• 251
    kendinize gelin amk! birde burada ki adamlara mantıklı diyoruz, bulunmaz böyleleri diyoruz. almış başını gidiyor herkes, horoz dövüşü gibi maşallah. herkes suçlu arıyor, kellesi alınacak adam arıyor. yazmayın demiyor kimse size yazın tabi ama adabıyla düzgün yazılar yazın. ne yapalım tüm takımı yollayıp yerine yenilerini mi alalım? yada ünal aysal yönetiminde sürekli küme düşmeye oynuyoruz falanda bizim mi haberimiz yok? sakin olamıyorsan git uyu, sakinleşip sabah yaz ne yazacaksan. ama iyi gün taraftarı olmak kolay, kötü gün taraftarı olabilmek olay.
  • 253
    çok zıt fikirlere sahip olan insanların toplandığı yerdir. amma velakin burayı da güzel yapan zıt fikirler değil midir ?

    şuan gördüğüm kadarıyla en büyük sorunumuz hızlı yazmak. evet maç esnasında ya da maç bitiminde buraya yazdığımız çoğu şey daha sonra kendimizde bile abartılı gelebilir. sinir anında yazmamak sanırım en doğrusu.

    son iki seneyi şampiyon bitiren, bu iki sene süper kupayı da müzesine götüren ve şampiyonlar liginde çeyrek finale çıkan takımın taraftarlarıyız.
    bu sene de gruptan çıktık, şampiyonluk zor ihtimal ama ikinci olacağız. üstelik uzun zamandır alamadığımız türkiye kupasını muhtemelen bu sene müzemize götüreceğiz.
    bazen mevkisini bazen performansını eleştirdiğimiz wesley sneijder gol ve asist istetistiklerinde neredeyse kariyer patlaması yapıyor, klavyemizden dökülen her hakarette kulakları çınlayan burak yılmaz 2 senedir gol kralı, bu senin muhtemel gol kralı, bu sene eski performansını aratsa da, kalemizde gördüğümüz her gol pozisyonunda son adam selçuk inan.

    galatasaray çıktığı her turnuvaya kupayı kazanmak için çıkar. bizim için başarı, katıldığımız her turnuvadan galip ayrılmaktır öyle de olmalı zaten. son zamanlarda takımda gördüğümüz isteksizliği bir kenara koyarsak, bu seneki durumumuz benim gözümde başarısızlık değildir. arada rakiplerimiz de şampiyon olacak bunu kabullenmek lazım. bir de şunu kabullenmek lazım ki içinde bulunduğumuz ligde rekabet sürekli olmalı. biz farkı istesek de açamayız bu bir gerçek. yayıncı kuruluşun isteklerinin herşeyden önde olduğu bir ülkede sürekli bizim bayrak taşımamız imkansız. bunu kabullenemiyorsan bu ülkede futbolu takip etmeyeceksin sinir bozucu ama gerçek.

    ben tek hedefi lig şampiyonluğu olan ve her sene şampiyon olup avrupada adı okunmayan bir galatasaray istemem. ben 2000 yılında uefa kupası ve süper kupayı alıp, sonra büyük bir çabayla 20 yıl geriye giden ve 10 sene boyunca avrupadan silinen birgalatasaray da istemem.

    benim istediğim, her sene ligde ilk iki içinde olan ve her sene avrupada guruptan çıkan bir takım ve bakıyorum da şu anki galatasaray benim istediğimle birebir uyuyor. inşallah bozmaz ve böyle devam edersek önümüzde çok güzel şeyler olacaktır.

    özet : karamsarlık mı ne karamsarlığı ? garamsarlık ne arar la galatasaray'da ?
  • 254
    (bkz: beyler sakin)

    üzerinde arma taşıyan adama kim olursa olsun hakaret ve küfür derecesine çıkacak şeyler söylememek için maç biter bitmez saldırmamaları gereken yazarlardır. maç bitince hemen girme sözlüğe, aç bir film dizi izle, tavla at bi şey yap. olmadı xhamster yap. çat diye geliyorsun buraya ne varsa kusuyorsun hem renkdaşını da üzüyorsun.

    ne oluyoruz yahu? niye sabırlı değiliz? bu takımı bursa'ya çatır çatır 6 atarken de izedik, iyi gününü de gördük sevindik. kötü oynarken de izleyelim sabırlı olalım, niye asıp kesiyoruz? bi rahat ya bi relax. allahtan arsenal taraftarı değiliz.
  • 259
    klavyede f harfini dokundursan " ama fatih hocayı ünal aysal başkanınız gönderdi" diyecek, alo fatih mizahı yapsan "fatih hoca bu kulübün efsanesidir haddinizi bilin" diyecek insanların olduğu bir güruh var. ki bunlar hemen yazdığınız şeyin ardından çıkıyor. yav arkadaşım, yav abim, yav kardeşim ben demiyorum ki fatih hoca bu kulübün efsanesi değildir diye, ya da demiyorum ki ünal aysal'ın hatası yok diye, sanki fatih hoca kupaları aldırırken ben sevinmedim, sanki benim efsanem olmadı ya da aysal'ın hocayı gönderiş biçiminden çok memnun kaldım ama gel gör ki hoca bize zarar vermek isteyen adamlara, "kalıp savaşacağım" dediği adamlarla - bu da iyi motto oldu çaktırma- el sıkıştı, başkanım dedi.

    mancini'yi geldiğinden bu yana kaç ay geçmiş halen bir savunma dörtlüsü yaratamadı diye eleştirebilirsin, motive etmekte sıkıntısı olduğunu bunu aşması gerektiğini söyleyebilirsin ya da kaç aydır ilk 18e bile almadığı adamları fenerbahçe maçında ilk 18'e aldığı için eleştirebilirsin ama adamı çıkarcı, paragöz, haysiyetsiniz, bir şeyden anlamaz adam falan diyorsunuz.. biraz sabır, eleştirirken biraz akıl, yazdığınız sözcüklerde biraz vicdan..
  • 260
    içlerinde 3-4 kişi var, fazla değil. fatih terim, ünal aysal, galatasaray yönetimi ve burak yılmaz başlıklarını rehin almışlar. hergün aynı temalı entryleri, kelimelerinin yerlerini değiştirerek yazıyorlar. durmadan aynı şeyleri bıkmadan usanmadan yazıyorlar. insanların sinirlerini geriyorlar sadece. başka bir şey yaptıkları yok. kimse yazdıklarını ciddiye de almıyor bu adamların. yani ne kadar yazarsan yaz, senin düşüncelerin ciddiye alınmayacak kardeşim sen bu kafa yapını değiştirmediğin sürece. 'he x mi yazmış, bas eksiyi geç' muamelesi görüyorsunuz yani. sadece can sıkıyorsunuz, başka bir şey değilsiniz.

    he bu arada, kimse düşünce özgürlüğü, adam istediğini yazamayacak mı ağızlarıyla gelmesin. bu, o değil çünkü.
  • 261
    düşüncede duallik yapısına, kısmen de olsa sahip yazarlarız.
    nedir bu duallik? bir başka deyişle, dualistik düşünce yapısı?

    ülkemizde en net şekilde görebileceğiniz örneği, iktidar partisinin ötekileştirme üzerine kurduğu algı yönetimidir.
    "bunlar solcu, bunlar ateist, bunlar terorist" yaftalamaları, basit düsünen insanları "ulan ben böyle olmamalıyım, bunlar kötü, benim partim iyi" düşüncesine sevk eder. yani basit düşünen birey, karşı tarafın kötü, kendi tarafının iyi olduğunu zanneder ve bunu özümser.

    sadece siyah ve beyazdır yani.
    gri yoktur bu kafalarda.
    bir insan kendisinden farklı düşünüyorsa, kesinlikle kötüdür mesela...

