• 1001
    beşiktaş ve trabzonspor yönetimlerinin açıklamalarıyla işlerin karıştığı şu dönemde sessiz kalmasını takdir ettiğim yönetimimiz. sanırım 2 senedir yapılan en doğru iş bu suskunluk olsa gerek.
    şimdi efendim, galatasaray gibi bir kulübün yönetimi serinkanlılıkla ve vakarla yapılması gereken bir iştir. bugün patlak veren açıklamalara bakıyorum, trabzonspor haklı, ama beşiktaş'a ne oluyor?

    trabzonspor haklı derken, şikayetlerindeki haklılıkla ilgilenmiyorum. ben galatasaray taraftarıyım, beni ilgilendirmez trabzonspor'un hakkının yenip yenmemesi. lakin, adam fenerbahçe ile şampiyonluk yarışına girmiş, psikolojik bir mücadele veriyor. bunun için bir hamle yapmış, yapar. doğru da olsa yanlış da olsa trabzonspor neden ayaklandı denmez. gereğini yerine getiriyor denir. ama sahiden beşiktaş yönetiminin yaptığı akıl alacak türden değil.

    açıklamanın zaten elle tutulur bir tarafı yok o ayrı konu, ama sen neden trabzonspor'un yancısı gibi görünmeye çalışıyorsun birader? biz kalkıp da sakın bu polemiğin içine girmeyelim, elalemin ağzına sakız olmayalım, "kutsal ittifak" gerzekliğinin bir nesnesi olmayalım. konuşulacak çok şey vardı ama hepsinin zamanı geçti. bu saatten sonra ne konuşursak konuşalım, trabzonspor'un yancısı gibi görünmekten ve gösterilmekten başka bir akıbetimiz olmaz. hele bir de trabzonspor maçını kaybedersek, ki çok olası görünmekte malesef, o zaman iyice konuşur bazıları.

    hiç alakamız olmadığı halde fenerbahçe'ye karşı ancak ittifak kurarak başarılı olabilen bir kaç takımdan birinin taraftarı gibi görünmek isteyen arkadaşlar varsa buyursunlar, trabzon güzellemelerine devam etsinler. ben galatasaray'ım arkadaş, benden sonra tufan. ne halleri varsa görsünler.
  • 1002
    pahalı maç biletleri, orantılarsak maç biletiyle aynı ya da daha pahalıya gelen kombineler satıyorlar.
    iyi futbolcuyu basiretsizlikleri yüzünden piyasasından ucuza, takıma faydalı olan oyuncuları ise aldığı fiyata satmak gibi ilginçlikleri var.

    ama beni en çok üzen ise galatasaray'ın 1. önceliğinin alternatif forma, sigorta hizmeti, gsm hattı gibi şeyler satmak olduğunu düşünmeleri...

    nereden nereye...

    kuruluş amacımız:
    (bkz: türk olmayan takımları yenmek)
  • 1003
    2010-2011 sezonunda aldıkları futbolcular;

    yabancı: bogdan stancu, emmanuel culio, emiliano insua, robinson zapata, lorik cana, juan pablo pino ( 14,5 milyon euro )
    yerli : serdar özkan, mehmet batdal, colin kazım, yekta kurtuluş*, çağlar birinci*, ali turan, musa çagıran* ( 5,7 milyon euro )

    not: 8,5 milyon euroluk bonservisiyle zvjezdan misimovic'i hesaba katmıyoruz.

    anadolu takımlarından;
    aynı sezon gaziantepspor: wagner, ismael sosa, ivelin popov, cenk tosun, dany nounkeu, karcemarskas* ( 10,6 milyon euro )

    yine aynı sezon ankaragücü: robert vittek, marek sapara*, stanislav sestak, drago gabric ( 4,9 milyon euro )

    bursaspor ve kayserispor'u hesaba katmaya gerek duymadım bu iki takımın yaptığı transferler yönetimimizin kapasitesini yeterince açıklıyor.
  • 1004
    topluca çıkıp;''arkadaşlar kusura bakmayın, yapamadık, basit yalanlarımız ile taraftarı kandırdık, plansız ve programsız işlerimiz ile koskoca bir camiayı rezil ettik, özür dileriz, istifa ediyor ve yerimizi başka arkadaşlara bırakıyoruz'' dememelerinin nedeni bellidir. koltuk sevdası. bünyesinde bulunan her bireyin maddi çıkarları, mevki aşkları galatasaray sevgisinden üstün konumdadır. istifa da bir erdemdir. çıkın adam gibi istifa edin, en azından bu taraftar arkanızdan küfür etmez. delikanlı gibi bıraktılar deriz. artık yeter.
  • 1009
    http://spor.milliyet.com.tr/.../1368936/default.htm

