• 1
    şu sıralar ülkece aşmamız gereken bir durum olan; farklı ideolojileri kabullenemeyişimiz yüzünden yaşanan sorunların spor dünyasındaki temsilcileridir, dini siyasi ya da milli içerikli gruplarıdır. son örneğimiz tribündeki bazı karşıt görüşlü abilerin hedefi olan tekyumruk grubu. tehdit ediliyorlarmış. ayıp... insanların, destekledikleri takımı ideolojik olarak yakınlık duyduğu, aynı dinden ya da milletten olduğu arkadaşlarıyla izlemesi gayet doğal bir durumdur ve bu beraberliğe bir isim vermeleri de bir haktır. buna müdahale edemezsiniz. maçlarını beraber izleyen bu solcu bir grup kendine bir isim vermiş, tribünde sürdürdüğü beraberliğini tribün dışında da sokakta, eylemde, emekçinin yanında da devam ettirmek istiyor olabilir ve bunun kimseyi rahatsız etmemesi gerekiyor.

    ancak; buna destek verirken bir noktayı da atlamamak gerek; bugün tekyumruk'a sahip çıkıyorsan yarın bir gün tribünde bir araya gelebilecek feyizli abilerin nur cimbom ya da kürt arkadaşların biji cimbom gibi gruplar oluşturmasına, birlikte takılmalarına da ses etmeyeceksin. ya da tribündeki siyasi gruplara topyekün karşı çıkacaksın. tek yumruk kalsın, ülkücü gitsin mantığında olmak hoş olmaz. kaldı ki tribünde vişneye çalan koyu tatlı başbuğlar ile turuncudan iz taşıyan biji seroklar siyasi bir sürtüşme sonucu kavga etseler bu olaydan en büyük zararı galatasaray görecektir. ve eğer galatasaray zarar görecekse; galatasarayın esas olduğu bir yerde, tribünde, mabedde böyle gruplar görmek istemiyorum.

    o halde sormamız gereken sorular var...

    tribüne ne için gidiyoruz?
    asıl olanın galatasaraylılık, beşiktaşlılık, fenerbahçelilik, tavşanlı linyitsporluluk olan yerlerde sağcılığın, solculuğun yeri olabilir mi?
    tribünde birbirinden farklı ideolojik grupların oluşması takımlara zarar verir mi?
    takımımıza zarar vermek pahasına o tribünde ideolojilere izin verebilir miyiz?
    yoksa bu durum tribünün zenginliği, ülke mozağinin tribüne yansıması mı olur?

    benim cevaplarım tabi ki var ama bende kalsın. zira herkesin cevapları, düşünceleri gece ve gündüz gibi farklıdır. bilemedim, işin içinden çıkamıyorum. ama bu konuda kendimi en yakın gördüğüm görüş; türkiyede bunu şu an kaldıramayacağımız için ideolojilerin, inanışların, milliyetçiliğin tribüne girmemesi.

    neyse çok uzattım. o zaman hoşuma giden; bu konuya ucundan dokunan güzel bir fotoğraf ile noktalayayım.
    yer: vicente calderon, ispanya.
    grup: madrid'de yaşayan ve arda turan için atletico madrid maçlarını birlikte seyreden galatasaraylısı, ankaragüçlüsü, beşiktaşlısı ile türklerin tribün grubu los turcos.

    işte atletico'lu türkler los turcos'un arda için açtıkları bir pankart.
    http://1.bp.blogspot.com/...xbxQ8/s1600/arda.jpg

    los turcos ideolojik bir grup mudur?
    - tabi ki evet.
    atletico madrid'e bir zararları var mıdır?
    - adam gibi adam oldukları için, eğitimli insanlar oldukları için hiç kimseye hiçbir zararları yoktur.
    o halde evraka! evraka! gördün mü azizim, mesele bir ideolojiye sahip olmak değil;
    insan olmakmış.
  • 2
    bunu anlayabilmek için öncelikle ideoloji'nin ne olduğunu bilmek ve ayrıntılamak gerekiyor. bunun sonrası tarihsel ve günümüz spor müsabakalarını tribün yapılanmalarını da anlayabilmek gerekiyor. özellikle sosyal medyanın da hayatmızda yoğun bir hal aldığı günümüz dünyasında tribün gruplarının ideolojiyi de içinde taşıdığını bilmek gerekir. yani ideolojik tribün grupları dendiğinde tüm tribün grupları kastedilmektedir aslında. tanım olarak "sağlıklı tüm tribün grupları" doğru bir tanılama olabilir

    ideoloji tanım olarak "bir düşün bir teori, bir sistem oluşturan fikirlerin tümüdür". çoğunun yanılgısı ideoloji diyince nedense akıllara siyasi bir içerik gelmektedir. ha siyasi içerik olsa ne olur? her insanın siyasi kültürel sportif, bilimsel veya aktüel ideolojisi vardır. insanı hayvandan ayıran en büyük özelliğidir.

