• 105
    http://www.acikbilim.com/...iyorum-sevgilim.html

    nobel ödüllü fizikçi richard phillips feynman ile ilk eşi arlene greenbaum'un muazzam aşk hikayesidir.
    not: ağlatır.

    biliminsanları, evrenin güzelliğini bozmak ve duygusuz olmakla suçlanırlar fakat "bir şeyin nedenini, nasılını bilmek onun güzelliğini algılamaya engel midir?"

    sondaki alıntı da buradaki yazıdan alınmıştır. burada da biliminsanı ve sanatçı karşılaştırması yapmaktadır.
    http://www.acikbilim.com/...man-cicege-ovgu.html
  • 108
    merhaba arkadaşlar, daha önce burada cemal abdünnasır dönemi arap milliyetçiliği ve devrim öncesi iran hakkında yazdığım yazıları paylaşmıştım ve bazı renktaşlarımızın ilgisini çekmişti. okumak isteyenler ve ilgi duyanlar için "iran devrimi: humeyni'nin zaferi" adlı yazımı da sizinle paylaşmak istedim. iyi okumalar.

    https://www.tesadernegi.org/...-zaferi-bolum-2.html
  • 111
    (bkz: cahit arf)

    türkiye cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en büyük matematikçisi. 10 tl'lik banknotların arkasında resmi var. bir dönem galatasaray lisesi'nde de öğretmenlik yapmış.

    --- alıntı ---

    1910 yılında selanik’te doğan cahit arf, ilkokulu o yıllarda sultani adı verilen liselerin ilk kısmında okumuş, daha beşinci sınıftayken tanıştığı genç bir öğretmen onun matematikle ilgilenmesini sağlamıştır. lisenin orta kısmına geldiğinde artık okul arkadaşlarının çözemediği matematik sorularını çözen cahit arf’ın bu yeteneği ailesi ve hocalarının dikkatini çekmiş ve paris’teki st. louis lisesinde okumak üzere ailesi tarafından fransa’ya gönderilmiştir. üç yıllık lise tahsilini iki yılda bitirip türkiye’ye geri dönen cahit arf o sıralarda türk hükümeti tarafından yüksek öğrenim görmek üzere sınavla avrupa’ya gönderilecek aday öğrenciler arasına alınmıştır. bu sınavı kazanan cahit arf fransa’ya geri dönüp birçok bilim adamının yetiştiği okul olan école normale supérieure’e kaydolmuştur.

    yükseköğreniminden sonra türkiye’ye geri dönen arf, bir süre galatasaray lisesinde hocalık yapmış ve sonra doçent adayı olarak istanbul üniversitesi matematik kürsüsü’ne geçmiştir. 1937 yılında doktorasını yapmak üzere göttingen üniversitesi matematik bölümü’ne giden cahit arf’ın bu üniversitede yaptığı doktora çalışması onun dünya çapında tanınmasına yol açmıştır.

    cahit arf matematik dehalarının bile çok zor dediği bir konu üzerinde tek başına çalışmış ve bir buçuk yıl içinde konusu “non-commutative class field” olan doktorasını tamamlamıştır. bu çalışmadan elde edilen sonuçların bir kısmı literatüre “hasse-arf” teoremi olarak geçmiştir. doktora tezini 1938 yılında bitiren cahit arf bir yıl daha göttingen’de çalışmalarını sürdürmüş, bu dönemde de dünya literatürüne “arf invaryantı” adıyla geçen, cebirsel ve diferansiyel topolojide büyük önem taşıyan bir çalışmaya imza atmıştır.

    1938’in sonunda türkiye’ye üniversitesine geri dönen arf 1943’te profesör, 1955’te ordinaryüs profesör olmuştur. 1962 yılına kadar üniversitede çalışmalarını sürdüren cahit arf o yıllarda bir yıllığına misafir profesör olarak maryland üniversitesine gitmiş ve ayrıca mainz akademisi muhabir üyeliğine seçilmiştir. 1960 yılında çekmece nükleer araştırma merkezi’ni kurmak üzere görevlendirilen cahit arf 1962’de üniversitedeki görevinden ayrılmış ve bir yıl kadar robert kolej’de ders vermiştir.

    tübitak’ın kuruluş ve gelişmesinde büyük emekleri olan cahit arf 1963-1967 ve 1967-1971 yıllarında tübitak’ın bilim kurulu başkanlığını yapmıştır. cahit arf matematiğe yapmış olduğu köklü katkılarından dolayı 1974’te de tübitak bilim ödülü’ne layık görülmüştür.

    1964-1966 yıllarında princeton’da institute for advanced study’de çalışmalarını sürdüren; daha sonra california üniversitesinde misafir öğretim üyeliği yapan cahit arf 1967’de türkiye’ye dönüp odtü matematik bölümünde çalışmaya başlamış ve 1980 yılında bu üniversiteden emekli olmuştur.

    1980 yılında itü ve karadeniz teknik üniversitesinin, 1981 yılında odtü’nün onur doktoralarını alan, 1993 yılında türkiye bilimler akademisi şeref üyeliğine seçilen cahit arf 4 şubat 1994’te de fransa’da commandeur des palmes académiques ödülü’ne layık bulunmuştur.

    ülkemizde matematiğin simgesi haline gelen ord. prof. dr. cahit arf 26 aralık 1997’de vefat etmiştir.

    https://gelisenbeyin.net/cahit-arf.html

    --- alıntı ---

    bir diğer kaynak; http://www.biyografya.com/biyografi/688
  • 118
    merhaba arkadaşlar.

    hepimizin bildiği gibi, kadına yönelik şiddet insanlığımızın en büyük problemlerinden birisidir ve sanıldığının aksine - doğu ya da batı ayırt etmeksizin - dünyamızın her bir noktasında kendini göstermektedir. bizler, bu soruna dikkat çekmek ve sesini duyuramayanların sesi olabilmek için, on iki arkadaş kafa kafaya verdik ve bir politika taslağı oluşturduk. umuyorum ki, azıcık da olsa, sorunun çözümüne yönelik katkımız olmuştur.

    keyifli okumalar.

    https://www.tesadernegi.org/...kileri-ve-sonuc.html
  • 119
    https://twitter.com/...094428034523136?s=19

    yalansavar ekibi 10. yılını doldurmuş. insanları bilgilendirmek için 10 yıl harcamışlar. bilimi yapana ve yayana saygım sonsuz. eleştirel düşüncenin eksikliğini bir nebze de olsa gideriyorlar. nice onlara diliyorum.

    https://yalansavar.org/...r-kategorilere-gore/
    https://yalansavar.org/podcast/
    https://open.spotify.com/...iR67XxTTOY78zbAHOdHA
    http://www.acikbilim.com/category/yayinlar
    https://open.spotify.com/...WEpJTFQMWc84K7OoyqcA

    şu linkleri de şuraya iliştireyim, bir sürü yazı ve podcast var, sömürün. özellikle ilk sitedeki eleştirel düşünce/ skeptisizm başlığına bakmanızı tavsiye ederim.
  • 120
    https://www.scribd.com/...?utm_source=readfree

    bu linkten üye olursanız, kitapları 1 ay boyunca bedava okuyabilirsiniz. bazı kaynaklar pdf olarak da indirilebiliyor.

    https://yokdersleri.yok.gov.tr

    yök, anadolu, atatürk ve istanbul üniversitelerinin açık öğretim kitaplarını yayınlamış. kitapları pdf olarak indirebilirsiniz. odtü katılmış.
  • 122
    (bkz: crossover talks)

    doğru başlık burası mı bilemedim ancak buraya yazayım madem. can türkoğlu (geekyapar), yorekok (doruk bi şeydi soyadını hatırlayamadım :d), volkan öge (batesmotelpro) ve özgür turhan'ın (kamusal mizah) hazırladığı her hafta çarşamba günleri akşam 9'da canlı yayınlanan program.

    açıkçası ben özgür turhan ve volkan öge'nin mizahını çok beğeniyorum. yorekok da yerine göre eğlendirebiliyor. can türkoğlu birazcık baysa da zararı dokunmuyor. şimdiye kadar 3 yayın yapıldı ve yayın tekrarları aynı isimdeki youtube kanallarında mevcut. ortalama ikişer saat yayınlar. ben açıkçası üç bölümde de bayağı bi güldüm. eve tıkıldığımız şu günlerde vakit geçirmek için bire bir. tavsiye ederim.
  • 123
    (bkz: starlink)

    elon musk’ın kablosuz internet bağlantısı sağlamak, bağlantıyı geliştirmek için yörüngeye toplamda 12000 uydu fırlatmayı planladığı proje. igeçtiğimiz hafta yaklaşık 120 uydu fırlatıldı.

    findstarlink.com adresinden yaşadığınız şehirde uyduların en iyi gözlemleneceği tarih ve saati bulabilirsiniz. mutlaka gözlemlemeye çalışın. eşsiz bir deneyim.
  • 124
    ekşi'de ki bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi başlığından topladıklarımla hizmet etmek istediğim topluluk.

    - israil devletinin kurucusu ve ilk başbakanı istanbul hukuk fakültesinde okumuş ama mezun olamamıştır. (david ben-gurion)
    - libyanin ilk basbakaninin emekli bir turkiye cumhuriyeti valisi olmasi. (bkz: sadullah koloğlu)
    -dünyadaki ilk siyahi pilot türktü. (bkz: ahmet ali çelikten)
    - hindistandaki adilşahlar devletinin kurucusu bir hanedan-ı ali osmandır. 2. murat'ın oğlu (fatih sultan mehmet'in kardeşi) yûsuf âdil han'dır.
    - birinci dünya savaşından sonra barış anlaşması imzalamadığımız san marino ile hala savaş halinde olmamız.
    - sezar'ın '' veni, vidi, vici '' sözlerinin şu an tokat'a denk düşen topraklar içinde söylenmiştir.
    - korsanlar tek gözünü güvertedeki aydınlığa öteki gözünü ise ambardaki karanlığa adapte etmek için göz bandı takarlardı.
    - 1. dünya savaşı sırasında alman imparatoru, ingiltere kralı ve rus çarı kuzenlerdi.
    - ebu süfyan’ın bedir ve uhud savaşlarını kaydedince ve bizzat hz. muhammed’e kılıç çekmesine rağmen; müslüman olması, müslümanlığı kişisel menfaat ve politikalarına alet ederek kendisinden sonra gelecek yedi sülalesine yetecek makam, saltanat ve kötü bir manevi miras bırakmış, o kötü ününü oğlu muaviye, torunu yezid’in sürdürmüş olması kadar şaşırtıcı tarihi bilgi olabilir mi?
    - 1744’te iskoçya’da yaşayan “alexander webster” ve “robert wallace” adında iki din adamı, ölen din adamların kalan dul eşlerine ve yetimlerine ödenek sağlayabilmek için her yıl tahminen kaç papazın ölleceğini, geriye kaç dul ve yetim kalacağını ve bu dulların ve yetimlerin ölen kocalarından sonra ortalama kaç yıl yaşayacaklarını hesaplayıp bir istatistiksel veri oluşturdular. daha sonra bu verilere dayanaraktan kilisede çalışan rahiplerin aylık maaşlarından belli bir oranda kesinti yapıp bir fon oluşturarak bugünkü anlamıyla bireysel emeklilik ve sigorta şirketi mantığının temelini attılar.
    - osmanlı’da çöküşün başladığı tarih olan 11 eylül 1697 zenta savaşı’nın adam akıllı hiçbir türk tarih kitabında yer almamısıdır. savaşta vezir-i azam dahil 30.000’e yakın (söylenen) osmanlı askeri öldürmüştür.
    osmanlı imparatoru 2. mustafa bu seferle birlikte son kez asker yanında (ve sonrasında bütün osmanlı padişahları) savaşa çıkmıştır. akabinde gerçekleşen karlofça antlaşması ile çöküş dönemine girilmiştir.
    - "tüfek icat oldu mertlik bozuldu." lafının savaşta tüfek kullanan osmanlılar için söylenmiş olması.
    - federico fellini’nin 1969 yapımlı satyricon filminde, dakika ve saat olarak 31:29’da orhan veli’nin “içinde” adlı şiirinin türkçe okunması. filmin müziklerini ilhan mimaroğlu’nın yapması.
    - osmanlı imparatorluğu üç değil dört kıtada hüküm sürmüştür. okyanusyada toprağı vardır. (bkz: açe sultanlığı)
    - libya'nın başkenti trablus, lübnan şehri trablusşam, yunanistan şehri tripolis ve giresun ilçesi tirebolu'nun isimlerinin aynı olması.
    - şam ismini kabe'nin kuzeyinde (solunda) kaldığı için eş-şam (şimal/kuzey) kelimesinden, yemen ise kabe'nin güneyinde (sağında) kaldığından dolayı yümni/yamin (sağ) kelimesinden almıştır.
    - noel baba olarak bildigimiz aziz nicholas'in hristiyanligin ilk zamanlarinda antalya'da yaşamıs ve gizlice halka verdigi hediyelerle taninmis bir piskopos olmasi.
    - 1857 yılına kadar hindistan'da bir türk imparatorluğunun bulunması. (bkz: babür imparatorluğu)
    - 'mesaj' filminin ünlü sahnesinde hz. hamza' nın göğsünü deşip ciğerini yiyen hind bint utbe' nin, islamın 5. halifesi ve emevi devletinin kurucusu muaviye' nin annesi olması.
    'mesaj' filminin ünlü sahnesinde hz. hamza' nın göğsünü deşip ciğerini yiyen hind bint utbe' nin, islamın 5. halifesi ve emevi devletinin kurucusu muaviye' nin annesi olması.
    - philadelphia şehrinin adına ilham kaynağı alaşehir olması.
    - antik yunan ve mısır'da fahişelik kutsal bir meslek olarak kabul görürdü. hatta çeyiz parası biriktirmek için çoğu kadının yaptığı rutin bir işti. zira çok tanrılı inanç döneminde seks üremeye yol açtığı için ibadet olarak kabul görürdü. mısır firavunları bereket için masturbasyon yapıp nil nehrini döllüyormuş o derece.
    - napolyonun aslında fransız değil italyan olması.
    - bugünkü takvim sistemimizin ve zaman/saat sistemimizin temelinin babilliler olması. hala onların 60'lı sayı sistemini kullanıyor olmamız ve 60 sayısının bir inasının elinde tutabileceği maksimum kamış adedi olması.
    - sivas ismi sebastian'dan bozmadır. "ereğli" adını taşıyan bölgelerimiz de dolaylı olarak herkül'den...
    - edirne roma imparatoru "hadrianus'un şehri" anlamındaki hadrianopolis'ten.
    - kayseri, kaisareia gibi. kayzer/caesar'in şehri.
    - bunun gibi alanya ismi de şehri fetheden selçuklu hükümdarı alâeddin keykubad'ın adına nisbetle alâiyye'den değişmiştir.
    - tarihteki ilk kitle imha silahını mogollar kullanmıştır. çin ve orta asya'dan başlayan veba, 1347'de kırım'da bir ceneviz ticaret merkezini kuşatan moğol ordusunun vebalı cesetleri mancınıkla surların üstünden kentin içine atmasıyla avrupa'ya taşınmış. yani bunu yapsa yapsa moğollar yapardı.
    - 17. yy'da hasan adlı bir yeniçeri, bugünkü italya'da yer alan moena köyüne yerleşir. hasan, istihbarattan sorumlu ve birçok dil bilen uzman bir yeniçeridir. viyana kuşatmasında da yer alır ama dönemin sadrazamı ile anlaşamadığı için öldürüleceğini düşünerek italya topraklarına kaçar ve moena köyüne yerleşir. hasan bu köye yerleştikten sonra osmanlı yeniçerisi gibi yaşamaya devam eder. fakat moena sürekli olarak derebeyleri tarafından yağmalanmakta ya da malları zorla alınmaktadır. hasan'da moena köylülerini birçok askeri konuda eğitir. bu şekilde moena köylüleri kendilerini yağmalamaya gelen derebeyi askerleri ya da eşkiyalara karşı yıllarca direnir. moena halkı hasan'a el turco adını takarlar. bugün moena köyü italya'da türk köyü olarak bilinir ve köyde türk günü düzenlenerek el turco anılır.
    - osmanlı devleti'nin itikadi mezhep olarak eşariliği seçmiş olması. (bkz: eşarilik)
    şayet maturidilik kabul görmüş olsaydı halk görüp yaşadıklarını eşarilikte olduğu kadar kadere bağlayamazdı, sorgulardı.
  • 125
    alegorik yapıtlara bayılan ve benim gibi sanat tablolarının anlamlarını incelemeyi seven yazarlara bugün meşhur italyan ressam sandro botticelli'nin "apelles'e iftira" isimli tablosu hakkında bilgi vermek istiyorum.

    https://i.pinimg.com/...ff016b5f1c22de06.jpg

    mö 4. yüzyılın ikinci yarısında yani erken helenistik dönemde yaşamış olan ve büyük iskender’in saray ressamı olduğu bilinen yunan ressam apelles, döneminin dünyadaki en popüler ressamıdır. hiçbir eseri günümüze kadar gelememiş olsa da, kendisinden övgüyle bahsedilen antik dönem eserleri sayesinde ününü nesiller boyu korumayı başarmıştır apelles.

    sandro botticelli'nin tablosuna konu olan hikayeye göre, günlerden bir gün ressam apelles, baş rakibi ressam antiphilos tarafından ortaya atılan bir iftiraya maruz kalır. antiphilos'un iftirasına göre apelles, büyük iskender’in generallerinden mısır kralı ptoleme’ye suikast tertiplemiştir. oysa planlanan suikastle yakından alakası yoktur apelles'in.

    fakat kral ptoleme basiretsiz bir adamdır. kulağına gelenlere, gerçek olup olmadıklarını araştırmadan körü körüne inanmasıyla ünlüdür. oysa iftiracı sıradan bir ressamdır; rakibi olarak gördüğü apelles’i kıskanmış olabilirdi. buna rağmen kral, apelles’in suikastçiyle görüşüp görüşmediğini soruşturmaz bile. kendisine karşı suç işleyen birini yakalamış olmanın ve bunu çevresine gözdağı vermek için kullanmanın boş heyecanıyla yetinerek suikastçiyle hiç görüşmemiş apelles'i tutuklatır ve zindana attırır.

    bir kaç vakit sonra mahkeme günü gelir. yapılan mahkeme sonucunda apelles'in masumiyeti kanıtlanır. tabi bunda, iftiracı ressamın ahlâksızlığından tiksinen ve apelles’e acıyan görgü tanıklarından birinin, kral ptolome’nin akıl edemediği şeyleri anlatması etkili olur ve apelles idamın eşiğinden döner. söylentiye göre ptoleme yaptığından utanmış ve apelles’e para ve hediyeler vermiştir. iftiracı ressam antiphilos'u da onun kölesi yapmıştır.

    ancak başına gelen bu olaydan çok etkilenen apelles, iftira’dan öç almak ve uğradığı bu haksızlığın kolay kolay unutulmaması için olayı alegorik şekilde tasvir eden bir yapıt üretmiştir.

    işte burada ressamımız sandro botticelli, apelles'in tarihe yenik düşerek ortadan kaybolan bu eserini, süryani yazar lukianos’un hikayeyi anlatış şekline sadık kalarak yeniden resmeder. böylece günümüze kadar gelecek olan "apelles'e iftira" tablosu ortaya çıkar.

    https://i.pinimg.com/...ff016b5f1c22de06.jpg

    eserin ortasında yerde neredeyse çıplak biçimde sürüklenen kişi iftiranın "kurban"ıdır. ayakları çarmıha gerilmiş gibi çaprazlanarak tasvir edilmiş kurban, elleriyle tanrı'ya dua ederek yardım dilemektedir.

    kurbanı saçından çekerek yerlerde sürükleyen figür "iftira"dır. oldukça güzel ve çekici bir genç kız görünümünde betimlenmiş olan iftira, güzelliğiyle herkesi büyüleyerek etkisini göstermektedir. burada iftira bir eliyle kurban'ı saçından çekerek sürüklerken, diğer elinde de olayı aydınlatacak delili simgeleyen bir meşale taşımaktadır.

    iftiranın etrafında ona yardım etmek için koşuşturan iki kadın figürü "komplo" ve "sahtekarlık"tır. komplo, sarı kırmızı bir elbise içinde elinde çiçeklerle iftira'nın yanına gelmektedir. komplo'nun getirdiği çiçeklerle iftira'nın başını süsleyen ise sahtekarlık'tır.

    iftira'nın önündeki kahverengi eski kıyafetler içindeki sakallı adam "garez"dir. iftira'yı meşale taşımakta olan elinden tutup öne çıkarmakta ve kral'a takdim etmektedir. garez, burada aynı zamanda elini kral'a doğru uzatarak onun görüş alanını da engellemektedir.

    resmin en sağında bir taht üzerinde oturan kişi "kral"dır. tacı ve asası üzerinde bulunan kral, idrak etme yeteneğinden yoksun olduğunun anlaşılması için eşek kulaklarıyla betimlenmiştir.

    kral'ın iki yanında bulunan kişiler, "bilgisizlik" ve "kuşku"dur. bilgisizlik ve kuşku, kral'ın kulağına bir şeyler fısıldayarak onu manüple etmektedirler.

    resmin sol tarafında siyahlar içinde yas tutmakta olan yaşlı kadın "pişmanlık"tır. iki büklüm olmuş pişmanlık, yaşlı gözlerle dönüp arkasındaki çıplak kadın figürüne bakmaktadır.

    resmin en solunda bulunan ve pişmanlık'ın yaşlı gözlerle dönüp baktığı çıplak kadın "gerçek"tir. gerçek, resimde en arkada bulunan kişi olduğu için ortaya çıkması zaman alacaktır. tüm çıplaklığı ile seyircinin önünde duran gerçek, kurban'ın masum olduğunu bilen tanrı'yı işaret edercesine eliyle gökyüzünü göstermektedir.

    venüs'e büyük bir hayranlık duyan ve sık sık tablolarında kendisine yer veren botticelli, bu resminde de gerçek'i "venüs'ün doğuşu" ve "bahar alegorisi" adlı eserlerindeki venüs biçiminde tasvir etmiştir.

    sandro botticelli'nin rönesans dönemine ait bu muazzam eseri "apelles'e iftira" adlı tabloyu floransa'daki uffizi galerisi'ni gezerken bulabilirsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın