• 376
    daha önce buna benzer bir konuda görüşlerimi belirtmiştim.

    (bkz: galatasaray sözlük/#1754959)

    yine belirtmekte fayda var. aydın yılmaz ile 1 milyon euro karşılığı sözleşme yenileyip kiraya vermeyi düşünen adam isterse şampiyonlar ligi şampiyonu olsun eleştirilir.

    param yok edebiyatı yapıp tek sıkımlık kurşunla transferi kadronun en şişkin bölgesine yapan adam kim olursa olsun eleştirilir. jpk ve sabri' nin zammı kadar ücrete trabzonspor cavanda' yı oynatıyor.

    podolski' yi sağ kanatta oynatan teknik direktörü sorgularım ben.

    varsa derdiniz veya görüşünüz ilgili başlıklarda açıklama yaparsınız bizde hak veririz. burada 3 kişi bir araya gelip millete ergen veya kompleksli demekle olmuyor. kompleksli taraftar aydın yılmaz başlığında yardırıyor, bir sürü tez atıyor ortada. beylerimiz ortaklıkta yok ama 2 hafta sonra sözlük yazarı çok x' dir.
  • 378
    istediği eleştiriyi yapmakta özgürdür. burada 6 senedir yazarlık yapıyorum ve düşünce özgürlüğünü en çok savunan yazarlardan birisiyim. arşivime girin bakın yazdıklarıma. bir kısmı moderatörler tarafından silindi gerçi. bunları yaparken savaştığım bir şey de sözlüğün seviyesini düşüren yazarlar oldu hep. bunu da kendim için istedim hep aslında. benim medyada galatasaray'ı en çok takip ettiğim yer burası ve gerçekten de bir ara internet aleminin en seviyeli galatasaray platformuydu bu. tabi sonraları sayımız arttı ve seviyenin bir miktar düşmesi kaçınılmazdı, bunu eleştirmiyorum. fakat dediğim gibi galatasaray'ı en çok takip ettiğim ortamda "dengeoğlu, qral vs" gibi ilkokul seviyesinde aptalca şeyler görünce deliriyorum arkadaş. yahu siz kimsiniz? kime laf sokuyorsunuz? eleştiriye sonuna kadar varım. espriye de öyle. ama biraz zeka kırıntısı göster yahu. 10-11 sezonunu gördü bu sözlük. onca acının içinde bu kadar aptalca sözler yazılmıyordu. ben bu sözlükte fenerbahçelilere bile hakaret edilmesine tahammül edemezken adam gelmiş galatasaray'ın hocasına, başkanına, topçusuna hakaret ediyor. akılalır gibi değil.
  • 379
    galatasaray sözlük yazarlarının çoğunluğu belki genç belki ergendirler ama bütün samimiyetleriyle ve galatasaray'a olan aşklarıyla olayları değerlendirirler.

    yönetim, teknik heyet ya da futbolculardan hiçbiriyle kişisel dostluk ya da menfaat ilişkileri yoktur. dolayısıyla yorumları ve görüşleri saf, temiz ve katıksızdır.

    medyadaki spor yorumcuları ise üçe ayrılıyor.

    1-galatasaraylı olmayanları, galatasaray'a zarar vermek için sinsice yazar, yorum yaparlar. örneğin sabri'nin ara sıra yaptığı gol ortalarından dem vurarak zamlı sözleşme almasına yardımcı olurlar.

    2-galatasaraylı olanların, yönetim, teknik heyet ya da futbolcularla menfaat ilişkisi, dostluk ve arkadaşlık ilişkisi olanlar. bunlar asla objektif yorum yapamazlar.

    3-hiçbir menfaat ya da dostluk ilişkisi olmayıp objektif yorum yapanlar. bunların sayısı ikiyi üçü geçmez.

    dolayısıyla gerçek ve acımasız yorumlar genellikle sözlükte ve diğer sosyal medyada yapılmaktadır.

    tabi ki küfür ve hakaret bizimde istemediğimiz ve kabul etmediğimiz bir olay. ancak bu yola başvuranların oranı %0.1'i (bindebiri) geçmez ve genellikle de pilot olurlar.