    bundan 40 yıl önce tribün grubu diye bir tanımlama yokmuş. çünkü taraftar demek bir "toplum" değil bir "topluluk" tanımıymış. hepimizin bildiği gibi toplulukların ideolojisi olmaz ama toplumların ortak ideolojileri bulunmakta. zamanla bu topluluklar feodal bağları güçlendirerek topluluktan topluma doğru evrilmeye başlamış. ki bugün sosyal medya vasıtasıyla bu bağlar daha da güçlenmiş kendi takımına ait ortak minik klanlar kurulmuş durumda. gs sözlükçülerin bir çoğu güney alt tribünde olduğunu biliyoruz. şimdi onların bir toplum olmadığını bir ortak ideolojilerinin olmadığını söylemek mümkün mü? en azından o astıkları tevfik fikret alıntısı olan pankart bile bir ideolojiyi temsil etmiyor mu? fikri hür vicdanı hür olmakta bir ideolojik bütünlemenin uzantısı değil midir?

    30 yılı aşkın zamandır tribünlerdeyim. bir çok tribün yapılanması gördüm. tribünlere giren bir çok farklı yapıları gördüm. siyasi, dini, kültürel anlamda tribünden fikirlerini yaymayı düşünen oluşumlar gördüm. ama hiç bir zaman galatasaray tribünlerini esir almamıştır bu düşünler. siz hiç duydunuz mu gittiğiniz herhangi bir maçta "bağırsana lan solcular gibi geviş getiriyon!!" veya "bağırsana lan faşistler kadar sesin çıkmıyor!" gibi bir laf? tribüne, özellikle galatasaray'da hiç bir zaman siyaset veya başka bir fikir girmemiştir. 80 ihtilalinde de bu böyleydi ondan sonra da böyle olacak. bizim hiç bir tribün liderimiz başka siyasetten diye kulübümüz tarafından dövülüp hapse attırılmadı veya yerine başka fikiri taşıyan birileri yerleştirilmedi. bizim tek sorunumuz rantçıların öbeklenmesi. galatasaray'ı masumca sevenlere göre konumlandırmasının farklı yapılması. bu yüzden korkmayın ideolojik tribün gruplarından. bu yapılanmalar taraftar arasında bağları güçlendirir. asıl mongol tribün gruplarından korkun. düşünmeyen, üretmeyen, birilerinin maşası olan, birilerinin onlar adına düşündüğü gruplardan korkun.
  • 6
    gayet normal oluşumlardır. ideoloji, herşeyden ayrı düşünülen bir düşünceden ötedir. insanların yaşam biçimlerini, hayat karşısında aldıkları tavrı ideolojileri ve sınıfsal kökenleri belirler. öyleyse, mesela nasıl ki bir kültür alanı olan edebiyatta sosyalist topluluklar oluşabiliyorsa; bir alt kültür alanı olan taraftarlıkta da oluşabilir. oluşmalıdır da.

    gole hep beraber sevinmek çok başkadır. formada reklama karşı çıkmak, endüsriyel futbola karşı çıkmak çok başka! bugün fc united taraftarları, manchester united taraftarlarıdır aslında. bu bile her şeyin özeti değil mi?
  • 7
    dünyadaki her ülkede farklı ırktan, farklı inanç sistemlerinden, farklı eğitim gruplarından yetişmiş insanlar mevcut. brezilya örneğinden gidersek, rio'da alman, japon, italyan asıllılar, veya gettolarda yaşayan ile şehir merkezlerinde yaşayan burjuva kesimleri mevcut. ancak tüm bu farklı gruplar, brezilya kimliği üzerinde birleşiyor.

    galatasaray üzerinden gidersek, burada alevi, sünni, ateist, ermeni, rum, kürt, türk, zengin, fakir, milliyetçi, liberal, muhafazakar, sosyalist, komünist, anarşist kişiler mevcuttur. ancak herkesin ortak gayesi galatasaray. bugüne kadar hiç kimseden galatasaray forması üzerine bismillahirrahmanırrahim yazdırılması, veya no pasaran yazdırılması için bir öneri gelmedi, gelemez de. çünkü bizim bu platformdaki ve ali sami yen'deki tek ideolojimiz galatasaray, hepimizin ortak tabusu.

    görebildiğim kadarıyla kendileri bugüne kadar tribünlerde ne 1 mayıs için slogan atmışlardır, ne de sete orak & çekiç flaması asmışlardır. herkes gibi gelip maçını izleyip, desteklerini vermişlerdir.

    burada sorun çıkaran şey yalnızca tekyumruk grubunun temsil ettiği siyasi veya felsefi görüş değil, küçük de olsa ikinci bir oluşuma gidilmiş olmasıdır diye tahmin ediyorum. şunu hepimiz biliyoruz ki, ultraslan stadyumda başka bir oluşuma sıcak bakmıyor. kendilerinin yönetiminde bir stadyum istiyor. diğer tribünlerden zaman zaman yükselen seslere kulak tıkıyorlar. tekyumruk grubunun da özellikle açılıştan sonra popülerleşmesinden ve tanınmasından rahatsız olmuşlardır.

    muhtemelen ultraslan dışındaki herkesin dileği, tribünlerde farklı farklı grupların da yer bulabilmesidir. eğer bu tip grupların oluşumunun önü açılırsa, birbirine benzeyen, aynı zevkleri paylaşan kişiler birbirlerini bulacaktır. bu insanlar kendi görüşlerini galatasaray üzerinden empoze etmeye çalışmadıkları müddetçe de herhangi bir sorun yoktur. bu grubun adı ister tekyumruk, ister galatasaray mücahitleri isterse galatasaraylı bozkurtlar olsun, hiçbir sorun teşkil etmez.

    gol olduktan sonra omuz omuzayı kendi küçük grubumuzun çemberinde değil, tüm stadyumu kapsayarak gerçekleştiriyoruz.
  • 8
    demokrasi ve hoşgörünün olduğu ülkeklerde olması gereken gruplardır. metin kurt'un vefatıyla sporda ideolojiyi, politik durumları yeniden hatırlar olduk. bunu hatırlamak bile oldukça iyi bir şey. zaten esas olan bir toplumun düşüncesi ne olursa olsun, aynı takım taraftarlığında biraraya gelmesidir. çoğunlukla türkiye'de bu çeşitlilik yaşanmasına rağmen insanların kulüp taraftarlığından, beraberliğinden geri adım atmaması da bunu ilginç yapan durumlardan biri.

    rusya'da halkın takımı denilen spartak moskova, italya'da milliyetçi grupların takımı denilen lazio, sosyalistlerin takımı livorno, fransa'da entellektüellerin kurduğu bir takım olan, şimdi ise arap sermayesinin eline geçen psg hep sağlam ideolojilerin takımları olarak gelir bana. ama milyon euro'ların, dolarların ve şirketlerin egemen olduğu yeni dünya düzeninde artık bu kulüp ideolojilerinin de bittiğine ve artık taraftar gruplarının bu işin başını çektiğine inanmaya başladım.

    türkiye'de büyük kulüplerin belli bir ideoloji doğrultusunda kurulduğuna pek rastlamadım. galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe, bu üç takımın da yıllar içerisinde halkın takımı olduğu da bir gerçek. fenerbahçe'nin cumhuriyet'in bekçisi, kuvay'ı milliye ruhunun kulüp temsilcisi olduğunun 104 yıl sonra ortaya çıkmış olması gibi. önemli olan bu üç kulübün de spora siyasetin bulaştırılmadığı dönemlerde kurulmuş olmasıdır. ıı. abdülhamit döneminde yaşanan olaylarda da dahil. bu yüzden türkiye'de kulüplerin belli bir ideolojilerinin olmaması, türkiye toplumunun ideolojik taraftar grubu oluşturmalarını sağladı. türkiye'nin karmaşık siyasi ortamı da buna kayıtsız kalamazdı tabi.

    her şeye rağmen benim türk kulüpleri arasında siyasi ideolojisini sağlam olarak gördüğüm, taraftarının da bunu devam ettirdiğini düşündüğüm bir adana demirspor kulübü var. diğer anadolu kulüplerinin ise kültürel özelliklerini göstermek ve istanbul kulüplerinin başarı hakimiyetini kırmak gibi bir görevleri var. doğal olarak türkiye'de çok az politik ideolojik taraftar grupları mevcut. ülkedeki düşünce özgürlüğü nasılsa onların aktifliği de buna bağlı olarak artıyor ya da azalıyor. bazı etnik milliyetçi taraftar gruplarına fazla taraftarlık gözüyle bakamıyorum. ancak fair play için, barış içinde yaşanacak, doğru bir düzen için bu taraftar gruplarına sempatiyle bakıyorum. umarım türkiye'de bir gün düşünce özgürlükleri istenilen düzeye gelir ve bu gruplar da artar diyor ve yazımı bitiriyorum...
  • 10
    karşı olduğum gruplardır. bunun anlamı tabii ki görüşlerine saygı duymamak değil. bunu galatasaray adı altında gerçekleştirmeleri beni rahatsız ediyor.

    söz konusu galatasaray ve bu siyasi/ideolojik oluşumlar bu adı kullanıyorlar.

    çok basit bir örnek: tekyumruk isimli oluşum kendisini "hayata soldan bakan galatasaraylılar" olarak tanımlamış bildirisinde. ne gibi faaliyetler yürütüyorlar bilmiyorum. ama yaptıkları şey galatasaray'ı bağlıyor mu bağlamıyor mu bu önemli. şimdi bu hayata soldan bakan galatasaraylılar kendilerine atıyorum "hayata soldan bakan buğday tenli insanlar" deselerdi bu kadar ciddiye alınırlar mıydı? kesinlikle hayır. öyleyse olay nedir? asırlık bir kulübün ismi altında kendi ideolojilerini yansıtmaktır ya da en azından bu isimle adlarını daha çok duyurmak daha çok destekçi toplamaktır.

    bir topluluk çıkıp biz ...lar* olarak tribünde maçımızı beraber izlemek istiyoruz derse elbette buna saygı duyarım. ama unutulmaması gereken şey galatasaray çok büyük bir camia çok büyük bir çatıdır. gol olduğunda solcusu sağcısına, türk'ü ermeni'ye, doktoru esnafa sarılır.

    (bkz: mevzubahis galatasaray ise gerisi teferruattır)
  • 11
    tribüne renk katarlar.

    yalnız bunu siyasi ideolojilerin adını kullanarak yapmaları hoş değil.

    çok basit bir örnek: tekyumruk isimli oluşum, 222 yılı aşkın bir süredir* solcu olarak tanımlanan insanlara şirin gözüküp, galatasaray ve özünde futbolu sol kesime sevdirerek, onların siyasi fikirlerini geri plana atmalarını sağlamakta ve kapitalizm vahşi çarkları arasında asıl sorunu görmelerine engel olarak, beyinlerinin uyuşturulması amacında da olabilir.
    *
  • 12
    ideolojik tribün grupları diyoruz, ama sanırım bu tartışma ultraslan vs. tekyumruk şeklinde ilerleyen bir tartışma.

    öncelikle şunu söylemem gerek, conquistador de europa'nın, bu başlıktaki açılış entry'sini okuyana kadar, ben tekyumruk'un yaptığı işin yanlış olduğunu düşünüyordum. şöyle ki, örneğin ben galatasaraylıyım, tekyumruk'un icraatlerini de beğeniyorum, çok güzel işlere imza attıklarını düşünüyorum, aralarına katılmak istiyorum, ama tamamen örnek olarak söylüyorum, sağcıyım diyelim ki. ne olursa olsun, onlar gel deseler bile ben onların arasına katılmaktan çekinirim abi. şimdi olay şuydu bana göre, sen bir tribün grubuysan, galatasaraylıyım diyen her insan aklında hiçbir çekince olmadan sana katılabilmeliydi.

    ama conquistador de europa'nın bahsettiği, aynı düşüncedeki insanların beraber maç izleme isteği beni ikna etti şahsen. olabilir dedim, bu insanlar da beraber maç izleyebilir.

