30 yaşını yarılamış bir yazar olarak, (bkz:
galatasaray taraftarı)'nın yıllar içerisinde beklentilerinin nasıl da değiştiğini görmek gerçekten çok şaşırtıcı geliyor son zamanlarda.
bu platforma bizlerden çok daha tecrübeli abilerimiz var, eminim onlar da onaylayacaktır. bu (bkz:
endüstriyel futbol) dalga motoru bize musallat olduğundan beridir transferler özelinde herkesin beklentisi inanılmaz değişti. gelecek oyuncu illa ki tanınır olsun, büyüklerde oynamış olsun, az bi yakışıklı olsun, ön liberoysa zencisi makbul, forvetse sarışın, uzun boylu olsun vs. vs.
üzerinden çok zaman geçmiş olsa da, 2001-2002 (bkz:
galatasaray) kadrosunda, (bkz:
jardel)'in takasında alınan çöpler haricindeki yabancıların bir kısmına bakmak biraz fikir verecek herkese:
(bkz:
faryd mondragón): bizle beraber efsane olmuş olsa da, hatta (bkz:
kolombiya milli takımı) kariyeri de başarılarla dolu olsa da, mondi'nin bizden önceki kulüp kariyeri çok da parlak değildi. hele ki (bkz:
taffarel) gibi bir efsaneden sonra kaleye geçen biri olarak.. bizden önce (bkz:
metz) ve (bkz:
zaragoza) haricinde önemli takımlarda oynamamamış olmasına rağmen, bizde efsane olmayı başardı.
(bkz:
joão batista): sezon ortasında antep'ten transfer edilen batista, o yıl özellikle ligde oynanan maçlarda ciddi katkı verdi ve şampiyonlukta önemli rol oynadı.
(bkz:
gustavo victoria): kolombiya'dan transfer edilen sol bek, o sezon genelde (bkz:
ergun) ile önlü arkalı oynamış ve ciddi başarılı olmuştu.
(bkz:
sébastien pérez): fransa'daki başarılı performansından sonra ingiltere'nin yolunu tutan, ancak orada sakatlıklardan dolayı form tutamayan (bkz:
perez), (bkz:
marsilya)'da geçirdi orta şekerli 5 yıldan sonra bize geldi ve kritik performanslar gösterdi. bir yıl kiralık oynadıktan sonra (bkz:
fransa)'ya geri döndü.
(bkz:
andrés fleurquin): (bkz:
beşiktaş)'ın kocası (bkz:
fleurquin), bize (bkz:
strum graz)'dan gelmiş, 1 senede bir çok şey kazandıktan sonra fransa'nın yolunu tutmuştu.
(bkz:
radu niculescu): şampiyonluğu getiren golün sahibi, 25 numaralı forması ile ağları havalandıran radu, 3 aylığına kiralanan ender futbolculardan. bükreş'in tüm büyük takımlarında oynayarak tarihe geçen radu, kariyeri zirvesini türkiye şampiyonluğu ile yaptı.
**
demem o ki, hangi düzen, hangi ekonomik durum olursa olsun, sahada takım olabilen oyuncu grupları başarıya koşuyor. üstteki oyuncuların bulunduğu kadro ligde bir yıl önce ligi ciddi sirkülase etmiş (bkz:
fenerbahçe)'yi 3 puan geçip şampiyon oldu, (bkz:
şampiyonlar ligi)'nde (bkz:
lazio) ve (bkz:
psv)'yi geçip 2. tur grup maçlarına yükseldi, orada da sadece 1 mağlubiyet alarak, 5 beraberlik ile gruptan çıkamadı. gruptaki diğer takımların (bkz:
barcelona), (bkz:
roma) ve (bkz:
liverpool) olduğunu da hatırlatalım.
bu da bir durum tespiti olarak buralarda dursun o zaman..
edit: yukarıdaki yazı, yönetimi korumak amacıyla falan yazılmamıştır. anlatılmaya çalışılan, taraftarın beklentilerinin yıllar geçtikçe nasıl evrildiğidir. yoksa yabancı kuralı yokken yerli stopere 4.5 milyon € veren adama zaten söylenecek bir şey yok yani..