bu ulke basinda akp iktidari varken, hicbir sivil orgut devlete bagimsiz falan olamaz.
17
yeni borçlanmalardan hemen önceki andır. bunu en az tribün mevzuları kadar kulüp mali işlerini de kafaya takan kendi halinde bir üye olarak söylüyorum. bu eko sistemde olabilecek en iyi şey yeni muhtemel borçlanma oranlarımızın faizinin abartı olmaması. gerisi ne yazık ki zor görünüyor bizim dışımızdaki şartlardan da ötürü.
18
bankalar birliği sonrasında gelir kalemlerimizi özgür kullanabileceğiz. asıl mesele bu.
yoksa her yıl %50 ile %75 oranında gelirlerimiz temlikli ve faiz ödemelerine gidecek demek. kar etmediğimiz her noktada daha da fazla faiz ödüyoruz. ana para azalmadıkça bu tlref ile bunu kimse sürdüremez. yıl sonunda diğer takımları görün bakalım. 23-24 yılı milat banka ödemeleri için.
23
şirketler borçla büyüdüğü için sıfır borca sahip olmak mantıklı değildir. önemli olan borç alıp bu borcu borç +faizden daha yüksek bir gelire dönüştürebilmektir. bizim yıllardır sorun yaşadığımız kısım burası.
takım borç alıyor ama bu parayı 30 kusür yaşındaki adamlara milyonlarca euro maaş ödemek için kullanıyor. ne bu oyuncuları aldığından daha fazla paraya satabiliyor ne de sportif bir başarı elde edip turnuva ve sponsor gelirleriyle para kazanabiliyor.
bizim yapmamız gereken şu anki borcu ödeyip daha düzgün faiz oranları ve şartlarda bir borcun altına girmek. bu alınacak borcu da gelir getirecek yatırımlarda kullanmak, borçsuz olmak değil. umarım yönetimin yatırım planları da düzgün yapılmıştır ve paraları 30 yaşını geçmiş bonservis getirmeyecek adamlara gömmezler.
20
hep hayalini kurduğumuz mesele. bıktık çünkü hele ki ergenliği, gençliği özhan canaydın, adnan polatlar zamanına gelenler için. dövizin artması bir nevi yolunu açmıştır. oyuncu satışı ve sponsorlar döviz bazlı yüksek meblağlar olunca eskiden 10 yılda kapanacak borç şimdi 3-4 yıla inmiştir. bugün 10 milyon euro 333 milyon tl.
bu sene boey, yazın nelsson, seneye barış, yunus, zaniolo falan filan bir şekilde yolu bulmak gerek. tamam her cebe giren oyuncu satışı direkt borca gitmese de büyük çoğunluğu kapanıyor.
25
galatasaray taraftarının önemli bir kısmının istemediği andır. adamlar borçsuz bir kulübün hayalini bile kurmak istemiyorlar, yazık lan. yapamazmışız, bal gibi yapılır.
transfer transfer transfer. oraya transfer buraya transfer. euro olmuş 33 tl. seçimlerden sonra 50 tl olacağı öngörülüyor. bu şartlarda iç kaynaklardan tl üzerinden gelen gelirlerin hiçbir ehemmiyeti kalmamış. yani galatasaray'ın mağaza satış gelirleri, kombine- vip ve loca gelirleri-forma- stadyum- isim hakkı- reklam gelirleri, yayın hakkı gelirleri ayrı kalemlerde tek başına bir boey'in bonservisi bile etmiyor. bu düyun-i umumiye borcunu kapatmazsak her sene bir boey parasını da bankalar birliği'ne gömecez, ama hala ''yemeyin bizi, para harcayın ulan'' diyor taraftarımız.
dinlemeyin bu taraftarı sayın dursun özbek yönetimi. doğru yoldasınız. bundan sonra borçsuz bir galatasaray en büyük hedefimiz olmalı. sürekli olmayan parayı harcayan, kulübü faiz bataklıklarına sürükleyecek her galatasaray yönetimi ağır bir şekilde bundan sonra hesap vermelidir. ülke ekonomisinde hiperenflasyon varken herkes dikkat edecek bundan sonra. bu bir tercih değil, bu bir zorunluluk. 2 tane transfere ne şampiyonluk gelir, ne şampiyonluk gider. sene sonu da baya bir adam göndermemiz lazım bu takımdan. maaşları çok saldınız, umarım toplarsınız galatasaray yönetimi.
28
anlamsız bir andır. enflasyonist ortamda sağlıklı olanı yönetilebilir borçlu halde kalarak yönetmek olacaktır.
biz kasaba takımı değiliz. borcu olmasın ama büyümesin mantığında takılamayız. galatasaray her zaman büyümek zorunda. bu yüzden gelir ve giderini yönetilebilir kılmak için gerekli enstrümanları da kullanması gerekli.
16
ufukta gorunendir. en azindan bankalar birligi yapisina. sonrasinda, saglikli borcalanarak surdurulebilirligi saglayacagiz.
19
borçlanmak için en ideal andır.
24
borç yonetilemedigi zaman canavara dönüşen kötü bir durumdur. yoksa dünya uzerinde hiç bir büyük şirket, hiç bir sağlam kuruluş borçsuz değildir. gelir gider dengesini gözeten, doğru hesaplayanlar yoluna sorunsuz devam eder.
1
1 liranın 3 usd ettiği, türkiye'nin terör sorununu çözdüğü, ihracatta şaha kalktığı, yöneticilerin futbola karışmadığı kendi işini yaptığı ütopya bir türkiye'de gerçekleşmesi ihtimal bir olaydır. türk insanının bencilliği, empati yoksunluğu herşeyi ben bilirimci tavrı yok olmadan ne ben ne önümüzdeki birkaç neslin görebileceğini pek sanmıyorum.
22
hayaldir.
spor kulüplerinde borclanma, basari hedefiyle olur. bu hedefe de her sene ulasamazsin.
zaten galatasaray gibi yarismaci bir kulübün de sifir borc gibi bir takintiya sahip olmasi sacma. biz hedeflerimiz sebebiyle istesek de asla sifir borclu bir kulüp olamayiz.
bankalar birligi anlasmasindan cikmak ayri bir sey.
kaldi ki bu yönetim borclari temizler, sonraki baska borclar cikarir.
türkiye'de hangi kurumun, kurumsal planlamadan haber var ki galatasaray'in olsun?
27
gelir gider tablosundaki uçurum, ülkenin mali durumundaki dengesizlik ile imkansız olan bir durumdur. bu sistem her yapılanmayı borçlanmaya iten bir sistem. dünyanın en büyük kulüplerinin bile borçları bitmez. en büyük şirketler bile satın alım yaparken nakit kullanmaz, kredi kullanır. bunu benim gibi sıfır ekonomi eğitimi olan biri bile bilir.
12
dedelerin hepsi yönetime talip olur. ekibinde ali dürüst'ün 2. adam rolünü üstlendiği başkan adayı seçimi kazanır.
dünya'nın en iyi 10 takımları arasında sadece bayern münihin borçsuz olduğunu hatırlatmak istedim. dolayısıyla mesele borç ta değil, yıl sonu tüm faliyetlere bakıldığında zarar etmemekte.
ama gel görki galatasaray uefa nın uyarlarına rağmen, 500 milyon avro dan fazla gelir elde etmesine rağmen sene sonu zararda.