• 5226
    maşallah dediği sezonu kapatan, nefret kustuğu çakı gibi olandır.
    ulan yıllardır sabri, umut türevi adamlara söver sayarız adamlar yarım aspirin içip iyileşecek kıvamda şeyler yaşıyorlar.
    bruma, sinan, koray deriz ümitliyiz deriz en az 6 ay sakatlanıyorlar.

    bakın beyler kuru yer bırakıyoruz, iğne ucu kadar diyor hocalar lütfen dikkat.
    inanmayanlar için not: evrene olumlu mesaj gönderme olayını bi ayarlayın olm sizde yazık çocuklara.
  • 5227
    14 temmuz 2016 itibariyla dursun aydın özbek yönetimini istifa ettirememis olandir. gecen hafta florya'da 100-200 kisilik katilimla yapilan ciliz bir protesto, #istifa'yi trending topic yapma gayreti... bugun parcali formanin cizgilerini, 3. formanin rengini tartisiyoruz. delaney icin 4 milyon versek mi, sosa giderse besiktas'in hali nice olur diyoruz... baskan hala dursun ozbek farkinda miyiz? 13 temmuz 2016 galatasaray divan kurulu toplantısına baksaniza, adamlar hala ada'ya bedava girme derdinde. bu zihniyet varken bana ne arkadas ideal on bir'den, yolanthe'nin kurdugu vakiftan. goz gore gore riva peskes cekiliyor, 2 lafindan biri yalan olan adam baskanlik koltugunda oturuyor, biz burda hala goygoy pesindeyiz. olmaz ya, wilfried bony gelse buyuk baskan diye inletirler stadi.

    ne yapmak gerek bilmiyorum, ama cok huzursuzum sozluk, kabullenemiyorum. tek bildigim bizim burdan istifa et dememizle, #istifa'yi tt yapmamizla o koltuktan ayrilmaz capsiz herif.

    bak rusya'yla iliskiler duzeliyor, otellerinle ilgilensene igrenc herif. yaratık boku.
  • 5228
    geçen seneki tiner tayfa - yangın tayfa gerilimi bu sezon asla yaşanmamalıdır...
    geçen seneki ayrım negatif etki olarak tüm takım üzerinde gözükebilir...
    ama aynı taraftarın galatasaray basketbolunda nasıl bir etki yaptığı da ortada...
    kendi aramızdaki kavgayı göz ardı edip rakiplerimize odaklanıyorum ki bu sezon başarının gelmemesi imkansızdır...
    özellikle futbolcular ve yönetime jan olde riekerink hocanın arkasında tüm sezon boyunca durulacağı kesin olarak anlatılmalıdır...
  • 5232
    hem sürrkli basına sövüp, sürekli basının gazına gelen taraftar. 3 gündür bruma'nın başlığına bakıyorsunuz tek bir link yok herkes birşeyler karalamış. adam açıklama falan yaptıysa nerede bu açıklamanın tamamı? adam gitmek istiyorum dedikten sonra gitti mi yani? biraz mantıklı düşünelim ve bu kadar hızlı görüş değiştirmeyelim arkadaşlar.
  • 5234
    sosyal medya kullanan kısmı ciddi manada ruh hastasıdır. tıpkı diğer kulüplerin taraftarları gibi. ya arkadaş galatasaray resmi twitter hesabı her sabah farklı farklı fotoğraflarla günaydın galatasaray ailesi yazıyor. bir insan ol, adam ol değil mi? yok. her sabah bir sürü beynini yemiş vasıfsız tip hakaretlere boğuyor hesabı. o. çocuğundan gir şerefsizden çık, transferden gir başka bir şeyden çık. günaydın yazsana kardeşim. güzel bir şey yazsana. sakin olsana biraz sabah sabah. yani hakikaten bazen insan bu ülkede yaşadığına lanet ediyor. herkes küfür peşinde herkes olumsuzluk peşinde. şu sosyal medya bir gün komple yok olsa da bu vasıfsızlar ne yapacaklarını şaşırsa o kadar isterim ki. sen istifa yazdın diye istifa edecek, transfer yazdın diye transfer yapacak, bir de küfrettin diye daha da önemsenecek fikrin değil mi? gerizekalılar.
  • 5235
    yönetiminin yerli piyasadaki oyunculara yüksek bonservis bedelleri ödemesine ve bundan sonra da ödeyecek olmasına kendini alıştırması gereken taraftardır.

    çünkü gözlemleyebildiğim kadarıyla bu yönetim her seferinde gerçekten ucuz maliyetli, kaliteli, scout transferleri yapmak için işe girişiyor. ancak konuşulan transferlerin total maliyeti uygun bile olsa yabancı kulüplere peşin para verme konusunda hazır finansman ve ffp krilterlerine takılıyor. dolayısıyla mecburen iç piyasadaki oyunculara dönüp, kulüp başkanlarıyla olan ahbaplıklarıyla, bonservisleri uzun taksitlere kolay ödeme koşullarına dönüştürüp serdar - eren derdiyok gibi transferler yapılıyor.

    bu oyuncular kötü oyuncular mı, hayırl. konuşulan paraları ederler mi? o da hayır. ancak şark kurnazlığı konusunda doktora yapan anadolu takımları piyasanın bug'ını bulmuş yine. 2 milyon peşin paran varsa git avrupadan adam al, ama 500 bin 500 bin taksit ödeyeceksin gelip 3 milyonluk serdar'ı benden 4 buçuk milyon'a almak zorundasın diyorlar. sen de ffp sopası yüzünden mecbur kabul ediyorsun.

    banka kredisi faiziyle uğraşmamak için gidip iğrenç bir lokasyondan taksitle ve ederinden fazlaya emlak konut evlerinden birini almak gibi bir durum yani:)

    bu kısır döngüden memleket futbolu adına iyi bir şey çıkar mı, pek sanmıyorum.
  • 5237
    daha ne olmasi gerekiyor? ayaga kalkip silkinmeniz icin ne olmasi lazim?

    elindeki her kurusu akillica kullanmasi gereken yonetim bizi ucuruma surukluyor buyuk bir suratle. gercekten hicbir sey yapmayacak miyiz? izleyecek miyiz canimizdan cok sevdigimiz galatasaray'imizin bitmesini her gecen saniye?

    bu ortaya sactiklari paralar kendi ceplerinden cikmiyor. kit kanaat gecinip elinde kalanla gidip forma alan adamin alin teri o, dursun'un elinin kiri degil. senin benim param.

    arkadaslar gercekten hicbir sey yapmayacak misiniz?
  • 5239
    büyük bi kısmı 'nostalji' hastalığıyla vasatlaşmış taraftardır.

    melo gelsin efsane olur, elmander dönsün coşarız, sola riera gelse daha iyiydi, keita dönse hayır demem diye diye bütün futbol aklını romantik bir nostalji duygusuyla takas etmiş, rasyonellikten, akıldan izandan gün geçtikçe uzaklaşan taraftar sayısı içinde artıyor. bu üç beş isme kitlenip kalma sendromu, hamza'nın vizyonsuzluğundan daha büyük vizyonsuzluk, kusura bakmayın. ve anlık hazlar dışında kulübe hiçbir faydası olmayan, aksine bitmek bilmez kısır döngülere sokup gelişimi durduracak kadar yavaşlatan bir durum. bu gerçekle herkes yüzleşse iyi olur.
  • 5240
    halihazirdaki psikolojisini açiklamak için sizlere $öyle yardimci olayim.

    issiz bir adaya dü$sen yanina ne alirdin? 3 hakkin var sorusuna verecegi cevap:

    1. sigara & çakmak
    2. ekmek & su
    3. adam yiyen ön libero

    veya

    lambadan bir cin çikti ve dile benden ne dilersen, dedi. cevabin?

    - adam yiyen ön libero!

    veya

    daragacindasin, son arzun nedir?

    - adam yiyen ön libero!

    yine daragacindasin, niye gülüyosun diye sorduklarinda?

    - duvarda yazan "adam yiyen ön libero" yazisina!

    bu kadari da fazla, asin lan bunu amk!
  • 5242
    bir kısmını en az dursun özbek yönetimi kadar suçlu buluyorum.

    deli gibi transfer istiyorlar. sadece transferi düşünüyorlar. patron çıldırdı sağa sola milyon eurolar saçıyor. biz ah-vah diyoruz adam forvete bir takviye daha yapalım, forvet arkasına birini daha alalım, sol bekimiz yetersiz filan diyor.

    ulan ne transfer abazası adamlarsınız. bu sene avrupaya gidemedik bu mantık yüzünen hala aynı kafa devam ediyor.
  • 5244
    bir kısmını en az dursun özbek yönetimi kadar suçlu buluyorum.