    sözlükte de bir takım entry ve eleştirilerde, bu algı yanılmasını görmek mümkün.
    örneğin terim'i eleştirmek, aniden sizi azılı bir mancini hayranı yapabiliyor.

    mancini'yi mi eleştirdin? senden daha terim'cisi yok...

    başkan'ın bazı hamleleri hoşuna mı gitmedi? kesinlikle albayrak'çı ve dürüst'çüsün.
    albayrak sana göre kulübe yakışmıyor mu? aysal'ın kulu köpeğisin...

    bir insanı eleştirirken, iyi ve kötü yanları ile birlikte eleştirmeyi bilmiyoruz.
    ya o adam çok yanlış, ya da çok doğru.
    ve o adamın karşısında görünen diğer yönetici ya da spor adamı;
    ya çok seviyor kulübü, ya da hain...
  • 264
    siyasete gelince halk, sokak ruhu, kahrolsun iktidar der,
    ama spora gelince dünyanın kendi ülkesi içinde halktan kopukluk ve elitlik olarak sayılı oluşumlarından* birinin takımını tutar.

    bir yanda istanbul sokaklarının ruhu kasımpaşa,
    diğer yanda eski yüksek burjuvanın kurduğu cimbom.*

    e ne oldu şimdi yazdığım entrynin mantık hatalarını bulun bakalım. yoksa tekyumruk entrylerinizi okurum he çok fena okurum öyle böyle değil.
  • 266
    sorunu karşıt fikirleri aşağılaması olan yazardır.

    mesela at.madrid tutmuyorsan omurgasızsın.
    real madrid tutmuyorsan o zaman galatasaray'ı tutmamalısın yoksa tutarsızsın.
    fatih terim imparator dersen fanboysun
    mancini helal olsun şu bu vs. dersen terim karşıtısın.
    burak yılmaz adamım aslanım vs. dersen qral sevicisin.
    tü kaka burak yılmaz değil balotelli gelsin dersen yabancı sevicisin.

    beyler flaş haber ;

    kendi görüşünü savunurken karşıt görüşe bok atmak kanunu kaldırılmış, gerek yok artık yapmayın.
  • 269
    fatih terimin son gelişindeki performansı bakımından kapak üstüne kapak yiyenlerin, sneijderin performansı beğenmeyenlerin ertesi haftalarda sıra sıra attığı gollerden sonra aldıkları cevaplar sonrası belki de sözlük dışında tanışsa can ciğer olacağı insanlara ağır ithamlarda bulunan bazı yazarlardır.

    çok partili döneme geçişte de dense miydi bu kadar laf?
    çok ses değil miydi doğruyu gösterecek olan?
    bizim ortak paydamız değil miydi galatasaray?
    ne ara bu kadar düşman olduk?

    elveda charro. yine bir gece dertlendiğimde özelden nasılsın kardeşim yazmanı özlicem ama sen onu whatsapptan da yaparsın. ama sneijder mosmor etti seni! oh! beter ol!

    nasıl da rahatladım.

    ankarada beni anıtkabire götürücen daha beni, sonra da atamızın ruhuna iki kadeh rakı içeriz.

    sneijderin sıradaki golü de sana gelsin bu arada...
  • 270
    bizim yazarlarda çok komik bir özellik var,
    her kuşu sikiyorlar, bir tek leylek kalıyor.

    ümit karan başlığı bunun en açık örneğidir.

