2130
bizim antalya da köy yerinde bir marketimiz var yazlık bir yer, yayla olarak geçer. ben çok küçükken babamlar antalya da merkezden bir yer alıp ev yapmışlar. babam o ara borca girmiş mark üzerinden,borca girdiği kişide yakın bir akrabası. adam tefecilik yapıyor.o ara mark tedavülden kaldırılıyor bizim batış sürecimiz başlıyor vs vs.
bunları anlatırken gözlerim hala dolu dolu olur sözlük.
ablamların okulu var diye kışın antalya da ki gecekondu evimize geçiyoruz. annem işe sera köşelerinde çalışmaya gidiyoruz hep. o aralar zatürre olmuşum. babam köyde biz ise iki ablam ve annemle antalyadayız. para yok, evde yiyecek içecek yok. isınacak hiç birşey yok odun sobasına sürekli olarak çevrede ki çalı çırpıdan ve gazetelerden atıyoruz. hastalığım için iğne olmam gerekiyor fakat sağlık karnesi yok. öz teyzemden istiyoruz, enişte kızar diye veremiyor, araba gerekiyor öz dayım bir kere olsun hastaneye götürmüyor. antalya yı bilen varsa az çok anlar. havalimanı tarafından devlet hastanesine yürüyerek götürüyor annem beni her gün. kadın çaresiz... babam yok, para yok.o aralar komşumuzun çocuklarında hep formalar, hep bir ayakkabılar. benim sadece bir kazağım var incecik annem örmüş onu da, ne kadar istesemde forma al(a)mıyor kadıncağız. forma dediysem orijinal vs değil pazardan ha :) o aralar hep bir buhran. rahmetli dedem,benim ismim onun babasının ismi diye beni çok severdi. bir gün annem son iğne diye beni götürmek istedi fakat artık vücudumun her yeri mos mordu iğne vurulmaktan.beni bir türlü götüremediler, dedem en son sana o sarı kırmızı formadan alacağız dönüşte dedi. dedem bunu söyledi ya ellerim ayaklarım değil tüm vücudumu deşseler umrumda olmazdı o an.
komşumun çocuklarında gördüğüm o formalardan bir tanesi benim olacak ya dünya benimdi o an.
yine 15 kilometre yolu annemin sırtında yürüyerek gittik. kadıncağızın otobüs parası bile yok. forma parası diye ayırmış.
ben formanın ismini düşünüyorum o ara evde hep gazete yaktığımız için hasan şaş ın resmini hep görürdüm. hep onu severdim niye ise.
son iğnemi olmuştum. acı vs umrumda değildi artık formam olacaktı.
eve kaç saate döndük bilmiyorum. pazar kurulmuş formalar asılmıştı o direklere.
annem cebinden bozuk paraları çıkardı fakat tam hatırlayamasam da yetmiyordu.
o an dünyayı yıktım alamadık diye. daha bir sokak öteden dedem duymuş sesimi.
yaşlı adam koşa koşa geldi. annem utançtan kimsenin yüzüne bakamıyor, dedem cebinden bir miktar para çıkartıp aldı o formayı bana.
o formayı tam 7 sene sakladım sözlük. her gol attığımda hasan şaş diye bağırırım mahallede.
her hasan şaş ismini gördüğümde o anlar gelir hep gözümün önüne. dedem rahmetli oldu, babam işlerini yoluna koydu.
inanın sözlük şimdilerde durumumuz hamd olsun çok çok iyi. şuan 10 formayı alacak kadar durumum var fakat ben o bez hasan şaş formamı hiç unutamıyorum.
bir forma diyip geçemiyorum.
o formayı alamadığı için dökülen annemin göz yaşlarını hiç unutamıyorum.
şimdi her store alışverişi yaptığımda bir durumu olmayan çocuk için forma alırım.
gece vakti aklıma düşen bu anılar içime sığmadı.
bu kadar şeyi içimi dökmek için yazdım.
kusurum olduysa affola.
bunları anlatırken gözlerim hala dolu dolu olur sözlük.
ablamların okulu var diye kışın antalya da ki gecekondu evimize geçiyoruz. annem işe sera köşelerinde çalışmaya gidiyoruz hep. o aralar zatürre olmuşum. babam köyde biz ise iki ablam ve annemle antalyadayız. para yok, evde yiyecek içecek yok. isınacak hiç birşey yok odun sobasına sürekli olarak çevrede ki çalı çırpıdan ve gazetelerden atıyoruz. hastalığım için iğne olmam gerekiyor fakat sağlık karnesi yok. öz teyzemden istiyoruz, enişte kızar diye veremiyor, araba gerekiyor öz dayım bir kere olsun hastaneye götürmüyor. antalya yı bilen varsa az çok anlar. havalimanı tarafından devlet hastanesine yürüyerek götürüyor annem beni her gün. kadın çaresiz... babam yok, para yok.o aralar komşumuzun çocuklarında hep formalar, hep bir ayakkabılar. benim sadece bir kazağım var incecik annem örmüş onu da, ne kadar istesemde forma al(a)mıyor kadıncağız. forma dediysem orijinal vs değil pazardan ha :) o aralar hep bir buhran. rahmetli dedem,benim ismim onun babasının ismi diye beni çok severdi. bir gün annem son iğne diye beni götürmek istedi fakat artık vücudumun her yeri mos mordu iğne vurulmaktan.beni bir türlü götüremediler, dedem en son sana o sarı kırmızı formadan alacağız dönüşte dedi. dedem bunu söyledi ya ellerim ayaklarım değil tüm vücudumu deşseler umrumda olmazdı o an.
komşumun çocuklarında gördüğüm o formalardan bir tanesi benim olacak ya dünya benimdi o an.
yine 15 kilometre yolu annemin sırtında yürüyerek gittik. kadıncağızın otobüs parası bile yok. forma parası diye ayırmış.
ben formanın ismini düşünüyorum o ara evde hep gazete yaktığımız için hasan şaş ın resmini hep görürdüm. hep onu severdim niye ise.
son iğnemi olmuştum. acı vs umrumda değildi artık formam olacaktı.
eve kaç saate döndük bilmiyorum. pazar kurulmuş formalar asılmıştı o direklere.
annem cebinden bozuk paraları çıkardı fakat tam hatırlayamasam da yetmiyordu.
o an dünyayı yıktım alamadık diye. daha bir sokak öteden dedem duymuş sesimi.
yaşlı adam koşa koşa geldi. annem utançtan kimsenin yüzüne bakamıyor, dedem cebinden bir miktar para çıkartıp aldı o formayı bana.
o formayı tam 7 sene sakladım sözlük. her gol attığımda hasan şaş diye bağırırım mahallede.
her hasan şaş ismini gördüğümde o anlar gelir hep gözümün önüne. dedem rahmetli oldu, babam işlerini yoluna koydu.
inanın sözlük şimdilerde durumumuz hamd olsun çok çok iyi. şuan 10 formayı alacak kadar durumum var fakat ben o bez hasan şaş formamı hiç unutamıyorum.
bir forma diyip geçemiyorum.
o formayı alamadığı için dökülen annemin göz yaşlarını hiç unutamıyorum.
şimdi her store alışverişi yaptığımda bir durumu olmayan çocuk için forma alırım.
gece vakti aklıma düşen bu anılar içime sığmadı.
bu kadar şeyi içimi dökmek için yazdım.
kusurum olduysa affola.