(bkz:
#2311203)
üstteki yazıya ek olarak son 4 deplasman maçından sadece geçen haftaki malatya maçını bile almış olsa şu an bambaşka bir şey konuşuyor olabilirdik.
"kör ölür badem gözlü olur." teşbihini hayata geçirip "yazık oldu, hak etmedi" diyenlere hatırlatmak gerekir ki
kendisi
fatih terim'le kıyaslanamayacak kadar daha inatçı ve sabit fikirliydi birçok konuda.
2011-2012 sezonunda terim'in 3-1'lik meşhur fenerbahçe maçına kadar nasıl denemeler yaptığı, akabinde bir fener derbisine tandemde
semih kaya, sol içte
emre çolak tavşanlarını şapkadan nasıl çıkardığını, hatta o sezonun 2. yarısında
necati ateş'in false 9 diyebileceğimiz bir pozisyonda nasıl konumlandırdığına dikkat çekerim. "
tudor ise "derbilerde saçmalamak" özelliği dışında kurgusunun dışına da asla çıkamadı. belhanda ilerleyen haftalarda tel tel dökülürken ndiaye'yi aynı pozisyona çekmeyi düşünmedi/düşünemedi.
3'lü sistemin yürümediğini gördüğü halde ısrarla aynı şeyi deneyip sonuç almaya çalıştı.
* daha da çok yazılır aslında ama
içerideki fener maçında takımı sabote eden de
başakşehir maçına çift pivot forvet çıkıp kanatsız oyun kurgulayan da
beşiktaş maçında 2. yarı hamle yapmayı unutan da
trabzon ve maklatya deplasmanlarında takımı geri çeken de kendisiydi.
şu saydığım maçlardan içerde fener ile son malatya maçlarını alsaydı kariyerinde hem sıçrama yapacak hem de 21. şampiyonluğun kahramanı olup kendisiyle yollarımız ayrılsa bile her hocasız kaldığımızda türk basınına " galatasaray'da tudor sesleri" manşetleri attıracaktı.
ama gerek büyük maçlardaki akıl almaz korkaklığı gerek sabit fikirli olup şartlara/durumlara uyum sağlayamaması kendisini bitirdi.
evet belki ileride bir gün avrupa'da büyük bir takım çalıştırabilir ama bu dar kafalılığıyla asla büyük hoca olamaz.