galatasaray'ın yavaş yavaş anadolu takımına benzemesi

• 1

  olur mu böyle şey? siz hiç as futbolcusunu kendisine maliyetinin kat kat aşağısına satan bir anadolu takımı gördünüz mü? adamı inim inim inletirler vallahi. inanmayan sercan mevsuzuna baksın.
  
  halbuki biz öyle miyiz? icabında üstüne para bile veririz. rahat olun o yüzden, kimseye benzediğimiz yok. hele böyle orijinal bir yönetimle yönetilirken apayrı bir takım oluruz. kimseciklere benzemeyiz.
• 2

  tamamen yanlış bir önermedir.
  
  çünkü galatasaray yavaş yavaş fenerbahçe'ye benzemektedir.
• 3

  (bkz: galatasaraylıların hızla fenerbahçelilere benzemesi)
• 4

  anlatılmak isteneni tam olarak anlatamayan önermedir. şöyle ki; ister güvercinleri sevme ve yaşatma derneği olsun, isterse real madrid bir organizasyon mutlaka belirli bir plan ve hedefler doğrultusunda yönetilir. bu plan ve hedefler de, o organizasyonun mensuplarınca paylaşılmak zorundadır. galatasaray anadolu kulüplerinden çok, kötü yönetilen bütün organizasyonlara benzemektedir. çünkü inanıyorum ki, gücü ve sahip oldğu imkanlar bakımından gayet iyi anadolu kulüpleri vardır.
  
  bence artık galatasaray taraftarı ve yönetimi arasında çok keskin vizyon ve anlayış farkı vardır. ve ikisinden birinin bu kulüpten elini-eteğini çekmesi gerekmektedir.
• 5

  tamamen yanlış bir önermedir.
  
  çünkü galatasaray hızla bir anadolu takımına benzemektedir.
• 6

  yavaş yavaş mı? bir anadolu takımı 50 senede oluşuyor en az. biz 10 senede başardık, ne yavaşı.
• 7

  düşündüğümüzden daha hızlı gerçekleşmiştir. sadece 6 ay yetti bunun için. türk futbolcuların kalitesi tam bir düşmemeye oynayan anadolu takımı kalitesindedir. kaliteli yabancılar da tek tek gidiyor.
• 8

  (bkz: mutsuzluktan saçmalamak)
• 9

  ne kadar korktuğumuz bir olgu değil mi, bir anadolu takımına benzemek. ama son olaylardan sonra inşallah bu gerçekleşir artık. adamların vizyonu bizi geçti bizimkiler hala kaf dağının tepesinden olanı biteni göremiyorlar, çok iyi biliyorlar ya bu işi.
  
  bizim başlıca iki sorunumuz var. birincisi takımın 2 yıldır forveti yok, mecazi değil gerçekten yok. yeri geldi arda oynadı, yeri geldi kewell oynadı, yeri geldi servet bile oynadı be. ikincisi de 2 yıldır dilimizde tüy bitti yerli oyuncuların kalitesi yok, yerlilerle yabancılar arasında deli gibi kalite farkı var, hal böyle olursa yabancı oyunculardan verim alamazsın diye. rijkaard bile giderken dayanamadı artık da kalite problemimiz var dedi. bu rijkaardça aslında yönetime küfür gibiydi ama anlayan veya anlamak isteyen çıkmadı ki. hala orta sahada bam oynar, hala balta, hala sabotajcı servet oynar. neden, çünkü yerlerine oynayacak başka adam yok ne yazık ki.
  
  gelin şimdi de anadolu takımlarına bakalım.
  
  bursa devre arası transferde miller ve altidore'yi aldı. boru değil birisi amerika milli takım oyuncusu ve gelmesi durumunda seyrek de olsa çocuk kesme şenlikleri düzenlenecek, diğeri de iskoç gol kralı. e bu adamların elinde zaten yıllardır istediğimiz sercan var, buna ek olarak turgay var, hatta nunez diye bir herif daha var. bizde forvet yok adamların 4-5 tane forveti var, 4 tanesinden herhangi biri gelse direk bizde ilk 11 oynar.
  
  antep devre arasında iki genç yıldız adayı transfer etti. hani şu almaya uğraştığımız cenk tosun ve 19 yaş altı milli takım kalecisi hakan duyan burton. hani bizim golcüye ve kaleciye ihtiyacımız var ya, adamlar sanki bize nazire yapar gibi transfer yapmışlar.
  
  ulan ne hallere düştük be, gerçekten takım yenilince kızamıyorum, rakiplerin kadrosu bizden iyi, hep sakat hep eksik. 11 maç 8 gol, vay be. neyse toparlıycaz inşallah bi dahaki seçimlerden sonra.
  
  edit: antep bir de bursa'dan muhammet demir'i almış.
• 10

  kendisinin değil de taraftarının "yavaş yavaş" anadolu takımı taraftarına dönüşmeye başladığını gösteren önerme.
• 11

  mevcut yönetimin değişmesi ile önlenebilecek durumdur.
  
  öncelikle şunu söylemeliyim, anadolu takımı olmasak da, ismimiz galatasaray, renklerimiz sarı kırmızı olsa da, son yıllarda hangi deplasman maçı öncesi ''dert yok, rahat alırız'' diyebiliyoruz veya hangi 90 dakikayı arkamıza yaslanıp rahat rahat izleyebiliyoruz. deplasmanda yaşadığımız sıkıntılı maçları bir tarafa bırakıyorum, bir büyük takım - şampiyonluk isteyen büyük takım - ligin ilk yarısında evinde oynadığı maçlarda 5 kez yenilir mi ? bence yenilmez, yenilmemesi gerekir. nitekim lig uzun bir maraton olsa da, şampiyonluk da iç saha performansından geçer bence. çünkü çoğu takım deplasmanda istikrarsız bir performans sergiliyor. siz evinizde oynayacağınız 17 maçta olası puan kaybını minimuma indirirseniz büyük takımsınızdır, şampiyonluk için mücade içinde olursunuz.
• 12

  işin garip tarafı ise bu önermenin, kadromuzda baros, kewell, neill ve misimovic gibi adamlar varken söylenmesidir. futbolculardan ne kadar verim aldığımız çok açık.
  
  biz ki yıldız futbolcu yokken alınan şampiyonluklarla büyüdük.
• 13

  kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş. tezcanlıya not : kimseye köpek denmiyor burada.
  
  demek ki neymiş? kurt* kocamış.
  
  yani? köpeğin maskarası olmuş. bak hala köpek diyor.
  
  ee? kurt tekrar canlanacak.
  
  nasıl? zihniyet değişecek.
  
  devam et? ben bu ülkenin en büyük kulübüyüm, bazı maçları adımla da kazanırım demeyeceksin, gerekeni yapacaksın.
  
  bu mu yani? evet lan tamamen bu.
  
  edit : köpek benzetmesi diğer takımlar için yapılmıştır. yazarlar için değil, aman diyeyim.
• 14

  (bkz: yok artık lebron james)
• 15

  gercekten de "yavas yavas" benzemisiz o donem ki takimda hizli diyebilecegimiz sadece 2 oyuncu* vardi. digerleri ise hiz konusunda ortalama bile olamayacak kadar yavas futbolculardan ibaretti:
  https://twitter.com/...us/48806883208859648
• 16

  (bkz: beşiktaş'a gelen golcü orta sahaların yavaş yavaş koşan düz adama dönüşmesi)