savaşmak tabirini bu konularda doğru bulmasam da şu anda galatasaray taraftarının yaptığı eylemi tanımlayacak başka bir kelime de bulamıyorum, dolayısıyla savaşıyoruz diyeceğim.
hem de tek cephede değil, 3-4 cephede. ilk önce kendi içinde, safi kötü bir adamın başkan olmasını engellemekle, takımına tarihin en zor şampiyonluklarından birini kazandırmak için rakiplerle, fenerbahçe ve beşiktaş üzerinde gösteremediği tüm cürreti galatasaray'a gösteren basınla, galatasaray'ı aşağıya çekmek için var gücüyle çalışan tff ile uğraşıyoruz.
14 mayıs 2006 günü benim mutluluktan ağladığım tek gündür hayatımda, muhtemelen bir daha da mutluluktan ağlayamam. kolay bir şey değil çünkü. o gün mutluluktan ağlamamı gerektiren neredeyse tüm sebepler 2017-2018 sezonunda da ortaya çıktı gene. hatırlamayanlar için kısa özet geçeyim, tıpkı bu sezonki östersunds faciası gibi trömsö faciasıyla başlayan, bütün aksiliklerin bizim başımıza geldiği, haksızlıkların bize yapıldığı, 4 koldan galatasaray'a saldırıldığı bir dönemdi. yaşadığı finansal krizden dolayı galatasaray'ın yardım kampanyasıyla basın dahil herkes dalga geçerken fenerbahçe o dönem appiah, anelka, alex gibi türkiye seviyesinin üstünde futbolculara sahipti, hakemin maçın başında top kale belirlemek için attığı parayı kapmaya çalışan galatasaraylı oyuncular karikatürize edilip yayınlanıyordu, şaka değil bunlar.
zaten güçlü kadro olmasına rağmen fenerbahçe'nin kollanması öyle böyle bir kollanma değildi, ciddi söylüyorum o sezon fenerbahçe kollanması türk futbol tarihine en şaibeli sezon olarak geçmiştir. aziz yıldırım'ın hakemler üzeri baskısının en yüksek olduğu sezondu muhtemelen. aykut kocaman gibi fanatik fenerbahçeli bir teknik direktör, konya'yı çalıştırırken 2-0'dan 4-2 fenerbahçe'ye verilen maçın ardından aynen şu sözleri söylemişti; “bıktığım bu düzen ve bu sistem, düzelmek için bir kurban istiyor. bu maçla futbol yaşantımı noktalıyorum.”
marcio nobre de hakemlerin bugını bulup ceza sahasına girdiği an kendini yere bırakma özelliğini üst seviyeye çıkarmış, fenerbahçe bu yolla hakkı olmayan penaltılarla birçok maç kazanmıştı.
diğer köşede de bir oyun ne kadar temiz oynanırsa o kadar temiz oynayan galatasaray vardı, sene sonunda tüm bunların acısı öyle bir çıktı ki mutluluktan ağlamak diye bir şeyin var olduğunu yaşamış olduk.
tarih tekerrür edecek, 2006'da olduğu gibi bu zorluklarından da üstesinden geleceğiz, sadece sırası var. hocanın dediği gibi şimdilik sadece şampiyonluğa #konsantrasyon. aklınıza yersiz şeyler getirmeyin, bu takım tıpkı akhisar'ı yendiği gibi göztepe'yi de, malatya'yı da yenecek. derwall'in dediği gibi,
galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır. daha önce başarmadığımız zorluklar yok önümüzde, yine yapacağız.