resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3702
    hava şartlarından ötürü maç kaybetmedik. puan kaybetme sebebimiz; tudor'un galip pozisyondayken beraberliğe yatması oldu. sıkıntı burada. diyebilirsiniz ki selçuk'u oyuna almak puan kaybı mı demektir. aynen öyle. tudor beraberliğe yatmadıysa (ki galipken hiçbir hoca beraberliğe yatmaz) o zaman futbolcusunu tanımıyor demektir. bu kadar basit. hocanın futbolcusunu tanımaması da affedilir birşey değil. sen; n'diaye'yi oyundan alıp sağa, sola geriye pas yapan bir futbolcuyu oyuna alıyorsan "rakibe gel bana gol at mesajı" veriyorsun aynı zamanda. bunu fb, bjk, başakşehir önünde yaparsa affetmezler.
  • 3703
    maç 0-0 bitse bu kadar eleştirilmeyecekti. o zaman zemin, hava bahaneleri veya gerçekleri diyelim geçerli bir savunma olabilirdi. ama 1-0 öndeysen ve rakibin baskısı belli ki golü getirecekse oyuna ona göre müdahalede bulunursun. yapılacak değişiklik selçuk inan olamaz. neredeyse bir sene olacak takımın başına geçeli ve selçuk'un ne yapıp ne yapamayacağını hala bilemiyorsan eleştirilirsin.
    ben sneijder nasıl gönderilir diyenlerden değilim ama sneijder'le ilgili, takımda istemeyecek, gereksiz görecek bir teşhis yapabiliyorsan hoca olarak selçuk'la ilgili de sağlıklı bir fikrin olması gerekiyor.
    kendisini linç etmek etmek istemiyorum. umarım galatasaray'da başarılı olur bu vesileyle galatasaray'da başarılı olur. ama antalya zorluğunda deplasmanlar az değil. her zor deplasmanda böyle sindirileceksek, puan kaybedeceksek işlmiz var.
  • 3704
    igor tudor'un oyunu okuyuş tarzını daha iyi anlamak için bu hafta oynanan antalya-galatasaray ve karabük-beşiktaş maçlarını karşılaştıralım.

    1-her iki maç da deplasman maçıydı.
    2-galatasaray ilk devreyi 1-0 önde kapadı ve rakibin ikinci devre şuursuzca saldırıp arkada açıklar vereceği kesindi.
    3-bjk 60 dakikada tosiç'in kırmızı kartı nedeniyle on kişi kalmıştı. üstelik bjk'nin hafta arası porto maçı vardı.

    şimdi bu şartlarda igor tudor ile şenol güneş neler yaptı.

    şenol güneş, on kişi olmasına rağmen rakibi çıkarmamak için baskı uyguladı ve böyle bir pozisyonda oğuzhan'ın kaptığı topla golü buldu. igor tudor ise 1-0 galip olmasına rağmen rakibe ikinci yarı en ufak bir baskı uygulamadı ve topu tamamen rakibe teslim etti. 82. dakikada golü yemesine rağmen elindeki en iyi silah olan feghouli'yi 88. dakikaya kadar oyuna almadı. hayalet selçuk'un hala oynadığını zannederek oyuna aldı, ikinci yarıda tam on top kaybeden rodriguez'i sonuna kadar oyunda tuttu. tıpkı bizimle çıktığı ilk rize maçındaki gibi, tıpkı bjk, tıpkı başakşehir ve de ostersunds maçlarındaki gibi.

    başka sözüm yok...