    sonra biraz daha derin düşününce, böyle konuşunca önyargılı diyorlar ama, ultraslan'ın bu konuda çok çok hatalı olduğu fikrine kapıldım. ben şahsen zaten ultraslan'dan iğreniyorum. emekleri, koreografileri için tebrik etmesini bilirim, gerçekten çok değerli insanlar vardır aralarında ama, içlerindeki mühendis oktay rezaletini yaratmışları, daha bu sene başındaki kombine skandalını gerçekleştirmişleri, karaborsa yapan şerefsizleri, çoluğu çocuğu etrafına toplayıp tokmak fırlatan kafatasçıları temizlemedikçe ultraslan'a mesafem hiç değişmeyecek.

    geleceğim nokta, şimdi bildiğimiz üzere ultraslan'ın üst tayfasında reis muhabbeti vardır. bunlar milliyetçi zihniyetteki insanlardır. milliyetçi arkadaşları rencide etmek falan değil niyetim, ama böyle bakınca bunlar da bir nevi ideolojik gruptur.

    hatta ultras manifestosunu falan düşününce, ultraslan tam tersi şekilde davranmasına rağmen, bu bile ultras adının getirdiği bir ideoloji taşıdığı anlamına gelir ultraslan'ın.

    şimdi iki ideolojik taraftar grubunun karşılıklı duruşlarına getirebilirdiysek olayı, eğer gerçekten ortada tehdit falan varsa, ki belki benim önyargım sebebiyle ama ultraslan'ın böyle bir şey yapmasının çok olası olduğunu düşünüyorum, bu rezillik, kepazeliktir.

    zira benim bildiğim kadarıyla, tekyumruk etliye sütlüye pek karışmayan, öyle tribünü alalım biz yönetelim kafasında olmayan, sadece ideolojik olarak aynı kafadaki insanların beraber maç izlemesi için bir araya gelmiş, arada sırada çok çok güzel işlere de imza atan bir tribün grubu. hal böyleyken, onlar ultraslan'a saygı gösterirken, ultraslan'ın bu tavrı içler acısı...
  • 14
    tribünde siyaset olmasın demenin de bir siyaset olduğunu ve hakim düzenin siyaseti olduğunu bilmeyenlerce eleştirilen gruplardır. insanların insanca bir yaşam düşlerini, başka kimseye bir baskı kurmaksızın dile getirmelerinden rahatsız olmak lüzumsuzdur.

    metin oktay 12 eylül'ün baskıcı cuntasına karşı en karanlık günlerde aydınlar dilekçesine imza atan, çetin altan'ın soldan sağa kayışı karşısında "hepimizi sosyalist yaptı, şimdi kendi yaptığına bak" diye hayıflanan biriydi arkadaşlar. demek ki bu kafalara göre metin oktay da futbola siyaset sokan ve ideolojisini gözünüze sokan biriydi.
  • 15
    diğer tribün grupların farklı değildir. kesinlikle siyaset içeremez ve hatta denese bile herhangi bir ideolojiyi kimseye empoze edemez, nedeni ise kabaca tanımladığınız bir ideolojik alanda birbirinden çok farklı düşüncelere sahip, hatta karşıt görüşlü bir çok insan bulanabilir. örnek vermek gerekirse kendisini "hayata soldan bakan galatasaraylılar" diye tanımlayan bir grup, sosyal demokrat, leninist, troçkist ve maocu düşünen veya o gelenekten gelen herkese kapısını açmış oluyor. bu kişilerin ortak siyasi refleksler göstermesi imkansızdır(u: bazı olaylara karşı minimal bir birliktelik olabilir ama ortak eyleme geçebileceğini düşünmüyorum). böyle bir yapıdan sözederken tribüne siyaset bulaştırıyor, galatasarayımı kullanıyor, ideolojsini empoze ediyor diyorsanız, çok sığsınız demektir.
  • 16
    türkiye'de de bu gruplardan sıkca bulunmasına rağmen şimdiye kadar karşıt birbirine zıt ideolojileri taşıyan hic bir grup ideolojik temelli düşmanlık edinmemiştir. örnek vermek gerekirse, livorno kulübünün taraftarları siyasi duruşu nedeniyle başka bir ülke takımı olmasına rağmen psg'den nefret ederler. türkiye'ye geldiğimizdeyse adana demirspor ve konyaspor taraftarları arasında * cok iyi ilişkiler kurulabildiği görülebilir. futbolumuzdaki tribün kültürünü avrupa'dan ayıran en önemli özelliklerden biri bence budur. ayrıca siyasetin tribünlerde son derece pasifize olduğunun da göstergesidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın