resim
Hakan Kadir Balta
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray U19
Yaş:41
Uyruk:Türkiye
  • 831
    performansı bu kadar yerlerde sürünmesine rağmen, kondisyon ve konsantrasyondan bu kadar yoksun iken halen ilk 11'de nasıl başlatıldığını anlamadığım oyuncu.

    arkadaş, tamam çağlar sakat diyorsun. yokmu senin alt yapıdan bir tane oyuncun hakan'ın yerine sürebileceğin. adam ben oynamam diye tutturmuş işte. sen bu adamın maçlardaki performansını(!) görmeyip halen ilk 11 başlatıyorsan, kusura bakmayın ama hakan'ın da suçu yok.

    hep yazılmaz mı gazetelerde ''formayı hakedene verilir'' klişesi. bu adam haketmiyor formayı !! neden veriyorsun hala??

    misimovic yerine sen balta'yı kadro dışı bırak.
  • 833
    nasıl bu hale geldiğini anlayamadığım adam.

    çok değil euro 2008 ve öncesinde galatasaray solundan hücum yemezdi. tek başına bu adam oralardaki hücum etkinliğini sıfırlardı. yine ağırdı, yine hızlanamazdı üstelik. deli gibi bir konsantreye sahipti.

    şimdi 2011 yılındayız ve hakan balta'nın üzerine hücum planları yapılıyor. ofsayt bozuyor, doğru pozisyon alamıyor.

    ama nasıl oluyor da bu adam bu hale geliyor? niye geliyor? ailesiyle ilgili problemleri mi var? başka bir takım istiyor da satmıyor muyuz? aldığı parayı mı beğenmiyor?

    ne oluyor abi? ne oldu da 30'una kadar solbek sıkıntısı çekmeyiz dediğimiz adam böyle feci bir düşüş yaşıyor?

    merak ediyorum.
  • 834
    hakkında oturup sayfalarca yazabilirim. iyi oyuncu olduğundan falan değil, ki ben beğenirim hakan balta'yı ''vasat sevici'' yim. bu balta euro 2008'den çıktıkdan sonra ağır bir sakatlık yaşadı hatırlarsınız. muhteşem bir turnuva geçirmişti ama turnuvanın arkasından çoğu oyuncumuz gibi sakatlandı. o turnuvada amerika'lı bir ekiple hazırlandı oyuncularımız turnuvaya. aynı amerika'lı ekip 2006'da almanya'yla çalışmış ve almanya aynı bizim euro 2008 de yaptığımız gibi çılgın atmıştı turnuvada. ancak çok net hatırlıyorum, alman oyuncularda da o turnuva sonrası anlam verilemeyen adele sakatlıkları peydah olmuştu. tesadüf şudur ki, aynı adele sakatlıkları euro 2008 sonrası bizim oyuncularımızda baş gösterdi. buraya kadar belki benim komplo teorimdir ama bu olay televizyonlarda da tartışılmıştı. hatta 2006'da klinsmann'ın yardımcısı olan löw'ün; 2008'de aynı ekiple çalışmaması bu iddiaları kuvvetlendirir ve kafamda soru işareti yaratır.

    hakan balta çok iyi bir turnuva geçirdi o dönem. çoğu oyuncumuz kendini aştı. o turnuvanın arkasından o performansına hiç ulaşamadı ve çok sık olmasa da, sakatlıklar yaşayan bir oyuncu oldu. hakan balta'ya haksızlık yapılıyor her platformda, ben demiyorum ki çok iyi sol bek. ama çok iyi bir joker oyuncu. her takım kadrosuna lazım isimlerden. orta saha, stoper ve sol bek oynayabilen bir oyuncu. sırf bu özellikleri bakımından hakan'ı kadroda tutarım antrenör olsam. sene başından beri hakan üzerinde dönen tartışmalar; sigara, karpaty hatası vs..

    hakan balta'nın sigara içen bir fotoğrafı yayınlandı evet, profesyonel adam için büyük hata yapmaması gerekir. bu konuda herkesle hem fikirim, ama 3 şubat 2011 gaziantepspor galatasaray maçından sonra bu konuya atıfta bulunmak, ben balta konusunda takıntılıyım demenin açık ve net bir yolu. aslında biliyorum ki mesele sigaradan da büyük, sezon başı uefa'dan elendiğimizde hakan balta'nın büyük hatası vardı. eyvallah bende çok kızdım, hayal kırıklığına uğradım ama futbol hatalar oyunu değil mi? o maç 90 dakka hiç bir varlık göstermeyip rakibin kademe hatasından bir gol bulduk, sonra da hakan'ın akıl almaz hatasıyla turu kaybettik. 180 dakka oynadık ve turu haketmedik, şimdi çıkıp hakan yüzünden elendik siktirsin gitsin demek haksızlık değil mi? adam 1 hata yaptı, evet yapmaması gerekiyordu; çok büyük hataydı ve tura mal oldu ama yaptı. oldu işte, futbol bu; böylesi de oluyor. hakan balta'ya bütün tahammülsüzlük burdan ileri geliyor. o hata darağacına çıkardı hakan'ı.

    gaziantep maçında ilk yediğimiz golden sonra sözlüğe girip bakıcam dedim garanti hakan balta (15) gibi bir manzarayla karşılaşıcam dedim gerçekten de öyle oldu. o golde savunmada top cana'nın ayağında, topu gevelemeyip vursa ve takımı rahatlatsa o gol yenmez. top kaptırılınca savunma dengesiz yakalanıyor ve gol geliyor. hadi cana'nın top kaybına sebebiyet vermesini geçtim, hakan mal adamı kaçırdı; peki popov ortayı yaptığında cana'nın cenk tosun'u kaçırması? cana adam kaçırabilir ama hakan balta kaçıramaz derseniz eyvallah der susarım.

    ikinci golü gözünüzün önüne getirin. bu golde hakan balta'ya kızan adam takıntılıdır, başka açıklaması olamaz. hakan savunmayla çizgi halinde, sabri-servet-hakan üçü aynı çizgide ama cana en az 6-7 metre içerde. bu durumda popov akıllı adam hakan'ın arkasına açıldı cana'yla kendisini hizaladı ve kendisine gelen pasta gol pozisyonu yaşandı. bakın ben bu pozisyonlarda cana'ya kızmıyorum, futboldur hata olur. hakan balta'ya bu kadar yüklenilmesini de doğru bulmuyorum.

    kadıköy'de oynanan fenerbahçe maçını hatırlayın. sezonun flaş ismi dia ilk 11'de. hakan sakatlıktan yeni çıkmış o da 11'de. o maçta dia'ya bir pozisyonda bile geçit vermedi o sakatlıktan çıkmış balta. sadece ilerleyen dakikalarda yoruldu. sakatlıktan çıkmasına rağmen çok iyi mücadele etti. herkes o dia'yı övüyor ama bizim maçta sahada yoktu.

    son gaziantep maçına dönelim; popov sol kanada geçti. savunmacısı sabri oldu. popov her pozisyonda sabri'yi maymun etti. şimdi çıkıp sabri'ye de küfür mü edelim. popov göbeğe geldi şut attı, çalım attı çıkalım neill'a da sövelim. futbol hatalar oyunudur. her oyuncu hata yapar. ancak hatalardan ziyade dün antep'in iyi ve organize oyunu vardı. adamlar çatır çatır top oynadı, bunda ne hakan'ın suçu vardı nede diğer oyuncuların. hakan rezilsin demek popov'a haksızlık değil mi? yada hakan'a rezilsin demek aynı maçta nerdeyse popov'dan bir top bile çalamayan diğer oyuncularımıza da rezilsin demek değil mi? biraz anlayış, biraz sabır, biraz hoşgörü.

    edit: sezon başındaki uefa maçı karpaty olacak. uyarı için madrilenyo'ya teşekkürler.
  • 836
    galatasaray'ı tekke sanan zatlardan biri. diğerleri için (bkz: mustafa sarp, barış, ayhan, aydın) sakal da bırakmış ne güzel, tam derviş olmuş. mecnun'un çöllerde çektiği azabı kendisi bizim sol kanatta çekmekte, ve bize de çektirmekte. rakip sağ açıklara mevlana gibi "gel gene gel kim olursan gel demekte. kimi arıyor, neyin ızdırabını çekiyor, niye sahadaki hayatını ahiret hayatı için kullanıyor bilmiyorum ama gitsin tekke hayatını evinde yaşasın. bize zıpkın gibi futbolcu lazım (bkz: insua)
  • 837
    hakan balta klasiği :

    şimdi size hakan balta’yı anlatacağım. hani zamanında milli takım’da bile sol bek ümit özat oynarken manisa’da hakan balta var kardeşim, niye milli takıma alınmıyor denen hakan balta. hani galatasaray’da son iki sezon öncesine kadar çok iyi oynayan, son iki sezondur uyur-gezer gibi sahada gezinen hakan balta.

    ama direkt balta üzerinden değil de, daha önce başıma gelmiş bir saha mevzusu üzerinden anlatacağım. anlatacaklarımın hepsi %100 yaşanmıştır, isimler bile aynı.

    olay dikilitaş’ın 1992-93 sezonunda 3.ligde oynadığı ilk maçın sonrasındaki ilk idmanda gerçekleşiyor. sezonun ilk maçı oynanmış, anadolu hisarı’na 4-1 mağlup olunmuş. yer levent’teki çilekli tesisleri. takım maçları toprakta oynuyor ama idmanlar çim sahada, bu da ayrı bir yazı konusu belki. takımın hocası ayhan akbin, kaptanı kerem alışık.
    ayhan hoca her golü tek tek inceliyor. takım 4 yemiş ama sahada kahkahalar eksik olmuyor, hoca öyle bir karikatürize ediyor ki, o kadar olur.

    özellikle anlatacağım gol yediğimiz ilk gol. hakan balta’nın yaptıklarının birebir aynısı.

    http://2.bp.blogspot.com/...JSk/s1600/balta1.jpg

    ayhan hoca anlatıyor. “rakip orta sahadan topu taşıyor. bütün savunma doğru yerinde. zeki tuttuğu sağ açık’a bakıyor, tamam yerinde, zeki’nin kontrolünde. şeref’le ismail santraforu kucaklarına almışlar, özer, sol açığı kontrol ederek kademeye yanaşıyor. güzel !”
    http://4.bp.blogspot.com/...czc/s1600/balta2.jpg

    “rakip orta saha topu hafif sağına doğru sürüyor, kademe kayıyor ama herkes doğru yerde. zeki sağ açığa bakıyor, biraz ileri gelmiş ama zeki’nin kontrolünde, yerinde. güzel !”

    http://4.bp.blogspot.com/...buI/s1600/balta3.jpg

    “adam topu bu sefer ileri doğru taşıyor. kademe sıklaşmış, araya oynama ihtimali yok, özer, sol açığı kontrolü altında tutuyor. zeki’nin adamı sağ açığa biraz yanaşmış, adam zeki’nin göreceği yerde duruyor. zeki topa bakıyor, gözünün ucuyla da sağ açığı kesiyor. güzel. “

    http://1.bp.blogspot.com/...vk4/s1600/balta4.jpg

    “zeki topa bakarken rakip sağ açığına doğru pas atıyor. zeki bir bakıyor, sağ açık demin ki yerinde değil. zeki’nin önünde bomboş topla buluşuyor. ortayı kesiyor, santrafor altı pastan golü yapıyor.
    bütün bu olanlar bir an zeki’nin gözleri önünden film şeridi gibi geçiyor. “ulan bu şerefsiz sağ açık deminden beri yerinde durmuyor muydu, ne ara gitti lan.” “
    ayhan hocayla zeki arasında bu canlandırmadan sonra bir dialog başlıyor:
    - zeki sen sağ açık oynayan çocuğu tanıyor musun?
    - yok hoca tanımıyorum.
    - tanımazsın tabi, yüzünü bile göremedin ki (kahkahalar)
    - ya hoca !
    - yalan mı oğlum. ama ben tanıyorum o çocuğu.
    - eski öğrenciniz mi?
    - yok lan, onun annesini tanıyorum. kendi de annesi de şerefsizdir bunların. (hoca daha anneyle ilgili çok daha çarpıcı açıklamalar yaptı ama, yazamıycam şimdi)
    - …..
    - tabii oğlum, eğer öyle olmasa, ne güzel yerinde duruyordu, niye ileri çıksın ki (kahkahalar)

    zeki’nin olayını biz her maç hakan balta ile yaşamıyor muyuz? tamamen aynı, balta adamı kontrol ettiğini sanıyor, bir de bakıyorsun adam fırlamış gitmiş.

    özet geçersem : bu sağ açıkların hepsi şerefsiz.
  • 838
    kendisine kızamıyorum.

    türkiye'de her ebeveynin çocuğunu göndermek isteyeceği bir okulda okuyorum. beş yıllık bir ilişkim var, arada kaçamaklarım oluyor, elim ayağım düzgün; gencim, sağlığım yerinde, bir işim var, param var, ailem var, arkadaşlarım var, kira da olsa bir evim var, çoğu şeyim var yani.

    böyle bakınca her şey güzel görünüyor değil mi?

    öyle değilmiş. bir sabah uyanıyorsun ve mutlu olmadığını fark ediyorsun. sebebi yok. arıyorsun bir sebep, bulamıyorsun. sonra bu hayatın oluyor senin. mutsuz olmak, mutsuzluğun nedenini aramak. o sırada, geç uyuyorsun, geç uyanıyorsun, az yemek yiyorsun, az dışarı çıkıyorsun, okula gitmiyorsun, işe gitmiyorsun, sevgiline gitmiyorsun, aileni özlemiyorsun. bir anda, bir anda geliyor.

    depresyon, gamsızlık, ne dersen de.

    üç yıldır sınıf tekrarı yapıyorsun, yine yapacaksın; olsun diyorsun. sana deli gibi aşık olan sevgilin artık tükenmek üzere senin yüzünden, gitme demiyorsun. arkadaşın kalmamış görüşmediğin için kimseyle, aramıyorsun. ailen, tek umutları sensin, senin umrunda değil.

    tatminsizlik, arayış ne derse de...

    olmak istediğin, olduğun insan değil. "şüphesiz ki, sen, sen değilsin." okuduğun okul değilsin, paran değilsin, senden ne beklenildiği değil; ne olmak istediğinsin.

    herkes iyi olmak zorunda değil, herkes işini yapmak zorunda değil, herkes bir şeyi yapmak zorunda da değil.

    babamın içinde kalan ukte diye o okulda okumamalıyım ben, sadece beni sevdiği için devam etmemeliyim onunla birlikte olmaya, sadece bana para verdiği için saygı duymam gerekmiyor işverenime, o paranın hakkını vermem de gerekmiyor.

    o okulda okumak istemiyorsam, babam okuma demeli. onu sevmiyorsam, o gitmeli. işimi iyi yapmıyorsam, işverenim beni kovmalı.

    tek suçlu ben değilim. ben suçlu da değilim. bir şey istemek, tatmin olmamak suç değil, haksızlıktır en fazla. tıpkı babamın, sevgilimin, işverenimin; beni o şeyi yapmaya mecbur bırakması gibi, haksızlık...

    e o zaman madem öyle ben çekip gideyim değil mi? o gücü bulamıyor muyum kendimde, o kadar zayıf mıyım yani?

    ben de, hakan balta da, çekip gidemiyoruz işte. en zoru o zaten. peki ama neden? üzülmesinler diye, bizi sevenleri üzmeyelim diye. sıradan bir öğrenci, milyon dolarları olan bir hakan balta, 22 yaş, 27 yaş, 50 yaş, 12 yaş; hep aynı, gitmek zordur.

    eleştirin, taşak geçin, kızın; ama bir düşünün. insan olmak, tam da budur işte.

    ben biriyle ilgili kötü düşünecek olursam, ona kızarsam mesela, onun birazdan öleceğini farz ederim, ölse mesela, nasıl üzüleceğimi falan... hakan balta'nın yeteneksiz olduğunu unutursun, kaybettirdiği maçları unutursun; ama ettiğin küfürler gelir aklına ve vicdanen duyulan azap, azapların en haşmetlisidir.

    değmez be abi, üç günlük dünya. o da insan, sen de, ben de...

    yalan,
    başkası yalan,
    dünya da ölümden başkası yalan.

    not: çok melankolik oldu bu lan.
  • 843
    öncelikle hakan balta'dan hiç hazzetmeyen birisiyim.

    formsuz olmasına ve umarsız davranmasına rağmen illaki 11 başlamasını kabullenemiyorum.

    solbekte oynarken rakibin kulvarı hallaç pamuğu gibi atması sinirime dokunuyor.

    stoperde iken kademeye geç girmesi , hata yapması veya ofsayf beklentisiyle elini kaldırıp pozisyonu bıraktığında rakip gol atınca sinirlerim hopluyor.

    gelgelelim ortasahada çokta göze batmadı oynadığı maçlarda yani demem o ki illa bu adam ilk 11de sahaya çıkacak diye bir zorunluluk varsa bam'dan birinden ziyade bu balta arkadaşı görmeyi tercih ederim.

    mustafa sarp ile kıyaslarsak gözümde iniesta'dır kendileri.
  • 844
    kendisine galatasaray'ı bırakmasını hatta futbolu profesyonel anlamda bırakmasını teklif ediyorum. bizim gibi amatör takılıp kendini halı saha maçlarına vermesini istiyorum. hem adam eksik her hafta bunun derdini yaşıyoruz. bir taşla iki kuş misali hem eksik adam derdinden kurtuluyoruz hemde onu sahada gezerken görmekten kurtuluyoruz. ayrıca teklifimi kabul ederse sigaralar benden, captano da bira ısmarlayacak valla söz.
  • 845
    bu adam son 2 senede feci şekilde ağırlaştı, kilo aldı. genelde bu belirtiler sigarayı bırakanlarda olur. "ya bu adam sigara içiyor bu hale nasıl geldi ?" dediğim oyuncu. aklıma acaba sigarayı bıraktı mı diye de gelmiyor değil. ama bıraksa bir depardan sonra kesilmez. nasıl bir metabolizmaya sahip olduğunu çözemediğim, beni kendinden iğrendirmiş futbolcu.
  • 848
    koşarken sanki arkasından biri çekiyor sanki herifi, ben hayatımda böyle spastik gibi koşan, topa müdahale eden, böyle göze itici gelen futbol oynayan bi herif görmedim.

    2-3 yıl önce gerek galatasarayda olsun gerekse de milli takımda olsun, oynadığı futbolun hatrına, son şampiyonluğumuzdaki payının hatrına bir şey demek istemiyorum ama sabrım da taşıyor artık. kendine gel olm.
App Store'dan indirin Google Play'den alın