her branşta, her sene kaybedenlere ait kulüp anlamına gelebilir. bu sezon itibari ile galatasaray, fenerbahçe veya beşiktaş olması abesle iştigaldir. üç kulübün de ciddi başarıları vardır, ama kulüp kelimesi futbol takımı ile özdeşleştirildiğinden bunun farkında olmak zordur. galatasaray bayan basketbol takımı eurocup women kupasını almış, engelsiz aslanlar yine avrupa şampiyonu olmuştur. fenerbahçe ise amatör branşlarda oldukça iyi başarılar elde etmiş, bayan basket takımı avrupa'da çeyrek final oynamış, lig şampiyonu da olmuştur; voleybolcu kızları ise sezonu birinci kapamışlardır, ayrıca erkek basketbol takımlarından bahsetmeye gerek yok, zaten başarılılar. tüm bunlara bakıldığında fenerbahçe'yi kaybedenler kulübü olarak nitelemek ancak eziklik göstergesidir. hepimizin genelde silik olarak gördüğü beşiktaş kulübü ise bu sene futbol takımı ile türkiye kupası'nı müzesine götürmüştür ve şampiyonluğa en yakın takımdır. sivas ise zaten kaybeden filan değildir, gıcık da olsam, nefret de etsem, hak etmediklerini de düşünsem; bu sene bayağı bayağı zirvede kalarak rüştlerini ispatlamışlardır. şöyle bir bakıyorum, acaba kime "kaybeden" desem; ligden düşmesi kesinleşen hacettepe'ye desem, diyemem, ergün penbe gibi bir adama sahip olan külübe yakıştıramam bunu. kocaelispor'a desem maddi zorlukları, ligden düşüşleri itibari ile; bu takım değil miydi sir skibbe'yi gönderme sebebimiz, bize evimizde beş atan? zaten geçmişlerine bakınca da "kaybeden" denemez onlara.
evet, aradım, araştırdım, kaybedenler kulübünü bulamadım türkiye'de. kaybedenler kulübü bence "renksizdir"; ya da doğrusu her türlü renkten gelen ama hala kısırdöngüden çıkamayarak başklarının ufak tefek başarısızlıklarını "haddinden fazla" gündemde tutarak asıl amacı unutanlardır.
*