    şikeden yattı deniyor, şikeye bulaştı deniyor, yazılıyor da yazılıyor.
    hani sen aziz yıldırım'ı, şekip mosturoğlu'nu, emenikodumun çocuğunu, ırkçı belözoğlu'nu falan hallettin de,
    "istanbul'da laila, burda la ilahe illallah" diyen ve kul hakkı olan şikeyi gerçekleştirerek tarihe geçen bülent uygun'u falan geçtin de,
    bir tek ümit kaldı fatura kesilecek...

    ben sol görüş içindeki uç romantiklere çok kızarım,
    hani memleketin tüm hırsızlarını, katillerini halletmişler gibi birbiriyle uğraşarak bir gıdım yol ilerleyemeyen sözde sol gruplara.
    memleketin anasını her anlamda siken karşıt gruplara söylenmedikleri kadar kendi görüşlerinin farklı tonlarına söverler ya...
    zaten o nedenle de kurtulamazlar sevmedikleri yönetim tarzlarından.

    aha bizim sözlük yazarlarının bir kısmı da maalesef bu kafada.

    yahu güzel kardeşim, o "şikeci" dediğin ümit karan'a çapraz sorguda soruyorlar;

    --- çapraz sorgu ---

    - trabzon maçında* uygun pozisyonda önündeki sezer öztürk'e neden pas atmadın?

    ümit cevap veriyor;
    + orada bireysel olarak oynamak istedim. belki de fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemedim.

    mahkeme başkanı şaşırıyor;
    - yani böyle şeyler yapabiliyorsun o zaman maçlarda?

    ümit delikanlı gibi söylüyor;
    + beniyi bir galatasaraylıyım. gönlümden fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemem, ama şike de yapmam.

    --- çapraz sorgu ---

    bana bu söz yetiyor inanmak için.
    aynı cümle arda'nızdan çıksa, metin oktay derdiniz sümme haşa...

    bana o kadarcık savunma bile yetiyor, ümit'in ne kadar içten bir adam olduğu ile ilgili.
    sakın 9 ay mokuz ay da demeyin,
    yıllarını ergenekon yalanı ile hapislerde çürütenler varken,
    ümit'in böyle bir davada arada kaynatılması bir gösterge değildir.

    sen önce şike yaptığı kanıtlanmış aziz yıldırım ve çetesini içeriye soktur,
    sonra ümit'e laf edersin.

    şikeyciymiş, he amına koyayım...
  • 271
    18 yaşında bir kardeşiniz olarak aralanıza dahil olmadan önce her birinizi gözümde tanrılaştırmıştım. böyle bir ortamda kaliteli yazılar yazmanıza hayran oluyordum. yazarlığımda tanıştığım pek çok abi ve ablama da çok saygı duydum ve hemen hepsini çok sevdim. fakat son yaşanan bayrak olayı ile azımsanmayacak sayıda sözlük yazarına karşı tüm saygımı ve sevgimi yitirdim. kore'de gazi, kurtuluş savaşı'nda şehit olmuş aile büyüklerim olduğundan olsa gerek bayrağa fiziksel olarak işlendiği kumaş parçasının üzerinde manevi anlamlar yükledim, onu namusum ve şerefim kabul ettim. kutsal bayrağım(ız(?)) hakkında yazdıklarınız beni hayal kırıklığına uğrattı. hep dersiniz "biz yapamadık gençlik düzeltsin ülkeyi" diye, iyi ki siz başaramamışsınız. bu düşünce ile başarsaydınız ne olurdu düşünmek istemiyorum.*
  • 272
    bayrak meselesini çözemeyen yazarlara sahip oluşum. bir kısım bayrağa sıkı sıkıya tutunmuş, namus bilmiş; diğer kısım bez parçası demiş.

    bayrak bez parçasıysa, sen de et parçası değil misin? bu vatan da toprak parçası o zaman. bayrağa bez parçası diyen erkek, kusura bakarsa baksın ama kendisini güldüren erkekten de hoşlanır. bu mudur yani ataların size emaneti, çocuklarınıza torunlarınıza mirasınıza sahip çıkma bilinci?

    halı sahada "hadi beyler çanakkale geçilmezi oynuyoruz" derken için burkulmuyor mu? o adamlar sen discoda kop kop yapasın diye değil, o bayrağa sahip çıkasın diye can verdi. aynı şekilde haftaya gaziantep deplasmanı var derken, o gazi nereden geliyor biliyor musun?

    mesele bayrak filan değil kardeş, mesele senin emanete olan hiyanetin. kimsenin dinini, siyasi görüşünü sorgulamam burada ama konu bayraksa bir dakika, kan beynime sıçrar.

    mesela atatürk, önüne serilen yunan bayrağına niye basmadı? çünkü o bir milletin namusudur. ama sen atatürkten daha geniş görüyosun resmi, bayrak bir bez parçasıdır.

    mesele bir bez parçasına rengarenk yapılan baskılar değil kardeş, mesele o baskılar yapılmadan önce bir millet olarak nelere göğüs gerildiği. sen çalışıp aldığın 2010 model ford fiestan çizildiğinde için cız edip, bayrak indirildğinde içinde herhangi bir hareketlilik olmuyorsa, git sıradışı arkadaşlarınla ilk homeparty sırasında bu fikirlerini aç ve marji ol.
  • 273
    bu siktiğimin dünyasının merkezinde insan olmayan tek bir mesele dahi olmadığını es geçen bireylerin de sosyal hayatlarının bir noktasında sosyal statülerine derinlik kazandıran söz öbeği. galatasaray sözlük yazarı.

    insan hiçbir zaman et parçası değildir, ancak bayrak insanın imal ettiği ve kutsallıklar atfettiği bir mamüldür. kutsallık atfedilen her nesnenin veya olgunun sürdürelebilirliği ise adalet kavramına endekslidir. eşitlik değil bakın, adalet. bu ülke kurulduğundan beri kutsalları adaleti simgelemiyor. malum bayrak indirme hadisesini dinamikleri üzerine bina etmiyorum bu fikri, o dinamiklerin hiçbiri yaşanmamış olsa da kutsalları kıymetsiz kılacak kadar çok adaletsizliğin meşruiyet kaynağı oldu bu ülkede devlet, bayrak, vatan, din, millet, ortak iyi gibi kavramlar. bütün bu kelimeler bana karşı yürütülen asimetrik bir savaşın, baskı altına almanın, sindirmenin, yönlendirmenin nüfuz alanı geniş uzuvlarıyken kimse benden kalkıp bunların sembollerine saygı duymamı bekleyemez.

    çanakkale'de ve sonrasında yitenler baş tacı, mesele o değil. mesele o bayrağın kırmızısının artık onların onurlu mücadelesinden akan kanı değil, değişen ideolojilere ve iktidarlara rağmen asla dinmeyen masumların kanını temsil etmesidir. hakkını ararken ölen masumların tek biri ölmemiş olsun diye, ülkedeki tüm bayrakları tek tek toplayıp yakmakta hiçbir beis görmem. sen görüyorsan; kutsallarını tekrar sorgulamanı öneririm.

    not: beni güldüren erkeklerden hoşlanıyorum, aynen. birlikte piizleniyoruz, gırgır, şamata; kıyak oluyor. masaya oturup üniter devlet, devletin bekası falan diye kafa açacaklara yeğdir yani her türlü.
  • 274
    gariptir. acayiptir.

    firstly, şimdi bu arkadaş gider bir başlığa, oradan geçen bir it bulur sonra o başlıktaki ismi onun götüne sokar sokar çıkarır. sonra başka bir arkadaş gider, '' ne diyon lan sen değişik.'' diye eleştirir. secondly, ilk baştaki arkadaş koşa koşa galatasaray sözlük başlığına entry girer, ''bizi eziyolar, bizi eziyolar. bu sözlük çok kaka. insanları çok fifi.'' diye. sözlüğü bırakma şenlikleri başlar.

    yav aga sen birini eleştirince bu kişisel düşünce oluyor, kimse karışamaz oluyor da başka biri seni eleştirince, ''bizi linç ediyolar, bizi linç ediyolar.'' neden oluyor ?

    to be contineud..
App Store'dan indirin Google Play'den alın