    saf gibi transfer istemiyorlar. hiç sahada top oynayan takımı düşünmüyorlar, görmüyorlar. patron çıldırdı sağa sola hiç vermemesi gereken milyon eurolar saçıyorlar. biz ah-vah diyoruz. forvete bir takviye daha yapmadan 4. sağ bek alındı. orta sahaya aldığın adam yetersiz. defansif bir orta saha lazım diyor.

    ulan ne futbol cahili adamlarsınız. bu sene avrupaya yine gidemeyiz bu kör futbol sahasına bakınca oynayan takımın eksiklerini görmeyen kafa yapısı yüzünden.
  • 5245
    30 yaşını yarılamış bir yazar olarak, (bkz: galatasaray taraftarı)'nın yıllar içerisinde beklentilerinin nasıl da değiştiğini görmek gerçekten çok şaşırtıcı geliyor son zamanlarda.

    bu platforma bizlerden çok daha tecrübeli abilerimiz var, eminim onlar da onaylayacaktır. bu (bkz: endüstriyel futbol) dalga motoru bize musallat olduğundan beridir transferler özelinde herkesin beklentisi inanılmaz değişti. gelecek oyuncu illa ki tanınır olsun, büyüklerde oynamış olsun, az bi yakışıklı olsun, ön liberoysa zencisi makbul, forvetse sarışın, uzun boylu olsun vs. vs.

    üzerinden çok zaman geçmiş olsa da, 2001-2002 (bkz: galatasaray) kadrosunda, (bkz: jardel)'in takasında alınan çöpler haricindeki yabancıların bir kısmına bakmak biraz fikir verecek herkese:

    (bkz: faryd mondragón): bizle beraber efsane olmuş olsa da, hatta (bkz: kolombiya milli takımı) kariyeri de başarılarla dolu olsa da, mondi'nin bizden önceki kulüp kariyeri çok da parlak değildi. hele ki (bkz: taffarel) gibi bir efsaneden sonra kaleye geçen biri olarak.. bizden önce (bkz: metz) ve (bkz: zaragoza) haricinde önemli takımlarda oynamamamış olmasına rağmen, bizde efsane olmayı başardı.

    (bkz: joão batista): sezon ortasında antep'ten transfer edilen batista, o yıl özellikle ligde oynanan maçlarda ciddi katkı verdi ve şampiyonlukta önemli rol oynadı.

    (bkz: gustavo victoria): kolombiya'dan transfer edilen sol bek, o sezon genelde (bkz: ergun) ile önlü arkalı oynamış ve ciddi başarılı olmuştu.

    (bkz: sébastien pérez): fransa'daki başarılı performansından sonra ingiltere'nin yolunu tutan, ancak orada sakatlıklardan dolayı form tutamayan (bkz: perez), (bkz: marsilya)'da geçirdi orta şekerli 5 yıldan sonra bize geldi ve kritik performanslar gösterdi. bir yıl kiralık oynadıktan sonra (bkz: fransa)'ya geri döndü.

    (bkz: andrés fleurquin): (bkz: beşiktaş)'ın kocası (bkz: fleurquin), bize (bkz: strum graz)'dan gelmiş, 1 senede bir çok şey kazandıktan sonra fransa'nın yolunu tutmuştu.

    (bkz: radu niculescu): şampiyonluğu getiren golün sahibi, 25 numaralı forması ile ağları havalandıran radu, 3 aylığına kiralanan ender futbolculardan. bükreş'in tüm büyük takımlarında oynayarak tarihe geçen radu, kariyeri zirvesini türkiye şampiyonluğu ile yaptı.

    **

    demem o ki, hangi düzen, hangi ekonomik durum olursa olsun, sahada takım olabilen oyuncu grupları başarıya koşuyor. üstteki oyuncuların bulunduğu kadro ligde bir yıl önce ligi ciddi sirkülase etmiş (bkz: fenerbahçe)'yi 3 puan geçip şampiyon oldu, (bkz: şampiyonlar ligi)'nde (bkz: lazio) ve (bkz: psv)'yi geçip 2. tur grup maçlarına yükseldi, orada da sadece 1 mağlubiyet alarak, 5 beraberlik ile gruptan çıkamadı. gruptaki diğer takımların (bkz: barcelona), (bkz: roma) ve (bkz: liverpool) olduğunu da hatırlatalım.

