• 127
    kaybedenler kulübü'nde bir replik vardı,

    "en büyük zaferi kazandığında bir antonius olduğunu düşün. paris'e geldiğini ve o takın altında ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün. ve gücün en üstünde olduğunu. yalnız kaldığın o anda 'noldu be? şimdi nolacak?' dersen" şeklinde devam eden bir replik vardı izleyenler bilir.

    olur da bu sene alırsak antonius'a dönücez.

    yönetim uzun vadede takımı güçlendirip, 3 yıl 5 yıl sonra kupayı alma planlamaları içindeyken, hoop ilk yıl alınca "nooldu be" dicek bizimkiler, kalırız biz öyle hacı diyim ben sizi * ünvan korumaktır falan geçtim oraları, dünya sikimizde olmaz.
  • 128
    güzel hayaller tabi ki, kendimizi tutamayıp, hala yarışın içinde olduğumuzdan en büyük hedefi düşünüyoruz, lakin gerçekçilikten de uzaklaşmayalım. ciddi ciddi hesap kitap yapanlar var aramızda bu sene olur muyuz acaba diye? uefa kupasını aldığımız yıl dahi, net bir şekilde böyle bir hedef koymamıştık, turları geçmekti tek amaç, geçe geçe de bir anda kupa gözüktü. böyle başarılar fazla dillendirilmeden, hafiften de bir sürpriz havasıyla olur. sen hedef olarak belirlersen de, onun baskısı, beklentisi, havası değişeceğinden, işler beklenmeyen yerlere gidebilir. bırakın konuşmayalım, zira ben hiç bir zaman galatasaray'ın şampiyonlar ligi şampiyonu olma hedefiyle sezona başlayacağını düşünmüyorum, bunu avrupanın en üst takımları bile demekte zorlanır, kaldı ki futbol ülkesi olarak söylüyorum, türkiye'de bir takımın kadrosunu, sistemini kurup, hadi bu sene kupayı alıyoruz diye yola başlama ihtimali yok. olursa yine anlık gelişecek, işin güzelliği de orda ortaya çıkacak. bu sezon avrupa'ya uzun zamandan sonra ismimizi hatırlatma yılıydı, bunu da şu anda bir şekilde yaptık, kimse başarısızız demeyecek, lakin bu başlıktaki konuşmaları görünce, sanki elenirsek kupayı almadan, takımın başını yiyeceğiz gibi duruyor, aman diyim..
  • 131
    çıkarken ona sarılan arkadaşını siklemeyen bir umutla, yanındaki sneijder'e pas vermeyen/veremeyen bir enginle, yürümekte zorlanan bir hakan balta ile, takımını 60. dakikada gereksiz yere 10 kişi bırakabilecek bir futbolcu ile başarılmayacak iştir.

    bu takım uefa kupasındayken 2 tane adam bu tarz hareketler yaptı; hagi ve emre.

    biri hagi ki her maç attı, attırdı, 5 sene takımın lideriydi, yaptıysa hakkı vardı yaptı.

    diğeri zaten ne biçim bir adam hepimiz biliyoruz, en sonunda layık olduğu takıma gitti.

    galatasaray takımının şampiyonlar ligi şampiyonu olabilmesi için gol atıldığında hocasına sarılan ümit gibi, hasan gibi karakterli futbolculara ihtiyacı vardır. yukarıdakilerle ancak türkiye liginde standart başarılar kovalanır.

    ama dur, drogba geliyor, drogba denen adam hagi'nin forvet versiyonu, acaba bir emre'nin bir umut'un götü yer mi öyle abidik gubidik hareketler çekmeye, bir enginin 3-4 kere görmesine rağmen pas vermemeye paçası sıkar mı?

    asıl lider şimdi geliyor takıma, izleyin şimdi.
  • 133
    spor toto süper lig 2012-2013 sezonu şampiyonluğu ile gelmeyecek belki ama bu sezon cl.de kazandığımız tecrübe ve spor toto süper lig 2012-2013 sezonunda kazanılacak şampiyonluk ile 2013-2014 sezonunda direkt gruplardan başlayacağız ve bunu sürekli hale getirdiğimizde, çeyrek finaller, yarı finaller geldiğinde bir gün muhakkak gelecektir bu kupa.bunun için real madrid, barcelona gibi takımlara gerek isim olarak gerek bütçe olarak ezilmemeli ve dünyadaki taraftar sayımızı arttırmalıyız. sayın ünal aysal'ın bahsettiği avrupa'nın en büyük 10 kulübünden biri olma yolunda atacağımız adımlarla uefa hakem atamasına da dikkat edecek, sponsor baskısıyla da hareket edecektir.

    bu işler bir günde olacak işler değil ama bizim için şartlar oluşmaya başlamakta. başkanımız,teknik direktörümüz ve taraftarımızın vizyonu bunun için çok uygun. yapılacak yatırımlarla 10 yıl içinde neden olmasın??
  • 139
    yabancı kuralının değişimi sebebiyle mazeretlerlerin ön önemlisi ortan kalkmıştır.
    14 yabancısı ve 14 yerlisi ile galatasaray şampiyonlar liği şampiyonu olabilir mi?
    doğru ekip yönetimi ve doğru yatırımlar ile sadece 2 sene önce şampiyonlar ligi yarı finalinden döndük. sadece 1.5 yıl içinde.
    galatasaray taraftarı galatasaray yönetimini bu hedefe itmeli ve o kupayı almalıdır.

    konu hakkında bir açıklama da genç hocamız hamza hocadan gelmiş;

    (bkz: hamza hamzaoğlu/#1634832)

    ‘hayalim g.saray ile şampiyonlar ligi kupasi’
    galatasaray’a gelerek en büyük hayalini gerçekleştirdiğinin altını çizen genç çalıştırıcı, şu ifadeleri kullandı: “akhisar’daki iyi işlerden sonra kendimi galatasaray’da çalışmaya hazır hissettim. şimdi hayalim, galatasaray’la şampiyonlar ligi kupasını kaldırmak. allah, inşallah bize o günleri de gösterir. buradan sonra başka bir kulübü çalıştırmak gibi bir hayalim yok. dediğim gibi zaten en büyük hayalimi g.saray’a gelerek gerçekleştirdim. burada uzun yıllar kalıp iyi işler başarmak istiyorum. tabii ki bu benim hayalim. ama bu olmazsa, o zaman yurt dışında hocalık yapmayı, bu hedefe ulaşmayı çok isterim.”
  • 140
    gercekci olmak gerekirse su sartlarda imkansiza teget gecer. galatasarayin bunu gerceklestirebilmesi icin hem cok iyi bir oyuncu grubuna sahip olmasi gerek hem de ayni sekilde avrupaya ayak uydurabilecek bir teknik yonetime. ya dortmund gibi cok iyi genclerin olacak yada atletico gibi yaptigin her transfer hamlesi cuk oturacak. zaten ucuncu bir ihtimal de yok. futbol piyasasinda artik eskisinden daha cok zengin kulup var. biz sirf paramiz yok diye iki milyon euroya stoper transferi yapmayalim diyecek kadar zor durumdayken city ucuncu forvet olmaktan oteye gitmeyecek bir forvete sirf ilk iki oyuncusu dort bes mac sakat kalacak diye 40 milyon euro para bayiyor. arada aklimizin kesemeyecegi kadar buyuk butce farklari var. atletico gibi herseyi muazzam giden bir takim bile sampiyonlar liginin bitimine sadece 60saniye kalaya kadar dayanabilip macin sonunu cikartamiyor ve kupayi ellerinin arasindan paraya ve her mevkisi en iyilerden kurulu bir takima kaptiriyor, bir kez daha bunun tekrarlanmasi kimbilir kac yil surecektir.

    bir yere kadar savasmak kolay, ama bir esikten sonrasi cok zor. bana kalirsa bir turk takiminin bu ekonomik futbol dunyasinda yari final oynamasi demek kupayi almis sayilmasi demektir.

    tabiki basimizdakilerin bu hedefle hareket etmesi gerek. bu hirs ve azimle calismak gerek. ama dürüst olmak gerekirse bu hedef kaf daginin ardi gibi suan. hatta real barca bayern chelsea disindaki basalti buyukler olan juve manu psg city dortmund arsenal atletico liverpool icin bile zor.
  • 142
    gerçekçi olmakta fayda var, şu anda galatasaray veya başka bir türk takımının şampiyonlar ligi şampiyonu olması imkansızdır. özellikle çeyrek finalden itibaren, oynanan futbolun hızı, temposu, kalitesi türk takımları için birkaç beden büyük kalmaktadır. bence bir türk takımının şampiyonlar liginde en fazla ulaşabileceği nokta çeyrek finaldir, bundan ötesi için bir mucize gerekir. ben kendi adıma önümüzdeki en az 15-20 sene içinde ne galatasaray'dan ne de diğer bir türk takımından böyle bir başarı beklemiyorum.
  • 143
    bu hedefe ulaşmak için belli başlı şartlar vardı birisi gerçekleşti yabancı sınırı kalkarak. bence bu hedefe ulaşmaktaki en önemli ikinci kriter havuzun bozulmasıdır.

    yani zaten tl/euro farkı ortadayken bu farkı kapatmanın tek yolu diğer avrupa kulüplerinden fazlaca, en üsttekilere de yakın paralar almak havuz dağılırsa bu mümkün olabilir. ayrıca galatasaray için şöyle bir şans mevcut, kendi maçlarını avrupa'ya da pazarlayabilir. havuz sisteminde komple lig olarak satmak durumundayız ve bunu yapacak kurum digitürk olunca hayal oluyor o iş.

    havuzdan şu an elde edilen para şampiyonluk halinde bile 30 milyon dolar civarı. (74 milyon tl) eğer havuz dağılır biz de yurt içi için 120 milyon dolar seviyelerinde paralara satabilirsek sadece buradan kazanacağımız para 90 milyon dolar olur ki bu senelik cirosu 500 milyon tl civarında seyreden gelirler için yaklaşık yüzde 41'lik bir artışa sebebiyet verir ki bu da gelirler 700 milyon seviyesine çıkartır işte o zaman doğru bir yapılanma ile fırsatımız olabilir.

    90x2,3=207 milyon tl
    207/500=0,41
    rakamsal verilen hesaplanış yöntemi.
    aşağıdakı hızlı resim linkinde de galatasaray'ın en basit gelir tablosu grafiklerini göreceğiz.

    http://hizliresim.com/Rbg501

    bunlardan hareketle genel fikir şampiyonlar ligini almak için en önemli kriter para. bu buradan konuyu da galatasaray'ın genel mali yapısına getirir ki daha da uzar.

    para tabi ki sadece yeterli değildir. organizasyon da çok önemlidir ancak baş en önemli kriter paradır. çünkü para sana paralelinde kaliteyi getirecektir. şampiyonlar ligi'de kalite nedir sorusuna cevap olarak verilmesi gereken, derslerde anlatılması gereken bir organizasyondur.
  • 145
    gercekçi olmak gerekirse imkansızdır. batı avrupa dışında bir ülkenin takımının alması ne kadar imkansız ise o kadar imsansızdır... hatta bazen o bile yetmeyebiliyor; (bkz: 9 nisan 2013 borussia dortmund malaga maçı) veya aynı sezon bizim real madrid ile oynadığımız 2 maçı söyleyebilirim. madrid'teki maçta kafadan 2 penaltı verilmedi. buradaki maçta kıpırdağımızda hakem ufaktan devreye girdi. bunları gören sadece ben değildim herhalde hea ? sonrasında joaquín sánchez'in açıklamarı dün gibi aklınızda değil mi ? yok öyle bir dünya beyler. yedirmezler herhangi bir takıma o kupayı... karşımızda sadece rakipler yok. keşke bir porto-monaco olayı gene yaşansa ama çok zor

    bunu sadece bende söylemiyorum lucescu'da söylüyor;

    --- alıntı ---
    sizce bir türk kulübüyle şampiyonlar ligi'ni kazanabilir misiniz?
    hayır, imkânsız. şu an için bu imkânsız. avrupa'nın doğusundan bir takımla şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale çıkmak kupayı kazanmaya eş değer. çünkü bu farklı bir futbol, farklı bir tarih, farklı bir kültür. onlar çok daha güçlü. çok daha farklı bir ligde mücadele ediyorlar. her yıl aynı altı-yedi takımı şampiyonlar ligi'nde son turlarda görüyorsunuz.

    peki türkiye'de uzun vadede böyle bir potansiyel yok mu? sonuçta 70 milyonluk bir ülkeyiz...
    hayır hayır. bunun nüfusla alakası yok. büyük takımlara bir bakın... muhteşem bir tanınırlığa sahipler. çok paraları var. bir de türkiye'ye bakın... sadece üç takım söz konusu. spor politikasında sıkıntı var. şampiyonlar ligi'ni kazanmanız için premier lig, la liga, bundesliga gibi bir liginizin olması gerekir. her zaman onlar kazanıyor. arada portekiz de yarışa dahil olabiliyor çünkü onların da ligi ilginç. aynı zamanda iyi oyuncular yetiştiriyorlar. yetenekli brezilyalı futbolcuları liglerine getirebiliyorlar. onları profesyonel düzeye getiriyorlar ve böylece kazanıyorlar. bu göründüğü kadar kolay değil.
    --- alıntı ---
  • 146
    aslında maalesef şöyle bir gerçek var;

    2000 yılından beri yani son 15 yılda 5 büyük lig dışında* şampiyonlar liginde yarı final veya ötesini görebilmiş sadece 2 takım var. porto* ve psv*. hatta istatistiği biraz daha daraltalım. son 10 yılda almanya, italya, ingiltere ve ispanya dışında yarı final ve ötesi gören tek takım, o dönem efsane bir takım olan fransa'yı yıllarca domine etmiş, 2010 olimpik lyon. o da yarı final.

    yani hedef şampiyonluktan çok kalıcı olmak olmalı. misal psg. adamlardaki para bütün türk takımların paralarını toplasan 2 ye katlar. ama hala yarı final bile yok. bu yıl da chelsea'ye elenseler hangimiz şaşırırız. o kadar para bile anca 2. turlarda elenip gidiyor. yarı finallerde tutunmaya yetmiyor. ki konuştuğumuz takım fransa gibi ekol bir ülkenin takımı. bizim de öncelikli amacımız düzgün yapılanma ile şampiyonlar liginin 2. turunda, çeyrek finalinde kalıcı olabilmek.bunun en güzel örneği ise açık ara schalke 04.*

    edit: ben bunları yazarken tunnel vision'da demek istediğime güzel bir örnek vermiş bile (bkz: #1634946). ayrıca yasasingalatasaray'a teşekkürü bir borç bilirim ama nedeni bende kalsın :).
  • 147
    gidişat dahilinde ve işin temeline varan sıkıntıları temizlemeden gerçekleşmesi imkansız olaydır.

    mali yapı, bütçe, oyuncu kalitesi, transfer başarısı, altyapı havuzu vesaire teknik/taktik gibi detaylı konuları geçelim. çünkü oraya gelecek kadar daha çok ve temel şeylerde eksikliğimiz var.

    bir kere galatasaray'ın en başta liseli/alaylı, hükümet yanlısı, hükümete muhalif, futboldan gelmeyen insanların yönetimde bulunması, ufak bir potansiyelden sonra hemen ayağına sıkmaması gibi bir spor kulübünün derdi olmayacak şeylerden arınması lazım. bunlar demin de söylediğim gibi teknik veya taktik işler değil. stratejik hamleler değil. bunlar galatasaray'ın kökeninde olan kanserli doku. kendimi bildim bileli, hatta belki de kuruluş zamanlarına dayanan saçma şeyler. temelinde sıkıntıları olan bir kulüpten bahsediyoruz. malesef uzun vadede kalıcı bir başarı mümkün görünmüyor.

    önce şu kulübe global yönetilme mantalitesi getirelim, derin galatasaray'ın menfi işlerine alet olmasından kurtaralım, kulübü galatasaray liseli'lere değil, galatasaraylılara emanet edelim, hükümete peşkeş çeken veya tam tersi hükümetle zıt gitmek gibi siyasi emelleri olan insanları da uzakta tutalım, başarıyı cezalandırma değil ödüllendirme ve başarıya teşvik etme gibi rasyonel fikirleri aşılayalım, ondan sonra ince konuları konuşuruz.

    haaa tabi bir de eşit şartlarda mücadele var. federasyon gibi, iktidar gibi. onlar bir sonraki aşamada. önce kendi üzerimize düşeni yapalım da bir kere.

    ali sami yen'in de belirttiği üzere maksadı, türk olmayan takımları yenmektir galatasaray kulübü. ve bu kulüp malesef lokal düzeyde yönetilerek bu manifestoyu gerçekleştiremez.

    elimizde dünyanın en zengin kültürü olan ve başka hiçbir kulübün sahip olmadığı imkanlar ve kazanma geleneği olan bir kulüp var, ama biz onu lise takımı seviyesinde yönetiyoruz.

    kusura bakmayın şu kafada en fazla emirates cup'ı kazanabiliriz.

    önce şunları bir yapalım da hele. gerçekten bir dünya kulübü olalım, ondan sonra kazanabiliriz, kazanamayız tartışmasına girebiliriz. ki zaten o eşiği atladıktan sonra zaten bu kupayı çok rahat kazanabileceğimiz ayan beyan ortaya çıkar.
  • 150
    yabancı sınırı önemli bir engeldi bu hedefimizin önünde; kalktı.
    ama tek başına yeterli olmayacağının nedenleri, arkadaşlarımız tarafından somut finansal gerçeklerle anlatıldı.
    ama şampiyonluğun olanaksızlığına inanmıyorum.
    bizim gereksinimimiz, zaten büyük ölçüde sahip olduğumuz futbol stilini daha da detaylandırmak, bunu bütün bir sisteme dönüştürmek, bu sistemde ısrar etmek ve altyapıya abanmak.
    bu sistemde açık kalan, eksik kalan yerlerimizi de kaliteli, mümkün olduğunca düşük maliyetli, iş disiplinine sahip, galatasaraylılığı benimseyebilecek veya benimseyemeyecekse de hiç değilse aksine davranmayacak isimlerle kapatmak.
    evet, içinde bulunduğumuz ortam boktan bir ortam kabul ediyorum.
    ama böyle bir düzen, böyle bir planlamada ısrar edilirse 10-15 yıl içinde neden başarılı olamayalım?
App Store'dan indirin Google Play'den alın