1076
ağır idman yaptırıyor olması nedeniyle eleştirilen, uzun zaman sonra kavuştuğumuz, saha kenarında maçı yaşayan hocalardan. nitekim uzun süredir maç sırasında maçı yaşayan bir hocamız yoktu.
şimdi gelelim ağır idman konusuna.
adamın taktiksel anlamda belli bir plan ve programı var. bu plan ve programın tutması için de belli ki sürekli koşan adamlara ihtiyacı var. mustafa denizli ilk geldiğinde "hamza'nın takımını hamza taktiği ile oynatmaya çalışıyo başarılı olamaz" demiştim; nitekim de olamadı.
riekerink bey de benzer bir plan denedi ancak o da tutmadı. takımın dirençsiz olduğunu, ağır tempoda takıldığını ve pozisyon üretmek yerine yan pas geri pas yaptığını gördük.
şimdi bu adam bir yenilik getirme çabası içinde. diyor ki takım koşsun, bassın, ısırsın. bunu biz de istiyoruz. şimdi elinde sihirli değnek olmadığından, mevcut antrenmanı ile bu takım koşamaz. koşabilse idi bu durumda olmazdık. adam bunun için takıma yükleme yapıyor. takımın daha çok koştuğunu ve dönen, boşta kalan topları kovaladığını görüyoruz. hatta geçen sporxte sanırım bir haber vardı rebound sayısı arttı dönen topları alıyor artık galatasaray diye.
neyse; özet şu: eğer karabüktekilerin götü başı atmıyorsa, chelsea'li topçuların adeleler kopuk değil ise, atletico madrid sakatlıklar yüzünden kadro kuramayacak seviyede değilse sorun hocada değil oyuncudadır. mal belli; bir aksilik olmazsa tudor seneye bu takımın başında olacak. eğer halen götü başı atan topçu varsa, belli ki bu hocayla ondan faydalanamayacağız. bu halde topçuyu göndermemiz lazım.
bir de şöyle düşünmek lazım; bu tahta at planı tutar da bu takım koşabilir hale gelirse ne olur? mesela koşu mesafesi artmış, güçlü ve dinamik bir de jong rakiplere sahayı dar edebilir. gençken premier ligde eden şimdi türkiyede de edebilir.
şimdi gelelim ağır idman konusuna.
adamın taktiksel anlamda belli bir plan ve programı var. bu plan ve programın tutması için de belli ki sürekli koşan adamlara ihtiyacı var. mustafa denizli ilk geldiğinde "hamza'nın takımını hamza taktiği ile oynatmaya çalışıyo başarılı olamaz" demiştim; nitekim de olamadı.
riekerink bey de benzer bir plan denedi ancak o da tutmadı. takımın dirençsiz olduğunu, ağır tempoda takıldığını ve pozisyon üretmek yerine yan pas geri pas yaptığını gördük.
şimdi bu adam bir yenilik getirme çabası içinde. diyor ki takım koşsun, bassın, ısırsın. bunu biz de istiyoruz. şimdi elinde sihirli değnek olmadığından, mevcut antrenmanı ile bu takım koşamaz. koşabilse idi bu durumda olmazdık. adam bunun için takıma yükleme yapıyor. takımın daha çok koştuğunu ve dönen, boşta kalan topları kovaladığını görüyoruz. hatta geçen sporxte sanırım bir haber vardı rebound sayısı arttı dönen topları alıyor artık galatasaray diye.
neyse; özet şu: eğer karabüktekilerin götü başı atmıyorsa, chelsea'li topçuların adeleler kopuk değil ise, atletico madrid sakatlıklar yüzünden kadro kuramayacak seviyede değilse sorun hocada değil oyuncudadır. mal belli; bir aksilik olmazsa tudor seneye bu takımın başında olacak. eğer halen götü başı atan topçu varsa, belli ki bu hocayla ondan faydalanamayacağız. bu halde topçuyu göndermemiz lazım.
bir de şöyle düşünmek lazım; bu tahta at planı tutar da bu takım koşabilir hale gelirse ne olur? mesela koşu mesafesi artmış, güçlü ve dinamik bir de jong rakiplere sahayı dar edebilir. gençken premier ligde eden şimdi türkiyede de edebilir.