    (bkz: 10 eylül 2017 galatasaray antalya maçı)
  • 3706
    hocam iyisin hoşsun ama oyun okuma sıfır. ilk üç hafta tudora hamle yapması için iş düşmedi. oyun iştahı ve skor buna engel oldu. hocalığının gelişimini ve geleceğe umut verme ışığını en iyi bu tarz marçlarda göstere bilirdin. ancak sınıfta kaldın. 87 dk belhandaya sabır gösterilmez. 65 te belhanda feguli değişikliği ve 80 de sinan rodrigez değişikliği ile maçı çok rahat bitirebilir hatta skor dahi üretebilirdin. sen ndiaye yi oyundan alarak tüm ortasahayı rakibe bıraktın. yorulmuş rodrigez ve formsuz belhandayla bi süre eksik oynamamızı sağladın. hadi sen oyunu okuyamadın yanında maaşlı eleman ayhan ne iş yapar onuda anlamış değilim. bu maç nazarlık olsun elbet puan kayıplarımız olacak bu doğal ama dikkat et hoca kapanması zor yaralar açılmasın.
  • 3707
    antalyaspor maçında oynattığı etkisiz, temposuz ve korkak futbolu görmemiz için puan kaybına gerek yoktu. tolga beni oyundan çıkar diye bağırdı resmen. 60-70. dakikalar arası oyuna girmesi gereken tek oyuncu feghouli'ydi. selçuk'un oyuna girmesi ise maçı yitirdiğimiz an oldu. takımda yine el freni görevini üstlendi. golü 82de yedik, feghouli'nin oyuna girdiği dakika 88 girmesi gereken dakika 65-70.
    ikinci yarı boyunca zaten gol geliyorum diye bağırdı. yiyeceğimizi de çoğumuz adımız gibi biliyorduk. rakibe tehdit oluşturmazsan rakip de arkayı düşünmeden topla tüfekle gelir kalene.
  • 3709
    10 eylül 2017 antalyaspor galatasaray maçında oyunu okuyamamıştır. 2017 - 2018 galatasaray futbol takımı kadrosu ile ilk ciddi deplasmanında puan kaybı yaşamıştır. bunlar eleştirilmesi için yeter de artar sebebler ancak henüz gömülmemesi gerekir. asıl sınavı bence iki hafta sonraki bursaspor deplasmanı olacak. yine ciddi bir deplasman maçında yine oyunu okuyamaz ve puan kaybı yaşarsa geçmiş olsun, şampiyonluğu unutalım. yok bu sefer takıma iyi futbol oynatıp oyunu okuyabilirse ne ala, biraz daha kredi kazanmış olur. o zamana kadar bekleyeceğim.
  • 3710
    10 eylül 2017 antalyaspor galatasaray maçında bilmiyorum absurt mu gelecek; ama sanki defansif anlamdan bir seyler denemis hoca. dun ayar oldum; ama sonra dusununce ligin basi, kayipsiz gidiliyor, bir iki seyi riske edip sonuc gormeye calismak kotu sayilmaz. yoksa ne olursa olsun, 11 kisi topun arkasina gecmemiz ve golden sonra dahi takimin baya baya sakin olmasi ilgincime gitti. ''ulan napacaz simdi?'' degil de ''haaa olmadi ya'' havasi vardi hem kendisinde hem takimda.
  • 3711
    selçuk' u oyuna almasının sebeplerini açıklaması gereken hoca.

    eleştirilecek çok şey bulabiliriz kendisi için, ancak bunlar telafi edilebilecek şeyler. takımın 1-0'ken geriye yaslanmasından feghouli'nin çok geç oyuna girmesine kadar. ancak selçuk'u oyuna alması kendisini şaibeye sokuyor.

    selçuk artık bu takımda oy-na-ya-maz. kadro çok kaliteli vs diye değil, selçuk galatasaraydaki kredisini tamamen bitirmiştir. ve galatasaraya 'zarar' vermektedir. bakın yetersiz ya da eskisi gibi değil demiyorum, zarar veriyor. negatif yani. onun yerine 10 kişi oynasak çok daha başarılı oluruz.

