resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 4252
    kimse defans yaptırma demiyor. ama ne zaman "defans yaptı" denilse kontraya çıkamadan gol yiyerek maç bitiriyoruz. maç olur, atarsın, öyle bir kapanırsın ki rakip 30 metreden şut atar, kaleni dahi tutmaz. ama ligin daha başlarında, formsuz, eksik trabzonspor'a karşı bunu yapmamalısın.

    çok mu zordu badou-tolga-fernando orta sahasını rodriguez ve feghouli kanatlarıyla tamamlamak?
  • 4088
    sevgili arkadaşlar "ne kadar ekmek o kadar köfte" diye bir atasözü vardır. tudor da şu ana kadar çalıştırdığı en iyi takım yunanistan'ın paok temsilcisi olan, kariyerinin başındaki 39 yaşında bir teknik direktör. yani her beklentimizi karşılaması mümkün değil.

    ben galatasaray başkanı olsam hoca tercihim igor tudor olmazdı, tudor'dan da östersund olayından beri fazla hazzetmiyorum ama adama haksızlık yapılıyor. adam şu ana kadar 100 üzerinden 80-85'lik performans veriyor. "niye 90 değilsin" diye kavga etmenin adil bir tavır olduğunu düşünmüyorum.

    bu takım mağlup da olacak, derbi de kaybedecek. önemli olan sezon sonuna kadar liderlik koltuğundan kopmadan şampiyonluğa ulaşmamız. iki yıldır rezilleri oynayan bir takımın bu sezonki tek hedefi şampiyonluktur, örneğin ersun denen adam sadece tek derbi galibiyeti alarak mart ayında şampiyonluğunu ilan etti. derbilerde başarısızdı ama anadolu takımlarını öyle bir süpürdü ki güle oynaya şampiyon oldu.

    tudor da anadolu takımlarını süpürerek derbilerde puan kaybetme lüksüne sonuna kadar sahip. ayrıca biraz daha tecrübe kazanırsa derbilerde de başarılı olacağına inanıyorum. tudor gelişen bir takımın gelişen bir hocası olarak biraz daha sabrı hak ediyor bence.
  • 4768
    kendisine talimat verenler de açıkça belli olmuştur. kimse kusura bakmasın galatasaray için çıkıp medyanın karşısında duran adamın yanındayız, medya düşükününün değil.

    hatası vardır. öğreneceği çok şey vardır. şampiyon belki olur belki olamaz. ama adam dimdik gelene gidene ayakta duruyorsa ben de bu konuda onun yanında durmalıyım.
  • 6151
    her puan kaybından sonra neden hortlatıldığını anlamadığım başlık. kendisi çok mu iyiydi veya kendisinin döneminde çok mu iyiydik de puan kayıpları sonrası onu anıyoruz? ne oluyor yani başlığını hortlatınca? neyi karşılaştırma gereği duyuyorsunuz? yeter artık bi salın da.

    ekleme: başlığı güzel futbol oynattığı için hortlatılıyormuş. östersund'a elen, kendi sahanda fener'e karşı pozisyona giremeden berabere kal, rezil bir oyunla başakşehir'den 5 ye, tarihi fark olabilecek maçta beşiktaş'tan 3 yediğine dua et, ondan sonra güzel futbol oynatıyordu romantizmi kas. o sezon tudor'la devam etsek derbi galibiyeti göremez, sezonu da ilk 4'te bile tamamlayamayabilirdik. adamın büyük maç analizi rezalet, kriz yönetimi sıfır, oyuncu ilişkileri zayıf ama iç sahada güzel futbol oynatıyormuş. iç sahada galatasaray'ın formasını koysan 1-0 önde başlıyor zaten maça siz hala ne anlatıyorsunuz ya? gelecek vaat edebilir ama bize geldiği dönemlerde çok toydu ve galatasaray'ın büyüklüğünü kaldıramamıştı. gitsin stajını başka takımlarda yapsın, iyice pişsin, gelecekte bakarız galatasaray seviyesinde olup olmadığına. galatasaray deneme tahtası değildir.
  • 3376
    her şey kasımpaşa'dan adem büyük'ü aldırıp üzerinden komisyon alacak ile başladı, sonra iş sabri'yi sağ kanatta oynatıyor boşuna heveslenmeyin sözleşmesi uzatıldı bile denildi, semih'i birinci stoper olarak düşünüyor denildi ve son kale olarak takımı selçuk üzerine kuruyor kaldı.
    bunları yazanların çıkıp biz yanıldık vs. demelerini beklemiyorum ve bunu eleştiri diye kimseye yediremezsiniz bunun adı bildiğin memeleri pervaza dayayıp pencereden pencereye yapılan dedikodudur, bu işin teknik taktik kısmı değil direk insani tarafı, çünkü net şekilde ne adem büyük alındı ne sabri kaldı ne semih.

    diğer taraftan adını bile yazamadığım takıma elenen takımın teknik direktörü olmasının etkisini öyle 1 maç iyi futbol ve güzel sonuç ile silmesini beklemek hayalcilik olur ama takım kaliteliydi onun hiç bir katkısı yok yazmak zidane için yazılan = real madrid'i yönetmek kolay gelsin bizi yönetsin kafası ile aynı kafa ciddiye almaya gerek yok.

    ben kendisini destekleyenlerden biriyim o takıma elendiği gün kinini kusacak yer arayan nerdesiniz vor korboco hocom diyenler şeklinde entry giren tiplere buyrun buradayım dediğim için şimdi bir şeyler karalayabilirim sanırım (gerçi ben 15 senedir her teknik direktöre sabır gösterilmeli diyen biri olduğumdan benim görüşlerimi benimsemek zorunda değil kimse) buna rağmen ilk deplasman maçını görmeden ve ilk 5 maçın resmini görmeden takım olmuş uçuruyor kaçıyor demek doğru olmaz.

    dün ne diyorsam bugün aynısını yazmaya devam ediyorum, futbolcuya dayalı sisteme karşı ki futbolcu istediği kadar yetenekli olsun ben teknik adamların yanındayım ne kadar tecrübesiz olursa olsun.
    teknik taktik olarak eleştirilebilir ve hatta yerden yere vurulabilir ama militan zihniyetiyle hareket edip döndü diyeceklerine öldü desinler kafasıyla kötü insan davranışları sergilemeyin derim.
  • 5506
    eminim kendisi de şu an vura vura giden takımı anlamsız şekilde frenlediği için pişmandır. hayır cm/fm oynarken bile sistemini değiştirmeye kalkıyosun ama tutmayınca fabrika ayarlarına geri çekiyosun hemen takımı. bu neyin ısrarıydı anlamadım. hadi takım iyi kötü potada kaldı da tudor kendini yaktı. umarım kısa süre içerisinde bir takımın başına geçer de neler yaptığını takip etme imkanımız olur. bundan sonraki kariyerini çok merak ediyorum.
  • 4090
    kendi adıma bugünkü (bkz: 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı) için eleştiremiyorum. zira özellikle ilk 10 dakika çok iyiydik ondan sonra saha ortasındaki mavi tişörtlü şahıs oyunun içine etmeye başlayınca tempomuz düştü resmen. bakmadım ama 40'ın üzerinde faul oldu sanıyorum. ve ilk yarım saatte hiç tereddütsüz bize çıkan sarı kartlarla, ki onlar da kritik oyunculara çıktı -denayer ve mariano özellikle- sürekli oyunu durdurarak takımımızın tempo yapmasına engel oldu. oyuncuların ve teknik ekibin sinirleriyle oynadı. serdar'ın da oyundan çıkışı sonrası zorunlu taktik değişiklik yaptı. belhanda kırmızı kart görene kadar da fena değildik aslında. ondan sonrasında ise mecburen skoru korumaya öncelik verdik. ki ondan sonrasındaki oyuncu değişikliklerine falan ne desek boş.