    not: sözlük yazarları önemli konularda %99 oranında fikirbirliği içindedir. çünkü açıkça ortada olan gerçekleri görmelerini engelleyecek çıkar ya da dostluk perdesi yoktur onların gözlerinde.
  • 382
    çoğu yazarın üslup problemi var.bazı yazarların yaftalama problemi var.ne yazık ki atarlı ,giderli entryler girenler pek bir seviliyor.bir de aynı zamanda hukukçu olduğum için bazı arkadaşların düşünce õzgûrlüğü ile düşünceyi ifade etme özgûrlüğünü karıştırdığını görüyorum.ikisi birbirinden farklıdır.ortak yönü temel hak ve özgürlüklerden olmasıdır.anayasada düşünce özgürlüğü için sınırlama yokken diğeri için bazı sınırlamalar koyulmuştur.dolayısıyla sözlükte de ben istediğimi yazarımla olmaz.umarım bu problemler bir gün çözülür ve medeni insanlar gibi tartışabiliriz.
  • 383
    sözlük kurallarına uyulduğu sürece isteyen istediğini söyler denmiş. tam da bu noktada bende "kendi teknik direktörünün adıyla dalga geçmeler(denge dengeoğlu), başkanına keko demeler galatasaray taraftarına yakışmıyor" deme özgürlüğümden faydalanıyorum. açıkçası ekşide veya diğer platformlarda bazen diğer takım taraftarları bizim hakkımızda öyle zekice espriler yapıyorlar ki ben bile gülüyorum, "güzel espri" deyip geçiyorum. ama "keko","qral", "dengeoğlu" vb. lakapları ve esprileri siz kendinize yakıştırıyorsanız ve sözlük kuralları buna izin veriyorsa yapın tabi.
  • 384
    galatasaray sözlük yazarlarının çoğunluğu belki genç belki ergendirler ama bütün samimiyetleriyle ve galatasaray'a olan aşklarıyla olayları değerlendirirler.

    yönetim, teknik heyet ya da futbolculardan hiçbiriyle kişisel dostluk ya da menfaat ilişkileri yoktur. dolayısıyla yorumları ve görüşleri saf, temiz ve katıksızdır.

    medyadaki spor yorumcuları ise üçe ayrılıyor.

    1-galatasaraylı olmayanları, galatasaray'a zarar vermek için sinsice yazar, yorum yaparlar. örneğin sabri'nin ara sıra yaptığı gol ortalarından dem vurarak zamlı sözleşme almasına yardımcı olurlar ya da melo'ya bindirerek onu takımdan göndermek için her yolu denerler.

    2-galatasaraylı olanların, yönetim, teknik heyet ya da futbolcularla menfaat ilişkisi, dostluk ve arkadaşlık ilişkisi olanlar. bunlar asla objektif yorum yapamazlar.

    3-hiçbir menfaat ya da dostluk ilişkisi olmayıp objektif yorum yapanlar. bunların sayısı ikiyi üçü geçmez.

    dolayısıyla gerçek ve acımasız yorumlar genellikle sözlükte ve diğer sosyal medyada yapılmaktadır.

    tabi ki küfür ve hakaret bizimde istemediğimiz ve kabul etmediğimiz bir olay. ancak bu yola başvuranların oranı %0.1'i (bindebiri) geçmez ve genellikle de pilot olurlar.

    not: sözlük yazarları önemli konularda %99 oranında fikirbirliği içindedir. çünkü açıkça ortada olan gerçekleri görmelerini engelleyecek çıkar ya da dostluk perdesi yoktur onların gözlerinde.
  • 388
    adam kayırarak entry girenleri vardır.

    mesela bir transfer ünal aysal-fatih terim döneminde yapılmışsa;
    kötü çıkanlar hocanın, iyi çıkanlar başkanındır.
    ve hoca kötülerden komisyon almıştır.

    bir transfer ünal aysal-x hoca döneminde yapılmışsa
    kötü çıkanlar hocanın, iyi çıkanlar başkanındır.
    ancak bu sefer kötülerden komisyon alan yoktur. bunu söylemek bile ayıptır.

    bir transfer x başkan-hamza hamzaoğlu döneminde yapılmışsa
    alınan yerli ve tanınmayan yabancı futbolcu hocanın, iyi ve yıldız futbolcu ise taraftarındır.
    komisyon ise sözleşme imzalansın imzalanmasın her türlü fatih hoca ve hamza hocanındır.

    böyle bir kafa yapısına ulaşmak cidden çok zor.

    edit: kafa yapısına ulaşmak kadar laf anlatmak da zormuş.

    ben diyorum ki kişilere bu kadar güvenmeyin. hiçbiri babanızın oğlu değil. birine bir iftira atarken de iki kere düşünün diyorum.
    iftira attığınız kişinin yaptıklarına yapan sevdiğiniz birine de iftira atıldığında bu sefer savunmaya geçiyorsunuz.
    çelişki burada işte.

    şu bahsedilen adamların hiçbirinin ne paraya ne pula ihtiyacı var.
    alelade bir yönetici olur anlarım. he ihtimal yok mu? her zaman var ancak bu kadar kolay değil.

    beni kızdığım yok adamın biri çıkmış çok rahat aydın yılmaz üzerinden komisyondan falan bahsediyor. o parayı cep yapacak adam taraftar tepkisi mi dinler? tutar kadroda atar parayı cebine. şüphelenmek başka bir şey iftira atmak başka bir şey.

    ben de bir kaç şeyden şüpheleniyorum. o yüzden galatasaray üzerinden ne kadar nemalanan varsa ta amk diyorum.

    şu konuda hakkınızda dava açılsa şaftınız kayacak hala iftira peşindesiniz.
    bunu ünal aysal'a, bülent tulun'a, fatih terim'e, hamza hamzaoğlu'a iftira atan herkes için söylüyorum.
  • 389
    transferleri adam kayırarak yorumlayan kişiler değildir.

    olay basit! hoca ister başkan alır.

    şimdi diyeceksin ki sneijder, drogba için aysal değil, fatih terim övülmeli o zaman. hayır yanlıştır. fatih terim dursun özbek'ten istesin bakalım sneijder ile drogba'yı alabilecek mi?
    ünal aysal hajrovic, burdisso transferleri için neden eleştirilir anlamam. mancini istemiştir, aysal almıştır. alamasaydı aysal başarısızdı.

    konu bu kadar basit kasmaya gerek yok.
  • 390
    2 ay önce efsane kaptan cüneyt tanman' a laf eden ergenler deniliyordu, sonuç ortada. maxi' nin, sabri' den fazlası yok diyen adamın arkasında durmazlar.

    kafa yapısı felan deniliyor ama komisyon muhabbetleri için şöyle alalım.

    (bkz: onuk sportsmanagement gmbh)

    (bkz: ekrem onuk)

    (bkz: 27 yaşında oyuncuyla sözleşme imzalyıp kiraya vermek)

    https://twitter.com/...s/611999325128929280

    iyi transferi başkana mal etmekle ilgili.

    (bkz: tadic ve djuricic'i wesley sneijder'e tercih etmek)

    kötü transferi hocaya mal etmek.

    (bkz: jem kemik gibidir)
  • 393
    adam kayırarak entry girenleri yazarken bile adam kayırarak entry girenleri vardır.

    mesela bir transfer ünal aysal-fatih terim döneminde yapılmışsa;
    kötü çıkanlar başkanın, iyi çıkanlar hocanındır.
    ve başkan/yönetim kötülerden komisyon almıştır.

    bir transfer ünal aysal-x hoca döneminde yapılmışsa
    kötü çıkanlar başkanındır. hoca zaten ölsündür.
    ve başkan/yönetim kötülerden komisyon almıştır.

    bir transfer x başkan-hamza hamzaoğlu döneminde yapılmışsa
    sözleşmesi zamlı yenilenen yerli hep yönetimin, iyi ve yıldız futbolcu hocanındır.
    ancak bu sefer kötülerden komisyon alan yoktur. bunu söylemek bile ayıptır.

    tabi bunları dile getirirken sadece tek taraflı örnek verilir ki adam kayırma tamamlansın. böyle bir kafa yapısına ulaşmak cidden çok zor.
  • 399
    taraf tutan yazarlardır.
    şöyle açayım, bir teknik direktör ya da futbolcuyu en başında övdüyse ya da kendince dahi olsa beğendiyse ilelebet onu savunur. istatistiklerle de gösterseniz, fotoğraflar ve videolarla birlikte oynadığı oyunun kötülüğünü de ispatlasanız bir şekilde haklı çıkmaya çalışır.

    aynı zamanda en başında yerenler de benzer bir tutum sergiliyor. beğenmediği bir futbolcu ya da teknik direktör 10 hafta messi gibi performans gösterdikten sonra 1 hafta tökezlerse, o 10 haftanın da verdiği birikimle nefret dolu entryler girebilir.

    bu sözlükte birini çok beğenirken gösterdiği performans değişikliğiyle yeren; ya da birini hiç hoş karşılamamışken gösterdiği performansla zamanla yumuşayıp seven insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın