• 16576
    sanırım 15 yıldır sözlukteyim. hiç bu sezon olduğu kadar sözlüğe soğumamıştım. belki de son gelen bir kaç nesil yazar arkadaşlarımla ilgilidir bilemiyorum.
    galatasaray futbol takımı içinde bulunduğumuz 2023-2024 sezonu ilk 20 maçı itibariyle 16 galibiyet 3 beraberlik almış durumda. buna bir de manchester deplasman galibiyeti ekledi ki keyfi paha biçilmez. her neyse 20 maçın 16'sını kazanmış birinde berabere kalmış takım harika bir sezon geçiriyor demektir. ama sözlüğe her girdiğimde bütün oyuncularımızın çöp olduğunu, okan buruk'un top oynatamadığını ve gönderilmesi gerektiğini, erden timur'un transfer yapmayı bilmediğini öğreniyorum. bunu yazanların önerisini sorsam eminim bir çoğu fatih hocamız geri gelsin der.
    sözlüğe göre anladığım kadarıyla zaha, tete, demirbay, bakambu(bu arkadaşa bu aralar ısındılar), ndombele, halil, ziyech yollanmalı. sezon başı angelino için de o kadar yoğun yangın yapıldı ki onu da kaybettik zaten. bu arada kerem akturkoglu da yedeğe çekilmeli çünkü çok gol kaçırıyor. iyi de arkadaş kiminle oynayacağız biz? vallahi girip okuyasım gelmiyor bir süredir buraları.
    yangıncı kardeslerime tavsiyem televizyondan izleyip oyuncular için tek tek adam asmaca oynamak yerine bilet alıp canlı canlı izlemeleri. ben her iç saha maçına 500 kilometre yol yapıp geliyorum. sahada gördüğüm şey oynadığı oyundan keyif alan, gol attığında çocuk gibi sevinen sempatik bir takım.
    eğer fenerbahçe 7-8 puan eksik alsaydı ve biz yine bu puanda olsaydık takım uçuyor kaçıyor diyecekti herkes. fener de çok puan toplayınca biz kötü olmuyoruz. biz iyiyiz ve mayıs geldiğinde tepede olmakla kalmayıp puan farkı da yapmış olacağız.
  • 16577
    son günlerde futbolcu maaşına ve galatasaray'ın mali durumuna takmış olan platform. tabi ki taraftar olarak takip etmeliyiz. ama sorun şurada. rakip takım yönetimi sosyal medyada troll ordusu kurmuş. bu ordunun son icraatı galatasaray'ın mali yapısı ile ilgili konuşma. o konuşmaları dinliyor, yazılanları okuyup gelip burada x'in bonservisi, maaşı diye başlık açılıyor olunması. sözlükte neredeyse 12 sene yazarım. her sene rakip takımların maşaları bu söylemi çıkarırlar. burada yazılır, çizilir, galatasaray yoluna devam eder. önümüze bakalım beyler ,bayanlar. bütün bunların nedeni taraftarı hedeften uzaklaştırmak, bölünmüşlük ve negatif hava yaratmak. artık düşmeyin, rica ederim. tabii ki güllük gülistanlık bir mali durumumuz yok. ama inanın ki rakiplerimizden daha iyi yönetiliyoruz.
  • 16579
    fenerbahçe maçlarının olduğu gün okumamaya çalıştığım sözlük. maalesef bugün maçımız aynı güne denk geldi.

    (bkz: 21 ocak 2024 fenerbahçe samsunspor maçı)
    (bkz: 21 ocak 2024 trabzonspor galatasaray maçı)

    kalemize dahi yaklaşamayan fenerbahçe’nin her şeyi sırayla övgü yağmuruna tutuluyor. yok hücum kalitesi yok muhteşem transferleri, baydı artık.

    bunlara koyup şampiyon olduğumuzda ne yazılacak burda çok merak ediyorum. galatasaray’ın sürekli yerin dibine sokulduğu yerde fenerbahçe övgülerinden fenalık geldi.
  • 16580
    fenebahçe maçlarının olduğu gün ben de okumamaya çalışıyorum. artık fener’e açık oynuyorlar, bize ölümüne defans yapıyorlar ağlamalarından cidden gına geldi. yani galatasaray’ın rakipleri 35 yıldır kapanıyor zaten. e geçen senenin şampiyonusun. rakiplerin 10 da 9’unun kapanacağını bilip buna göre oyuncu profili getirip ve oyun sistemi geliştiremiyosan kabahati kendinde arıcaksın.

    evet bu getirilen saçma eleştirilere karşı görüşümdü.

    aslında şöyle düşünüyorum. hala oyun gücümüz anadolu takımlarının çok üzerinde olduğu için bence pozisyon bulmakta zorlanmıyoruz. bitiriciliğimiz, şansımız ve hakemler ayağımıza pranga oluyor. ara ara bencillikler de buna sebep oluyor.
    fenere gelince. her sıkıştıklarında hakemler yardıma koştu. onun dışında hızlı top çeviriyorlar. pozisyon bulmakta da zorlanmıyorlar.
  • 16581
    21 ocak 2024 fenerbahçe samsunspor maçındaki beraberlik burada ve diğer sosyal medya platformlarında inatla algı kasan yazarlara gelsin. bizim beraberliğimizden sonra sezon bitmiş, fener şampiyonluğu haketmiş gibi algı kasmaktan, manipülasyon yapmaktan bir hal oldular ama sonuç bu. daha sezon sonunu bekleyin, galatasaray'ın 24. şampiyonluğunu gözleriniz yaşlı izleyeceksiniz!
  • 16587
    truvalar barındıran sözlük. üstüne düşülmesi ve temizlik yapılması şart.

    --- alıntı ---
    lacisözlük'ten alıntı

    başlık: galatasaray sözlük

    bahsi geçen entryi giren truva atımız sözlüklerinde amigo mertebesine yükseldi. polat misali baron oldu örgütü içeriden çökertiyor. ısmini vermeyeyim ama hatta bizim sözlükte de yazıyor.

    --- alıntı ---

    takdir sizin.
  • 16588
    sanırım topluma ayak uydurup linç kültüründeki dozajı abarttık biz biraz.
    sanırım yorumcu,spiker,sanatçı ayırt etmeksizin her söylemi fazla önemsedik ve buraya taşıdık biz.
    sanırım yazar başlıklarına daha fazla eleştirel yazılar yazmaya, fikirlere daha az saygı duymaya başladık.
    bazen çoğunluğun fikrine destek çıkma gereksinimi hissedip kişiliğimizden ödün verdik.
    bazen ise anadolu kulüpleri oyuncularına ithamı fazla kaçırıp iftiraya varan suçlamalarda bulunduk.
    bazen maçın heyecanı ile bazı pozisyonlarda yanlış değerlendirmelerde bulunup hakkımız olmayanı istedik.
    sosyal medyada paylaşım yapan taraftar sayfalarını fazla
    önemsedik ve buraya taşıdık.
    oyuncularımızı, yönetimi, teknik ekibi uç noktalarda övdük ya da yerdik. dengeyi bilemedik.
    çok değerli bazı yazar dostlarımızı ise kendini sürekli yenileyen bu kaotik kültürün düşürdüğü umutsuzluk yüzünden kaybettik.

    aynur aydın, uğur karakullukçu, mehmet demirkol bu kadar önemli insanlar değil benim için. konyasporun'un 20 yaşındaki x futbolcusu rakiple oynadığı maçta maçı satmadı mesela. iki senedir fenerbahçe'nin lehine galatasaray'ın aleyhine onlarca pozisyon sayabilirim. ama alaksız pozisyonlarda yanlışta ısrar etmemeliydik mesela.

    galatasaray sözlük sığlaşıyor, sıradanlaşıyor, yüzeyselleşiyor ve kendini tekrar eden bir yapıya dönüşüyor. galatasaray taraftarı diğer taraftarlardan ve galatasaray sözlük diğer platformlardan farklıdır. biz bu farkı korumak ve hatta pozitif ayrışmakla yükümlüyüz.

    ayrıca rakibin gardının düşeceği, takımımızın tüm çabaları boşa çıkaracağı bu kadar önemli bir sezonda yeterli konsantrasyonu hiç göremiyorum ben. bizim onlar için rakip olmaktan çıkıp kabusa dönüşeceğimiz son düzlük bu sezon. hem başarı, hem finansal, hem de oyun anlamında...

    he bu arada carcharoth için at diyorlar. truva, yılkı, sentor olabilirmiş. *
  • 16590
    rakip takım gram umrumda değil kendi takımına bakarım hep, kaybedilen puan sonrası kalp kırmamak kendime hakim olmak adına sözlüğe de pek uğramam işin açığı ama malum 24 ocak 2024 başakşehir fenerbahçe maçı sonrası biraz çakırkeyf sözlükte dolandım ve şampiyonluğa olan inancım iki kat arttı. bu sinerjiyi hissedip şampiyon bitirmediğimiz yıl olmadı.

    müsterih olun(!)

    mayıslar bizimdir

    en keyifli şampiyonluk kutlamasına sayılı günler kaldı.
  • 16591
    --- alıntı ---

    hak yiyip "gak" diyenlere, gecemizi gündüzümüze karıştırıp, inancımızı daha çok arttıranlara tekrar geçmiş olsun.

    --- alıntı ---

    iyiler sonunda mutlaka kazanır sözlük. biz sahada kalacağız, sahada kazanacağız. bunlar böyle haksız kazandıkları sürece şampiyonluğa olan inancım daha da artıyor. yarın takım nasıl şampiyon olunur herkese gösterecek. (bkz: 25 ocak 2024 galatasaray istanbulspor maçı)
    geçen sezon 8 puan fark attık, bu sezon 8'den de fazla atacağız. bir kaç haftaya lig çözülecek. bu iş 37. haftaya kalmayacak. ha kalırsa onlara tekrar geçmiş olsun.
  • 16592
    1947 yılında, kurt lewin tarafından literatüre giren bir kavramdan bahsetmek istiyorum; “eşik bekçileri”
    kurt lewin araştırmayı farklı bir neden için başlatsa da tarihsel evrim içerisinde medya iletişimine atfedilmiş bir kavram.

    kısaca, dolaşımda olan bilgi belirli bir müdahale sürecinden süzülerek medya araçlarıyla hepimize ulaşıyor. işte, bu müdahale kararlarını verenlere eşik bekçisi diyoruz. editörler, yayın yönetmenleri vs. yani, gelen bilginin hangisi, nasıl, ne zaman yayınlanacak kararını verenler.

    ancak dijital medyada bu olgunun değişime uğradığını gözlemliyorum. andy warhol’un söylediği tahmin edilen söze yaklaşmaya başladık. “ bir gün, herkes 15 dakikalığına meşhur olacak. “ ekran sayısı ve ekran yüzleri hızla arttı bu çağda. bilginin yayılış hızı da filtresizleşti haliyle. bir bilgi ya da düşünce yaymak için medya kanallarına ihtiyaç kalmadı. herkes eşik bekçisi yani. reaksiyon alabilmek için denemekte herkes özgür.

    yukarıdaki tablonun doğal getirisi, ekran önünde artan rekabet “etkileşim budalalığı” sürecini doğurdu. bu sürecin merkezi olan dijital platformlara bakalım. youtube, facebook, x, youtube. dislike tuşu ya yok ya da dislike oranını görme şansınız yok. sorun varsa bana raporlayabilirsin diyor sadece. yayıncıların ne yapıp edip etkileşimi alması yeterli. medya geçmişi olmayan insanların bu çaba uğruna neler yaptığına tiktok, ınstagram gibi mecralarda görüyoruz zaten. insan kendini bu hale düşürür mü? denilen kişiler anormal gelirler elde etmiş oluyorlar çok kısa sürede. yani bizlerin, şuna bak ahaha diyerek ınstagram ya da whatsapp’tan birbirine yolladığı içerikler, tam da biz onların dolaşıma soktuğumuz için gelir elde ediyor aslında.

    serdar ali çelikler gibi geleneksel medya figürlerinin önemli bir kısmı da artık dijitale geçti yukarıdaki sürecin doğal sonucu olarak. unutmamamız gereken ise, serdar ali çelikler geleneksel medyanın başarılı eşik bekçisiydi aslında. 29 yaşında fotomaç’ta genel yayın yönetmeni olup 5,5 yıl bu görevde kalıyor. sonra sabah gazetesinde spor müdürlüğü, sonra ciner grubu yayın koordinatörü, sonra habertürk’te yayın koordinatörü. geleneksel eşik bekçiliğinde başarısı ortada.

    dikkat çeken husus, ekran önüne çıkmaya başlaması da habertürk’te 2012 yılında oluyor. twitter, facebook, youtube’un kuruluş tarihleri 2004-2006 arası. yani, kabaca 2010’lu yıllarda yeni bir çağa girileceğinin ayak sesleri duyuluyor. tesadüfen ya da bence tesadüf değil doğru bir gözlemle serdar ali çelikler, iyi yaptığı iş olan eşik bekçiliğini artık arka tarafta değil ön tarafta yapmaya başlıyor. arada bocalıyor da hatta. drexler diye topçu varmış diyor mesela ekşi entry’sine inanıp. 2000’li yılların fotomaç haberciliğinin aynısı. o zaman bb bilgileri haber yaptığında okulda 10 gün konuşuyorduk inanıp. artık rezil olunuyor işte. bakıyoruz çünkü var mı yok mu? burda yüzlerce insan var dünya futboluna daha hakim.

    neyse, bu bocalama dönemi de geçti çelikleri’in. artık dijitalde de uzman bir eşik bekçisi. kokuyu alıyor ve etkileşimi alacağı eşik bekçiliğine oynuyor. önce sinir uçlarıyla oynamaya en müsait kitleyi seçiyor. sonra onları nasıl yoğuracağını. bazen ali koç, bazen biz, bazen bogdanovic basketçi değil diyor.

    biz ise hep birlikte tuzağa düşüyoruz arkadaşlar. çünkü istediği şeyi veriyoruz ona. başarısını devam ettiriyoruz. etkileşim eşiği tuzağına düşüyoruz. onu konuşuyoruz, ona kızıyoruz, onu boykot ediyoruz. yıllarca aç rıdvan’ı dedik mesela. sonuçta biz öyle dediğimiz için yıllarca yayın yaptı. sonra kayboldu bakın. çünkü biz artık galatasaray kazandığında aç serdar’ı diyoruz. fener kaybedince aç serdar’ı diyoruz. çelikler, kitlelerin etkileşim eşiğine basıp kaçıyor. kutuplaştıran ama manşet bir söylem bırakıyor. haklı haksız olması mesele değil ki. sonra o konuda ne olursa olsun kendisi kazanacak. çelikler, bu konuda en profesyonel olanlardan. onun kadar profesyonel olmayan onlarcası da piyasada. bugün maç başlığından sonra en çok serhat akın başlığına entry girildi. dün ben de dahil onur tuğrul. her gün birisi kazanan işte.

    gelin, nicelik olarak değil ama nitelik olarak spor camiasında bir etkisi olduğuna inandığım sözlüğümüzde bu tuzağa karşı tek kozumuzu kullanalım. etkileşimsizlik. başlıklarını yok sayalım. ne derlerse desinler eylemsiz kalalım. konuşarak kazanamayacağız çünkü. susarak kazanır mıyız? diyeceksiniz. en azından daha çok kaybetmeyiz.

    kendi adıma, bir başlangıç yaparak bu entry’i de çelikler başlığına girmedim.

    belki, bu düşünceme destek veren yazarlar belirli bir sayıya ulaşırsa ayrı bir etkileşimsizlik çağrısı başlığı bile kurarız. konuşmamamız gereken insanlara orda toplarız. onlar da etkileşimle yaşayanlar olarak kendilerini arayıp bulmaya çalışırlar. *
  • 16597
    suyun öte yakası olmayan kıt akillariyla geçmişinden başarı uydurmaya çalışıyor. dalga geçiyorum belki ama ileriye dönük, doğru hamleler yapacak bir zeka topluluğu olmayınca, bizimle mücadele edebilmelerinin tek yolu bu gibi görünüyor.

    bize gelirsek, son dönemlerde dikkatimi çeken bir nokta var. biz baya baya geçmişimizle kavga etmeye başladık. derdimiz nedir anlamıyorum açıkçası. oyuncu alıp satarız bazıları kar ederek, bazıları zararsız, bazıları ise cüzi zararlar ile. ama sözlükte hemen fatih terim'e veya fatih terim üzerinden taraftarlara bir gönderme çabası basliyor. yok efendim bu çöpü de o aldirmisti, yok efendim çöp aldırıyor dediğiniz adamın sayesinde şimdi bu parayı kazanıyoruz felan. aklıma ilk gelen örnek bu oldu. başka bir sürü örnek de çıkacaktır. mesela son oynanan fb-samsunspor maçından sonra taylan'a, özkan'a, emre'ye sallayanlarda vardı hala. abi, taylan dediğin adam bizdeki en iyi sezonunda maça cikmasa simdi ne yapacağız diye dert ediyorduk. hadi onu geçtim, adamlar bizden gideli kaç sezon olmuş ve en kritik yerde 1 numaralı rakibimize çelme takan ekibin parçası olmuşlar. bizde oynadıkları dönemde bu çocukların en ufak bir saygısızlığı olmadı. suyun öte yakasının istediği gibi bizim maçlarda yatsın mi eski oyuncularımız? sonra şeref, etik, ahlak goygoyu mu yapalım? bakın, olumlu-olumsuz fikir belirtmek başkadır, durduk yere eski defterleri açmak başkadır.

    arkadaşlar, bu arma, bu kulüp kurucularindan olan ali sami yen'i de, tevfik fikret'i de, efsaneleri olan metin oktay'i da, fatih terim'i de aştı. hepsinden daha büyük. hepsi bizim, hepsi biziz. kendisinden küçük olduğu ve olacağı iki şey var:
    1) türkiye cumhuriyeti devleti
    2) gazi mustafa kemal atatürk

    şu ayna karşısında hesaplaşma işini birakmaliyiz artık. bu iş, suyun öte yakasının yapacağı iştir.

    #kenetlenbaşkagalatasarayyok
  • 16599
    yahu şu x tarihinin en beğenilen entryleri garabeti kaldırılsın artık. o entryi bulsam bulamam, on veremem, of veremem, alıntılayamam, yazarına mesaj atamam. birçok sözlükte bulundum, gördüğüm en kötü uygulama bu olabilir. bakın bu yazdıklarım kullanım açısından saçmalıklarıydı. bir de bunun tasarım yönünden facia kısmı var. tablet ekranının tam olarak yarısını kaplıyor. iki entryden sonrasını görmek zulüm. bir başlığa girdi yazarken ekranda belirip yazı kutucuğu engellemesi de cabası.
App Store'dan indirin Google Play'den alın