hala şu mevkiye adam lazım, şu mevkiye bu alınmalı filan diyen, kısacası devamlı surette transfer isteyen bir kesim var ki içimizde, çok değişik bir kafa yapısına sahip oldukları için kutluyorum kendilerini. harbiden de bambaşkaymışsınız. bir de üstüne ronaldinho, shaqiri, drogba vs. (basında çıkan isimleri biliyoruz) gibi isimler ve milyonlarca euro'luk transferler isteyen ve bekleyen, (asıl bomba geliyor) bu da yetmezmiş gibi bu isimleri dahi gelsin mi, gelmesin mi? diye tartışanlar var ki, acayip büyük bir saygım var; bu heyecana mı desem, vizyona mı desem? orasını bilemedim şimdi. ama bi'şey var yani.
lakin, şayet ben bunamadı isem dün gece bu saatlerde yani yaklaşık 24 saat kadar önce başkan ünal aysal televizyonda canlı yayında idi. yanılıyorsam düzeltin ama mali konulardan bahsederken; 5 yıllık mali tablodan, gelir gider dengesinden ve mali durumun az da olsa iyiye gittiğinden bahsetti, ancak direkt olarak borç vs. demese de, gelir-gider dengesi gibi mali konuların konuşulduğu esnada "aradaki farkı söylesem dudağınız uçuklar" dediğini kulaklarımla duydum. kaldı ki kulübün borcu olduğu, maddi olarak olması istenilen seviyenin şu hali ile hayal gibi durduğu, kurumsallaşma adına eksiklerin olduğu zaten bilinen bir gerçek. bundan kulübün iflas ettiği filan gibi bir anlam çıkarılmasın, borçlar belli bir vadeye yayılmış ve kulübün gelirleri ile ödenebilecek ve dün akşam başkanın da söylediği gibi, bu sezonun takımı yani şu an lider olan takım kurulurken bir yandan da bu borçların bir kısmının ödenmiş olması ise zaten bunun somut kanıtı. yeni yönetimin kulübün maddi durumuna hakim olması, yapılacak daha disiplinli bir çalışma ve yeni projeler ile gelirlerin artıp bu borçların daha kısa sürede ödenmesi bence kulübün asıl önceliği, bu gerçeği unutmamak gerekli.
evet, galatasaray'ın transfere ihtiyacı var hatta çok transfere ihtiyacı var ama bu şekilde değil.
mesela, isim verip kendilerini rencide etmek istemiyorum ama
* takıma zerre katkı sağlamadığı gibi üstüne takımı zayıflatan ama ne gariptir ki en kötüsü senelik bir milyon euro'ya -maç başı, primler vs. hariç- oyna(ma)yan bir çok oyuncuyu üçe beşe bakmadan transfer (!) etmeliyiz. nerden baksan sadece bu tip transferlerden (!) senelik 10 milyon tl civarı belki daha da fazla gelirimiz olur.
bunun yanında sezon başı transfer olan arda turan'dan gelen parayı düşünürsek, ki adnan polat'ın hataları olmasaydı çok daha üstüne de satardık ama yine de o günün şartlarında iyi bir paraya transfer ettiğimizi düşünüyorum, bu tip transferler bence asıl şu an için öncelikli olmalı.
galatasaray'ın shaqiri vs. isimleri bir yana bırakıyorum, değil 10-15 milyon arası bonservis bedeli ödemeyi, 5 hatta 2-3 milyon euro'luk transfer yapacak bile lüksü yok bana göre. alırsın altyapıdan bir kaç adam, alt ligleri tarar veya yurt dışından adı sanı duyulmamış genç ama gelecek vaadeden bir kaç oyuncu getirirsin, çıkar oynarsın.
kaldı ki lig yerine izlediğimiz bu tiyatroyu gördükçe borçları azaltmak adına bu sezon iyi bir fırsat olabilirdi, hala da olabilir.
işin bir de şampiyonlar ligine katılıp o şekilde gelirleri artırmak yönü var ki, zaten transferde bunun için yapılır ancak bu tiyatro içinde ne şampiyonluk, ne de şampiyonlar ligine direkt katılma hakkı kazanacağımızın garantisi yok. gerek şike davası sürecinde galatasaray'ın duruşu gerekse de son olarak ünal aysal'ın federasyona gönderdiği yazıdan sonra bu haftadan itibaren bunu daha iyi anlamaya başlayacağız zaten, hadi şampiyonlar ligi'ne katılma hakkı kazandın diyelim, acaba uefa seni lige alacak mı? bu da belli değil.
daha neyin transferinden bahsediyoruz anlamadım ben.
ha, bir de habire yıldız transfer isteyen kardeşim, sana soruyorum. peki, sen kulübüne ne kadar destek oldun, ya da oldun mu?