resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 1
    https://pbs.twimg.com/media/B5y7i1cIEAAIeiG.jpg

    26 aralık 2014 gençlerbirliği galatasaray maçındaki ilk 11'i doğru bulmadım. müdahale gelene kadar sıkıcı bir maç olmasını bekliyorum. olaylar olup bittikten sonra değil de öncesinde yazma gereği duydum.

    öncelikle takımda çok eksik var. bu açıdan hamza hoca'nın elindeki seçenekler az. yine de hamit'in sağ açık olmasını doğru bulmuyorum. olcan bana göre formsuz(bilmemkaçıncı lig takımlarına karşı kupa maçıyla gelmeyin). orta sahada sneijder de yokken burak'ın orta sahada daha çok top alması ve bunların çok büyük kısmını kaybetmesi yüksek ihtimal. orta sahada defansif yükü selçuk çekmeye çalışacak gibi duruyor. ofansif organizasyonda da emre çolak'ın ayağına bakmamız muhtemel. sneijder olmayınca(ona yapılan markajlar sebebiyle) geriye kalan oyuncularımız önceki maçlarda buldukları boşlukları bulamayacaklar. daha sıkı marke edileceklerdır. daha melo'nun eksikliğine gelmedim... bir de melo'nun eksikliğini ekleyin şimdi.

    anlayışı görmeden yorum yapmak çok doğru değil. eğer ofansif bir anlayışla çıkacaksak melo'nun da olmadığı bu maçta defansımızda büyük açıklar vermemiz ve en büyük sıkıntı olarak da hakan balta'nın ağır kalarak rezalet bir maç geçirmesi muhtemel. eğer defansif bir anlayışla çıkarsak ise hücum konusunda ciddi sıkıntılar yaşamamız muhtemel.

    geldiğinden beri bende büyük bir güven oluşturdu kendisine dair hamza hoca. eğer bu kadroya da bu dizilişle de iyi futbol oynatıp galibiyet alırsak çok büyük bir başarı. bize de helal olsun demek düşer.

    kenardan müdahale gelene kadar sıkıcı bir maç olmasını bekliyorum. bana göre favoriyiz. eksikler olsa da rakip sonuçta gençlerbirliği. hep söyledim ligde doğru kadro doğru diziliş doğru anlayışla her takıma karşı net favoriyiz. iyi olduğumuz zaman oyun olarak eze eze kazandık ben kendimi bildim bileli.
  • 4
    http://3.bp.blogspot.com/...00/hamza%2Bnikah.jpg

    düğününde bile sarı-kırmızı giyen adama ne denir ki? adam senden benden daha galatasaraylı. düğün davetiyesinde saate 19:05 yazdırmak, düğünde galatasaray marşı çaldırmak falan kolay iş, giy bakalım sarı kırmızı damatlık ya da hayal et nasıl olur diye? etrafımda galatasaraylılığımı bilmeyen yok ama düğünümde sarı kırmızı damatlık giymeye cesaret edemezdim. helal olsun hocaya. mutluluklar...
  • 5
    --- alıntı ---

    galatasaray teknik direktörü hamza hamzaoğlu, 2014'ü uğurlarken, sarı-kırmızılı kulübü takip eden muhabirlerle bir araya geldi, merak edilen bir çok konuya açıklık getirdi. aqua florya'da bulunan tribeca restoran'da yardımcıları ile galatasaray muhabir platformu'nun konuğu olan hamzaoğlu, her soruya yanıt verdi, zaman zaman espri yapmaktan geri kalmadı.

    hamza hamzaoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

    * 42 yaşındayken süper lig alıştırmıyorsam, 45 yaşında büyük takım çalıştırmıyorsam ben kendimi iyi ve yeterli bir teknik direktör olarak görmem. koyduğum hedef buydu.
    * bir sürü çevren var, milletvekili falan birini araya sok, iyi yerden başla... en aşağıdan başladım. başardıkça bir yere varmak beni mutlu ediyor. birisi bugün götürsün beni milan'ın başına koysun. mutlu olmam.
    * ben bir şeyleri yaptıktan sonra oraya layık olmalıyım. asla hiçbir göreve talip olmadım. ben istenmeliyim. hiçbir zaman giderken de ben bunu hak ediyorum demedim. ondan sonra hak ettiysem layık görülür.
    * fatih (terim) hocayla görüşüyoruz ama sık sık değil. gelmeden önce ondan izin aldık. teklif geldiğinde şaşırmadı, sadece 'yapabilir misin?' dedi. 'yaparım' dedim, 'devam et' dedi.
    * biz insanız, yaptığımız şey de spor. hataya müsaitiz. futbolda da birisi kazanacak, birisi kaybedecek. bazen biz kaybedeceğiz. benden daha üstün oynayanı tebrik etmeyelim mi?
    * oyuncu, uzun toplantıları sevmez. oturup saatlerce oynadığım maçı izlemeyi ve özellikle hocanın uyarılarını istemezdim. bu bir oyun ve talebenize bunu öğretirken, ona bunun bir oyun olduğunu ve eğlenerek öğretmeniz gerekir.
    * mersin maçından önce oyuncular antrenmanı bitirmek istemedi. şevklerini kırmadım ve devam ettik.
    * geriye yaslandığınız zaman gol yiyoruz. bunu gençlerbirliği'nde yaşadık. bu alışkanlıklardan kaynaklanıyor. onları aşmamız lazım.
    * insan mutlu olmadığı bir yerde mutlu olmadığı bir ortamda başarılı olamaz. selçuk herhalde mutlu değildi. ya da kendinden her şeyi verecek bir ortamı bulamamıştı.
    * fenerbahçe'ye verilen penaltılara bakmıyorum. hakemler hata yapıyorlar. ama kasıtlı yaptıklarını sanmıyorum. etkilenmiyorlar mı, etkileniyorlar. ama biz hep hataları görüyoruz. onların yaptığı doğru şeyi görüyor muyuz? görmüyoruz.
    * borçlar yavaş yavaş insanları doğru yola getiriyor. yerli oyuncular ve teknik adamlar o yüzden daha revaçta. 10 tane yabancı teknik adam gelsin kaç kişi başarı için gelir? çok azı. çoğu para için gelir. ama yarın ekonomimiz düzelsin yine uçarız, para savururuz. aidiyet duygusu olmadan hiç birşey olmaz.

    1995 ile bugün arasında fark var

    "şimdiki galatasaray ile 1995 yılları arasındaki galatasaray arasında çok büyük farklar var. sosyal ve ekonomik şartların çok büyük etkisi var. o zaman, alp yalman zamanında borcumuz yoktu."

    acelemiz ne ki?

    hamza hamzaoğlu, ara transfer konusunda henüz raporunu hazırlamadığını dile getirerek, "beşiktaş maçını bitirmemiz lazım. acelemiz ne ki" diye konuştu.
    oynanması ve kazanılması gereken bir karşılaşma olduğunu hatırlatan hamzaoğlu, "maçtan sonra biz de isteklerimizi söyleyeceğiz. istemesek de ayrılacağımız arkadaşlarımız olacak. 32 kişiyle antrenman yapıyoruz kolay bir şey değil" yorumunu yaptı.
    sarı-kırmızılıların teknik patronu, ara transfer konusunda da şu yorumu yaptı:
    "çok fazla bir beklentiye girmeyin. imkan olsa bir çok şey yaparım. niye yaparım? elimdakiler kötü diye değil, daha kaliteli olsun diye yaparım. alternatif oyuncu alırım."
    hamza hoca, "transfer politikanız nasıl olacak?" sorusuna ise, "kalırsam, kulübün bütçe olarak düzgün olmasına bakacağım. yüksek ve garanti kontratlar olmayacak. elimizde genç ve gelecek vaat eden futbolcularımız var. bunlar 6 ay oynayabilecekleri bir yere gidip kendilerini göstermeliler. sinan gümüş'ten beklentim çok yüksek açıkçası. onu kiralamak istemiyorum, bizimle çalışmasından yanayım. yasin daha önce geldi ' ben bir yere gitmek istemiyorum' dedi. bende 'seni kimse zorla bir yere yollamaz dedim' kaldı. " dedi.

