maalesef bunun zirvesini
20 temmuz 2017 galatasaray östersunds fk maçında yaptı. karşısında sezona başlamış olması nedeniyle analiz edebileceği 15-16 maç oynamış olan bir takım vardı. karşı takımı doğru düzgün analiz eden bir hoca sol stoper ile sol bekinin uyumsuzluğu nedeniyle pozisyon verdiğini analiz ederdi. bu bahsettiğim analizi
ılgaz çınar kendi twitter adresinden yaptı uzun uzun mesela. kendisi de yardımcıları ile bu analizi yapabilirdi. bilmiyorum belki de yaptı göremedi ya da hiç izlemedi rakibi ya da sahada planladığı olmadı. doğru düzgün maç sonunda röportaj yapılmadığından
* bilemeyeceğiz. ancak normal bir hoca belli bir hücum planı ile karşı rakibin zayıf yanlarını ortaya çıkaracak stratejiler ortaya koyardı. örneğin rakibin hocası kendi sahasından uzun topla çıkarken sürekli sırtına beklerimizi alan forvetlerine topu yolladı. güçlü forvetleri sayesinde orada boğuşarak topu tutup servis yapmaya çalıştı. zaman zaman başarılı da oldu. yani rakip hoca ne yapmış; bizim takımı izlemiş, beklerimizin fiziksel zaafını analiz edip buradan bir plan üretmeye çalışmış. bunu sahada görebiliyoruz. başarılı olsa da olmasa da bir plan dahilinde oynadıklarını anlayabiliyoruz. peki galatasaray için bunu söyleyebilir miyiz? ne yazık ki hayır. bir tane bile süreklilik kazanan hücum organizasyonumuz olmadığı gibi rakibe çalıştığımızı gösteren en küçük bir ipucu bile yok. bunu tudor'un başımıza geçtiği günden bugüne göremedik. bugüne kadar kadrodan çeşitli sebeplerle yakındı. artık mazereti de kalmadı. gayet iyi bir takım kuruldu. bu kadar yeni oyuncunun hemen uyum sağlamsı tabi ki imkansız. zaten bu nedenle bu sezon ilk üçte bitirirsek iyidir diye bakıyorum maalesef. ancak lig başladıktan 2-3 hafta sonra bile belli bir plan göremezsek hücumda, tudor hakikaten bavulunu toplamak zorunda kalabilir.