    şu fıkraya cevap veremeyecek onun da kötüsü böyle bir fıkranın yazılmasına ve galatasarayın adının dahil edilmesine meydan verecek kadar çapsız basiretsiz bir oluşumdur. sırf şu haber için gitmeleri lazım lan. neden bu koyduğumun basını bu kadar üstümüze geliyor diye efkarlanmanın alemi yok bu grup ve başındaki yüzünden işte.

    (bkz: tabii bunu duyan hagi rahat durur mu?)
  • 1014
    benim anlamadigim olay, keita'nin disiplinsiz davranislari nedeniyle yollanmasi degil.
    benim anlamadigim olay, keita'nin yerine daha da disiplinsiz ve $uursuz * pino'nun o bolgeye monte edilmesi.

    hadi onu da gectim, disiplin(!) konusunda taviz vermeyen bu yonetimimiz misimovic'i de bir cirpida harcamasinin yaninda,
    yerli futbolculara bie skim dememesi de kafa karistirici.

    (bkz: dayangalatasaray)
  • 1017
    genel kurul görüntülerinde ilginç detaylar var. özellikle bi kongre üyesi ile mehmet helvacı arasında geçen diyalog

    üye : ayıp ayıp bir de gülüyorsunuz ya
    helvacı : güzel söylüyor
    üye : ağlanacak halinize gülüyorsunuz . ayıp be

    oy verme işleminde, idari açıdan kabul etmeyenlerin elleri kalkmaya başladığında hemen donuyor görüntü bir iki saniyede. videodan da dediği gibi kesip biçilmiş hakikaten. sanki böyle aslında kabul edilmesi gerekiyordu da, haksızlık yapılmış edilmemiş gibi etki bırakmak istemişler sanırım.

    video özellikle hayri kozak'ın üstüne de yoğunlaşmış. ulan ayıp be. siz özür dilemekten, yalakalık yapmaktan bi hal olmuşken o adam çıktı savundu galatasaray'ımın haklarını her yerde. anlaşılan o ki başkan ona da bozulmuş. çıkarcı herif.

    bir de videonun bir yorumu var. kopartır adamı. hayri ekleyen videoyu. yorum yapan adnan polat resimli birisi. yazmış " bir de utanmadan bunları hazırlamışsınız" ahuaha.

    geneli de göz boyamadan başka bir şey değil videonun. yok tarihi geçmiş gelecek felan. bırak martaval okumayı artık. şuradaki tepkiyi körler bile görür. battıkça batıyorsun adnan polat. yeter artık yeter.
  • 1020
    açıklamalarının arkasında dururlarsa hayran olacağım yönetimdir.

    ''fatih terim'in ekibiyle ilgili çalışmalar onu ilgilendiriyor ve açıklamasını da kendisi yapar. yeşil sahanın dışındaki konularda açıklamaları ise biz yaparız''
    (bkz: ünal aysal)

    adam profesyonel...
    galatasaray başkanlığı ulan bu! bundan sonra da hep böyleleri gelir inşallah.

    pro olmayan gelmesin.
    pro olmayan kick.*
  • 1021
    adnan polat yönetimi için

    2008 şampiyonluğundan sonra cl ön elemesi için elini taşın altına koyamayan. ne zaman cl den elendik o zaman transfer yapmayı akıl eden yönetimdi. getirdiği oyuncu iskeletini, oyuncu teknik direktör ilişkisini bozan. kalburüstü bir takıma 5-2 yenildik diye takımın düzenini bozan. takımın içinde yıldız olacak ve yıldızlar varken hayatının ilk ciddi antrönürlük deneyimini yaşayacak kişiyi getirip harakiri yapmış yönetimdir.

    bu yaptığı hatalar kulübün 3 senesine bedel duruma geldi.

    ama sorsan suçlu lincoln.

    2009 yılında bomba transferler ile başlayan yönetim. elano, keita, rijkaard, jo, giovani dos santos, caner erkin, neill transferleri. yeni bir sistem yeni oyuncular. ama ne sabır gösterdiler, ne de anladılar. takımın neredeyse tüm iskeleti değilmiş ama onlar takmış alemcilere, karaktersizliğe. sakatlıklar da üstüne gelince al sana hüsran.

    2010 yılı fiyaskonun allahı. transfer sezonunun son gününde misimovic, insua. öncesinde cana, pino. sonrasında kazım, stancu, cana. he bir de aldığımız sonra yolladığımız yerliler. bu sezonda yaptığı hataları anlatmaya bile gerek yok. öpt by.
  • 1022
    2010-2011 futbol sezonu sadece kabus olarak tanımlanamayacak kadar kötü geçirilmiş, hatırlamak istemeyeceğimiz bir sezon olarak tarihe geçti. 14 galibiyete karşı alınan 16 mağlubiyet; atılan 41 gole karşı yenen 46 gol, -5 gol averajı, toplanabilen 46 puan ve şampiyon takımın 36 puan gerisinde kapatılan bir sezon. bunun yanında değiştirilen 3 teknik direktör; ki bunlar frank rijkaard, gheorghe hagi gibi dünya futbol tarihine isimlerini kazımış futbol adamları ve onların yaşadığı dramların iz bıraktığı bir sezon. ali sami yen’in yıkılışı, veda ederken yaşanılan burukluk. arena* açılışında yaşanan aciziyet, camianın adnan polat’a yaptığı, tabiri caizse, darbe; hakemlerin ve mhk’nın sahipsizlikten cesaret bularak lime lime ettiği bir futbol sezonu.

    her haftası ayrı bir işkenceye dönüşen, galatasaray’ın hızla sıradanlaştırıldığı, ezilmeye çalışıldığı, giderek güçsüzleştiği bir futbol sezonunda en başta takımın yaşadığı ve sonrasında tüm camiaya yaşattığı travmanın izleri uzun yıllar silinmeyecek. şüphesiz ki bu travma futbolcu da, yönetim ve genel kurulda, taraftarda apayrı hisler ve etkiler oluşturdu. her biri kendi içerisinde farklı algılar yarattı.

    futbolcuların kaybettiği özgüveni bir an önce yeniden kazanması, takım içinde dostluğun, birlikte mücadele etmenin, kısaca takım olmanın hatırlaması gerekliliği; yönetimin adımlarını her platformda cesur ve kararlı atma gerekliliği, fatih terim’in kazanmak zorunda olduğu bir sezona giriyor olması çok zor geçecek günlerin habercisidir. bana göre toparlama süreci her ne kadar 2-3 sezonu bulacaksa da, türkiye’de hasıl olan kısa vadede sonuç isteme ve sabırsızlık hastalığı maalesef ünal aysal ve fatih terim ekibinin başına iş açacaktır. aklı selim taraftar sayısının azlığı, skor ve medya gazı odaklı bilinçsiz taraftarların hızla artması bu ateşi her zaman canlı tutacaktır. zira geçmiş dönemlerde skibbe’nin, rijkaard’ın ve hagi’nin yeteri kadar zamanı tanınmamasının en büyük sebeplerinden biri bu taraftardır.

    galatasaray taraftarı üst üste lig ve kupa şampiyonlukları görmüş, avrupa şampiyonluğu yaşamış, ülkenin en çok başarı yaşamış taraftarıdır. bu şampiyonluklar maalesef yeni nesillerde başarıya odaklı bir yapı oluşturdu. sabırsız, medyanın gazına çabuk gelen, beğenmediği bir iş ortaya çıkınca formasını asan bir kültür oluştu. bu taraftarların daha naylonları twitter’da, facebook’ta ve sosyal medyada başta olmak üzere bulundukları her ortamda felaket tellalığı yaptılar. hatta bu sezon yaşanılan başarısızlıkta sokaklarda (gbkz: “galatasaraylılığımdan utanıyorum”) diyebilecek kadar sahte galatasaraylıların varlıklarına tanıklık ettik. gerçek galatasaray sevdalısı olanlar ise artık umutlarını koruyamamaya başladılar. her ne kadar galatasaray adının olduğu yerde umut vardır desekte işin aslı gerçekte öyle değil.

    ünal aysal çok kuvvetli isimlerden oluşan bir yönetim kurulu kurdu. fatih terim’i takımın başına getirdi. tüm bu adımlar aslında yaşanılan travmanın geldiği boyutu gösteriyor. camia, kanseri ilaçla değil direk vücuttan atma yoluyla tedavi etmeye karar verdi. karakterli ve güçlü kişilikleri ve imajları ile ön plana çıkmış insanlara galatasaray emanet edildi.

    yönetim ve fatih terim’in üzerine düşen ilk görev bu travmanın etkilerini öncelikle futbol takımının üzerinden kaldırmak olacaktır. bunu kendileri de düşünmüş olacaklar ki, güçlü bir galatasaray futbol takımını yeni baştan oluşturmak için – söylentilere dayanarak yazıyorum – 60-70 milyon euro gibi bir bütçe transfere ayrılmış. ilk büyük transfer selçuk inan oldu. avrupa’ya gidemeyen, rezil bir sezon geçirmiş bir galatasaray’a selçuk inan gibi üst düzey ihtiyacımız olan bir futbolcunun kazandırılması kesinlikle büyük bir başarıdır. bunun devamında ihtiyaca yönelik ve yıldız isimlerin başta ünal aysal’ın bizzat kendi ağzından basında yer bulması insanları heyecanlandırıyor ve insanların büyük beklentilere girmesine yol açıyor. bu durum maalesef yapıcı olduğu kadar tatsız sonuçlar da oluşturabilir.

    kötü ve yıkıcı geçen bir sezonun nedenleri ötesinde doğurduğu sonuçlar üzerinde de durmak lazım ve toparlanma sürecinde bu konuyu doğru anlayıp çözümcü ve etkin yaklaşım göstermek çok önemli. bunu yaparken medyaya taraftarı ve camiayı heyecanlandıracak isimleri telafuz etmeniz ya da işaret etmeniz dahi çok önemli ancak mevcut endüstriyelleşmiş, skor ve başarı odaklı taraftarın bu konuda doğru beslenmesi hayati önem taşıyor kanımca. zira bu dozaj aşıldığı anda taraftar kendini gelmemiş yıldızlara sahip, oynanmayan maçları kazanmış, kazanılmamış kupaları kazanmış sanıyor ve bunların olmayacağını hissettiği anda herşey bir anda kararıyor, yanıyor, bitiyor. bu yüzden şu sıralarda adımlar atılırken beklentileri uygun dozajda arttırmak elzemdir gözümde. kaf dağının arkasını değil kaf dağına giden yolu öncelikle bulması gerektiğini bilerek ve bunu her daim güncel tutarak hareket etmelidir yönetim bu günlerde. yoksa sonu adnan polat yönetimine benzeyebilir ki allah benzetmesin.
  • 1023
    (bkz: #689559) bu entrydaki durumun gerçekleşmesi durumunda basketbolcularımıza ve teknik kadroya ayıp edilmiş olur. bu durumu taraftar çıldırdı drogba'yı istiyor durumuyla karıştırmamak gerek. orada maç kopmuş bitmiş 30 saniyelik bir durum söz konusu, fakat yönetim olarak futbolcu transferini çok çok önemli olan basketbol maçında açıklarsan, ne konsantrasyon kalır ne de hırs. bu durumun olacağına da ihtimal vermiyorum, drogba'yı alsak bile ünal aysal bu tip bir açıklamaya izin vermez.
  • 1024
    2011-2012 transfer sezonu içerisinde konuştuğumuz isimleri geçmiş yıllarda hiç duyduk mu ? yönetime eleştiri yaparken geçmişte yaşadıklarımızla kıyaslama yapmalıyız.yönetim hedefi yüksek tuttu evet çünkü biz galatasarayız her futbolcuyla görüşebileceğimizi,teklif götüreceğimizi ve anlaşabileceğimizi gösterdiler bizlere.

    drogba,buffon,vucunic,muslera,frey... bu isimleri hangi transfer sezonunda duyduk hangisiyle çok yakından temasa geçip anlaşma yolu aradık.
    bir kim kallström olayı var yıllardır adam bizi istemedi şimdide biz istemiyoruz.gerekçemiz kallströmden daha iyisini alacağımızın söylenmesi.

    saygıdeğer galatasaraya sözlük yazarları, yönetimi eleştirirken biraz daha eleştiri dozumuzu düşürmeliyiz.bekleyelim mutlaka en iyisi yapılacaktır.ben inanıyorum sizlerde inanın.* * *
App Store'dan indirin Google Play'den alın