• 180
    hincal uluc'un arda'ya bugun yazdigi yazi.

    --- alinti ---

    sevgili arda,
    şu anda üzerinde büyük bir sorumluluk var.. sadece galatasaray kaptanlığı değil.. artık beni de taşıyacaksın sırtında..
    galatasaray kaptanlığı son yıllarda, tüm saygınlığını yitirmiş, "kolunda bant taşıyan adam"dan öte anlam ifade etmez olmuştu. oysa kaptanlık, takımının içerde ve dışarda liderliği anlamına gelirdi, benim daha çocukken gördüğüm, sonra gazetecilikle beraber öğrendiğim şekliyle..
    bu vasıf yok oldu, ya da yok edildi..
    lider vasfı taşıyacak adam mı bulunmadı, yoksa, yöneticiler ve teknik direktörler, böyle bir kaptanı takımın içinde kendilerine rakip mi gördüler, uzun analizlere girmeyeceğim..
    ama herkesin gördüğü gibi galatasaray'da "kaptanlık" bitti. aslında hiç olmaması gerekenler kaptanlığa getirilmeye başlandı.
    geçen yıl bir yazı yazdım, kaptanlık üzerine..
    galatasaray'ın gelmiş geçmiş en büyük kaptanlarından, efsane adam baba gündüz'ün hem de kendisi henüz oynarken, bir soyunma odasından sahaya çıkışta, gencecik turgay şeren'i nasıl öne sürdüğünü "bundan sonra kaptan sensin" dediğini, turgay'ın nasıl şaşırıp utandığını, ama baba'nın onu nasıl ikna ettiğini anlattım.
    öyküyü bana bizzat baba gündüz anlatmıştı..
    futbolunun son günlerine geldiğini biliyordu. liseli gencecik turgay'daki müthiş futbol yeteneğini görmüştü. "en az 20 yıl bu formayı giyer" demiş ve yakın gözlemeye almıştı. turgay'da aradığı liderlik vasıflarını bulmuştu. karakteri, gençlere örnek olacak düzeydeydi. turgay eninde sonunda galatasaray'da kaptan olacaktı.. "o zaman niye şimdi olmasın?.. niye galatasaray'ın başında 20 sene kalmasın" demişti ve bir gün tünelde sırtını sıvazlayıp "hadi bakalım öne geç, ben senin arkandan geleceğim" demişti.. turgay, baba'yı utandırmadı. tıpkı onun gibi bir efsane kaptan da o oldu. turgay kaptanın tüm zamanını gazeteci olarak yaşadım ve baba gündüz'ün nasıl doğru seçim yaptığını gördüm. ..ve bütün bu bildiklerimin ışığında galatasaray kaptanlığına senin getirilmeni önerdim.
    iyi bir galatasaraylıydın. gençtin, yeteneklerin büyüktü. galatasaray'da yıllarca oynayabilirdin. takım arkadaşların seni çok seviyorlardı. saha içinde takıma liderlik yapacak vasıfların vardı.. kaptanlığa gelmen için yılların geçmesine gerek yoktu.
    yönetim bu düşünceme katıldı. bu sezon başında takım kaptanlığına getirildin.
    şimdi başarmak zorundasın.
    1-galatasaray için..
    2- kendin için..
    3- seni öneren benim için, başarmak zorundasın..
    şimdi seni kaptanlığa öneren ağabeyin olarak önerilerim var. iyi dinle..
    ilk iş olarak turgay kaptanı ziyaret et.
    galatasaray'a nasıl kaptan olduğunu bir de o anlatsın sana.. sonra da galatasaray kaptanlığının ne olduğunu..
    turgay kaptan'ı örnek alırsan, sırtındaki yük hafifler..
    şu iki sözcüğü sakın aklından ve yaşamından sakın çıkarma..
    sportmenlik ve centilmenlik..
    saha içinde sportmenliğinle arkadaşlarına örnek olmalısın. daha ilk resmi maçında hakeme itirazdan kırmızı kart gören (gören de takımın en çaylağı, en haddini bilmesi gerekeni üstelik) bir takımın kaptanı olduğunu hiç aklından çıkarma. galatasaray, hakemlerin nefret ettiği bir takım olmaktan çıkmalı. sen hata yapmıyor musun?. hakem de yapacak.. sen saldırırsan, takım da saldırır. hakemin nefretini kazanırsınız. bunu iyi bil. sportmenlik sadece bir jest değildir. uzun vadede kazandırır.
    sadece hakemlere değil tabii, rakiplere de sportmen olmalısın örnek bir kaptan olarak.. saha içinde arda'nın çirkin bir hareketini artık kimse görmemeli..
    arda ve takımı, yenmek kadar yenilmeyi de bildiğini göstermeli. spor bu. sportmenlik bu.. centilmenliğe gelince..
    görüyorsun, özel yaşamın da adım adım izleniyor.. altındaki arabadan, yanındaki kadına kadar göz altındasın. her davranışın haber oluyor. olsun.. "olacak" diye gençliğini yaşamaktan vaz geçme..
    şöhretin var, paran var.. gözdesin. bunları değerlendirmek, hayatın tadını sonuna dek çıkarmak hakkın..
    sana formasını verdikleri metin kaptan öyleydi mesela.. çok canlı, çok dolu yaşardı. ama dünyanın en centilmen adamıydı..
    özel yaşamında, hele kadınlara karşı tam bir centilmen olduğunu göstermeli, kanıtlamalısın.. seni örnek alan milyonlarca genç var, unutma sakın.. ..
    ve şimdilik son öğüt..
    asla ama asla şımarmamalı, şımarıkça davranmamalısın..
    gene büyük kaptan metin oktay'dan örnek vermek isterim. fenerbahçe'yi, fener'in favori olduğu maçta 5-0 yenmişlerdi. 4 golü metin atmıştı. soyunma odasına gittim. (o günlerde gazeteciler soyunma odasına gider ve röportaj yazarlardı. maç günleri istihbarat defterindeki görev paylaşımında "soyunma odası" da yer alırdı.) oda bayram yeriydi. herkes çılgın gibi bağırıyor, zıplıyor, kucaklaşıyordu. birden gözüm metin'e takıldı. bir köşede oturmuş, başını iki elinin arasına almıştı. sanki maçı 5-0 kaybeden takımın kaptanı oydu. ya da çok kötü bir haber almıştı.. koştum "hayrola?.. ne var" diye.. başını kaldırdı. beni gördü..
    "hıncal" dedi.. "yarın gazetelerin benim için neler yazacağını tahmin edebiliyor musun?.. allah beni şımartmasın!.."
    o sahne, o laf aklımdan hiç çıkmadı arda!..
    hiç çıkmadı..
    senin de kulağına küpe olsun..
    iyi kaptan ol arda!.. örnek kaptan ol!.. bir efsane kaptan da sen ol..
    yarınlara kal.. yarın biri de seni anlatsın, genç galatasaraylılara!..
    yanaklarından öperim!..
    hıncal ağabeyin..

    --- alinti ---
  • 183
    her ne kadar sözlük ahalisi tarafından pek sevilmese de yazılarını başarılı bulduğum, her şey hakkında bilgisi olmasını yıllara göre yaptığı işler ve tecrübeyle doğru orantılı olduğunu düşündüğüm, gözümde türkiyenin en önemli ve en etkili yazarlarından biri. ayrıca galatasaraylı. arda için harika bir yazı yazmış ve kaptanlığın ne olduğunu çok güzel özetlemiştir.
  • 186
    galatasaray olmasa da yazacagi milyonlarca sey bulunan; bana gore turkiye'nin en kulturlu yazar. yazilarini keyifle ve sikilmadan okudugum nadide yazarlardan da biri ayrica. evet belki zaman zaman galatasaray hakkinda sacma sapan atip tutuyor, bunlara ben de kiziyorum. ama bazen de o kadar guzel tespitler yapiyor ki ayakta alkisliyorum. bir takimi ele alirken bir kismini degil butununu ele aliyor. en azindan karakterli ve durust bir adam. lafini kimseden esirgemiyor ve lafinin arkasinda duruyor.

    kendisi ayrica oldukca iyi de bir galatasarayli. burda hincal ulucu begenmeyen, atip tutan bazi arkadaslar herhalde selcuk yula'nin galatasarayli versiyonunu istiyorlar. bir ornek vermek gerekirse, tobol'u zar zor 2-0 yenince bu takimin onu acik, avrupa sampiyonu olucak bir takim yaratmis rijkaard diyecek bir yazar paklar sanirim onlari. (bkz: atip tutmak)

    not: rijkaard'i kotulemiyorum ayrica ornek olarak soyledim.
  • 188
    kırkbeş yaş üstü spor yazarlarının içinde belki de en iyi niyetlisidir. skor yazarlığı yapmamaya çalışır, olaylara farklı bakış açıları getirmeye çalışır, tabuları eleştirir, göze hoş gelen futbol ister vs. ama tüm bunları en nihayetinde seksenlerin futbol mantalitesi ile yaptığı için olsa gerek, çağa ayak uyduramaz. hatta yer yer saçmalar. örneğin hücum futbolu ister, ama bir takımın hücum kabiliyetinin sahadaki forvet sayısı ile doğru orantılı olduğunu sanır. hatta 3'lü defansın dörtlü defanstan, genel bir ilke olarak, daha ofansif olduğunu düşünecek kadar çağın gerisindedir. ona göre, avrupanın güçlü devleri karşısında dengeli futbol oynamak korkaklıktır. ama, bir avrupa devine hücum edip fark yerseniz de beceriksizlikse suçlanırsınız onun tarafından.

    seksenlerde kaldığının en önemli kanıtı ''korkaklık'' takıntısıdır bana göre. seksenlerdeki ''nasılsa yenileceğiz, bari fark yemeyelim'' anlayışının hala devam ettiğini sandığından, seksenlere göre ilerici bir tavırla, teknik direktörlerin korkusuzca hücum etmelerini ister. anlamadığıysa, avrupa karşısındaki o aşağılık kompleksini bırakın anadolu takımlarını, fenerbahçe'nin bile aşmış olduğudur. eğer barcelona değilseniz, avrupada, ancak alan daraltıp rakibi durdurarak başarılı olabileceğiniz gerçeğinin de farkında değildir. o, üç kişiyi geride bırakıp kalan herkesi ileri göndermemizi ister; tıpkı seksenlerdeki gibi.

    büyük futbolcu takıntısı da seksenlerden kalmadır. bir tek futbolcunun, takımı ne kadar kötü olursa olsun, takımına maç kazandırabileceğine ve hatta takımını şampiyon yapabileceğine inanır. galatasaray'ın favori olmadığı bütün derbilerden önce, galatasaraylı ahı gitmiş vahı kalmış bir yıldıza özel vurgu yapar. takımın yerlerde sürünmesine rağmen onun çıkıp takımı kurtaracağını iddia eder. hıncal uluç'un mantığı doğru olsaydı eğer, ronaldinho'lu milanın geçen sene daha başarılı olması gerkmez miydi? (uyan hocam! maradona ve arkadaşları futbolu çoktan bıraktı.)

    yazıma başlarken değindiğim gibi, piyasadaki yaşdaşı pek çok yazar bozuntusundan daha iyi niyetlidir . ama sadece iyi niyet yetmiyor. lafla peynir gemisi yürümüyor.

    spor dışı konulardaki yazıları ise tipik küçük-burjuva entellektüelliğidir işte. o kadar uzun boylu üzerinde düşünmeye gerek yok.
  • 189
    bugün, fotomaç gazetesinde galatasaray hakkında yazdığı yazıyla geçen yıldan itibaren sevmediğim hatta nefret ettiğim o hafta oynamayan veya yedekte bekleyen ''x'' futbolcusunun yeteneklerini ve kalitesini olduğundan çok fazla göstererekten teknik direktör eleştirisi yapan ve bu sayede teknik direktörün güvenilirliğine darbe vurmaya çalışan yazılarını bu senede devam ettireceğini gösteren yazardır.
  • 192
    sabah sabah arda'ya sallamış güzel ülkemin en nefret edilen 3-5 insanından olan şahıs. bu konuda benim için ilk 3'e rahat girer. ben hayatımda bu adamı seven bir insanla karşılaşmadım eğer kendisini seven varsa onlara diyecek bir şeyim yok ! bende bir gazeteci adayıyım ama bu adamı görünce insan bir kez daha düşünüyor.

    kendisi, gördüğü gereksiz sarı kart yüzünden arda'yı yani koskoca galatasaray kaptanını zavallılaşmakla suçlamakta. bu, kendi sıfatını başkasına yüklemekten başka bir şey değil !
  • 193
    huysuz bir ihtiyar olduğunu yine kanıtlamıştır. arda nın maçtan sonra sahaya girmesinin yeni kurallara göre hata olduğunu zevkle söylerken, arda nın gördüğü sarı kartın dünyada eşi benzeri olmadığını, dünyanın hiç bir yerinde hiçbir kuralda geçmediğini nedense söyleyememiştir, bu sene de içimizdeki irlandalılardan birisi olacağını göstermiştir. bu adamın derdi ne bizimle ne de fenerle tek derdi var o da popüler olanı eleştirmek.
  • 195
    her şeyi bilen yurdum insanının egosu gelşmiş ve bir gazetede yazma imkanı bulmuş türüdür sadece. özellikle futbol konusunda. futbolcularıyla günlerce aynı bardaktan su içen, saatlerini berbaber geçiren, futbolcusunun attığı her adımı takip eden teknik direktörden daha iyi bilir kimin daha iyi oynayıp oynamayacağını. henüz sezon başında, her türlü başarıyı küçümseyip sadece kendisinin doğru bildiğini zannetmek cehl-i mikabtır. hadi galatasaray'a saldırması vaka-i adiyyeden artık. ancak garibim gaziantepspor hocasının çaresizlikten mehmet yozgatlı ve olcan adin ikilisinden bek yaratma çabasını müthiş kafa reformu, hücum futbolunun bir neticesi olarak yansıtması kargaları bile güldürmektedir. serdar kurtuluş ve ivan de souza takıma döndükten sonra her ikisinin de bir daha bek pozisyonunda oynamayacağı zamanları görmezlikten gelecektir.
    her zamanki ukalalığıdır,ciddiye almamak lazım.
  • 198
    arda'yi elestirdi diye sozlukten yemedigi laf kalmayan galatasarayli yazar. yazdiklarinin dogru veya yanlis olmasina girmeyecegim. bana gore verilen kart hakemin artistligidir ama konuyu degistirmeyelim simdi. hincal uluc niye denizlideki yarim saatlik elektrik kesintisini yazmadi da buyuk skandal vs diye arda'nin yemis oldugu sacma sapan karti yazdi. cunku arda'ya deger veriyor. arda'ya hepimizin verdigi kadar deger veriyor. arda'yla ilgili bir olay oldu mu olumlu elestiriler oldugu kadar olumsuz elestiriler olmasi kadar dogal bir sey de olamaz bence. arda'ya bu laflari selcuk yula etmis olsaydi ben de ayni sizler gibi sayip soverdim. cunku fenerbahceli bir adamin bizim futbolcumuza dil uzatmasi kadar anlamsiz bir hareket ancak ilgi cekmeye calismasi olarak yorumlanabilir. ancak galatasarayli oldugunu hepimizin bildigi hincal uluc bunlari yaziyorsa elbet bir sebebi vardir. elestiriler olacak ki gelismeler olsun.

    kacimiz sari kirmizi gozluklerini cikarip galatasaray'a tarafsiz gozle bakmaya calisiyoruz? hincal uluc iste bunu yapiyor. belki elestirileri agir bir dille yapiyor ama asla boyundan buyuk konusmuyor. her zaman iyiyi konusan yazarlara ihtiyacimiz oldugu kadar hincal uluc gibi yazarlara da galatasaray olarak ihtiyacimiz var bence. sunu unutmayin ki agir bir dille elestirdigimiz fener medyasina karsi bu takimi savunabilecek tek adam da hincal uluctur. o yuzden ilgi cekmeye calisan zavalli, simarik, huysuz bir ihtiyar degildir!
  • 199
    galatasaray, yenilir, ama eğilmez.. galatasaray eğilir, ama futbolu ucuzlatmaz..
    arda, tüm arkadaşlarına, tribünlere, ekran başındaki milyonlara, galatasaray kaptanlığının ne olduğunu göstermesi gereken arda, zavallılaştı. ufaldı, minnacık oldu..

    yukarıdaki sözlerin sahibi kişi, ayrıca ilgi çekmeye çalışmıyor ve üslubu da gayet düzgün. tahmini olarak da kasım ayı civarlarında rijkaard'ı istifaya davet edecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın