(bkz:
la casa de papel)
evet çok popüler... evet çok vasat sahneleri de var...
---
karışık spoilerımsı ---
ama 1 saatlik backstage’imsi belgeseli izleyince oyuncuların hayatlarının nasıl değiştiğini, dizinin tüm dünya’da nasıl etki yarattığını görmek insanı etkiliyor.
neymar‘i görmek gülümsetirken
ynwa ile milyonlarca insanı arkalarına alıyor olduklarını izlemek
fuck the system dedirttiriyor. ekibin ideolojik-teorik olarak bir iddiası olmasa da toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu ve robin hood’çuluk oynamaları işi kotarıyor. zeplinle madrid’e para dağıtmak, yapmaya çalıştıkları işi şiddet kullanmadan yapamayacaklarını görmek falan güzel işler babba.
* ispanya devleti insanlık suçu işler, işkence yapar, içerideki sivillerin canını hiçe sayarsa sen de onların tankını patlatırsın bir şey olmaz.
*paralar saçılırken el prefosor’un dev ekranlara çıkıp savaş ilan ettiği sahneyi
* uzun süre arada açıp izlerim sanıyorum.
profesor ve berlin’in akşam yemeğinde kadehlerini kaldırıp ciao bella ile güven tazelemeleri ve sonrasında 1929 wall street görüntelerinin akması...
*---
bitti ---
ispanyolların ihtiras, aşk, seks sarmalları reyting için olsa da brezilya dizisine dönmüyor da değil. tokio’nun vs. saçmalıkları dışında vurucu sahneleriyle hatırlayacağım.
ek: diziden “komünizm” fikri çıkaran ya da komünizm ön yargısı dolayısıyla izlemeyenleri anlamak güç. yukarıda dediğim gibi ekibin böyle bir misyonu yok. ciao bella şarkısı da tarihi gereği komünizmin değil özgürlük ve anti faşizm mücadelesinin simgesi.
* he “ben
paolo di canio‘cuyum kardeşim, bana yahudi kanı getir” diyenin de ilgisini çekmez zaten.
*ayrıca;
(bkz:
benzer işler)
https://youtu.be/aj31YU6Wibs *https://youtu.be/dKnjxT5HRJQ **