• 52
    iktidarın "bana oy vermeyene hizmet etmem" anlayışından nasibini aldığı için hala doğru düzgün bir stada kavuşamamış olan şehirdir. bir dolu şehre kocaman stadumlar yapılırken, izmir'e öngörülen 15 bin kişilik statlardır. neden acaba? bakın gezi'ye, bakın "bunlaaaar, çapulculaaaar, camiye girdileeeer, polis destan yazdıııı" söylemlerine görürsünüz nedenini.

    bir de şu; bu şehrin tarihi alsancak stadını peşkeş çekmeye hazırlanıyor iktidar. şaşırdık mı? hayır. o stadın panionios stadı olduğunu hiçbir zaman öğrenememiş nesillerin, o tarihe sahip çıkmayı akıl edememişlerin, alsancak'a da sahip çıkamaması normaldir belki de...
  • 53
    türkiye'nin en güzel şehri. izmir'i yaşamayan, görmeyen, kokusunu içine çekmeyen bilemez. anca atar tutar. sandalyesine bok atar, futboluna sallar, stadından bir şeyler tutturmaya çalışır fakat ancak kendini kandırır. izmir ve izmir halkı doğaldır. takılmayın bu sandalye muhabbetine çekemezler izmir dışındakiler güzel memleketimi de ondan bu şekilde osuruktan muhabbetle vurmaya çalışırlar. ön yargılı olmamaya davet ediyorum insanları. ilk önce gezin, görün, yaşayın ve birazcık fikriniz olsun. görmeden, bilmeden zor bu işler.
  • 54
    senede bir kez o da gidebilirsem maç izleyebildiğim* onu da sahaya uzaklığı nedeni ile piç eden şehir. maça* saatler öncesinden gidip kapalıda tek tek tüm koltuklara oturup en iyi olduğunu düşüdüğüm koltukta maçı izledim. sonra ne mi oldu? sahaya yine de uzaktım. önümde de maç boyu malaga'lı oyuncular ısındı. kısmetsizliğin böylesi. istanbul'lu arkadaşlarım yaşadığı şehrin ve istediği zaman arena'da takımını izleyebiliyor olmanın kıymetini bilsin.
  • 56
    fazla romantikliği hiç sevmem açıkçası. çünki romantik olmak demek biraz da bir şeyi olduğundan çok daha farklı gösterme çabasıdır. dozu kaçınca romantikliğin, gerçekten saçma sapan bir ruh hali oluyor insanda. bu yazdıklarım romantizmin her türlüsü için geçerlidir. ve son bir kaç yıldır en nefret ettiğim şey de izmir romantikliği!

    üniversite son sınıf öğrencisiyim. dokuz eylül üniversitesi hukuk fakültesinde okuyorum. bilen bilir, bizim fakülte dokuzçeşmeler kampüsü'nün içerisindedir. kampüs deyince aklınıza koca bir şehirimsi gelebilir ama dokuzçeşmeler ise en fazla bahçesi çok büyük olan; içerisinde spor salonu, yemekhanesi, ayrıca kafeteryası ve halı sahası olan bir kolej büyüklüğündedir. böyle dediğime de bakmayın, dokuz eylül üniversitesi kampüsleri içerisinde üniversite kültürünün en bariz yaşandığı kampüstür dokuzçeşmeler. ayrıca dokuz eylül üniversitesi dendiğinde izmir'de yaşayan birinin aklına gelecek ilk şey buca'dır. buca'yı tanımlamak gerekirse aslında zihniyet itibariyle izmir'den çok başka, hatta anadolu insanının zihniyetinin etkisi ağırlıkla hissedilir. buca adeta zihniyet olarak mini bir anadolu'dur. anadolu'nun her kesiminden insan bulabilirsiniz buca'da.

    ayrıca değinmek istediğim şey, buca çarpık kentleşmenin de en güzel örneklerinden bir tanesidir. yolun ortasında yapılan cami mi dersin, sokağa çıktığında yürüyecek kaldırımın olmaması mı dersin, kıç kıça yapılmış evler mi dersin,yağmur yağdığında sokakların nehirlere dönmesi mi dersin, kaldırımı işgal eden apartman merdivenleri mi dersin, sokaklarda 3 kilometrede bir çöp kovalarının olması mı dersin, insanın aklına gelebilecek her türlü mantıksızlığı ve çarpıklığı buca'da bulmak mümkün. şunu da belirtmek isterim ki buca 436,989 ile izmir'in en büyük ikinci ilçesidir. yani yaklaşık olarak izmir merkezin 1/7'sidir ki bu çok yüksek bir orandır.

    aynı şekilde karabağlar diye bir ilçesi vardır izmir'in. bu da en büyük ilçesidir. nüfusu ise 463,279'dur. karabağlar da buca gibi varoş bir ilçedir ve zamanla izmir merkezin içinde kalmaya başlamıştır yani merkezle gözle görünür bir bağlantısı vardır ve merkez ilçedir. buca'da yaşanan olumsuzlukları burda da yazmayacağım çünkü benzer şeyler burada da söz konusu. buraya karabağlar denmesinin nedeni ise eskiden burada insanların karaüzüm bağları olmasıymış.

    aynı şeyler gaziemir için de geçerlidir. gaziemir genel olarak sanayinin çevresinde oluşmuş bir ilçedir ve buca'nın özellikleriyle tıpatıp aynıdır. nüfusu 126,737'dir ve büyüklük bakımından orta sıralardadır.

    şimdi diyeceksiniz ki be angut sen bunları niçin yazdın. arkadaşlar, izmir'e daha önce gitmemiş olanlar açısından söylüyorum. bu saydığım ilçeler izmir'in nerdeyse yarı nüfusunu oluşturur ve karşıyaka'da, alsancak'ta, bostanlı'da, güzelyalı'da, balçova'da yaşayan adam buraları bilmez! daha önce hiç gitmemiştir oralara, daha önce hiç tacize maruz kalmamıştır, daha önce hiç donuna kadar ıslanmamıştır, daha önce hiç bok kokusunu buram buram koklamamıştır. bu adam sanar ki izmir'in her yeri karşıyaka gibidir ya da alsancak gibidir. bu adam sanar ki buca'da da gazi kadınlar sokağında gezdiğim kadar rahat gezebilirim, ya da asansör manzarası kesinlikle karabağlar'da da vardır yahut gaziemir sanayi en az bostanlı sahil yolu kadar cennetten bir parçadır diye düşünür. sonra da izmir'in sorunları dile getirilince başlar izmir romantizmine. der ki size kordon gibi bir mekan daha var mı türkiye'nin herhangi bir yerinde! der ki izmir'in kızları deniz denizi kız kokar (ki allah'tan izmir'in kızları deniz gibi kokmuyo)! alaçatı'dan, efes'ten, çeşme'den, mordoğan'dan, gümüldür'den, eski ve yeni foça'dan söz açar. sonra da der ki "izmir aşktır!". konuşmasının sonunu da badem bıyıklılara bağlar ve der ki izmir'in özgür bir şehir olduğundan, ayrıca dolayısıyla hükümetin kölesi olmadığından övünür. böyledir izmir romantiği! aslında izmir'e aşık gibi görünür ama işin özünde sorunları halının altına süpürerek izmir'e en büyük kötülüğü edendir.

    bakın arkadaşlar ben yukarıda izmir'in en problemli ilçelerini saydım ve daha konak'ın, karşıyaka'nın bornova'nın hallerini sayıp dökmedim. yoksa bakmayın normalde buralar izmir'in en düzenli ve yaşanabilir ilçeleridir. ancak gel gör ki buralarda da azımsanamayacak sorunlar yok değildir. ayrıca şunu da kabul ederim ki alaçatı, foça'lar, mordoğan, gümüldür, çeşme gerçekten dünyada eşine az rastlanacak mekanlardır ancak bularaların "izmir merkez ile alakası yoktur!". buralar izmir'in tatil beldeleridir. ayrıca şehir merkezinde alsancak, bostanlı, güzelyalı gibi mekanları ve bu mekanların içerisindeki gezilecek yerlerin varlığını ben de inkar edemem. ancak böyle yerlerin varlığı izmir'in bakımsız bir şehir olduğu gerçeğini gerçekten değiştirebilecek kapasitede değil. kimse bana izmir'in en nezih yerlerinden biri diyebileceğin bostanlı'da da olmak üzere o yaz sıcağında bok kokan suni dereleri açıklayamaz, kimse bana sokaklarda doğru dürüst çöp kutusunun bile olmamasını açıklayamaz, kimse bana en ufak yağmur'da rögar kapaklarının patlayıp sokakların fırat nehri'ne dömesini açıklayamaz, kimse bana göt göte üst üste yapılan evleri açıklayamaz... izmir'e gitmeyen arkadaşlar, eğer bir gün merak eder de giderseniz izmir merkezin en güzel yerlerine dahi gitseniz şehrin ne kadar bakımsız ve harabe olduğunu rahatlıkla gözlemleyebileceksiniz. tabi yeni yerleşime açılmış birkaç mevkiyi bu açıklamalarımdan muaf tutuyorum.

    tüm bunlarla birlikte izmir'de ulaşım imkanlarının ne kadar kolay olduğundan bahsedebilirim. sadece 95 kuruş'a izmir'in bir ucundan diğerine gidebilmeniz mümkün. tabi eğer öğrenciyseniz ve eshot kartınız varsa... ya da zihniyet olarak izmir halkının her görüşten insana hoş görülü olmasından bahsedebilirim. yani her insan izmir'de rahatça yaşayabileceği bir yer bulabilecektir. ya da sosyal aktiviteler bakımından izmir'in türkiye'nin çoğu şehrinden daha üstün olduğundan bahsedebilirim. en olmadı size diyebilirim ki izmir'de fiyatlar istanbul ve ankara'dakiler kadar uçuk değil ve kabul edilebilir seviyelerdedir. özellikle tercih yapacak arkadaşlara söylüyorum ki bir istanbul'dan çok daha tercih edilebilir bir şehirdir izmir.

    tüm bunların yanında futbol açısından diyebilirim ki izmir türkiye'nin futbolcu fabrikası şehirlerinden bir tanesidir. her ne kadar takımları birinci lige bir türlü çıkamasalar da aklınıza gelebilecek ünlü oyuncuların çoğu izmir futbol takımlarından patentleri alınarak piyasaya düşerler. ancak tesis anlamında yine çok iyi durumda olmadığını belirtmem gerekir. bunun gibi izmir atatürk stadı'nın içler acısı haline değinmek dahi istemiyorum. tamam belki türkiye'nin en büyük olimpiyat sahasına sahiptir falan fisman ama bu yine de bu stadın köhneliğini gidermeyecektir.

    sonuç olarak diyebilirim ki evet izmir'in tatil beldeleri güzeldir, zihniyet açısından iyidir ve yaşanılır bir şehirdir ancak belirtmem lazımdır ki izmir şehirleşme açısından gerçekten çok berbat vaziyettedir. buna ister iktidar ödenek ayırmıyor deyin isterseniz belediye tembel deyin... izmir artık 1950'lerde kalmış bir şehirdir,yaşlanmıştır ve de hiç de aşık olunacak bir şehir değildir. ayrıca da izmir'in şehirleşme açısından dakka'dan hallice olduğu fikrine de imzamı atarım.
  • 58
    bu sehre 15 bin kisilik stat yapilmasi bir komplo teorisi falan degil, bildigin gercekliktir. bunun nedeni olarak ligde takimi olmamasi gosterilmesi abestle istigaldir. iktidar ve onun yanindaki adamlarin her zamanki soylemleridir bunlar. "onlar gazetecilikten tutuklanmadi", "onlar ogrencilikten hapiste degil", "onlar muhaliflikten az yatirim almiyor". hep ayni laflar. hiç sekmez. neyse ki okuyan bilen gotunden uydurmayan insanlar var. gençlik ve spor bakanligi'nin internet sayfasinda ufacik bir arastirma yaptiginizda su anda afyonkarahisar, batman, hatay, malatya, mersin, diyarbakır, kocaeli, sakarya, samsun ve adana gibi illere de stat yapildigini goruyoruz. ayrica ufak bir arastirmayla ornegin ankara'ya 33 bin, urfa'ya 29 bin kisilik statlar yapildigi gorunebilir. batman, sakarya, afyon, hatay ve daha pek çok ile yapilan ve iyi ki de yapilan yatirimlar var ama izmir'e yok. asiri zeki olmadigimdan ben bunu sportif nedenlere baglayamadim. neden? zira stat yapilan sehirler ligdeki takim sayilarina veya kalabalik nufuslarina gore secilmiyor. burasi acik. peki kriter ne? iste bu soruya verilecek yanit, turkiye politikasini takip edip etmedigimizin ve eger ediyorsak nerede durdugumuzun bir gostergesidir. ne daha azi, ne daha fazlasi.

    http://www.gsb.gov.tr/site/haberler.aspx?news=422
  • 59
    stada gelene kadar bir dünya eksiği olan, ne yerel yönetimin ne de genel yönetimin bu eksikleri gidermek adına hiç bir şey yapmadığı türkiye'nin sadece nüfus bakımından 3. büyük şehri.

    izmir cehapeye oy verdiği sürece temiz su içemeyecek diyen bir başbakanın, metro inşaatını beraber yapalım diyen ulaştırma bakanına kendi yağımızla kavruluruz diyen bir belediye başkanının olduğu ortamda yaşadıkları tesadüf değildir.

    olan halka oluyor o ayrı konu. yapacak bir şey yok.
  • 61
    bugün (9 eylül 1922) güzel izmir'in kurtuluşu!

    bugün emperyalist güçlerin, ağızlarının paylarını aldıkları gün!

    ve ulu önder mustafa kemal atatürk'ün, o unutulmaz sözleri:

    "bütün cihan işitsin ki efendiler, artık izmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır!

    http://www.halkizbiz.com/...utlu_olsun_h4195.jpg

    http://www.izmirdesanat.org/...s/2012/11/izmir1.jpg

    http://web.deu.edu.tr/atiksu/ana18/izmirgir2.jpg

    (bkz: kurtuluş savaşı)

    (bkz: mustafa kemal atatürk)

    (bkz: yaşa mustafa kemal paşa yaşa)
  • 69
    türkiye'nin her yanına stadyum yapılırken, sırf izmir halkı ''eyyy cehaaapeee''' ye oy verdikleri için bu müthiş potansiyeli olan şehre bırakın stadyum yapılmasını çivi bile çakılmıyor. sonra meydanlara çıkıp ''bakın biz böyle müslümanız'', ''eyyyy kardeşlerim'' diye anlatıp dururlar.

    bu şehrin altay, göztepe, karşıyaka, bucaspor, altınordu gibi takımları var ve bu adamlar maçlarını oynamak için manisa'da ki patates tarlasına gidiyorlar. ayıptır günahtır bu izmir'e yapılanlar.
  • 70
    adeta üvey evlat muamelesi gören şehir. ülkeye stat devrimi yaşatan bir iktidar varmış ama bu devrim nedense izmir'e uğramıyor enterasan ülkenin en önemli üç şehrinden biri olan şehire vay anasına sayın seyirciler ihale de gene izmir'in üstüne kalıyor. kırşehirliyim ve 4 senedir izmir'de yaşıyorum iç anadolu'nun her yerini ekonomik yapısından tut zihin yapısına kadar bilirim malumunuz bu ara mevsim normallerinin dışın da bir yağmur var ve şiddetli yağdığın da çok afedersiniz iç anadolu'nun tüm şehirlerinin ağzına sıçar sokaklar da yüreyemezsiniz selden karşıdan karşıya geçmek için dizlerinizin illa ıslanması lazım. yani sadece izmir'de yağmur yağdığın da hayat felç olmuyor mazallah zaten izmir'e yağdığı gibi iç anadolu'ya yağsa insanlar helak olur sokaklar da. büyükşeren ve eskişehir'e gelince zaten adamın yaptıklarının belediyecilik tarihimiz de başka örneği yok belediye eskişehir'e havalimanı yapıyor deseler şaşırmam yani.

    velhasılı kelam bugün izmir'in adam gibi bir stadı yoksa bunun sorumlusu %80 iktidardır %20 belediyedir. iktidar zaten üvey evlat muamelesi yapıyor e belediyede ajitasyonun kralını yapıyor tabi bize ödenek yohh yeaaaaa demeyi unutmuyor.

    burası istanbul

    http://arsiv.taraf.com.tr/...ikte-yuzuyor-156006/

    burası kayseri
    http://www.haberturk.com/...a-olen-baba-ile-kizi

    burası da ankara
    http://www.sabah.com.tr/...eti?tc=67&page=5

    hepsinin de modern stadları var keramet yağmur da değil yani :)
  • 71
    türkiye'de bir şehir.

    (bkz: izmir'de stada çiğdem diyorlarmış)

    belediye başkanlarının büyük heveslerle sünnet şölenlerine giriştiği, belediyeciliğin bir anlamda pipiye indirgendiği ülkede bir şehir.
    bol bol inşaat yapmayı, bu bilimden uzak ve doğa düşmanı inşaatları abartılı bütçelerle yapıp paraları ayakkabı kutularıyla götürmeyi prensip edinmiş bir zihniyetin, türlü gerekçelerle uzak durduğu bir şehir.

    çok değil, bir yerel seçim önce iktidar sözcülerinden birisi açık açık, yerel seçimlerde bize oy vermeyen şehirler hizmet beklemesin derken bugün iki duble yolla, sikko inşaat projeleriyle efsunlanmış herifler gelip burada "onlar konuşur . . . " yazıyor.

    4 senedir izmir'e gitmedim. nasıl bir şehir olduğu konusunda çok bir fikrim de yok. ama stat devriminin izmir'e uğramamış olması düşündürücü. ne biçim devrimmiş aq bu stat devrimi? diktatör franco'nun istediği uyku tulumuyla benzer yönleri var mıymış?
    spora siyaset karışmış, özellikle futbol dibine kadar çamura batmışken neyin stat devrimiymiş bu? milli takımların hemen hemen her branşta gerilerken, koca ülke profesyönel sporcu yetiştirmekten acizken ne devrimi la?

    yol yaptık, boru döşedik, stat devrimi yaptık... sorarlar adama iktidar mısın tesisatçı mı inşaatçı mı?

    izmir'in de bi numarası yok. çekirdeğe çiğdem dediklerini öğrendiğim andan beri mesafeliyim.

    ekleme: adamın biri ne zaman evlenilir-kaç çocuk yapılır doğrudan tarif veriyor, alkollü içeceklerin belli saatler dışında satılması yasaklanıyor, kadınlar nerede nasıl davranmalı iktidar sözcüleri tarafından belirleniyor, ve bu başlık özelinde; yine adamın biri tarafından hangi şehre stat yapılır hangisine yapılmaz keyfi olarak belirleniyor. tüm özgürlüklerin kafası ortaçağda kalmış adamlar tarafından sınırlanıyor. doğrudur, onlar konuşur siz de yaparsınız ama sizin de yapacağınız işe sokayım.
  • 73
    700000 nüfuzu olan ve sporla içiçe olan (basketbol final serisinde anlamışsınızdır seyirci potansiyelini diye düşünüyorum) karşıyaka'ya 15000 kişilik, ikinci lig'de 32000 seyirciye oynayan göztepe'ye yine 15000 kişilik stadyumların inşa edileceği şehir. buna da şükretmemizi isteyenler var. ayrıca herhangi bir yağmurda şehir felç olmuyor. haberleri melih gökçek twitter hesabında takip edeceğinize geliniz, görünüz, öyle konuşunuz.
  • 75
    hırsız yandaşlarının bok attığı şehir. devlet ihaleleriyle ilgisi cümlesinden, metronun dahi devletçe çıkarılmayan ödenek nedeniyle uzun sürede bitirilemediği, ancak benzer mali kaynakların diyanet işleri bakanına lüks olmayan (!) mercedesleri kolaylıkla sunabildiği imkanlarından yararlanamayan, ülkenin batısının incisi konumundaki şehir.

    stadlar proje ve yapım aşamasında olsa bile esas düşündürücü olan, izmir gibi ülkede başı çeken bir şehre bu projelerin geç gelmesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın