarih 23 mayıs 1943. günlerden pazar.
  
  şeref stadında milli küme karşılaşmalarının sonuncusu beşiktaşla fenerbahçe arasında oynanacak. eğer maçı beşiktaş kazanır veya berabere kalırsa galatasaray, yenilirse fenerbahçe şampiyon olacaktı. herkes galatasaray aleyhinde iki rakibin anlaştığını iddia ediyordu. nitekim beşiktaşlılar sahaya acayip bir takımla çıkınca dalavere bütün çıplaklığıyla kendini gösterdi. amma beşiktaşlılar efendice(!!!!!) hareket edip, fenerbahçelilerini geçen hafta yaptıkları gibi hükmen mağlubiyeti evvelden kabul etmeyerek kozlarını sahada pay etmek istediler. bu karşılaşmadan evvel fenerbahçe ile yaptıkları üç maçı da kazanan beşiktaşlılar ne olursa olsun, galatasaray şampiyon olmasın diye çıkardıkları şu garip takıma bakın aziz okuyucularım: celadet- saim, ibrahim-hüseyin – ömer - ali- sabri - hakkı –kemal – cahit - şükrü..
  
  ve pek tabi, bundan evvelki son üç maçında beşiktaş'a mağlup olan fenerbahçe eşsiz(!!!!!) bir galibiyet alarak beşiktaşı 4-1 yener...
  
  ertesi gün bu maçı cumhuriyet gazetesine tanınmış bir spor muharriri eşref şefik haberini şu başlıkla yazmıştı.“şerefsiz beşiktaş takimi dün fenerbahçeye 4-1 yenildi”... işte tarih tekerrürden ibarettir derler. çok doğru bir söz. tam sekiz sene sonra fenerbahçeliler, beşiktaşlılara olan şampiyonluk borçlarını ödediler. hem de ne şekilde. faiziyle birlikte. evvela hükmen mağlup oldular. yani beşiktaş-fenerbahçe karşılaşmalarının 90.ıcısı olan maçı hükmen yani 3-0 ve 91.incisi olan hususi maçı da 3-1 kaybederek. herhalde fenerbahçenin kıymetli idarecileri alacaklı olan beşiktaşlılara borçlarını faiziyle ödemekten ziyadesiyle memnun ve mesrurdurlar. bereket versin biz galatasaraylıların buna benzer ne bir borcumuz ve ne de bir alacağımız var.
  
  yukarıda bahsettiğim o meşhur 3-1'lik mağlubiyet ile ilgili olarak;
  
  9 nisan 1951 tarihli son telgraf gazetesinde “dünkü maça iki lisansız futbolcu ile başlayan f.b., hükmen mağlubiyeti kabul etmişti. bu müessif hadiseye inzimamen sahadaki oyunu da 3-1 kaybetti.” başlığı altında halit kivanç’ın yazısı aynen şöyle idi: ... lig şampiyonunu tayin edecek olan dünkü maç, maalesef pek nahoş bir şekilde kapandı ve spor hayatımızın acı vakalarından biri olarak tarihe geçti... ...normal olan şekli f.b. takımının en kuvvetli tertibiyle sahaya çıkması ve rakibini yenmesi idi. bu arada dolaşan dedikodulara aslan inanmıyor ve sarı-laciverdin bu kudretli kadrosunu bekliyorduk. fakat maç saati geldiği anda, inönü stadyumunu dolduran 25 binden fazla seyirciyi hayal sukutuna uğratan bir manzara ile karşılaştık. f.b. sahaya lisansı olmayan iki oyuncu ile çıkıyordu. evet, fener takımı, daha birinci dakikada mağlubiyeti hem de kendisine bir tek puan bile kazandırmayacak olan hükmen mağlubiyeti kabul etmişti. bu demektir ki, sarı-lacivertliler puan ve fikstür icabını suistimal ederek şampiyonluğu beşiktaşa vermeyi uygun görmüşlerdi....f.b. gibi şerefli ve şöhretli bir kulüp, bu gibi kaprislere alet olacak tıyniyette bir teşekkülmüdür? sarı-lacivert şeref dolu tarihinde böyle peşin bir mağlubiyet bulunduğunu biz zannetmiyoruz. f.b. taraftarları dün büyük yeis içindeydiler, günü erken saatlerinden itibaren stada koşan binlerce seyirciyi istismar etmeye kimin hakkı vardı?
  
  ...herhalde bu hadisenin resmi bazı neticeleri de olacaktır. başta böyle bir gayrinizami oyuna müsaade eden hakem olmak üzere müsebbipler hakkında gereken kararların alınması doğru olur."
  
  --- alıntı ---
• 125

  --- alıntı ---
  
  ben galatasaray'ın hocası olsam fernando ile oynamam, kısır bir oyuncu.
  
  --- alıntı ---
  
  işte bu yüzden galatasaray’ın hocası olamazsın, futbol bilgin yetmez. busquest, kante, casemiro, matic gibi oyuncular da yaratıcı oyuncular değil ama takımlarının bel kemiği.
  
  sırf gündeme gelmek için konuşmayın, rezil oluyorsunuz sonra.