kredi notu interli adriano'nun kariyeri gibi olacak bu gidişle.
1927
70 dakika kenarda maç izliyor. sevgi, saygı bunlar işin bazı kısımları. bize icraat lazım daha o kısma gelemedik.
1928
kendisini adaletli olması, çöpleri temizlemesiyle sevmiştik sahiplenmiştik ama o asıl çöpü tabiri caizse yılanın başını* sever, kayırır oldu.
1929
başakşehir maçında podolski'nin 75 dakika kenarda oturmasının sebebini açıklaması gereken teknik direktör.
1930
başakşehir maçında kenardan çok güzel izleyen beyefendidir an itibariyle. takım yenilgiyi kabullenmiş, hocada hamle yok, tepki yok. belki sadece altyapı antrenörü olarak kalmalıydı. zira a takım kendisine emanet edilmez, edilmemeli.
1931
iyi adam, güzel insan, kötü teknik direktör.
1932
ilk 3-4 hafta sistem var gibiydi. sonra brumaspor olduk. şimdi karambolspor. hoca ne oynattığını bilmiyor bence.
1933
kendisini gondermeyi dusunen taraftar yerine adayda soylesin lutfen dedigim td. tamam olmadi bu kim gelsin mesela istediginiz futbolu bu oyuncularla oynatacak ? haftalardir chedjou oynamsin dendi yok. de jong oynuyor. sinan oynasin alin oynuyor. podolski rezalet oynmasin oynamiyor..
eee daha istenen ne. mesela gecen sene 30dk kesilen takim kondisyon durumu ortada. su an yaraticilik sorunu yasiyoruz buda oyuncu odakli sorun. sneijder lazim bize is yapmiyor boyle olunca bruma kilot kalinca bitiyoruz. ayrica 10 haftada nasil sampiyonluk gitti onuda anlamadim.
1934
yabancı seviciler kendisine bayılır. yerli olsa çoktan kafa derisini yüzmüştü bizim yerliler. adam hollandalı müzikten de anlar, futboldan da, mantardan da.
afiyet olsun.
1935
hemen yarın bavulunu toplasın gitsin. takımı isyan etmiyor. demek ki oyuncuları kendisinden çekinmiyorlar. iş ahlakı üst düzey bir takım oluşturamamış. bey falan da yok bundan sonra. hadi eyvallah.
1936
çok güzel, samimi, sempatik ama asla galatasaray gibi bir takımın hocası olamayacak insan ne yazık ki.
1937
hamza ve denizli sonrası, uyuz futbol oynatanlar ekolünden. takım haftalardır kötü oynuyordu ama aynı taktik aynı adamlarla devam etti, bir gram gelişim olmadı takımda. fener'e de yenilirse devra arasını zor görür.
1938
siz bey demeye davam edin, ama bu adamda prandelligillerden bir hoca oldugunu haftalardir soyluyorum ama siz romantizime ve bloglarda guzellemelere devam edin.
1939
bitti hocam bitti, hayallarimizi başkaları değil sen yıktın. resmen intihar ettin.
gün geçtikçe gelişir derken zamanla dibe vurdu takım.
bence bu performans yeterli, isyan etmeyen takım, takım değildir. geçti, tren kaçtı, beylik beylikle kaldı ama ünvanlar tükendi hocam.
allah senden razı olsun, canın da sağolsun ama... amadan sonrasına yüreğim el vermiyor.
ikinci devreyi göremeyecek hocamızdır. ilk çelme başakşehir'den geldi, sonra fener'den 0 puan sonra da bursa'dan 1 puan derken bu seneye elveda diyeceğimiz hocamız.
1942
kendisine yapılan eleştirilerde -ki eleştiri demeye bin şahit ister- herhangi bir geliştirilmesi gereken yönden bahsedilmemiş olan hoca. eleştiri nedir? beğenmediğin bir yönü söylersin takımda ve buna uygun bi çözüm önerisi sunarsın karşılığında.
bunun dışında "bey" kelimesinden espri kasanlar mı ararsın. hamza hamzaoğlu, prandelli'ye benzeten mi ararsın.
saçma sapan yorumlar var. bunlar eleştiri olmuyor ama işte, sıçmık deniyor bunlara.
edit: geçen seneki facia sezondan sadece 2 oyuncunun değiştiği bir kadroyla oynuyor bu adam. unutmayın. serdar aziz ve de jong montesiyle takım daha iyi olacak. ayrıca sabri ısrarını da inanın ben de anlamıyorum.
edit 2: terbiye sınırlarını aşan yorumlar yapılıyor. galatasaray taraftarı hakkında tartışıyorduk geçende beşiktaşlı bir arkadaşımla. gerçekten haklı çıktı çocuk. iğrenç...
1943
nasıl oluyor anlamıyorum her maç 70 dakika bizle beraber maçı izliyor. sezona başladık git gide iyi olacağız derken dibe vurduk.
1944
feneri yenerse kalır yenemezse kovulur işte bu kadar mesele yapmayın.
1945
kendi sahanda iki maç üst üste kaybediyorsan istifa edeceksin. teknik direktör değilsin, koltuğunda oturuyorsun. kaliteli insan olmak başka şey, teknik direktör olmak başka. sene başından beri futbol oynamıyoruz. öyleyse defolacaksın. bu kadar basit. illa küfür mü edelim.
1946
başını sneijder yaktı. hamzaoğlu denen garibandan bir eksiği yok ama sneijder hamza'yı kaç defa ipten almışken riekerink'e hiçbir fayda vermedi maalesef.
keşke sneijder etkisiz kaldığında yeni bir oyun planı üretebilecek kadar esnek düşünebilseydi.
maç kazandığında nasıl buraları doluyorsa kaybettiği zamanda dolacak normal. ben kendisinin öyle ahım şahım hatalar yaptığını düşünmemekle beraber o oyunu o kadronun oynamasının ciddi zaman alacağını düşünenlerdenim. sezon öncesi ilk yarıyı kopmadan kaparsak ikinci yarı bir hamle yapabileceğimizi düşünüyordum haala aynı fikirdeyim.
1949
avrupaya gidemediğimiz sene gelsin olsun üst sıralara oynatsın dedik her geçen gün eritiyor takımıda kendinide. altyapıya git boşver hocalık vasfı hiç olmayan birisi. önceden maça iyi hazırlar, oyunun gidişatını kontrol edemezdi şimdi hiç bir şeyi beceremiyorum. ister feneri orda üç dört fark atalım yinede yok olmaz. kim gelecekse gelsin bundan çok kötü beceremez ha yerli sevici olur söveriz ama bundan daha kötüye gidemez. leş trabzona kaybet adanada bruma sayesinde al son anda golden kurtar e şimdi ne dert? git iyi hatırlayalım seni.
1950
kayserispor maçına olabilir dedik beşiktaş maçına chedjou dedik trabzonspor maçına kısmet değilmiş dedik adanaspor maçına deplasman dedik ama istanbul başakşehir mağlubiyetinin açıklaması dahi olamaz. resmen rezalet. riekerink aynı bizler gibi saha kenarından seyrediyor maçı. takıma en ufak katkısı yok. bu vakitten sonra dikiş tutturacağını da sanmıyorum. fenerbahçe maçında kötü oyun olursa bakın skor demiyorum kötü oyun olursa kendisini istifaya davet ediyorum. boşa kürek çekmeyelim. olmayacak belli oldu. burası staj yeri değil galatasaray kulübü. kendi sahanda 2 maç üst üste kaybetmenin açıklaması yada izahı olamaz. savunması da olamaz. rezaletten bile öte. en kötü sezonlarımız da bile bu kadar kötü değildik aga. (bkz: 4 kasım 2016 galatasaray istanbul başakşehir maçı)