    bu maçın kazanılamamasının yegane sorumlusu bahsettiğim mavi tişörtlüdür. belhanda da az suçlu değil ya neyse...
  • 4564
    ta 24 eylül bursaspor galatasaray maçından belliydi bu heriften bir cacık olmayacağı. geçen sezonu ve östersunds maçlarını bahanelere sığınmayı çok seven toplumumuz bir şekilde hazmetti ne de olsa. yahu adam o bursa maçındaki en iyi oynayan adam olan mariano'yu çıkartıp yasin öztekin'i oyuna aldı. maç 2-1 bitti yeeaa görüyor musun adam nasıl taktik kastı oyuncu değiştirdi falan denildi. yahu herif orada bir akıl tutulması yaşadı ve mariano'yu çıkardı. bu ortamdaki çoğu kişi de maçı kazandı diye adamı göklere çıkardı. bu adam ne mağlubiyetten ders almasını biliyor ne de galibiyetten hala bu herifin arkasındayım diyenler allah aşkına ne görüyorlar da arkasındayım diyorlar? tamam her sene 2-3 teknik direktör değiştirmekle olmuyor bu işte e be kardeşim bu adamı göndermeden de bu iş hiç olmaz be yapmayın.
  • 6313
    juventus'a yardimci hoca olmasi yuzunden gocunacak, utanacak bir seyimiz olmadigini dusundugum eski teknik direktorumuz. polemik cikarmak icin yer araniyor anasini satiyim, herif basarisiz oldu yolladik gitti, bizden sonra da basarisiz hocaliklar yapti, herhalde anladi ki eksikleri var, bunlari da tamamlamak icin juve gibi bir dunya devinde bir plan dahilinde is yapacak. kibirli bir karakteri vardi, bizde de bunu birkac ornekte gormustuk, bu yuzden boyle bir teklifi kabul etmesi sasirtici ama bir yandan da takdir edilesi. demek ki kabul etmis basarisiz oldugunu, eksikleri oldugunu, umarim iyi bir tecrube olur kendisi icin. tek handikap tabi daha once teknik direktorlugu olmayan pirlo'nun yaninda calisacak olmasi, hani kurt bir hoca olsaydi daha da mantikli olurdu, lakin juventus gibi bir kulupte gorev almak, ne olursa olsun bu alandaki top seviyelerden biridir. kendimizi de denk gormuyoruz herhalde juventus'a gunumuz futbolunda. adamlarin kapisinin onunden gecmis futbolcu bile senin liginde yildiz statusunde, bak zamaninda oylesine tutar mi diye alip oynatmadiklari diagne, senin liginde gol krali oldu, 13 milyon euro verip bayildik. kuru edebiyata gerek yok o yuzden eski hocamiz anca yardimci hoca oldu orda falan diye.

    valla bizden sonra tamamen kaybolup giden oyuncu/hocalara daha fazla ayar oluyorum ben. en azindan bir seyler deneyen, avrupa futbolunda kendine yer arayan adamlar bizim imajimiz icin de daha iyidir. frank rijkaard barcelona'dan geldi buraya, bizden sonra herifin teknik direktorluk kariyeri yok. prandelli muthis hocaydi, bizden sonra 10 mac valencia, yarim sezon genoa'yi calistirip oralarda da sivadi. bugunden geriye bakinca onlar daha utanc verici tercihlermis, tudor'un yaptiginda bir sey yok.
  • 358
    tamamen galatasaray taraftarının isteğiyle ilgi oluşturulmuş ve büyük ihtimal yarın takımımızın başına geçecek teknik direktör. ve malesef kişisel düşüncem, taraftarımızdaki bu hevesin tek sebebi de adamın saha kenarında karizmatik durması. genç, futbolculuk kariyeri sağlam ve saha kenarında bu duruşa sahip teknik adam açlığımız vardı, tamamen buna yönelik bir göz doldurma yaşandı, umarım başımıza yeni belayı kendi ellerimizle açmıyoruzdur. zira bu adamın ne teknik direktörlük kariyeri, ne de karabükspor'da yaptığı işler bize uygun görünmüyor. büyük takımlara karşı karabük ile iyi top oynatması ve kazanmasıysa, bunu yapan türk hocalar da var ligimizde gayet, karabük'te aman aman bir istikrar yakalayamamıştı.