    1. adam harika bir koşu yapan gomis'e o topu atmıyor ve gördüğü halde... atmıyor yani. bir merkez orta saha olarak o topu atmak zorunda, kimse bana açıklamaya çalışmasın, o topu atmıyorsa bu takımda işi yok.
    2. muslera'dan kaptanlık pazu bandını alamaz. aldı. taraftardan tepki göreceğini düşünmüyorsa aptaldır. düşünerek bunu yapıyorsa art niyetlidir.
    3. bu adamın hiçbir taktik ve oyun katkısı yok artık. bunu bütün galatasaray taraftarı görüyor. bunun aksini söyleyen bir tek galatasaray taraftarı kalmadı ki galatasaray taraftarı her konuda ayrışmak konusunda ligde açık ara birincidir. (bu bazı açılardan faydalı bazı açılardan zararlı bir özellik.)

    böyle bir durumda sen baskı yerken selçuğu oyuna alıyorsun. alamazsın tudor! alamazsın abi. teknik direktör her istediğini yapabilir mi? bu kadar akla izana aykırı bir harekette bulunamaz. madem yaptın açıkla. açıklamadığın sürece kafamda hep soru işareti bırakacaksın. ya da de ki bu benim isteğim doğrultusunda yapılmış bir şey değil. diyemiyorsan da ima et ki bilelim.

    selçuğu oynattığın sürece sana destek olamayacağım kusura bakma. içimden gelmiyor çünkü. atalay babacanı al çok değişiklik yapmak istiyorsan. 3-0 yenilelim gıkımı çıkartırsam namerdim.

    sana yalvarıyorum, allah belamı versin selçuğu alma. nolur tudor!
  • 3712
    herkes ilk üç haftada kendisi hakkında güzellemeler yaparken, ben tam olarak şu cümleleri söylemiştim: ''sıkıntılı deplasmanlarda/derbilerde ve geriye düştüğümüz maçlarda nasıl bir teknik direktörlük sergileyecek merak ediyorum. bazı şeylere hemen karar vermeyin.''

    şu an çok detaya girmeye gerek yok. zaten her şey söylendi. ilk sıkıntılı deplasmanında ağır batırdı. hem de antalya'nın ilk 11'inden net olarak 5-6 isim sahada yokken. bu kısım çok önemli, çünkü antalya'da boffin, nasri, menez, deniz kadah, sandro, vainqueur(son dakikalarda oyuna girdi) yoklardı.

    şimdi sezon başından beri henüz skor anlamında geriye düşmedik. elbette bunu yaşayacağımız maçlar da olacak. işte orada tudor'a bir kez daha bakacağız. ya yine rezilleri oynayacak ya da umutlandıracak.

    benim her zaman da dediğim gibi, maalesef kendisinden pek umudum yok.
  • 3713
    geçen yıl kadron yetersizdi ve rize maçını ellerinle hikmet karaman'a verdin. adamların götü kalktı küme düştüler. peki sayın hoca; antalyaspor maçında böyle bir kadroyu bu sıcak havada savunma oynatarak ve top peşinde koşturmak neyin taktiğidir. üstüne üstlük bitik selçuk ile iyice saçmalamak da cabası. umarım aklını başına toplar ve doğru kararlar verirsin.
  • 3714
    bu adamın başarılı olmasını gerçekten çok istiyorum. en başta en ufak bir puan kaybında fatih terim çığırtkanlığı yapan ergenlerin susmaları için istiyorum. ulan bir beraberlik geliyor, herif hemen fatih terim başlığında dileniyor. balık hafızalı ve adam harcamaya meraklı çok tip var aramızda. tudor sezon başında hepimizin aklında soru işaretleri oluşturdu, doğru, sneijder hamlesi canımızı sıktı, bu da doğru ama şu anda takımın belirli bir düzeni ve planı var. ben inanıyorum, istikrarlı bir oyun yapısına kavuşacağız. lütfen biraz susun ve kebabçı basan kabadayıların peşinden gitmeyin.
  • 3717
    teknik direktörler arada böyle saçmalayabilirler. *
    önemli olan bunu sürekli hale getirmemek.
    sene başındaki o rezil topla avrupa liginden elendiğimizde elimizde artı olarak geçecek şeyler kalması lazım veya bu tip maçlardan çıkarılacak dersler sezonu kurtarabilir.
    ama iyi futbol oynandığında oyuncular sağ olsun, kötü oynandığında tudor yüzünden derseniz gerçekten haksızlık olur. 60.dakikaya kadar aynı takım vardı sonuçta.
    10. haftaya kadar eleştirelim ama gömmeyelim. kuşlar bunu bekliyor çünkü tırstılar. bunu biz yapmayalım. kayıplar sonra da olacaktır kesinlikle. biraz daha sağ duyulu olalım tudor ve oyuncular hakkında. (selçuk yasin hariç, onlar s*ktirsin gitsin)
  • 3718
    9 eylül 2017 antalyaspor galatasaray maçından sonra hiç sözlüğe girmedim ve üç maç sonunda onu göklere çıkaran taraftar ilk puan kaybından sonra muhtemelen tüm nefretiyle saldırmıştır.

    bunu yapan tüm taraftarları tebrik ediyorum çünkü ilk 3 hafta sonunda takımımızı imrenerek izleyen rakip takım taraftarları da tudor'dan hiçbir bok olmaz demeye başladı. yok şöyle yapmış da şunu oynatmış da...

    bu maçın bu şekilde oynanmasının tek sorumlusu tudor değildi. hava şartları, zemin ve özellikle de milli maç arası çok ama çok etki etti.

    maçın oynandığı günden bir gün öncesine kadar seminer için alanya'daydım ve ben nemden nefes alamıyordum. seminer dışında tüm gün kendimi klimaya bağladım.bu adamların böyle bir havada ceylanı görmüş aslan gibi koşmasını bekliyordunuz değil mi? maçı izlediğiniz yer nasıldı gençler? konforunuz rahatınız yerinde miydi?

    takımımızın en önemli iki dinamosu tolga ve ndiaye neden koşmadı? ndiaye sanki motoru patlamış gibiydi. meşhur bodoslama girişini bile göremedik. oyun sistemimizdeki en önemli halkalardan birisi olan önde presin öncüsü gomis neden pres yapamadı? yardır yardır giden mariano neden sürekli dribling yerine uzun oynamaya çalıştı? birazcık vicdan yahu.

    zemin zaten allah'a emanetti. bizim takım gibi teknik ve prese dayalı oyun oynayan tüm takımlara ciddi sorunlar çıkaracak bir zemin vardı arkadaşlar. top sürekli ayaktan aşılıyordu, driblinge çıkan neredeyse hiç kimseyi göremedik.

    milli maç arası da siz kabul edin ya da etmeyin takımlara ciddi zarar verebiliyor. ee diğer takımlara neden olmuyor da bize oluyor. çünkü biz ilk 11'in tamamı değişmiş ve beraber hazırlık kampı bile yapmamış yepyeni bir takımız. mesela sürekli içeri kateden ve top rakipteyken göbeği destekleyen tolga'yı sahada gören var mıydı? o tolga aynı tolgaydı ama sol kanada yapışıp kaldı neredeyse. rodrigues kanada her indiğinde top sahada kalamıyordu bile. bu yorgunluktur arkadaşlar.

    yahu tamam da bunlar rakip takımı etkilemedi mi? o havada sürekli oynayan ve alışkın takıma bizimki kadar tabi ki etmez ama illa ki onları etkilemiştir. ki ilk yarıda onların da bir bok oynadığı söylenemez. ikinci yarıda bizden daha atak ve diri görünmelerinin sebebi ise tudor'un öne geçmişken skoru korumak istemeye yönelik hamleleriydi.

    gelelim tudor'a. evet takımı yasladı çünkü maçın başından itibaren iki dinamo tolga ve ndiaye'nin götünden dumanlar çıktığını gördü. rodrigues'in kondisyon anlamında bitik durumda olduğunu gördü ve futbolcuların enerjilerini tasarruflu kullanmayı seçti. golü de bulduktan sonra maçı kazanmak için eline ciddi bir koz geçmişken bunu kullanmak istedi. ister kabul edin ister etmeyin ama bu kesinlikle yapması gereken şeydi. yahu o taktik maktik öğrendiğiniz fm'de bile hava şartları maça etki ediyor.

    zamanında yardır yardır giden 2012 takımı da kayserispor'a oynadığı bir maçta hiç hücum bile edemiyordu ve eboue'nin attığı bir golle öne geçmiş ve devamında tüm maç boyunca kayseri tek kale oynamıştı. bu durum ara sıra şartlar doğrultusunda olabilecek bir şey.

    ee efendim selçuk'u neden oynattı? bizim ortasahada yedek var da benim mi haberim yok? şu ana kadar oynanan maçlarda selçuk genelde oyunu yavaşlatmak ve tutmak için oyuna girerdi. bu tudor'un zaten kafasındaki düşüncelerden biriydi ve selçuk da görev aldığı dakikalarda genelde bunu yapardı. bu maç özelinde yapamadığını gören tudor zaten gerekeni yapacaktır. daha düne kadar selçuk'u hiçbir güç kesemez diyordunuz. tudor onu bir güzel kesti ve bu maçtan sonra da gerekeni yapacaktır.

    ben hala takımın çehresini değiştiren bu adama güveniyorum. siz nefret kusmaya devam edin. nasılsa iki maç sonra tekrar methiyelere başlayacaksınız.
  • 3719
    teknik direktörlük vasıfları bir tarafa, sırf basın toplantılarında saçma veya mantıklı, gerekli ya da gereksiz her soruyu cevaplamaya çalışan bir teknik adam. sırf bu yüzden bile saygı hak ediyor. fucking turkish mentality erbabı, aptal aptal sorular sormaya bayılan gerizekalı türk basın ordusunun sorularına bile dayanabiliyor. aykut veya şenor'a böyle şeyler sorulmuyor, sorulsa bile ya siktir çekiyorlar, ya da vardar maçı sonrası aykut'un yaptığı gibi soru kabul etmiyorum diyebiliyorlar.

    işte bu yüzden adamdır. ama o arda'nın içini boşalttığı tanım olan adamlık değil. delikanlı gibi çıkıyor, ne yaptıysa tıkır tıkır anlatıyor. saçma, yanlış veya olmaması gereken bir şeyse bile çıkıp anlatıyor. gidip de bu saatte maç mı olur, yok su molası mı olur demiyor, soru kabul etmiyorum diyerek pişkin pişkin işin içinden sıyrılıp gitmiyor.

    başarılar hoca. kararların doğru çıksın.
  • 3721
    östersunds ve sneijder konularından sonra bende kendisine karşı güven kalmamıştı, kredisi de benim için sıfıra yakındı. birçok taraftar için de bu böyle. üstelik de bu adamın karabük'te koyduğu oyun karakteri ve saha içi duruşuyla bu takımın başına geçmesini isteyenlerden birisi olarak. en büyük hayalim kendisinin gelişimiyle birlikte galatasaray'ın da özlenilen günlerine kavuşması idi.

    yaşattığı sorunlar vs derken bu adama ben demediğimi bırakmadım yakın zamanda hatta, gitmesi gerektiğini savunup, kendisine ve yönetime karşı küfürsüz konuşamayacağım bir günde de kendi tercihimle de bir süre sözlükten ayrı kalma kararı aldım, o günlerde ciddi bir travma atlattık taraftar olarak. sneijder'i istemeyip, saygısızca gönderilmesine sebep olması, ek olarak sneijder'i gönderirken selçuk'u tutması falan hep eksi yazdı.

    neyse sonra transferlere baktık, hep iyi isimler ve doğru noktalara, takımın eksiklerini iyi analiz etmiş. cenk ergün ve scout ekibiyle birlikte doğru bir transfer dönemi geçirilmesini sağladı. vasatlığa müsaade etmemesiyle takdirimi kazandı. gerçekten de boş oyuncu yok. belki performansı şimdilik vasat olanlar(belhanda) vardır ama hepsi özenle seçilmiş.

    35 yaşındayım gördüğüm en akılcı transfer sezonunu yaşadım. bunun için teşekkür ederim.

    kendisine gelirsek, geldiği günden beri bir futbol oynatmaya çalışıyor. yasin'i sağ bekte denedi, kapandık 30 metrede savunma yapmaya, kaptığımız topla çıkmaya çalıştık, 1-0'ı bulunca kapanan, çok koşan vs bir sürü deneme yanılma yaptı ve olmadı takımın iyi bir seriyle şampiyon olma ihtimali varken fenerbahçe'ye de geçilip 4. olmasına sebep oldu. bence başarısızdı ama elindeki oyuncu grubu kendi seçtiği isimler değildi. o malzemeyle uçurmasını beklemek hayalcilikti ama elindeki kadroya göre oynaması gerektiğini görecek tecrübeye sahip değildi. bunu anlayana kadar sezon bitti.

    derken bu yazı yaşadık işte yukarıda özeti var. sezona tüm bu kötü havayı dağıtacak şekilde girdik. ısıran, pres yapan, dalga dalga rakip kaleye giden kaptığı her topu dikine oynayan bir takım. yıllardır hasretini çektiğimiz, hayalini kurduğumuz galatasaray'a yakın bir oyun.

    sezonu çok önce açan takımının lige diğer takımlardan, en azından kondisyon olarak daha önde gireceği malumunuz ama transferlerin hepsi de temmuz başında yapılmadı. sonuçta yeni bir takımla yeni ve karakterli iyi bir oyuncu grubuyla beklentilerin üzerinde başladık.

    fikstürümüz de bence idealdi. yeni bir takım için evinde yeni bir hocayla ilk maçına çıkan orta/alt sıra bir takımla(kayseri) başlamak, sonra henüz takım olamamış eskinin zor sezon başı olması nedeniyle kolay deplasmanı (osmanlı) ve yine içeride lige yeni çıkan ligin gediklisi orta/alt sıra takımı(sivas).

    3 maçta da rakiplerine karşı her alanda net bir üstünlük kuran ama 3. maçta(sivas) oyun planı biraz daha çözülen ve gole kadar zorlanan bir takımdık.

    sonra milli maç arası vs derken kaosun hakim olduğu iyi transferler yapmış ama sezona kötü başlamış güçlü antalya deplasmanı. sıcak, nemli bir hava, kötü bir zemin ve yorgun futbolcular.

    sonuç kaleyi bulan tek şut ve alınan 1 puan.

    bu maç bu sezon teknik direktörlük adına en önemli sınavı oldu. tabii ki takıma bizden daha hakimdir ama bazı şeyleri de herkes görüyor.

    yorgun ndiaye > güçlü selçuk ---- belhanda çok mu diriydi o dakikalarda?

    87. dakikada bozuk zeminde kurtarıcı rolünde yeni sakatlıktan çıkmış feghouli mi? yoksa çift forvetle eren'i alıp artık oyunu rakip ceza sahsına yıkmaya çalışmak mı?

    yani fm oynamıyoruz. akan oyunda pozisyon vermiyorduk o kornerde bir an konsantrasyon kaybı olmasa, selçuk frikiklerden birini gol yapsa bunlar konuşulmazdı, selçuk üzerinde bu baskı da oluşmazdı ama vardır bir hayır, herkes bir silkelendi, o g.tlerimiz bir yere indi iyi oldu.

    ahımız var hocam bayraktarıyım ama lig başlamadan önce milli takım arası geldiğinde acilen tudor>terim değişikliği gelmesi taraftarıydım. analitik bakınca benim terim'e olan öfkem ve kırgınlığım galatasaray'ın son kurşununu sıktığı yerde geride kalır, önemsizdir. fakat şu gün alınan 10 puandan bağımsız olarak, sahada karakter koyan bir takım görmeye başlamamla düşüncem değişti.

    yani ne olursa olsun hocanın devam etmesi ve sinerjinin bozulmaması gerektiği görüşündeyim, en azından şimdilik. bu yeni takım, kendi seçtiği kendi istediği oyunculardan kurulu ve kendi oyununu oynatmaya çalışıyor, taraftarın ne istediğini galatasaray'ın nasıl oynaması gerektiğini falan anladığını umuyorum.

    evet gerçekten de taktik bilgisi, oyuncu değişikliği gibi konularda ciddi eksikleri var ama biraz daha izlenmesi ve destek olunması taraftarıyım. 1996-1997 sezonu'nda eğer şimdiki sosyal medya ortamı olsaydı inanın şu an fatih terim gibi bir isim galatasaray tarihinde yalnızca eski bir oyuncu olarak geçiyor olurdu.

    inşallah takımımıza iyi futbol oynatır ve iyi sonuçlar aldırır çünkü ben sürekli hoca konuşmaktan bıktım. kendisinin başarılı olmasını ve uzun süreli burada olmasını, tüm o yanlış hareketlerine rağmen hayal ediyorum, diliyorum.

    hocaya özel not: biraz cesur ol, burası galatasaray. herkesi yolladın ama selçuk'u yollamadın, tanımadın. gözünü açmazsan daha önce çok hocaya yaptığını sana da yapacak dikkatli ol.
  • 3722
    aklı başında hareket edip en azından bir kaç maçlığına selçuk'u sahaya sürmemesi gerekiyor. zaten elzem de değil. şimdi ultraslan'ın da malum açıklamasından sonra artık belli ki bu adam(!) sahaya çıkar çıkmaz, refleksle de olsa ıslıklanacak. zaten bağımsız taraftar istemiyordu, sucukçu ultraslan da gerekli komutu aldığına göre bu kaçınılmaz. hadi kendini tuttu insanlar diyelim, bu sefer ilk top kaybında, geri pasında yıkılır orası. ki selçuk bu. illa geri pas yapacak, top kaybedecek.

    her ne kadar bu muameleyi selçuk'un hak ettiğini düşünsem de, geçmişte örneklerini gördüğümüz gibi sahada biri ıslıklanınca, tüm takım düşüyor oyundan. bu da kötü sonuçlar almamıza sebep olabilir ve bu lüzumsuz arkadaş yüzünden ilk üç haftada yakaladığımız havayı kaybedip puan kayıpları yaşayabiliriz. sonra "selçuk iyi giden havayı tek başına bozdu" olur. her ne kadar haklı da olsa bu düşünce, benim için ilk sorumlu bu sonuçları kestiremeyen teknik direktör olur.

    eğer bu öngörüde bulunamayıp bunu önümüzdeki maçta selçuk'u sahaya sürerse çok ağır laflar edeceğim kendisine. ama sanmam tabi, kimse bunu düşünemeyecek kadar gerzek olamaz.
  • 3724
    oynatmama tamam ama oynama konusunda takıma hiçbir katkısını göremedik bugüne kadar. top bizdeyken hızlı gitmenin yanına bir şeyler de koymalı. maç içinde topu set oyununda ilerde tutmamız lazım zaman zaman.

    özellikle ndiaye'nin pas konusunda dikkatli olması lazım. boş alandan ziyade dar alanda da etkili olmalı. yetenekli oyuncu.

    belhanda, ndiaye ve fernando gibi 3 oyuncuyla set oynayabiliriz. feghouli de geliyor. 90 dakika tempo yapamayız.
  • 3725
    kendisine yapılan en belirgin eleştiri 'deplasmanlarda korkak futbol oynatıyor' eleştirisi. bu muhabbet 10 eylül 2017 antalyaspor deplasmanında da dillendirildi. ben buna katılmıyorum.

    2017-2018 sezonu osmanlıspor deplasmanının tamamını tekrar izledim emin olmak adına. bu maçtan bir örnek vermek istiyorum.

    dakika 65 civarı, golü yemişiz skor 1-3. normalde korkak futbol oynatan bir teknik direktörün oyuncuları o andan itibaren skoru korumak amacıyla kaleye otobüs çekmesi gerekirdi. biz n'aptık? rakibi çıkarmamak amacıyla 8 oyuncuyla karşı sahada baskı kurduk, hataya zorladık. gücümüz yettiği kadar tabii. oldu, olmadı ama en azından denedik bunu.

    antalya deplasmanında ise hiç basmadık. 10-15 dakika pres yapsaydık derdim ki 'pres yapacak gücümüz var ama korkak oynadık'... yok öyle birşey. bu maça, olumsuz durumlara (hava şartları, milli ara, yorgun oyuncular) özel ne gerekiyorsa onu yapmaya çalıştık.

    bundan sonraki deplasmanlar böyle olmayacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın