• 226
    içlerinde fatih terim'e ''yanaşma'' diyecek kadar alçalabilen kişiliksiz tipleri barındırır ne yazık ki. bir de üstelik 'terim bu kadarcık hakarete şükretsin' diyor bak bak.

    ulan arkadaş öyle tipler var ki biri bir şey dese de saldırıp, sövüp içimi rahatlatsam diye pusuda bekliyorlar.

    hasan şaş başlığında 'herkese sövülürken bu adama neden bir şey denmiyor?' diyen adam var lan.

    ideolojileri çoktan galatasaraylılıklarının ötesine geçmiş acınası bir dolu tip var resmen.

    burası galatasaray taraftar sözlüğü olmaktan çıkmış. çok açık bir şekilde başka bir hal almış.
  • 229
    hayatta bir durumun her zaman doğru olmayacağını anlamalı ve bu konuda inadı bırakması gereken bazı yazarlara sahiptir.

    en basit örnek olarak fatih terim başlığını gösterebilirim. hani babalar bugün ki hasan şaş olayından sonra fatih terim ve ekibi olarak hepsini koruyorsunuz ya sonra olay fatih terim'e döndü hani hatırlıyorsun sen bu gidişatı. şimdi kardeşim fatih terim galatasaray'ın canıdır. fatih terim başlığında benimde yazdıklarım ortadadır ancak bir yerde yanlış varsa buna yanlış demek gerekli ne yazık ki. gerçek dünyaya hoşgeldin. ak ve kara her zaman senin pembe dünyandaki olmuyorlar. bugün ölümüne güvendiğin adamlar senin götüne tekmeyi koyuyorlar bazen.

    lan hiç bir şey yoksa 2-3 ay beraber olduğun kız için abi bu kız farklı ya ben bu kızla evlenirim ama o ilişkinde bitiyor. birisine güveniyorsun ve hayatının kalanını ona odaklamak gibi büyük bir karar alıyorsun ama o bile bitiyor be oğlum :) gerçek dünyaya hoşgeldin.

    şimdi geç bu fatih terim'in askerleriyiz, hasan şaş'ın dönmüş kılıyız muhabbetlerini de etrafındakileri tarafsız bir gözle oku. sen aslında önce şuna karar ver. tarafın galatasaray mı ? yoksa tarafın galatasaray çalışanları mı ? bu olay bu kadar basit.

    son olarak galatasaray sözlükte yazıyorsan bir zahmet dışarıdaki basit adamlardan farkın olsun be anam.
  • 231
    insanı her an şaşırtmaya gayretli yazarlardır. çoğunun sadece dünyadaki oksijeni tüketmek için burada olduğunu düşünüyorum.

    bazı yazarlar opera yapan galatasaraylıya tokat atan kadın başlığındaki entryleriyle şaşkına çevirmiştir. o tezahuratı söylemekte sorun aramıyorum, hepimiz söylemişizdir. metroda kadınların ve çocukların bulunduğu ortamda söylenmesi barzoluğunu da es geçiyorum illaki hepimiz kadınların ve çocukların yanında küfür de etmişizdir. hatta kadının suratına karşı küfüre devam eden adamı da bir nebze anlıyorum. aslında anlamıyorum ama boşver şimdi hiç karıştırmayalım o damızlık kardeşimizi.

    ben bu sözlükte gururlana gururlana bu kabalığı savunan adamları anlayamıyorum. karınızın, kızınızın suratına hatta anne ve kız kardeşinizin suratına sizin yanınızda küfür edildiğinde gülüp eğleneceksiniz sanırım. olm bu kadar mı haysiyetsizsiniz ? bu kadar mı gurursuz onursuz adamlarsınız ? nasıl yetiştirilmişsiniz siz ben anlamadım. sizin kadar geniş adamları ben hayatımda görmedim. yanımda olsa gezdirmeyeceğim adamlarmışsınız ya la çoğunuz. biz de hala burada sizinle mantıklı şeyler tartışmaya, karşıt düşüncelerle doğruyu bulmaya ve bize göre yanlış olan düşüncelerinizi düzeltmeye çalışıyoruz.

    fikri olup beyni olmayan adamlarmışsınız meğer. helal olsun. boşuna uğraşmayalım arkadaşlar. sizin gibi baltalar olduğu sürece bir arpa boyu yol alamayız biz. işin acı tarafı çoğunuz da bizim gibi tahsilli adamlarsınız. yarın bu ülkede orta ve üst tabaka denen kategoriyi dolduracaksınız. vay anasını sayın seyirciler. ben bunları yazarken kendime yediremiyorum ama adamlarda ne ar varmış ne başka birşey.

    23 yaşındayım, bazılarınız benden büyüktür, çoğunuz benimle yaşıttır ve bazılarınız da benden ufaktır büyük ihtimalle ama dağda mı büyüdünüz anlamadım ki.

    helal olsun size.

    edit: imzayı atalım da yakışıklı olsun. kadına nasıl davranması gerektiğini bilmeyen erkekten bir bok olmaz.
  • 232
    hemen hemen tüm kavramların göreceli olduğu bir yeni dünya ve modern toplum düzeninde, tek ortak paydamızın galatasaray olduğu şu ortamda ciddi bir kısmı ortak ahlak, ortak etik, ortak sosyolojik tutum, ortak din vs. içerisinde olan kimselerdir.

    bu kişiler aynı zamanda farklı düşüncelere saygı duymak veya anlamaya çalışarak sorgulamak yerine sahibini kınamayı, hayali senaryolar ile onun adına davranış seçenekleri üretmeyi marifet zannederler.

    yahu, ben bu şekil düşünürüm, sen şu şekil düşünürsün. aynı bakış açısına sahip olmayabiliriz. annem, bacım, kız kardeşim üzerinden senaryo üretip sözüm ona sırtımı yere getirmeye çalışmak, sadece beni ilgilendiren şahsi görüşüm üzerinden moderatörlüğümü sorgulamak da amma ucuz bir senaryodur yahu? al yazdık onu da, hadi bakalım.

    (bkz: #1414503)

    ben peygamber miyim yahu? toplumun çoğunluğunun en ideal olarak benimsediği şeylerin aynısını taşımak mecburiyetinde miyim?
  • 233
    bu kavramı sadece teknik açıdan yorumlarsak; galatasaray sözlük yazarı, rerererarara.net isimli domain üzerinde yayın yapan galatasaray sözlük isimli web sitesinde yazı yazan, oy veren, mesaj gönderebilen yani sistemin kendisine sağladığı yetki ve özellikleri kullanabilme olanağına sahip olan herkesi bu kapsama alabiliriz.

    haliyle, özellikle galatasaray taraftarı kisvesine bürünen "virüs bulaşmış çubuklu civcivler" başta olmak üzere, türlü çeşitli galatasaray düşmanının buraya sızmamış olması şahsıma pek mümkün gelmiyor. elinde delil olmadan elbette kesin ıspatı mümkün değil ama gerek mantığım, gerekse de daha önce yaşadığımız benzer deneyimlerime ve bu konuda yaptığımız çeşitli araştırmalara dayanarak bu konuda son derece emin olduğumu söyleyebilirim. kaldı ki şöyle de bi'şey var. (bkz: galatasaray kongre üyesi fenerbahçeli)
    bunların ruh halleri veya kişilikleri konusuna filan hiç girmiyorum, zira tez konusu olur. dediğim gibi teknik olarak bir açıklama yapmaya çalıştım.

    hasılı; işte bu "arızalı kuntin"ler ne yazık ki teknik olarak da olsa galatasaray sözlük yazarı olarak adlandırılmakta.

    diyeceğim o ki, gerçek galatasaray taraftarı ve sözlük yazarı bunun farkında olmalı ve bu bilinçle hareket etmeli. kısaca akıllı, uyanık ve ayık olmalı.

    farkındaysanız sadece galatasaray taraftarı olmayan sözlük yazarlarından bahsettim, bir de gerçekten galatasaraylı olan ama olayı, yani galatasaray ve galatasaraylı olmak gibi kavramları henüz tam olarak kavrayamamış veya yanlış anlamış olanlardan hiç bahsetmiyorum bile. sağolsunlar bu kardeşlerimiz varken sözlüğe sızmış bu "değişikler" bu "sümbül ağalar" pek zahmete girmeye gerek bile duymuyor.

    ama nedir, eninde sonunda, öyle ya da böyle bi'şekilde ortaya çıkacaklar, tek tek. nasıl bu kadar emin olabiliyorsun diyenler hiç merak etmesin ama bunun nasıl olacağını söylememi de beklemesin.
  • 239
    profili çok değişti.

    eskiden boktan skorla dönülmüş bir maç sonrası, genelinde birlik beraberlik mesajları verme, bardağın dolu tarafını görme arzusu varken artık resmen kaos ortamı yaratıp savaş çıkarma arzusu vardır.

    daha 3 gün önce öve öve bitiremediğini, belki bir anlık sinirle, belki de tamamen bilinçli bir şekilde haysiyetsizce eleştirerek çiğ çiğ yemeye çalışmaktadır yine bir bölümü.

    geçen sezonki süper kupa finalini unutan, ligin başlarında henüz burak form tutamamış, drogba ortada yokken leblebi gibi gol atan, hani o schalke'yi yıkan, delle alpi'de 1 puanı getiren, santiago barnebeu'da real'e 2 senede tek golümüzü atan, bunlar yetmezmiş gibi son iki haftada sonradan oyuna giren ve iki maçta da gol atıp, birinde hayati bir puan getiren ve dahası haftalardır taraftarın drogba yerine dilendiği umut, 2 mart 2014 çaykur rizespor galatasaray maçı sonrası hunharca harcanmış, ne lisansı ne futbolculuğu kalmıştır.

    keza burak yılmaz; bize bir buçuk senede kattıklarını şu an yazmayı düşündüm ancak utandım cidden utandım. rakiplerin yemek önlüklerini takmış ağızlarının salyaları akarak yemek için baktıkları bu adama, ister sevin ister sevmeyin krala* bile sahip çıkmıyor, her kaybedilen puan sonrası ilk onun başlığına koşuyorsak yazık bize. demin söyledim ya yaptıklarını yazmaya utandım diye, onun başlığına koşanlardan da utanıyorum.

    selçuk inan, mancini, ünal aysal, didier drogba hatta wesley sneijder hepsi her puan kaybedilen maç sonrası eğer sahadalarsa nasiplerini alıyorlar yazarlardan. selçuk şu an en iyi dönemini belki yaşamıyor, ancak göze girmesi için muhakkak goller atıp asistler yapması bekleniyor, mancini'nin her maçı alması, yeri geldiğinde arka direkteki topa ünal aysal'ın kafa vurması, drogba ve wesley sneijder'in ise her maç rakibi yok etmesi bekleniyor. kim ki bunlardan birini yapamasın, hedefin tam ortası oluveriyor. 6 atılan bir zafer sonrası, galatasaray şampiyon ilan edilirken, boktan bir deplasman beraberliği sonrası şampiyonluğa veda edilebiliyor bu yazarlar tarafından. yine ismi unutulmaya yüz tutmuş, herkesin 10 gün öncesinde vasat adam, yetenekleri kısıtlı dediği yekta bir maçta parlayınca bir anda baş tacı, yıldız ilan ediliyor, 3 sezonda 80'den fazla maça çıkmış ve bunların yüzde 90'ında hatasız oynamış muslera'dan, "aha geçmişe dönüyor.." diye bahsedilebiliyor. 3 tane videosu izlenmiş haijrovic'in sol ayagı hakkında 200 entry girilirken, süre aldığı 30 dakika sonrası "halı saha" yaftası kendisinie yapıştırılabiliyor. ilk maçında hatalı gole sebebiyet verdi diye "alex telles iyi ama defansı zayıf. ama daha genç" diye yorumlar yapılırken, 3 gün sonra iyi oynadığı bir maç sonrası "defansı taş gibi, bu adam hücumda savunmada dehşet" diye kendisinden rahatlıkla bahsedilebiliyor. veysel sarı 2 maç fena performans sergilemedi diye bir anda en iyi yerli sağ bek ilan ediliyor, eboue'nin kendisinin tırnağı etmeyeceği rahatlıkla yazılabiliyor. chedjou evet chedjou, 5 ay boyunca itin götünden çıkarılmayan chedjou, daha önce sergilediği performanslara çok yakın performanslar sergileyip, maçlarda yalnız bir hata az yapıp bir de gol attığı için "yau bu adam iyimiş" diye yorumlanabiliyor.* burdisso çıktığı ilk maç sonrası "rezalet" olarak değerlendirilirken, ontivero aguero - messi ilan edilebiliyor. bu örnekler bir çırpıda ve sadece son 1 ayda aklıma gelenler ve şu an bile satır satır uzatabilirim bunları.

    ligin bitimine 11 hafta var, geride bıraktığımız 6 haftada fenerbahçe ile aynı anda kazandığımız olmadı. lig çok şeye gebe, fikstürümüz zor onların fikstürü daha zor. günün keyfini ya da üzüntüsünü yaşarken, yazdıklarımızı rica ediyorum 2 kez düşünerek yazalım. ya da iki kezi de geçtim, düşünerek yazalım.

    artık inanın bazı yazıları, hem de alt alta defalarca okurken, utanıyorum. bu benim galatasaraylı dostum olamaz diyorum.

    burda yazan insanlara arkadaşım diyorsanız arkadaşlarınıza, yok demiyorsanız sizinle aynı renge gönül veren yabancılara saygınız yoksa dahi oyuncularımızın galatasaray'a kattıklarına duymanız gereken saygıdan ötürü eleştirilerinizi biraz yumuşatın. bir maçta tanımadığınız adamları kral, bizim başarımız için aylardır, yıllardır ter döküp bir ya da bir kaç maçta kötü performans göstermiş oyuncuları da hain/yeteneksiz ilan etmekten vazgeçin.

    taraftar olarak, sözlük olarak yıpranıyoruz.
  • 241
    %60'ı net skor taraftarıdır.
    roberto mancini hakkında takım yarım pozisyona girmezken eleştiremez, topu bize yeniden öğretti şeklinde savunulur ancak 14 mart 2014 kardemir karabükspor galatasaray maçında takım kanımca en iyi deplasman maçlarından birini oynadığı zaman hocasını yerin dibine sokmaktadır.
    sebep! şampiyonluğun gittiğini zannetmek. kalan 9 maç var ve puan farkı 6 (belki de 5).
  • 247
    şimdi sakin olun ve o klavyeyi yavaşça yere bırakın.
    gidin sıcak bir duş alın.
    şöyle güzel bir müzik açın.
    hayatınızdaki sizi mutlu eden insanları düşünün.
    derin bir nefes alın.
    çay, sigara, alkol artık size bağlı birer yudum alın.
    ve kendinizi hayatın akışına bırakın.
    bu kadar hiddet iyi değil. yahu olur böyle kötü dönemler. allah aşkına nedir bu sinir. sokayım şampiyonluğa, sizden kıymetli mi ?
App Store'dan indirin Google Play'den alın