resim
Haldun Üstünel
Görev:-
Takım:-
Yaş:57
Uyruk:Türkiye
  • 1224
    onun önderliğinde takıma katılan isimler şunlardır;
    linderoth, lincoln, nonda, meira, baros, kewell, de sanctis, rijkaard, elano, keita, leo franco, neill, jo, dos santos.
    tek tek irdelersek;
    linderoth: çok iyi bir orta saha oyuncusuydu bize gelmeden önce. burada da önemli işler yaptı fakat kariyerinde 1 haftadan uzun sakatlık yaşamayan adama bir haller oldu 2 sezonda hemen hemen 30 maçı zor çıkardı. yazık oldu çok daha fazla yararlanabileceğimiz bir oyuncuydu.
    lincoln: yukarıdaki bütün isimler arasında bence en yetenekli olanıydı ama hiç bir zaman kendinden beklenenleri yerine getiremedi, çok şey bekledik, çok sevdik ama olmadı.
    nonda: adına tezahüratlar yaptık, lakap oluşturduk. kariyeri boyunca çok golcü bir insan olmamıştır ama kritik zamanlarda attığı gollerle bizi sevince boğdu. 2007/2008 şampiyonluğumuzda volkanın elinden kaçırdığı topa kafayı vurarak golü getirmiş yani bir anlamda şampiyonluğu getirmiştir. gönderilmesi tam bir skandal olmuştur, sezon ortasında beklenmedik bir anda takımdan gönderilmiş ve ikinci yarıda forvetsiz kalmamızla sonuçlanan olaylar zincirinin baş kahramanı olmuştur.
    meira: hem defanstaki oyun yeteneği hem de takım liderliğiyle önemli bir oyuncuydu fakat takıma hiç bir zaman uyum sağlayamadı. takıma katıldığı sezonun devre arasında da zenit'e satıldı. maddi anlamda kar ettiğimiz bir oyuncu olmuştur.
    baros: nam-ı değer kral! golcülüğü hakkında çok fazla şey söylemeye gerek yok. bu seneye kadar en önemli forvet oyuncumuzdu fakat sürekli hakemlerle tartışması ve gereksiz kartlar görmesi taraftarın ve yönetimin sabrını taşırmaya başladı. kötü niyetli olduğuna hiç bir zaman inanmadım tamamen hırsıyla alakalı olduğunu düşünüyorum bu hareketlerinin. geçen seneki fb derbisinde emre b.'nin sert hareketinden sonra uzun süreli bir sakatlık süreci oldu. halen kendine tam olarak gelemedi. sezon sonu takımdan gönderilmesi gündemde.
    kewell: hemen hemen her taraftarın can-ı gönülden sevdiği bir oyuncuydu. hele benim gibi taa leeds günlerinden beri hayranı olunan bir oyuncunun takıma katılması hepimizi heyecanlandırmıştı. turuncu forma hiç kimseye onun kadar yakışmadı. ilk maçında süper kupada kayserispor'a karşı oynayıp golünü atmıştır. ilk sezonunu harika geçirdi. fakat daha sonra çok büyük bir düşüş yaşadı. maçların 90 dakikasını çıkaramaması en büyük eksisiydi ama olsun gönderilmesin kenarda otursun yeterdi bize hatta tribünde sabri'den çekirdek çitlemeyi öğrenişi, yüz ifadesi her şeye değer. hala bordeaux maçında köşeye astığı golü izleyip heyecanlanmayan varsa bıraksın bu işleri, masa tenisi oynasın!
    de sanctis: kadroya katıldığında sevilla'nın yedek kalecisiydi, ilk maçlarında hatalı goller yediği için çok eleştirildi fakat daha sonradan takıma çok iyi uyum sağladı hemen herkes tarafından sevilmeye başladı, tam kalecimizi bulduk derken bu kez bonservis problemi ortaya çıktı ve takımdan ayrıldı. devam eden sezonlarda napoliye transfer oldu ve kariyerinin en parlak yıllarını geçirmektedir. kendisini hala fb derbisinde semih şentürk'ü tek eliyle yerden kaldırışıyla hatırlıyoruz.
    rijkaard: galatasaray.org'da 'rijkaard galatasarayda' açılış sayfasıyla karşılaştığımda anlık kalp krizleri geçirdiğimi hatırlıyorum. bunun gerçek olduğuna inanmam 2-3 haftamı aldı. anlamadık onu ne taraftar olarak ne ülke olarak anlamadık! farklı sistemi vardı, oyun anlayışı bize heyecan veriyordu fakat işler bir anda kötüleşti ve "bence" yönetimin kendini kurtarma çırpınışları içinde boğulan, kurban edilen o oldu. hep sevdik ve sevmeye de devam edeceğiz.
    elano: arap iş adamlarının man. city'i satın almasından sonra başlayan yüksek maliyetli yıldız transferi furyasının ardından gözden düştü, haldun üstünel'in ada çıkartmasıyla takıma katıldı. onun da galatasaray formasıyla ilk golü kayserispor'a nasip olmuştur. o mükemmel golü unutmak mümkün değildir. lincoln gibi kendisinden de beklentiler büyüktü, daha sonra o da düşüş yaşadı ve yedek kulübesi yolu göründü. yedek kalmaktan şikayetçi olunca brezilya'ya eski kulübü santos'a geri döndü.
    keita: nam-ı diğer "papito". imza töreninin başında 'selamün aleyküm' diyerek galatasaray'daki yaşamına 3-0 önde başladı, tekniği, hızı, çalımları ve sempatikliğiyle kısa zamanda hepimizin sevgilisi oldu. fb derbisinde r.carlos'a attığı sağ kroşe carlos'un sağlık ekibinen öpücük almasına sebep oldu. bazı dönemler maç seçmesiyle eleştirildi. son olarak dünya kupasındaki kaka'yı oyundan attırışı galatasaray kariyerindeki sonunu getirdi ve katar'ın al sadd takımına satıldı. geçtiğimiz ara transfer sezonunda takıma dönme ihtimali belirdi, galatasaray'ın kiralamak istediği oyuncuyu al sadd'ın kiralamak yerine aldıklarından daha yüksek bir bedelle galatasaray'a satmak istemesinden sonra transfer suya düştü.
    leo franco: aslında taraftar tarafından hiç bir zaman benimsenmedi, çok fazla hatalı gol yedi, maç kaybedilmesine sebep oldu, son olarak fb derbisinde selçuk'un saçma vuruşunda golü yemesi galatasaray kariyerini bitirdi.
    neill: yıllarca bugün geliyor, yarın havaalanında haberlerinden sonra sonunda takıma katıldı. yaşlı olmasıyla eleştirildi fakat zaman geçtikçe takıma çok iyi uyum sağladı. defans göbeğindeki başarısı, sağ bek oynadığındaki bindirmeleri, takımı çekip çevirmesiyle önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. hagi yönetiminde oynadığımız ilk maç olan fb derbisinde ceza sahası dışından attığı şut gol olmuş olsa şu an daha farklı bir yerde olabilirdi. takımdan gönderilmesine halen anlam verebilmiş değilim. eboue'nin arkasında sağ bekte veya urfaluji'nin sağ bekte olduğu zamanlarda defans göbeğinde çok iş yapabilirdi. yazık oldu.
    jo: kariyeri boyunca disiplinsizliğiyle gündeme geldi. galatasaray günleri de bundan farklı olmadı. spor sayfalarından çok evinde verdiği partiler ve komşular tarafından şikayet edilmesiyle magazin sayfalarında gündeme geldi ve takımdan gönderildi.
    dos santos: kiralık olarak takıma katıldı. genelde kenardan gelip oyuna dahil oldu ve her seferinde takıma bir hareketlilik getirdi. fiziksel zayıflığı ikili mücadelelerde çok top kaybı yapmasına sebep oldu. fakat her ne olursa olsun takımda yer alması gerekliydi bana göre, yönetim de bunu görmüş olacak ki bonservisini almak için gayret gösterildi fakat yüksek bonservisi sebebiyle transferden vazgeçildi.
    oyuncuların galatasaray'daki maç gol asist istatistikleri;
    oyuncu maç gol asist
    linderoth 25 1 -
    lincoln 67 16 31
    baros 104 60 22
    jo 15 3 3
    dos santos 18 - 3
    kewell 91 34 18
    nonda 92 37 7
    meira 38 - 2
    neill 50 1 1
    keita 39 10 14
    elano 47 7 8

    ayrıca leo franco galatasaray formasıyla 37, de sanstic 41 maça çıkmıştır.
    rijkaard galatasarayın başında 66 maça çıkmış, galatasaray bu maçlarda 36 galibiyet 15 mağlubiyet 15 beraberlik almıştır.
  • 807
    getirdiklerinden bir tek jo çürük çıkmıştır. harry kewell, milan baros, elano blumer, kader keita,lucas neill giovani dos santos hep haldun üstünel transferidir. jo dışında her biri kariyerli ve profesyonellikleriyle bu taraftarın kalmasını istediği oyunculardandır.
    herşeyden önce rijkaard ı getirmiştir.

    lincoln, fernando meira, leo franco ise adnan sezgin'in transferleridir.

    hiç birşey bilmeden atıp tutmamak gerekir. elano blumer in herhangi bir karaktersizlik profesyonellik dışı bir hareket gördünüz mü? keita nın kendini adamaması gibi birşey sözkonusu mu?

    geçen sene ne kadar paşaysa şimdi o kadar işbilmez di mi, haldun üstünel. bu taraftara çok bile.
  • 970
    hepsini okumak istemeyenler şukumu vermek kaydı ile en son cümleyi okuyabilir zira özet geçtim.

    herkes gibi ben de çok sevdim haldun üstünel'i. tıpkı abdürrahim albayrak'ı sevdiğim gibi. gerçi onun zamanında galatasaray çok farklıydı. roma'a da dayak yiyorduk ama yenilmiyorduk. devre arası murat sözkesen falan geliyordu. liverpool owen ile birlikte istanbula geliyordu bir oraya gidiyorduk. forvetimiz niculescu. çok kızdığımız ayhan perez ile psv yi yıkıyordu ( yanlış mı hatırlıyorum)
    velhasıl iyi adamdı abdürrahim albayrak. insanın içi ısınıveriyordu. futbolcu karşılığı kewell değildi belki sabri olabilirdi mesela. takım transfer yapamasa da seviliyordu işte.

    o çok sevilen abdürrahim albayrak ( ki kendisi yönetim kuruluna son anda alınmadığını duyunca ağladığını anlatmıştır) söylenenlere göre haldun üstünel tarafından istenmeyen adam ilan edilip yönetimden çıkarılmıştı. ama biz (biz dediğim biz işte taraftar) galatasaray içinde böyle şeylere pek alışkın değildik. bütün bunlara rağmen çok sevdik haldun abimizi. çok güvendik . sadece yaptığı transferler yüzünden değil. eminim benim gibi bir çok taraftar iyi transferden ziyade şampiyonluğu hatta seri şampiyonlar ligini daha çok ister. haldun üstünel'in çok iyi bir transfer insanı olmasına rağmen bu transferlerin galatasaray da pek bir şey değiştirmediği gün gibi ortada olmasına rağmen gitmesine - daha doğrusu gönderilmesine- kızdık.

    kızdık. kızdık ta ne oldu? yine kalan sahalara güvendik. umudu devam ettirdik. profesyonellik dedik kurumsallaşma dedik. bizim bu kadar çok bu kadar yoğun olan sevgimizin ona zarar verdiğini göremedik. tıpkı abdürrahim albayrak'ta olduğu gibi.

    yeni nesil galatasaray taraftarı diye bir şey gerçekten var. hazımsız. sabırsız. hani ergen diye dalga geçitiğimiz cinsler. bir yenilgide küme düşüren istifalar isteyen beyin kıvrımları gelişmemiş galatasaraylılığı anlayamamış insanlar. işte haldun üstünel'i gönderen gitmesini sağlayan bu zihniyete sahip taraftara yöneticilik yapmaya çalışan tiplerdir.
    adnan polat ya da adnan sezgin değil burada eleştirim. isimlerini bilmiyorum. ama orda florya da olduklarını biliyorum. bir yenilgi sonrası küme düşeceğini sananlara yöneticilik edenlerdir bizim sorunumuz.

    haldun üstünel gitti. bir daha gelir mi bilmiyorum zor görünüyor. ancak kendi adıma özlemle andığım bir şey var söylemeden edemeyeceğim. o varken ( bakın kim olduğu önemli değil) yapılan transferleri resmi siteden öğreniyorduk. ki bence bu sayede resmi sitemiz dünyanın sayılı kulüp siteleri arasına girmiştir.
    şimdilerde ise onlarca isim arasından biri tutuyor. ama taraftar günlerce tartıştığı için ne gelen adama güven kalıyor ne de insanın içinde bir heves.

    demem o ki gittin tamam ama hiç değilse şu işin asaletini miras bıraksaydın. ya da bıraktığın mirası reddetmeselerdi.
  • 1473
    özellikle 2009/10 sezonu devre arası bizi çok heyecanlandıran galatasaray taraftarları için transfer uzmanı olarak bilinen eski yöneticimiz. aynı dönem* aykut kocaman fenerbahçe sportif direktörü ünvanıyla ingiltereye çıkartma yapmıştı ancak eli boş dönmüştü. haldun üstünel avrupanın farklı bölgelerinden futbolcular alırken ingiltere'den de lucas neill'ı da getirince 'aykut kocaman ingiltere'ye turist olarak gitti' şeklinde dalga geçiliyordu. sonuç olarak yapmış olduğu transferler hala başarılı olarak görülüyor elbette ancak sporcu performansları ve takımın sonuçları iç açıcı olmayınca bu transfer uzmanı kimliği biraz tarihe gömüldü gibi.
  • 1250
    biz x futbolcuyu almak istiyoruz. bu transferle kendisi yerine ahmet mehmet ilgilense ne gibi bi farklar olur merak ediyorum. sonuçta bonservis ve maaş olarak çıkabileceğimiz belli. adama liste geliyor kendi kafasına göre de hareket etmiyor. neden sihirbaz oldugunu merak ettiğim sempatik eski yöneticimiz.

    edit: açıklayan arkadaşlara teşekkürler adamın kişisel uğraşları varmış hakikaten.
  • 1475
    2021 yazında yönetime girer mi girmez mi bilmiyorum ama muhakkak kendisi gibi bir iş bitirici adama ihtiyacımız var.

    abdurrahim albayrak maalesef kendini bitirdi. transferde sıcak parayı kendisi veriyor diye her gördüğü kameraya saçma sapan konuşup artık sabırları taşırdı.

    daha 4 gün önce, "her saniye transferle ilgileniyoruz. inşallah birkaç gün içinde güzel şeyler olacak diye umut ediyorum." demişti. şurada kaldı 48 saatten az süre. ne gelenlerle ilgili bir haber var ne de gidenlerle.

    mustafa cengiz'i karakter olarak sevsem de (yine maalesef ki) abdurrahim albayrak gibi bir beceriksizi transferden sorumlu yaparak kendini bitirdi. bu sene şampiyon olsak belki yeniden mustafa cengiz seçilir diyordum; ama yok. kredisi falan kalmadı artık. ffp var anlıyorum ama haftalar önce yazmıştım yapılması gerekeni, babel ve belhanda'nın maaşlarını biz ödeyecektik, üstüne 1-2 de verecekti o kulüpler, yaklaşık 10 milyon euro'luk bonservis girdisi oluşturulacaktı. o parayla da transferler yapılacaktı. maalesef bunu bile beceremediler.

    gerçekten çok yazık.
  • 364
    muhtemelen kendisinin eski taraftarlık günlerinden kalma bir kasedini piyasaya sunacaklardır. haldun baba tribün çocuğudur. has galatasaraylıdır. bu da bazılarının içine sinmiyor doğal olarak. kaset ile tehdit ettikleri haldun başkan tarafsız olmak zorunda değildir. galatasaray yöneticisi elbette taraflı olacaktır. hürriyet gazetesi spor müdürü olacak e.s.'den konumu farklıdır. bunu bazı fenerbahçe yalakası dangozlar anlamaz.
  • 257
    elano blumerin karşılanmasında taraftarlar kendisini unutmayarak havalimanını bir de onun için inletmişlerdir
    (bkz: en büyük transfer haldun üstünel)
    artık gerçekten 12 numaralı haldun üstünel forması en azından tişörtü satılmalı diye düşünüyorum gsstore yöneticilerinin zaten pazarlama reklam işleriyle ilgilenen bir birey varsa en kısa zamanda bunu idrak edecektir kendi aklına gelmese de ekşi sözlük gs sözlük yardımıyla ilhamı alır gibi
  • 555
    enteresan bir adam. italya'da bir cafede karşılaştık, ayak üstü futboldan konuştuk. yarım saat sonra kendimi istanbul uçağına giden apronda buldum. son anda zor da olsa geri dönebildim.
    ronaldinho

    kendisiyle toronto film festivalinde karşılaştık. beş dakikanı alacağım dedi, dört saat sonra masadan kalktık. iki ay sonra futbol içerikli senaryosunu filme çekmeye başlayacağım. hatta bana "filminde robert de niro, al pacino, marlon brando beraber oynasın ister misin" diye sordu. babacım, marlon abi öldü dedim. büyük bir soğukkanlılıkla "hallederiz hacım" dedi ve ben o anda buz kestim.
    steven spielberg

    paris moda haftasında fotoğrafımı uzatıp imza istedi. daha imzanın mürekkebi kurumadan kendimi formayı öperken buldum. gelecek yıl formaları ben tanıtacağım.
    (gbkz: adriana lima
    )
    * * *
App Store'dan indirin Google Play'den alın