    'sneijder'le kavga ettik'

    sneijder için kendilerine gelen bir teklifin bulunmadığını söyleyen hamza hamzaoğlu, espri yaparak, "sneijder ile az önce kavga ettik" dedi ve şöyle devam etti:
    "ne sneijder bana geldi, 'hocam bana teklif var oynamak istiyorum' dedi ne de bir kulüp bizi aradı. şu dönemdeki transfer haberleri olumsuz etkiliyor. oynayacağımız çok önemli bir maç var. maç öncesi oyuncunun konsantrasyonu transfere çevrildiği anda oyuncunun konsantrasyonu bozulur.

    burak'ın kendisiyle beraber yükselen performansı konusunda ise hamzaoğlu, "istatistiklere baktım gelmeden önce. bizden önce maç başına topla buluşma sayısı 22'ydi. bizimle birlikte 48 olmuş. pozisyonunu değiştirdim. burada amacım onu daha fazla topla buluşturup onu daha fazla oyunda tutmak. bu hamleyle birlikte golde de daha fazla bulunuyor" dedi.

    devre arasında kimlerin gidip gitmeyeceği ile ilgili olarak da teknik adam şunları söyledi: "8 yabancımız var. kimseyi göndermeyi düşünmüyorum. ama gelipte bana ' hocam bana buradan teklif var, iyi para veriyorlar veya kariyerim için önemli' derse ona yardımcı olurum. kulübe kazanç sağlayacaksa hiç kimseyi tutmam. ama şu an ikinci yarıya sekiz yabancılya devam etmek istiyorum. süre alamayan yerliler var. bazılarının gidip oynamalarını istiyoruz. bu oyuncular sonuçta bu kulübün bir değeri. ileriye doğru hazırlamalıyız.

    '3 puanı versinler o zaman'

    'istatistiklere baktığınızda beşiktaş'a karşı üstünlüğünüz var' hatırlatması üzerine hamzaoğlu yine esprili bir yanıt verdi.
    hamzaoğlu, "o zaman oynamayalım versinler üç puanı. olimpiyat stadı'nda oynayacağız. zemini iyi değil ama oynayacağız. beşiktaş maçı bir maç önce olsaydı konya'da oynardık. ancak son maç olması sebebiyle konya'ya git bir daha geri dön yapılan programlar aksayacaktı" diye konuştu.

    'biliç değiştirsin'

    hamzaoğlu, beşiktaş derbisinde taktiğinin ne olacağı ve sistemi değiştirip değiştirmeyeceği konusundakı soruya da yine esprili bir cevap vererek, "biliç değiştirsin bence. olmaz mı. maç esnasında bir sıkıntı olursa saha içinde icabına bakarız. oyun bir başlasın görürüz. kazınırsak mutlu bir tatil geçireceğiz. ama bu herşeyin sonu değil. hedefimiz belli. önemli olan sezonun sonunda yukarıda kalmak. istanbul'daki derbilerin yarı yarıya taraftarın olması lazım. ayrıştırdık insanları.
    iki kişi kavga etti, dedik artık burada toplanmayacaksınız. ne oldu seyircisiz kaldık" ifadelerini kullandı.