    demek istediğim yanlış anlaşılmasın, klişelerden ve takıntılardan nefret ederim. ama nasıl yerli seviciliği diye bir hastalık varsa, yabancı seviciliği de var. riekerink efendiyi tamamen basının yaptığı ahlaksızlıklar sonrası korumacı yaklaşarak sahiplenmiştik, bunun bile ucu kaçtı ve adamı bir anda büyük hoca seviyesinde görmeye başladık ve sonu hüsran oldu. bu hatalar ülke insanımızda genetik malesef, bir türlü kurtulamıyoruz, o dozu ayarlayamıyoruz. sonra da hastalık seviyesine çıkıyor işte. kimisi ''yabancılara çok iltimas sağlanıyor, kendi insanımız daha iyi'' vs tribine giriyor ve illet ettiriyor. kimisi de aynı şeyin yabancı versiyonunu yapıyor. ha basında şu da var, türk bir oyuncuya/hocaya diyemeyeceklerini çok rahat yabancı biri için de diyebiliyorlar, neticede göt korkusu da yaşıyorlar yerlilerden, burada iltimas bir anda yön değiştiriyor yani..

    demem odur ki, tudor güzel bir heyecan uyandırıyor o ya da bu sebeple bizim taraftarımız için. malesef böyle bombok bir zamanda apar topar gelecek gibi duruyor, halbuki madem getirecektin, devre arasında yapsaydın bu hamleyi ve adama da bize de zaman kazandırmış olsaydın. veya madem o cesareti gösteremedin, bekle sezonu bitir, adamı sezon sonu getir de adam da olası başarısızlıkla başlayıp hepten yakmasın galatasaray kariyerini. çünkü böyle bir zamanda gelmesine rağmen, %100 eminim ki sezonun geri kalanında alınan başarısız sonuçlarla beraber tudor'a da sövecekler olacak aramızda. bakmayın ''riekerinkle bunu yaşayacağımıza tudor ile küme düşelim razıyım'', ''tudor'a ağzımı açarsam top olayım, adamın suçu yok bu sezon için'' gibi laflar edenlere, 3 hafta sonra görürüz hepsini..
  • 5927
    fatih hoca ilk geldiğinde takımı fizik açıdan çok iyi bulmadığını ve üst seviyeye çekmeyi çalışacaklarını belirtmişti. tudor ile fatih hocanın ekiplerinin antrenman metodları birbirinden farklı sanıyorum. çünkü, tudor daha çok koşu mesafelerine dönük fizik yüklemesi yaptırırken, fatih hoca sprintlere dönük yükleme yaptırıyor.

    igor tudor'un takımları iyi çalıştırdığını düşünüyorum, zaten tüm röportajlarında antrenmanda acı çekmekten bahsediyordu. bana göre büyük takımlar için fazla bile çalıştırıyordu, çünkü yıldız oyuncuları idare etmek zorlaşıyor o zaman. birkaç sakatlık oldu diye fatih terim'in ekibini eleştirmeye de gerek yok. hoca, 2000 yılında en büyük başarıyı kazanmasına rağmen, bu konuda da kendisini hep yenilemeye çalıştı. gerek euro 2008'de ve sonrasında scott piri ile çalışması olsun, gerekse şu an yanında doktor unvanı olan levent şahin ile çalışması olsun zaten bu konuya verdiği değer anlaşılıyor.

    açıkçası, igor tudor ile fatih hoca arasında nazik bir kıyaslama ve eleştiri yapılacaksa, ben "oyun planı" üzerinde dururdum. igor tudor, geçen sezon çok güçlü bir a planı yakaladı ve takım yeni olmasına rağmen bu oyuna iyi adapte etti ve sezona fırtına gibi başladı. ancak, rakibin önlemlerine karşılık b,c planları üretmekte veya oyuna hamleler konusunda zayıf kaldı zaten büyük maçlarda da sendeleyince, taraftar, yönetim, medya, rakip teknik adamlar vs. hepsi ile sorun yaşadı ve neticede gönderildi.

    fatih hocamın ise bu sezon güçlü bir a planı oluşturamadığını düşünüyorum. zaten bu sebeple çoğu maçta şapkadan tavşan çıkarmasına ihtiyaç duyduk. oyun planı anlamında ise, orta sahada baskı ile hızlı atak denemek ve ileriye anlamsızca top şişirmek dışında bir şey göremiyorum. kadro yapısının fatih hocanın aklındaki oyunu oynamaktan çok uzak olduğundan tabii ki farkındayım ama hocanın en takdir ettiğim özelliklerinden biri olan sorun tespiti ve deneye deneye çözüm bulmasını bu sezon henüz başaramamasına ve takımın mevcut oyununa üzülüyorum.
  • 3111
    o değilde şu çöp kondisyonerin başlığa gelip, "vur kırbacı hocaam, koştur takımı hoccam, pestillerini çıkart hoccam, sürünsünler hoccam, gole ne güzel sevindin hoccam, conte gibisin hoccam" diye durmadan yazan bir tayfa vardı. sezon bittikten sonra bir furya daha yazdılar ama temmuz ayında nedense tek kelime sesleri çıkmıyor. neden acaba? çöp aynı çöp, kondisyoner aynı kondisyoner, 5 aydır değişen tek bir şey yok. neden sustu bu millet ben anlamadım doğrusu.
  • 3901
    kendi tabiriyle ''galatasaray icin calismaya o yillarda * baslamis'' teknik direktor https://www.instagram.com/...=igor_tudor_official *

    ayrica; gianluigi buffon'un galatasaray'i takip etmek icin bir nedeni daha olmasinin sebebidir. https://www.youtube.com/watch?v=c4er_EzEl-0

    ayrica 24 eylul 2017 bursaspor galatasaray macinda yasin oztekin sag bek, garry rodriguez sol bek oynatildi diyen spor yazarlari var. 4-4-2 yasal zorunluluk oldugu icin onlar da hakli.
  • 6913
    tudor teknik direktörlük meziyetleri bakımından pek değil de, problem tespiti ve çözüm üretimi yönleriyle beğendiğim bir adamdı. galatasaray futbol takımının 2017'de ameliyat edilmesi gerekiyordu ve maliyetlerden bağımsız olarak (maliyetler tudor'un konusu değil) ameliyatı doğru gerçekleştirdiğini düşünüyorum. takımı hızlı bir şekilde ve radikal olarak değiştirmek şarttı, geç bile kalınmıştı. bu da daha fazla tereddüt gösterilmeden yapıldı.

    ryan donk ve wesley sneijder konusunda tudor'a yönelik eleştiri yapılmasını doğru bulmuyorum. donk, 2015-2016 sezonu biterken galatasaray taraftarının nefret ettiği bir futbolcuydu. mayıs 2016'da beşiktaş maçında ıslıklanmıştı. donk tudor'la değil, fatih terim gibi bir teknik direktörle yüksek verim alınabilecek bir futbolcuydu. tudor 2017'de donk'a şans vermeye kalksa tepki çeker; donk'ta saha içi performansıyla şimşekleri üzerine çekerdi. kaldı ki ryan donk fatih terim döneminde stoper olarak değil, fernando ile beraber ikili orta saha oynadığı dönemde taraftarın beğenisini ve sevgisini kazandı. donk 6, fernando 8 numaraymış gibi oynadı ve bu sayede başakşehir ve beşiktaş maçlarında rakipleri orta alanda ezdik. özellikle 2018'de. tudor'a dönmek gerekirse, tudor'un haziran 2017'de 2016'dan veya 2015'den kalan futbolcularla işi yoktu. harcayacak veya onlarla uğraşacak vakti de, niyeti de yoktu. tudor cerrahlık yapmak istedi kadroda ve bunu da iyi bir şekilde yaptı.

    sneijder konusuna gelince. tudor'un galatasaray'da verdiği en doğru karar, ciddi olarak kalınlaşmış/hantallaşmış 33 yaşındaki sneijder'i gönderip, 27 yaşındaki belhanda'yı transfer ettirmekti. belhanda'nın özellikle 2017-2018 sezonu performansı türkiye standartlarında modern bir iki yönlü orta oyuncusu performansıydı. tudor'un veya bir başkasının sisteminde sneijder'in galatasaray'a verebileceği bir şey kalmamıştı. hizmetini tamamlamıştı. şampiyonluğa oynayacak dinamik bir kadronun içerisinde son derece ağır ve fizik kalitesi düşük sneijder'e yer olamazdı. bu konunun saha içi kısmı. konunun unutulan bir de saha dışı kısmı var. sneijder, biraz da o dönemki dursun özbek yönetiminin gösterdiği zaafiyet sebebiyle, galatasaray'ın hem futbolcusu hem futbol aklı haline gelmişti. direkt veya menejeri guido albers aracılığıyla indirekt olarak basın yoluyla eleştirmediği, mesaj göndermediği galatasaray teknik direktörü kalmamıştı. prandelli, hamzaoğlu, denizli vs. bunların hepsi sneijder'in tabiri caizse gazabına uğradılar. her ne kadar aksi iddia edilse de, 2016-2017 sezonuna riekerink ile başlanması kararının arkasında sneijder vardı. alim olmaya gerek yok. sneijder'in tavsiyesiyle mustafa denizli döneminde altyapının başına getirildi, yine sneijder'in isteğiyle de daha sonra a takıma teknik direktör yapıldı riekerink. hatta ağustos 2016'da nigel de jong transferini de sneijder'den bağımsız düşünmek saflık olur bence. bütün bunlar galatasaray için kim yaparsa yapsın hiç hoş olmayan ve disiplin zaafiyetine işaret eden hamlelerdi. sneijder bir futbolcudan fazlasıydı, fazla güçlüydü ve fazla müdahaleciydi. disiplin ve hiyerarşi konusunda zerre taviz vermeyen tudor'la yeni bir yola girmek isteyen galatasaray'da, sneijder'e saha içinde de saha dışında da yer yoktu. kaldı ki wesley arap yarımadasından önce, fransa'ya gitti. nice'te hiçbir varlık gösteremedi. sneijder'in artık avrupa kıtası futbolcusu olmadığını sadece galatasaray değil, nice takımı da herkese gösterdi. sneijder de bunu kabullendi ve kısa bir süre sonra arabistan'a gitti. sergilenen yol ve üslup tartışmaya elbette ki açık ancak 2017 yaz dönemi sneijder'le ayrılmak açısından doğru zamandı.

    2017 eylül'üne dair merak ettiğim benim tek şey, arda turan transfer edilseydi galatasaray'da neler olacağıdır. galatasaray transfer döneminin son günlerinde arda'yı getirebilirdi, bunu cenk ergün de o dönem söylemişti. taraftar tepkisinden çekinildi. ben de hiç istememiştim o dönem. ama şimdi dönüp baktığımda 2020 yılında fiziken tamamen bitmiş bir halde olan arda'yı transfer edip kabullenebildiğimize göre, arda'nın 2017'de 30 yaşında ve fiziken çok daha iyi bir durumda transferini de pekala sindirebilirdik. galatasaray futbol takımında tudor için işlerin ters gitmeye başladığı dönem 22 ekim 2017'de oynanan fenerbahçe maçı ve sonrası. bence o noktada tudor'un takımının ihtiyacı olan futbolcu arda'ydı. takımı saha içerisine derleyip toparlayacak bir futbol aklına ihtiyaç vardı, bunu yapabilirdi arda. fiziken çok daha diri, barcelona'da hiç fena sayılmayacak bir 2016-2017 sezonu geçirmiş ve en önemlisi bir şeyleri ispatlama kaygısı güden bir arda (o dönem özellikle fatih hocaya karşı) o takımda olsaydı, tudor döneminde bazı maçların (özellikle deplasmanların) sonuçları farklı olabilirdi. trabzon, başakşehir, beşiktaş, malatya vs. bu transfer yapılsaydı tudor başarısız olur muydu, gönderilmesi gerekir miydi, dördüncü fatih terim dönemine ihtiyaç duyulur muydu yoksa tudor'la şampiyonluk yaşanabilir miydi gibi konular/sorular benim için her zaman merak konusu olarak kalacaktır.
  • 6536
    kendisi hakkında neden ahkam kesildiğini anlamadığım teknik adam. neden kondisyoner veya beden hocası mesela? başak'tan 5 yediği için öven yok zaten, eskisinden çok daha mücadeleci bir hale bürünen serie a'da şimdilik dikkate değer bir performansı olduğu ortada. eski bir hocamız olduğundan skorlarını takip etmekte hiçbir beis yok. terim'le bir sorunu, bir kompleksi olduğunu da hiç sanmıyorum.
  • 3795
    geçen sezon geldikten sonraki performansı ile ilgili hiçbir zaman kızmadığım fakat östersunds faciası yaşanınca çok sövdüğüm hocamız.

    fakat son yıllarda galatasaray teknik direktörü olarak sahada gerçek, çalışılmış bir taktik ile takımı oynatan tek hoca. yıllarca eldeki kadroya göre "4-2-3-1 oynat geç." mantığıyla devam ediyorduk. ilk kez önce kafada taktik belirlendi, sonra kadro kuruldu ve bunda aslan payı tudor'un. aylar önce katıldığı programda anlattığı şeylerin gerçekleşiyor olması beni mest ediyor.
  • 4711
    is arkadaşını savunarak kimseye yedirmemis hocadır. öncelikle ayhan akman'i hic beğenmeyen birisiyim ama ne olursa olsun y*vş*k basına malzeme vermemek gerekiyor. tudor bence basın toplantısında çok önceden klüp yöneticilerinin vermesi gereken ayarı vermiştir. kimse galatasaray'dan büyük değildir. amaç tudor'a saldırmak da değil galatasaray kulübünü yiprakmaktir. azizin paralı medyası bunu yıllardır yapıyor. aslında biz en basarili kulüp olmamıza rağmen bunlara izin veriyoruz. saçma sapan haber yapan gazetelere ve basın kuruluşlarına gerekli yaptırımı uygulasak bu yüzsüzler galatasaray takiminin hocasına saldıramaz. kulüp olarak bu basın mensubu yalakaları ne stada ne de antremana almayacaksın. yaptıkları bütün haberlere isim vererek yalancı bunlar diyeceksin ve susturacaksın. sana bel altı vurana gül uzatmayacaksın. sende bel altı oynayacaksın bak bakalım adam oluyorlar mi? öyle bir hava var ki başında daha yeni kurulmuş, lider ve en önemlisi zor geçen iki sezonu geride bırakmış takıma it gibi saldırıyorlar. şenol ve ya aykuta sesleri çıkmıyor. tudor'u beğenmeyebilirsiniz ama tudor üzerinden galatasaray kulübüne saldirmalarina izin veremezsiniz. öyle ki bu basın fenerbahce maçında hakkımızı çalan hakeme iki satir yaşamadırlar. tff'yi eleştiremediler bile. sahada yapamadıklarını şimdi saha dışında ortamı gererek, taraftarı ayırarak ve takimi yıpratarak yapıyorlar.
  • 2577
    dünlü maçtan sonra yaptığı "defansta kompakt oynadık" açıklamasının üzerinden 12 saat geçmiş olmasına rağmen halen görevine son verilmemiş olan son yıldız bükücü.

    amk defansta niye oynuyoruz lan halı saha takımı karşılızdaki! köy takımı lan köy köy! 1 defans oyuncusuyla çıksan, antrenman dahi yapmasan adınla kazanman gereken maçta kaleye gidemedin!

    ben genelde genç hocaları desteklerim ancak kafasındaki galatasaray 25. hafta küme düşmeme hesapları yapıyor olacaktır. deplasmanlarda kapanıp 1 puan, hasbelkader 3 puan kovalayacak, evde ise 1 gol attıktan sonra yaslanıp kontra arayacaktır.

    lanet gitsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın