276
bunun bahsi açılırken çoğu kişinin bazı şeyleri göz ardı ettiğini düşünüyorum.
ilk olarak, bir tarihçi olarak, her milletin bir hafızası ve bazı tarihi olaylara karşı geliştirdiği refleksleri vardır. 1680 yılına gidip, sıradan bir anadolu insanını yahut istanubl şehirlisini çevirip "ermeniler hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsak muhtemelen "iyi zanaatkarlar, kuyumculukları iyi, devlet kademesinde görevleri var, bizim komşu var ...yan, iyi adam" gibi şeyler duyardık. aynı şey yunanlar için de geçerli.
ancak şimdi doğudaki türklere/kürtlere "ermeniler hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorsak birçoğu muhtemelen söver. bu durumu bence abd'deki gibi bir ırkçılık ile bir tutamazsınız. bu insanlar gerçekten orada travma yaşamış insanlar. adamların dedeleri, nineleri gerçekten vahşice katledilmiş. köyleri kırılmaktan kurtulabilmiş. o nesillerin çocukları bu gerçeklerle büyümüş ve o da çocuklarına anlatmış. sen bu insanlara gidip de "abi bakın bu aslında ırkçılık. artık ermeniler ile böyle problemlerimiz yok. insan insan gibi bakmak lazım" falan derseniz dayak yersiniz. aynı şekilde afyon'a gidip, "abi yunanlar iyi insanlar, eğlenceli insanlar, komsi ya" falan derseniz yine aynı durum yaşanır. çünkü bakınız çok değil 2-3 nesil önce, adamların köyü yakılmış, ibadethanesi yıkılmış, annesine, karısına, kızına tecavüz edilmiş. sonra çekip gitmişler. çok değil ya hakikaten dedesi, dedesinin babası falan yani.
dolayısıyla siz bu süreçleri yaşamış ve travmatik etkileri hâliyle birkaç nesildir süren insanlara bu argümanları kabul ettiremezsiniz. onların söylediklerini de sömürge yaşamış ülkelerdeki ırkçılıkla bir tutamazsınız. her etki eşit şekilde bir tepki doğurur. bu söylemleri hâlâ o tepkilerden geliyor.
bu söylediklerim de birilerini yahut söylediklerini haklı çıkarmak için söylenmiş şeyler değil bu arada. yanlış anlaşılmak da istemem. ama bu üşkenin ırkçılık problemleri ile abd'yi falan aynı görmek çok büyük aptallık ya. kestirip atmak diyeyim ya da. bam başka dinamikler.
ilk olarak, bir tarihçi olarak, her milletin bir hafızası ve bazı tarihi olaylara karşı geliştirdiği refleksleri vardır. 1680 yılına gidip, sıradan bir anadolu insanını yahut istanubl şehirlisini çevirip "ermeniler hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsak muhtemelen "iyi zanaatkarlar, kuyumculukları iyi, devlet kademesinde görevleri var, bizim komşu var ...yan, iyi adam" gibi şeyler duyardık. aynı şey yunanlar için de geçerli.
ancak şimdi doğudaki türklere/kürtlere "ermeniler hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorsak birçoğu muhtemelen söver. bu durumu bence abd'deki gibi bir ırkçılık ile bir tutamazsınız. bu insanlar gerçekten orada travma yaşamış insanlar. adamların dedeleri, nineleri gerçekten vahşice katledilmiş. köyleri kırılmaktan kurtulabilmiş. o nesillerin çocukları bu gerçeklerle büyümüş ve o da çocuklarına anlatmış. sen bu insanlara gidip de "abi bakın bu aslında ırkçılık. artık ermeniler ile böyle problemlerimiz yok. insan insan gibi bakmak lazım" falan derseniz dayak yersiniz. aynı şekilde afyon'a gidip, "abi yunanlar iyi insanlar, eğlenceli insanlar, komsi ya" falan derseniz yine aynı durum yaşanır. çünkü bakınız çok değil 2-3 nesil önce, adamların köyü yakılmış, ibadethanesi yıkılmış, annesine, karısına, kızına tecavüz edilmiş. sonra çekip gitmişler. çok değil ya hakikaten dedesi, dedesinin babası falan yani.
dolayısıyla siz bu süreçleri yaşamış ve travmatik etkileri hâliyle birkaç nesildir süren insanlara bu argümanları kabul ettiremezsiniz. onların söylediklerini de sömürge yaşamış ülkelerdeki ırkçılıkla bir tutamazsınız. her etki eşit şekilde bir tepki doğurur. bu söylemleri hâlâ o tepkilerden geliyor.
bu söylediklerim de birilerini yahut söylediklerini haklı çıkarmak için söylenmiş şeyler değil bu arada. yanlış anlaşılmak da istemem. ama bu üşkenin ırkçılık problemleri ile abd'yi falan aynı görmek çok büyük aptallık ya. kestirip atmak diyeyim ya da. bam başka dinamikler.