    bu da bir durum tespiti olarak buralarda dursun o zaman..

    edit: yukarıdaki yazı, yönetimi korumak amacıyla falan yazılmamıştır. anlatılmaya çalışılan, taraftarın beklentilerinin yıllar geçtikçe nasıl evrildiğidir. yoksa yabancı kuralı yokken yerli stopere 4.5 milyon € veren adama zaten söylenecek bir şey yok yani..
  • 5246
    hiç transfer yapılamasa, ekonomik olarak zor günler geçirsek, uefa ekstra cezalarla tehdit ediyor olsa yine de transfer isteyen çıkmaz. teknik taktik konuşur taraftar, diziliş konuşur. fakat bir bakalım yönetim neler yapmış;
    1. serdar aziz gibi muadili bizde bulunan bir adama korkunç bir bonservis bedeli artı maaş yükleri olmayan 3 adam vermiş.
    2.sözleşmesi bitmek üzere olan, 6 ay daha bekleyen 30 yaşında bir adama 2,5 milyon bonservis ödenmiş.
    3.eren derdiyok gibi bir adama drogba muamelesi yapıp ödenen bonservisler...
    4.tolga ciğerci için ödenen bonservis bedeli vs vs.

    bunlar olursa taraftar tabiiki kızar, tabiiki transfer ister. çünkü boş beleş etrafa saçılan milyonlar ve hala doğru düzgün oyuncun kadron yok.

    transfer istiyor diye suçlanan kesimin düşüncesi
    "madem bu saçma transferleri yapacak kadar para var, bunları yapacağınıza bari adam gibi transfer yapın"dır. ki bu paralardan çok daha azını harcayarak kat kat daha iyi bir transfer sezonu geçirebilirdik.

    kızacağınız tarafı düzgün seçin lütfen.
  • 5247
    galatasaray futbol takımı için her zaman en iyiyi bilen taraf olmuştur.

    bu bir eleştiri değil, ironik bir yorum değil. gerçekten böyle. hatta her zaman kızarız "kabak gibi açık olan gerçekleri yöneticiler nasıl göremiyor?" deriz. geçen yıl bunun en canlı kanlı örneğiydi. bas bas bağırdık, takımda şuralar eksik buralar eksik. böyle sezon geçmez dedik. ama hamzason sağolsun, içimizde hallederiz diye diye takımın içine etti.

    ve sonuç: taraftarın beklediği gibi

    geçen yıl sezonun ilk haftasından itibaren hepimiz pembe rüyalarla yaşasak da biliyorduk yine de, "olmayacak" diyorduk. olursa "galatasaray gücü" derdik diyorduk. galatasaray bitti demeden bitmez diyorduk ama bittiğini hepimiz biliyorduk hatta biçoğumuz daha sezon başlamadan biliyordu.

    ama bu yıla bakıyoruz. gerçekten doğru şeyleri takdir eden bir taraftarız biz. görüyoruz ki takımın eksik yerleri üzerine çalışılmış. henüz o eksiklerden 1-2 tanesi doldurulamamış olsa da en azından farkındalar. "takım içinden hallederiz, eksik değil oralar" diye bi görüş yok. transferler beklediğimiz gibi üst düzey olmasa bile yine biliyoruz ki bu çalışılmış eksiklikleri dolduracak transferler. zaten sadece ligde varız, yeter diyoruz bu yıl.

    çok gerçekçi bir taraftarız. ve bunun bilinciyle diyoruz ki "bu sene şampiyonuz"
  • 5249
    genelde yererim (özellikle salt başarıya odaklı olanları ve bu konuda makyevelist tutumda olanları) ama en sevdiğim özelliği başarısızlık durumunda, sorunu dış faktörlere değil direk kendinde aramasıdır. zaten bu halde olmamızın en büyük nedenlerinden biridir öz eleştiri özürlü olmamız.

    duygun yersuvat'ın dediği gibi; galatasaray türk toplumundan farklıdır.
  • 5250
    ne yazık ki iki yüzlüleri de mevcuttur.

    örnekler üzerinden izah edeyim en iyisi. abdurrahim albayrak: ünal aysal döneminin başrol ismi, duygun yarsuvat yönetiminin sağ kolu. eleştirilen duygun yarsuvar, kahraman olan ünal aysal...

    hajrovic, cris, yiğit gökoğlan, chedjou, endoğan adili, kaan baysal transferlerindeki alenen dönen komisyon dalgasını taraftar görmezden geliyor. bizden ayrıldıktan sonra 100'de bir daha az para alan kaan baysal mı ararsın, kebapçı tavsiyesi ile ihya edilen adamlar mı, tulun'un milyoner oluşu mu, 1 milyonluk lütfi bey mi, nerde olduğu bile zar zor bulunan boş depolara 1 milyon tl kira verilmesi mi, kulüp çalışanlarının toplam 1 milyon dolar para kaçırması mı, ünal aysal'ın danışmanı tulun'un parasının kulüpten çıkmış olması mı?

    derseniz ki bunlar kulübe ihanettir, komisyondur, birilerinin zengin edilişidir o zaman tamam. gelin dursun özbek'i hep beraber eleştiri yağmuruna tutalım serdar transferinden dolayı. haa yine derseniz ki bu saydıkarımda bir şey yok normal şeyler, mümkünse muhatap dahi olmayalım.

    podolski alınıyor 2,5 milyona, bok atılacak ya adamın dediği aynen şu: ''taraftar zoruyla aldığı podolski...''

    sneijder ve drogba'yı alan başkan ise halk kahramanı...

    ünal başkan döneminde yapılan transferlerden dolayı ffp cezası alıyoruz. şöyle savunuyorlar: ''ama bu takımın omurgasını o kurdu yea.''

    dursun özbek ffp dolayısıyla transfer yapamıyor, çapsız diyorlar bir kesim. transfer yapıyor, kulübü batıracak diyor yine aynı kişiler.

    jor hocamın da etkisiyle güzel neticeler ve kupalar aldık değil mi? büyük kısım diyor ki özbek'e allah razı olsun başkan ama yine çıkıntı kısım diyor ki ''ne var yani bunlar başkanın başarısı mı? teknik direktörün başarısını başkana mal etmem ben.'' diyor. faka basıyor... çünkü aynı kişiler fatih terim- ünal aysal döneminin başarılarını başkana yazan kişiler. başkan iyi olmasaydı hoca iş yapamaz diyenlerdendi. ki doğru da demişler bu konuda.

    diyor ki bazı şahıslar: ''isterse şampiyonlar ligini kazansın ben her zaman istifa diye bağıracağım.'' bağır bağır, bi halt zannediyorsan bağır. biz galatasaray'ı isimler üzerinden sevmedik, galatasaray'ı menfaat ve fikir gütmeden sevdik. diyor ki yani her şeyi mükemmel de yapsalar ben istifasını isterim. ne demek kardeşim ya? işini doğru yapanı niye desteklemeyelim? bu art niyet ne şimdi?

    hatalarını herkes kabul ediyor yönetimin ama düzgün çalıştıklarında da istifa bekleyecek kadar saygısız ve şımarık değiliz kusura bakmayın. tam işler rayına oturmuş, yönetim düzgün işliyor ama birileri istifa diye bağırıyor. bu istifa kampanyasını zamanında en çok ben destekledim ama görüyorum ki toparladılar yavaş yavaş. yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim kardeşim. ünal başkan döneminde de nontvspor'un yayın amacı aynıydı yapabildiler mi böyle bir yaptırım? yapana niye sahip çıkmıyorsunuz?

    gözlemlediğim şu ki ne yapılırsa yapılsın bir kulp bulunacak o icraate. açıkça belirtiyorlar art niyetli olduklarını. jor hocamı takımda tuttuğu için bile bir ''eyvallah'' diyemiyor. neden? kibir kardeşim kibir. dünyanın en aşağılık şeyi kibir. ben yanıldım diyemiyor. ''ya zamanında böyle demiştim ama yavaş yavaş düzeliyorlar'' diyemiyor.

    aynı kişiler başkalarına geldi mi her şeyi koşulsuz şartsız destekliyorlar.

    ha bir de siyasi olaylar yüzünden yönetimleri değerlendirenler var. banane ya galatasaray başkanının siyasi icraatlerinden? siyasi parti mi burası? spor kulübü. şahsi olarak görüş belirtebilirim ama bir taraftar olarak beni sportif icraatleri bağlar. onun dışındaki icraatler boş işlerdir.

    desteklediğiniz fiko'nun ıslatmadığı yer kalmadı cumbabasının bilmem neresinde. eee? perhiz, turşu, lahana hepsi karıştı galiba.
App Store'dan indirin Google Play'den alın