    kamp programının kendilerinden önce yapıldığını belirten hamzaoğlu, şunları söyledi: "bizden önceki dönemde bir program yapılmış. aslında fazla bir izin verilmiş. biz bu izni kısıtlamak istemedik. çünkü oyuncularımızın hepsi tatil programlarını yapmışlar. onlara verilmiş bir şeyi geri almak moral bozukluğu yaşatır. tüm planları alt üst olur. 14'ünde antrenmanlara başlıyoruz. bu süre bayağı uzun. biz de şöyle bir çözüm bulduk. 4 gün dinlenebilirsiniz. ama 4 günden sonra bizim vereceğimiz programı mutlaka yerine getirin. çünkü geldiğiniz gün biz sizi bu seviyede kabul edeceğiz. ona göre antrenmanlara başlayacağız. 4 gün hiçbir şey yapmadan dinlebilirler. tatillerini yapabilirler. 4 günden sonra ayın 13'üne kadar mutlaka yapmaları gereken programları olacak. genelde ortak bir program uygulayacağız.

    yabancı kontenjanı konusunda ise hamzaoğlu "yabancıların serbest kalmasına yönelik düşünceler var. bilinçli olduktan sonra bütün sınırları kaldırın. ama şimdi yabancı sınırlamasını kaldırdığınız zaman ne değişecek? yabancının en çok serbest kalmasını kimler istiyor! büyük kulüpler. küçük kulüpler de istiyor. yabancı serbest kalsın türklere çok para veriyoruz diyorlar. piyasayı kulüpler kendi kendine yükseltti.
    akhisar'da bize futbolcu geliyordu. 'kaç lira diyorduk'? 1 buçuk milyon euro diyorlardı. 350 bin euro diyordum. böyle alırsanız alın diyordum. niasse'yi 75 bin euroya almıştık ama daha parlamamıştı. bize fahiş fiyatlarla satılıyorlar. fiyatı veren kulüp. verme bu paraları" ifadelerini kullandı.

    galatasaray'dan futbolcu iken kopuş hikayesini ise hamza hamzaoğlu şöyle anlattı: "ben son gün 5'e 5 kala imza attım. ben imzayı attım parayı bankaya yatırdılar. son güne kadar kulüpten bir adım bekledim. ben imzayı atarken souness hocamızdı. hamza ile anlaşın mutlaka, bu şekilde kalmasın demiş. sezon bitmeden daha üç dört hafta kala bülent, arif ve okan ile anlaştılar. ben de o dönem ikinci kaptan pozisyonundayım ve sürekli oynayan bir oyuncuyum. hiç ses seda yok. bizi çağıran yok. onları adnan polat ofisine çağırdı tek tek konuştu. son maça çıkacağız, son hafta. bizi adnan sezgin odasına çağırdı. 4 kişiyi. onlara verilen rakamın aşağı yukarı yarısı. onlara yarısı peşinat verildi, bize hiç peşinat yok. iki yıllık kontratlar. ekim, nisan halinde 4 taksitte alacağız parayı. daha önceki sözleşmemizde aynı şeyi yaptılar. o dönem galatasaray'da kalma adına her türlü fedakarlığı yaptık. yine de yapmaya hazırdık. bu şekilde gelmeyi kendime yakıştıramadım. ben dedim beni istemiyor musunuz? yok istiyoruz. nasıl olacak bu iş. bu rakamı size verdik. atarsanız atın, atmazsanız gitmememizi mi istiyorsunuz? biz bir şey söylemeyecek miyiz dedim. söyleyebilirdik ama değişen bir şey olmaz dediler. ben o rakamlara kadar da düştüm. yalnız dedim bir kuruş arttırın. sizden bir adım göreyim. ben de son gün baktım hala bana gelen yok. 5'5 kala gittim star'da imzayı attım. içim kan ağlaya ağlaya. işin özü bu. bana yapılan böyle bir transfer görüşmesini kendime yakıştıramadım."

    --- alıntı ---

    http://www.milliyet.com.tr/...1992458-skorerhaber/
  • 8
    --- alıntı ---

    galatasaray’da 90’lı yıllarda futbol oynadınız. sekiz numaralı, önünde show tv yazan düz sarı formayla gözümüzün önüne getiriyoruz sizi. akılda kalan bir onbirin parçasıydınız. nasıl bir ortam vardı futbolculuk adına?

    arif benim ilk oda arkadaşımdı zaten. biz florya’nın kapısından içeri birlikte girdik ve ilk kaldığımız oda da burasıydı. yine buraya nasip oldu. (şu anda hamza hamzaoğlu’nun jupp derwall sahası’nı gören çalışma odası) arif’le bir yıl boyunca biz burada oda arkadaşlığı yaptık. hepimiz bir gençleştirme operasyonunun parçalarıydık. zeytinburnu’ndan arif, inegölspor’dan metin, tugay, taner, tayfun... hepimiz tesislerde kalıyorduk ki bu isimlerin çoğu zaten altyapımızda yeni gençleri galatasaray’a kazandırmaya çalışıyor. güzel bir sezondu bizim için. ilk geldiğim sene mustafa denizli ile beraberdik ama çok başarılı olamadık o sezon. yeni gelmiş gençler ve uzun yıllar galatasaray’a hizmet vermiş oyuncuların bir karışımıydı o takım, bir geçiş dönemiydi. ama bir sene sonra hem hakan şükür’ün transferi hem kalli’nin gelmesiyle daha iddialı bir takım olduk. oturmuş, genç bir kadro oluşmuştu, hakan şükür de destek verince kalli’yle beraber şampiyon olduk. tabii kalli inanılmaz bir adamdı, onun kuralları, kanunları vardı.

    "aslinda sağ ayağim daha iyidir"

    hamza hamzaoğlu’nun sağ ayaklı mı yoksa sol ayaklı mı olduğu tartışılırdı. doksanlı yılların türk futbolunda çok rastlanan bir şey değildi ters ayakla kanatta oynayan futbolcular…
    aslında benim sol ayağım çok iyiydi. sağ ayağımdan daha iyiydi diyebilirim galatasaray’a geldiğim zamanlarda. burada bir sakatlık yaşadım ben, salon turnuvasında sol iç yan bağlarım zedelendi. uzun top yaptığımda ağrım nüksettiği için ondan sonraki maçlarımda hep sağıma çekip sağ ayağımla orta yapmaya başladım.

    "galatasaray'dan zam beklerken rakami düşürdüler"

    şampiyonluklar geldi, siz de takımın önemli oyuncularından biriydiniz ama dediğiniz gibi daha sonra bir anda ayrıldınız… neden?

    o çok uzun anlatılması gereken bir süreç ama ben çok detaya girmek istemiyorum. anlaşamadık. ben galatasaray’da ikinci kaptan pozisyonundaydım, bana farklı bir şekilde teklif gelmesini isterdim ama üç arkadaşımla beraber aşağıya çağrıldık, “size bu rakam veriliyor kabul ediyorsanız imzalayın” dendi. bunu da benim kabul etmem söz konusu değildi. o zaman bonservisten kalma olayı da vardı, galatasaray’dan ayrılmayı zaten asla düşünmüyordum. son güne kadar galatasaray’dan adım bekledim, söyledikleri rakamdan bir kuruş çıksalar yine kabul edeceğimi söyledim ama onlar teklifi daha da düşürdüler.

    "ali şen bana galatasaray'dan aldiğimin 2 katini teklif etti"

    fenerbahçe’nin bir teklifi oldu değil mi o dönem?

    evet, sayın ali şen anlaşamadığımız günün gecesinde aradı beni, “hamza gel hemen ben sana iki katını vereyim” dedi ama ben galatasaray’da hamza olduğumu, şartlarımı son ana kadar burada zorlamak istediğimi söyledim ve teşekkür ettim. o da anlaşamazsam aramamı istedi. bu süreç transferin son gününe kadar sürdü. o arada istanbulspor çok istiyordu, onlar haber gönderdi. leo beenhakker gelmişti istanbul’a. sol bek ihtiyacı oluşmuş, bütün türkiye’deki sol kanat oyuncularını izlemiş kasetlerden, beni istemiş. onun gibi bir hocayla çalışmak da benim için önemliydi. ama yine de ben son gün, son dakikaya kadar bekledim, hiç kimse bana “hamza gel, anlaşalım, şuraya bir imza atalım sen bu durumda kalma” demedi. son gün de gittim ben.

    "aslinda ben fenerbahçeliydim"

    fenerbahçe’nin teklifini neden reddettiniz?

    bir yere bağlandığım zaman kolay kolay bırakabilen birisi değilim.
    tabii smokinini sarı kırmızı seçen adamdan farklı bir davranış beklemek garip olurdu.
    aslında ben çocukluğumda fenerbahçeliydim. ama profesyonel yaşantı başlayınca o duygu azalıyor, kendi takımınızla oynadığınız maçlara odaklanıyorsunuz. nerede oynuyorsanız, kalbiniz orası için atıyor. buraya transfer olacağım zaman da yunanistan’daki akdeniz oyunları’ndan dönüşte yurdeşen (karahasan) abi marinada bir yata götürdü bizi, kaleci altay’la beraber. orada hangi takımlı olduğumuzu sordu, “ben fenerbahçeliyim” dedim. kaleci altay da galatasaraylı olduğunu söyledi. uçakla dönüyoruz, altay’a “sen gidersin ama benim işim olmaz, ben gelemem” dedim. ben buraya geldim, kaleci altay da fenerbahçe’ye gitti bir sene sonra.

    "futbolu galatasaray'da birakacağima söz vermiştim"

    galatasaray’ın sembol oyuncusu metin oktay da izmirspor’dan gelmişti. gelirken siz uzak geleceğe dair neler düşündünüz?

    benim geldiğim yıl metin oktay vefat etti, allah rahmet eylesin, onun cenaze törenine gittik. defnettiğimizde “ben de futbol hayatımı burada kaptan olarak noktalayacağım” diye kendi kendime söz vermiştim ama olmadı işte. şükürler olsun ki bugün geri döndüm.

    "sneijder'e ilk antrenmanda öyle bir şey söyledim ki..!"

    sneijder ile ilk antrenmanda çekilen ve çok konuşulan fotoğrafın hikâyesini soralım. sneijder ile hamzaoğlu ne konuştu?

    espriyle yaklaştım. “ben yönetimle konuştum, birazdan aşağıya iniyorsun, bavulunu toplayıp gidiyorsun” dedim. şöyle bir baktı, sonra güldük... şakalaştık yani. aramızda bir sorun yoktu zaten. o an için onun da yaptığı açıklama yanlıştı, ben de biraz ileri gittim. benim amacım bir milli takım hocası olarak onun söylediğine karşılık bizim oyuncularımızı korumaktı ama ben zaten onu tasdik ettim, “evet bizim oyuncularımız üç kere topu dürtmeden vermiyor ama biz de onun için yabancı oyuncu getiriyoruz” diye. ama bu sadece sneijder ile alakalı değil. biz niye büyük paralar vererek transfer yapıyoruz yurt dışından? iyi oldukları için. bizim oyuncularımız o seviyeye gelemedikleri için. yoksa aynı seviyede olsak niye alalım dışarıdan? o anda sneijder’ın dünya kupası’na giderken bu şekilde bir demeç vermesine kızmıştım aslında ama orada ben de biraz ileriye gittim tabii, bunu da daha önce söyledim. çünkü benim düşüncem buraya gelen yabancı oyuncularla ilgili genel bir söylemdi, bunu sadece sneijder özelinde söylemek istemedim. bizim hiçbir oyuncuyla bir sorunumuz olamaz. biz burada kurumların iyi olması için çalışıyoruz. ben aşağıda oyuncularıma kızdığım zaman da onların şahsına hiçbir kastım olmaz. takım içindeki oyununa karşı bir tepkim olabilir ancak. kızarım, düzeltmeye çalışırım, yapmadığı zaman söylerim ama asla kişisel olarak hiçbir oyuncumla sorunum olamaz.

    "selçuk'un kaptanliğindan çok memnunum"

    sahada sizin gölgeniz olacak bir lidere ihtiyaç var mıdır?

    öyle olmasına gerek yok. eskiden cüneyt (tanman) abi vardı sahada, yıldız değildi ama yeterdi. bizim sahada öyle insanlara ihtiyacımız var. şu anda selçuk bunu gayet iyi yürütüyor, çok memnunum selçuk’un kaptanlığından.

    --- alıntı ---

    http://www.milliyet.com.tr/...1994470-skorerhaber/
  • 9
    "küçükken aslında fenerbahçeliydim" demiş.
    yahu arkadaş olabilirsin, tamam. olmayacak ya da olamayacak bir şey değil bu. ama neden şimdi dillendiriyorsun bunu!
    hangi galatasaraylı'nın hoşuna gidecek? takıma, sana, taraftara, yönetime pozitif yönde ne katacak bu açıklama?
    soruyorum sana hamza hamzaoğlu.
    "vay be ne kadar dürüst, ne cesur bir adam!" dememizi mi bekliyorsun?
    senin bunu söylemende ki amaç ne olabilir, neyi amaçladın inan anlayamıyorum. bunu söylediğin için mutlu olan bir tane galatasaraylı var mıdır?

    kaynak:http://www.milliyet.com.tr/...1994470-skorerhaber/

    edit: bu kadar ofsaytlandığına göre mutlu olan galatasaraylılar çok.
  • 10
    lig tv'de katıldığı programın ses kaydı için: http://www.youtube.com/watch?v=4iGB3xCtcoo

    inanılmaz derecede mütevazi, ama kendinden emin bir tarzı var. sneijder'a söylediği sözler yüzünden hepimiz kendisine karşı önyargılıydık, ama bu adam muhtemelen denizli, terim, güneş'ten sonra bu halkaya girecek dördüncü isim olacak. daha önce hiçbir yerli teknik direktöre karşı bunu hissetmedim. davala, kocaman, bülent korkmaz, ersun yanal... hiçbiri. ama hamza hoca başaracak. eminim.
  • 19
    görülüyor ki devre arasında yapılan 5 günlük kamp yetersiz. kendisi de kondüsyon sıkıntısından bahsetmiş. peki neden daha uzun ve fiziki olarak yoğun kamp yapılmadı? bu başlıkta 5 ocakta kondüsyon yüklemesi gerektiğini yazmıştım. ancak kendisi tesadüf bu ya 1 gün sonra 6 ocakta prandelli'ye teşekkür etmişti "mancini ve prandelli'ye teşekkür ederim. enkaz bırakmadılar. fizik anlamında iyi bir takım buldum. iletişim sorunundan dolayı birlikte hareket edemiyordu futbolcular." http://www.fanatik.com.tr/...i-aciklamalar-407288

    diyarbakırspor maçı belli ki rakip küçümsenmiş. hakan melo tandem olmuşlar. yanlarında da sabri. ortada yekta. sneijder'in delirmemesi imkansız lan.

    halbuki ne gerek var koy işte emre can'ı, sinan gümüş'ü. birkaç tane daha a2'den çocuğu. yani melo defansta oynayacak da ne geçecek elimize?

    valla ister istemez insanın aklı fatih terim'in antrenörler seminerinde sarfettiği dünyanın en anlamsız sözü geliyor: "futbolcu her mevkide oynar, oynayamayan futbolcu yoktur oynatamayan hoca vardır.". umarım düşündüğüm gibi etkisi altında kalmamıştır bu sözlerin. çünkü terim eboue'yi sağ beke koyana kadar da 2 ay geçmişti.

    bu arada "yabancı hocaların kredisi fazla" sözünü de kendisine hatırlatmayı borç bilirim. taraftar hala kendisine güveniyor, yabancı bir hoca dün melo'yu defansta oynatsaydı ve yenilseydi taraftarın tepkisi farklı olurdu. umarım 2-3 haftada kondüsyon işini toparlar. hiç iyimser değilim bu konuda. umarım yanılırım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın