• 16690
    kuruluşunun aşağı yukarı yirminci gününden itibaren online olmama rağmen; entry tarihi itibarı ile son sekiz aylık sürede bir kere yirmi küsur gün, bir kere de otuz gün entry girmediğim platform.

    ilki biraz kırgınlık sebepli olsa da ikincisi tamamen kendi isteğimle verdiğim bir araydı. sadece sözlük değil, sosyal medyadan da herhangi bir konuda paylaşım yapmayı bıraktım bu süreçte. içinden geçtiğim süreç, kalp kırıklığı, yorgunluk, kırgınlık ve daha bir sürü şey...

    (bkz: #3856268)

    hala daha tadım tuzum yok, hala daha herhangi bir şey için herhangi bir şey yapma isteğim yok. evet yazmak ne kadar bir ihtiyaç da olsa, taraftarlık bir sosyal ihtiyaç da olsa; içinde bulunduğumuz "futbol iklimi" sayesinde her entry aslında bir mücadelenin sayısız hamlesinden biri oluyor. bazı kullanıcılar tam idrak edemiyor olsa da, aslında her entry "güzide" spor basınımız için potansiyel bir haber. gündem yaratmayı falan geçtim, tüm bu saçmalık yığını içinde hala daha sözlüğe yazılanların bir kıymeti ve önemi var...

    ben kendimden çok başkalarının iyiliği için, her derdimi aksiyon almadan içimde sessiz sedasız yaşamak zorunda olduğum için, artık pek çok şey içimden gelmiyor. hal böyleyken sosyal medyada bir konu için bir paylaşım yapmak, sözlükte bir konuda bir yazı yazmak falan bile ağır geliyor. kendimi bildim bileli en severek(!) yaptığım şey olan maç izlemek bile tad vermiyor. değil ki bunun, herkese tiksinti veren temposunda kavgasını gürültüsünü yapmak...

    bu sessizliğin ve hareketsizliğin içinde buhranlar denizinde boğulmamak için uğraşırken insanın aklına ne ali koç'a laf sokmak geliyor, ne fenerbahçeli futbolcular ceza alsın mı almasın mı diye yazı yazmak geliyor, ne de başka bir konuda bir eleştiri getirmek geliyor...

    bir an bu listeye şampiyonluk yarışı da gelmiyor diye ekleyesim geldi ama, o kadar da ölmemişiz sanırım. bir de iyi gün taraftarı olmuşuz sanırım iyiden iyiye...

    yine de bir şekilde yazmaya tekrar başlamışken buldum kendimi. 17 mart 2024 trabonzspor fenerbahçe maçı olayları denk geldi aslında, vesile oldu diyemem ama belki bahane etmişimdir. ya da belki de bahane arıyorumdur...

    --- alıntı ---

    sen acziyet dersin, ben zaafiyet derim, birileri hassasiyet der, birileri de mecburiyet der.

    --- alıntı ---

    umarım tekrardan birilerinin başını belaya sokacak bi'şeyler yazmam...
App Store'dan indirin Google Play'den alın