• 9601
    moderatör olma koşulu nedir bilmiyorum ama "sözlük" diye nitelendirdiğimiz oluşumun yöneticisi olacak bir platformda girdileri türkçe açısından yeterli bir şekilde değerlendirme koşulu aranıyor olsa gerek diye tahmin ediyorum.

    dün dursun özbek başlığına bir girdi yazdım şu şekilde: "adı batasıca". silinmiş. çok girdim silindi, hiçbirine kalkıp da itiraz etmiş adam değilim, buna da etmezdim, dedim herhalde "belalı entry" nedeniyle silindi, o nedenle silinmiş olsa yine itiraz etmezdim. neden tanım olmamasıymış.

    açıklama kısmına belirterek yazıyı hiç değiştirmeden tekrar gönderdim ama bir dönüş olmadı, o yüzden buraya da belirteyim. sıfat tamlaması diye bir şey var, bunun bir de söz öbeğiyle yapılanı var. bak incelemek isterseniz açıklamalı linkini de koyayım buraya; https://tr.wikipedia.org/...olu.C5.9Fturulanlar. şimdi ben "adı batasıca başkan, adam, aile babası, vs." yazınca bu nezdinizde tanım oluyor ama ben tamlamanın ismini düşürüp sadece sıfat kullanarak tanım yapmaya kalkarsam bunu tanım olarak kabul etmiyorsanız türkçe kullanım konusunda oldukça hatalı bir iş yapmış oluyorsunuz.

    dikkate alıp bir değerlendirme yaparsanız hem belki bilmediğiniz bir şey öğrenmiş, hem de kuralları daha layıkıyla uygulamış olursunuz.

    edit: mesajın silinme nedeni değiştirildi şimdi, böyle yapın canımı yeyin. :)
  • 9603
    çok vakit almak istemiyorum ama bir şeyler yazma ihtiyacı hissettim gündem hakkında.

    öncelikle şunu söyleyim, ünal aysal'ı her daim iyi hatırlayacağım, döneminde de sevdim bundan sonra da seveceğim. bunun nedenini izah edecek olursam:

    ünal aysal'dan önce galatasaray son şampiyonluğunu 2008'de aldı. 2002'deki lucescu'lu şampiyonluğu saymazsak( kaldı ki o şampiyonluk da bir lucescu mucizesi olarak kabul edilir.) kulüp son sürat dibe doğru gidiyordu. 2006 ve 2008 şampiyonlukları her ne kadar çok kıymetli olsalar da maddi sıkıntılar ve sportif başarısızlıklar nedeniyle hem kulübün hem taraftarın güveni azalmaya başlamış, türkiye'nin en büyük spor kulübü bir beşiktaş olma yoluna girmişti.

    alınan 5.likler 8.likler ise kaymak oldu zaten son dönemde. şimdi eğri oturup doğru konuşalım; 2006-2011 arası dönem sürekli olarak taraftarımız uefa serüveni veyahut geçmiş başarılar hakkında videolar, siteler, görsel materyaller hazırlayıp durdu. niçin bu tarihler arasında daha sık yapıldı bu iş? çok basit, korkmaya başladık hepimiz. asla o eski avrupa fatihi takımın elde edilemeyeceğini kanıksadık. kendimizi küçültme evresine geçtik, bazı şeyleri kabullendik ve ters tepki olarak da geçmişteki başarılarımızı gündeme taşıdık sürekli. bunu niye anlatıyorum? ekonomik, sportif çöküşler olabilir, olacaktır ama galatasaray psikolojik çöküş dönemine girmişti 2011'e kadar. en tehlikeli olanı da buydu.

    şimdi ünal aysal- fatih terim ikilisini birbirinden ayırmak hata olur. ne ünal başkan, terim olmadan böylesine başarılı olabilirdi ne de terim başka bir başkanla bu denli kupa kazanabilirdi. 2011'den 2013 sonuna kadar rüya gibi 2 sene geçirdiler bizlere. sonrası ise malum. ardından bir sene boş geçilip, ertesi sene 4. yıldız alındı. 4. yıldızı almamızı sağlayan faktörlerden biri de özgüvendir. o rüya gibi geçen 2 senenin etkisi vardır bu başarıda.

    şimdi ben diyorum ki, eğer ünal aysal-terim ikilisi olmasaydı biz bırakın avrupaya gidip gitmemeyi, ilk 5 girip giremeyeceğimizi tartışıyor olurduk her sene. bu nedenle ünal aysal, tüm camiaya umut aşılamıştır. özgüven kazandırmıştır. galatasaray'ın büyüklüğünü tüm türkiye'ye hatta tüm dünyaya ispatlamıştır.

    ama...

    bunların tümü sportif başarılardır. ekonomik olarak tabloyu daha önce izah etmiştim zaten. tekrar oralara dalmak istemiyorum.

    batırmıştır batırmamıştır kısmına asla girmem. yahu sanki aysal'dan önce yıllık 1 milyar dolar kar sağlıyordu kulüp ? zaten geminin % 80'i batmıştı. aysal sağolsun şuan % 20 de battı. kötü yönetmiştir ekonomiyi, orası kesin. eğer hala ünal başkanın ekonomik açıdan iyi yönettiğini düşünen varsa ben de diyecek bir şey bulamam onlara. her şey ortada yahu! açın bakın, kulüp raporları var bağımsız şirketlere yaptırılmış. yıllık, 6 aylık her şey yazıyor oralarda.

    ben bu yazıyı özellikle bu başlığa yazdım. şöyle ki...

    ben artık selçuk'un, semih'in maaşına binbir laf söyleyip ünal aysal'a ''ekonomiyi gayet iyi yönetti.'' diyenlerden bıktım.

    ben artık istikrar lazım diyenlerin 5 ayda bir yönetim değiştiren ünal aysal'a dilenmesinden bıktım.

    ben artık vizyon da vizyon diye tutturanların, vizyonun anlamının ''ileri görüş, geleceğin planlanması'' anlamlarına geldiğini bilmeyenlerden bıktım. (prandelli ve mancini kararları bu açıdan vizyon etiğine aykırıydı.)

    ben artık avrupadan men cezasını dursun aydın özbek yönetimine yıkıp, ünal aysal'a laf kondurmayanlardan bıktım.

    ben artık sadece ünal aysal'ı hedef alıp faruk süren, mehmet cansun, özhan canaydın ve adnan polat'ı es geçenlerden bıktım.

    ben artık ya siyah ya beyaz olanlardan bıktım.

    bunu da bu başlık altında tekrardan belirtmek istiyorum. sağduyulu olup olaylara realist yaklaşabilirsek doğru düşünebiliriz. artık klişeleşmiş düzenin yıkılmasını istiyorsak kulüp içinde, önce taraftar profilimizi avrupai seviyeye çekmeliyiz. evet galatasarayım hiçbir zaman avrupadan men yemeyi haketmedi belki ama kulübü bu duruma sokanlar, kalplerden men edilmeyi çoktan haketti. alp yalman'dan sonraki hiçbir başkana ekonomik açıdan hakkımı helal etmiyorum bir taraftar olarak.

    ne siyahtır ne beyaz günümüz. yeter ki doğru bakmayı bilelim. olayların rengi zaten kendini belli edecektir.
  • 9604
    yazili olmayan kurallar uzerinden sansurun ilginc bir sekilde dibine vuruldugu sozlugumuz. isin komigi sebep olarak da "ilgi alanimizin disinda" deniyor ya cok guluyorum. dun acilan "o bayrak ananin amina girsin" basligi ilgi alanimiz disindaymis hahahah! bunu soylemek icin hayatinda hic maca gitmemis olmak lazim. tribunlerde topluca tempolu sekilde soylenen bu tezahurat ilgi alanimiz disinda. cok ilginc!

    peki kufurlu basliklar yok mu? var, hem de dolu! bunlardan bir kacina da entry girince moderatorlerden "sol tarafi kufurlu baslikla doldurdun" diye serzenis geliyor ve entryler silinmek suretiyle sol taraf "temizleniyor" yersen! galatasaray sozluk degil galatasaray tekkesi sanirsin. baslik var mi? var. entryler formata uygun mu? uygun. herhangi bir kisi ya da kurulus hedef alinmis mi? hayir. daha neyin sorgulamasi yapiliyor da keyfi entryler siliniyor?

    ornegin:
    (bkz: bıyığını sikerim)
    (bkz: ya bırak ya sikerim okeyini)
    (bkz: ananızı sikmeye yemin ettik)
    (bkz: biz barcelona değiliz ananızı sikeriz)
    (bkz: sikerim böyle programı hadi kapat abi)
    (bkz: ananızı siksin galatasaray)
    (bkz: hepiniz orospu çocuğusunuz)
    (bkz: karaborsaci orospu cocuklari)
    (bkz: yemyeşil inciler ananızı sikecekler)
    (bkz: handikap oynayın orospu çocukları)
    (bkz: amına koduk bülent başkan)
    (bkz: orospu çocuğu molası)
    (bkz: beşiktaşlı olmayanlar orospu çocuğudur)
    (bkz: ben amına koyayım o başkanın)
    (bkz: hakeme gol değil dedim bana ananı sikerim dedi)
    (bkz: ne karnaval yeri amına koyim)
    (bkz: amına koyayım böyle bakanlığın)
    (bkz: sikerim böyle fenerbahçe'yi)
    (bkz: peş peşe gol yiyen kalecinin sikerim böyle hayatı oturuşu)

    boylece uzayip giden, agir kufurler iceren ve bir cogu kendi basina bir anlam bile ifade etmeyen basliklar ilgi alanimiz icinde ama o bayrak ananin amina girsin gibi yillarin tribun slogani ilgi alanimiz disinda!

    baslik geri gelsin diye yazmadim bunlari. durumdan vazife cikarmanin bazen ne kadar komik celiskiler dogurdugunu gorup cok guldum ve siz de gulun istedim sadece. ha bir de ilgi alanimiz belli ki cok degismis. o konuda da dikkatli olun. tribunde soylenen tezahuratlar falan ilgi alanimiz degil artik. gerci keske boyle olsa. en azindan bir standardi olurdu!
  • 9605
    küfür konusunda yaptırıp olarak sıkıntı yaşadığını düşündüğüm sözlüğümüz. hangi küfür yasak hangisi serbest? ayağını komidine çarpınca ananı bilmemne yapıyım diyen bi millet için bazı şeyler normal olabilir. ya da hakaret içermeyen bir küfür yazıldığında silinmemeli. mesela ben 'yapacağınız defansı bilmem ne yapıyım dedirten maç' yazdığım için küfür sebebiyle 1 ay ceza aldım. kişisel bir hakaret yok, ortada alınacak bir insan yok, fakat ceza var. ayrıca küfür içerikli pek çok örnek de mevcut sözlükte. onlar da silinsin demiyorum ama bu konuya bir standart getirilmeli.
  • 9608
    yapılan her uygulamayı sansür diye tabir eden yazarlara sahip olan sözlüktür. küfür yasak değil elbet ama her şeyin bir haddi var, ananın amı diye edilen küfrün başlığı açılamaz, bacını sikeyim , ananın amına attırayım, ananı götünden sikeyim, babanın amına gökdelen girsin diye de tezahüratlar duyuyoruz ama bu demek değildir ki bunların başlığı açılsın. daha önceden açılıp gözden kaçanlar varsa da, anayı bacıyı karıştıranlar komple silinir gider. sansürle ne alakası var?

    bu konuyla ilgili, küfüre ve sansüre karşı hassas bir yazarımızın entry'sini, olması gereken duruş açısından beğenilerinize sunuyorum:

    (bkz: #1288616)
  • 9610
    tribunde edilen kufurlu bir tezahurati sozluk ortamina tasimak, bu kufuru desteklemek anlami tasimadigi gibi, bu tip basliklari yasaklamak sozluklerin sansure karsi olan ozgur ruhuna ters duser. bu sozukte besiktasli olmayanlar orospu cocugudur diye baslik var. bu basligin acilma sebebi bu soylemi desteklemek olmadigi gibi, acilan her basligi ya da yazilan her entry'yi gunluk hayatta kullanilmasindan pay bicerek elestirmek ve bu bakis acisiyla basliklari "ilgi alanimiz disinda" kabul etmek, hic yoksa bir moderatorun drami olabilir!

    kufuru kisisellesirmeden ki ozellikle yazarlar arasinda asla musamaha edilmeden, sozluge ilgi alanimiz dahilinde tasimanin yasaklanmasi trajikomik bir durumdur. sozlukler olan bitene kufurlu ya da kufursuz diye bakmaz, konusulmasi gereken ya da gerekmeyen diye bakar ki bu da sozluk formatina bagli kalmak sartiyla her yazarin kendi karar verecegi sinirlardan ibarettir.
  • 9615
    küfür konusu hakkında net çizgiler çizilebilir, sözlük için bu kadar problemli bir konuysa. insanlar sanırım belirsizlik yaşadıklarını ve kuralların yeteri kadar açıklayıcı olmadığını düşünüyor.

    hagi bugün beni bir konuda uyarmış mesela, baktım adam haklı. haklı yani. setrak baba hakkında bir şey yazmıştım. tam olarak düşündüğümü aktaramamışım, adam kibarca uyardı. yanlış anlaşılmanın önüne geçtik.

    hktwoo a.k.a silgi reyiz de dün çok kıymetli, çok sevdiğim(u: :() boduri hakkında yazdığım bir şey hakkında bana dönüş yaptı ve olayın aslını söyledi.

    evet hataları var, hepimiz gibi. ama adamlar uğraşıyor. hatasıyla sevabıyla sözlük yönetimi çalışıyor. iyisiyle kötüsüyle de bu sözlük hoş bir yer. forumlar iyice öldü. aktif forum kalmadı. facebook sayfaları kalitesizlikten ölüyor. ekşi sözlük spor ve siyaset konusunda çok zor tartışabileceğiniz yerler. diğer galatasaray platformları ve twitter'ın da halini ben beğenmiyorum. elimizde sözlük var.

    küfür konusu muallakta gözüküyor. yönetim desin ki küfür konusunda şu şöyle şu böyle. sanırım insanlar küfür olsun-küfür olmasın meselesinden çok ne küfür sayılıyor ve cezaya sebep oluyor, ne küfür sayılmıyor meselesine takılmış halde. bunu da iyisiyle kötüyüsüyle sözlük yönetimi çözecek işte. tabii ki hepimiz memnun olmayacağız. ama bir şekilde çözülecek bu mesele de.

    yani amk yazsak da ölmeyiz, yazmasak da. sözlük yönetimi bu konuya umarım daha da açıklayıcılık kazandırır. belli ki kullanıcılar konusunda muallakta olan bir konu çünkü.
  • 9616
    yoruma açık ya da işleyebilmesi karşılıklı hoşgörü, anlayış, empati vb.'ye dayalı tüm kuralların eninden sonunda irili ya da ufaklı bir krize dönüşen sözlük. 8 yıla yaklaşan geçmişi boyunca sözükte her daim "açık kapı" bırakan kurallar oldu ve yaşanan önemli gerilimlerin hatırı sayılır bir kısmı bu tarz kuralların uygulanması ya da ihlali sebebiyle cereyan etti. sözlükte belli bir kaliteden, özveriden, emekten bahsediyoruz. sansüre karşı durup özgürlüklerden yana olan ciddi bir kitle var. ancak aynı şekilde özgürlük sağlayan bazı muğlak konuları her daim olay çıkarmak için kullanan biri ya da birileri var. tahammül ve empati gibi bazı insani olguların, özellikle internet aleminde tedavülden kalktığı yadsınamaz bir gerçek. ancak hem özgürlükler konusunda hem fikir olup hem de kullanıcıları az biraz özgür bırakan her uygulama ya da kuralda kıyamet koparmak maalesef biraz abes kaçmaktadır.

    yanlış anlaşılmasın ama, birisini ya da birilerini suçluyor değilim. bu tarz sözlük formatına uymayan entryleri çok çok nadir girerim. ancak sözlüğe karşı hepimizin kullanıcı ünvanı ile bir takım sorumluluklarımız olduğunu unutmamakta fayda olduğunu "bir dost tavsiyesi" olarak hatırlatmakta yarar görüyorum. elbette hepimiz gönüllülük esasıyla sözlük ekranı önünde klavye takırdatıyoruz ve özünde eğlencelik bir aktivitede bulunuyoruz. ama yine de bu durum sözlüğe karşı sorumluluklarımızı ve de sözlük kurallarını hiçe saymamızı gerektirmiyor. neredeyse kuruluşundan beri bu sözlükte yazıyorum, 17000 civarı yayında olan entrym var. bir kere ciddi bir cinnet hali sonrası mehmet baturalp'e ettiğim küfürden dolayı ceza aldım. o da su götürmeyecek bir gereklilikti. onun dışında dilediğimi yazmak konusunda bir sıkıntı ya da sınırlama yaşadığımı hatırlamıyorum. son zamanlarda başlıkların kilitlendiği, insanların ceza aldığı çoğu siyasal olayda bile dilediğimi ifade edebildim. hatta bundan dolayı adam gibi adam ilan edildiğim bile oldu. kurallara uyduktan sonra istediğinizi gönlünüzce ifade edebilirsiniz. önemli olan kurallara saygı göstermek, empati yapabilmek, az biraz da özverili ve hoşgörülü olabilmek. ama en önemlisi neyin ne olduğunun ayrımını doğru yapabilmek. hoşgörülü olmak demek herkesin her dediğini onaylamak değil mesela. ya da özgürlük demek dilediğine dilediğince hakaret edebilmek değil. örneğin bir maçta bir futbolcumuz aptalca bir hareket yapmış ve o pozisyon bizim kalemizde gol olmuşsa elbette ki o hareketten "aptalca" diye bahsetmek kadar doğal bir olamaz. ancak bu durum kimseye o futbolcuya hakaret etme hakkı vermez. anlamak isteyen söylemek istediğimi anlamıştır eminim.
  • 9617
    #galatasaraytaraftaraaçılsın
    https://www.change.org/...C4%B1r-galatasaraysk

    kampanya destekçileri arasında galatasaray sözlük ismi de belirtilmiş. ancak ne olaylarda, ne twitterda ne de sözlük içinde başlığın yukarı alınması gibi bir durum yok. ya sözlük ismi izinsiz kullanılmış veya kerhen destek verilmekte.

    modların liseden mezun olmuş fenerbahçelilerden veya aristokrat faşizminden veya taraftarından para isteyip taraftarını hor gören sistemden memnun olduklarını düşünmüyorum.

    lütfen destek verin.
  • 9618
    #galatasaraytaraftaraaçılsın kampanyasına azınlık gibi olsa da kampanyaya net biçimde karşı olan benim de dahil olduğum birçok yazarı nedeniyle katılması doğru olmaz. change.org metini hazırlayan arkadaşların henüz kampanya metninin altına bile dezenformatif biçimde sözlük'ü kampanyayı destekliyor gibi göstermeleri aslında popülizmin en güzel örneği ve bu kafadaki insanlar galatasaray'ı yönetecekse ne gibi tehlikelerin bizi beklediğinin ufak bir habercisi.

    bol ünlemine karşın pek az fikirli, manifestosunda bile tutarlı ifadeler kullanmaktan aciz sözcüleri olan bir kampanyayı kurumsal olarak desteklememesi gereken sözlük.
  • 9619
    #galatasaraytaraftaraaçılsın kampanyasina gonul vermis biri olarak, ultraslan'dan farkli olarak ruzgarin yonune gore egilmesini istemedigim olusumdur. isterse tum yazarlari kampanyayi desteklemis olsun kurumsal kimligini hayir isleri harici kullanmasini kendi adima istemiyorum. moderasyona da bu yonde baski yapilmasina karsiyim.

    galatasaray taraftari savasini verecek ve allah'in da izniyle sevgilisini dede zulmunden oyle ya da boyle kurtaracaktir. taraftarin emek ve sermayesine konanlari temizlemek nihai amactir ve bunun bircok yolu olabilir. kulubun taraftara acilmasi en azindan bir fikirdir, olasi bir cozumdur ama herseyden once haktir.

    ve tum haklar gibi verilmez, alinir.
  • 9621
    bazen entry giriyosun, sonra mod'un biri çikiyor, formata uygun degil, tanim falan içermiyor diyor, düzeltiyosun, tekrar canlandiriyosun ama o mod maalesef bir türlü senin entry ni canlandirmiyor.

    böyle acayip $eyler oluyor bazen, var böyle dönemler ve hiçbir şey inşaat ama hızlı bir şekilde çok anket baş bilmeniz gerekir sözlük inci kalitesinde bir modeldir, diyorum.

    ba$ka bir açiklamasi olamaz.

    edit. teknik bir hatadan kaynaklaniyomu$ diyollaaa. o zaman modlar bir gideriversin $u teknik sikintiyi, degil mi canim.
  • 9623
    ukalalık gibi algılanmazsa, bu aralar girdiğim çoğu entry'nin profilimdeki istatistiki sayılabilecek bölümlerde * * * yer alışı dikkatimi cezbeden sözlük. sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan yazarlar başlığı ile yapılmaya çalışılan hadisenin bir sonucu sanırım bu. ``

    yalnızlıklarla, hayal kırıklıklarıyla dolu bu hayatta insanın yalnız olmadığını bilmesi güzel tabi...
  • 9624
    son yaşananlara bir anlam veremediğimi belirteyim önce. nedir son yaşananlar? özellikle, sanki ağız birliği edilmişçesine çoğu yazarın ''yaş'' muhabbetini bir ''koz'' olarak ileri sürmesi.

    düşünün ki, 20'li yaşlarındaki aristo ile dönemin ihtiyar kesimi bir miydi? aralarında onlarca yaş olmasına rağmen kim aristo'nun bilgisine laf edebilirdi? veya hangisi daha doğru bakıyordu yaşananlara?

    bir hikaye paylaşayım yine:

    ''bir adam atına binmiş gidiyordu. yol kenarında uyumakta olan birisinin de ağzına yılan kaçmak üzereydi. atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi.
    tutup o adama kırbacıyla birkaç kere vurdu. uyanan adam, dar­belerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. atlı:
    – bunları ye, diye emretti.
    – beyim, dedi adam, ben sana ne yaptım. eğer bana hakikaten kastın varsa, vur kılıcı öldür. sana çattığım saat ne uğursuzmuş. ne mutlu senin yüzünü görmeyene. dinsizler bile kimseye sebepsiz böyle yapmazlar.
    bir yandan da lanetler okuyor, beddua ediyordu:
    – ya rabbi, cezasını sen ver, diyordu.
    atlı ise onu dövüyor:
    – koş, diyordu.
    atlı adamı epeyce bir zaman koşturdu. nihayet adamın safrası kabardı, yediklerini kusmaya başladı. bu arada yılan da çıktı. adam yılanı görünce atlının ayağına kapandı:
    – sen bir rahmet meleğisin, dedi, ne mübarek saatmiş ki seni gördüm. sen beni analar gibi ararken ben eşekler gibi kaçıyordum. durumu biraz olsun bilseydim sana bu kadar kötü sözleri söyler miydim?! sükut ederek kızgın göründün, hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın. bağışla!
    – eğer ben biraz olsun sana hali çıtlatsaydım derhal ödün patlar­dı, içindeki yılanı bilseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin. sen bana söverken ben gizlice, “ya rabbi, işimi kolaylaştır” diye dua ediyordum.''

    bizler diyoruz ki küfür edilmesin, hakaret edilmesin, bu camiaya saygısızlık yapılmasın. ve bunları dedik diye de ''hain'' , veyahut ''çocuk'' ilan ediliyoruz. bayım; madem yaşını çok üstün görüyorsun ve de madem birilerinin yaşını aşağılıyorsun, o zaman adabınla, insanlığınla dur ki o aşağıladıklarına laf vermeyesin.

    biz insanların iyiliğini istedikçe, hakaret işitiyoruz.

    ne oluyor ya yaş büyük olunca? önemli olan bilgi, bakış açısı, hümanizm değil mi? benim burada çok değer verdiğim abilerim var. hepsiyle de daimi bir iletişim halindeyiz. bugüne kadar da hiçbiri gelip yaş muhabbeti yapmadı. başı sıkışan yaş'a sarıyor.

    televizyon molası adlı eski yazarın kim olduğunu herkes çok biliyor elbette. o konuya girmiyorum bile. çünkü ne anlatsan boş. en kibar tabirle, söylediği her şey yanlış.

    ben müptelasıyım ya insanlarla kavga etmenin, tartışmanın. tutarlılığımı görebilirsiniz. ithamda bulunuyorsam mutlaka hakarete dayalı bir ithamdır. istemiyorum ben burada küfür görmek. başkaları isteyebilir tabii. eğer ben küfür istemiyorum diye linç edileceksem, edileyim zaten. nasıl bir toplum oluyoruz, anlamadım. elbette normal hayatta küfür mümkündür. ama bunları klavyene dökmemelisin. bu kadar basit. ''yaş'' ı geçkin yazarlarımızın ''sosyal kahvehanesi'' değil burası.

    bu mudur yani koskoca 25 milyon galatasaray taraftarının profili? tarihin en karanlık dönemlerinde bile böylesine ''yaş'' algısı yokken ne bu aşağılama dürtüsü?

    söze gelince millet olarak gerideyiz, geri kalmışız. ve herkes de bunu dile getiriyor. peki, sen ileri gitmek için ne çaba sarfettin kendi içinde? önce kendi devrimi yapman gerekir hayatta. sonrası mecburi toplumsal değişimdir zaten.

    twitter olsun, gs sözlük olsun, başka bir yer olsun. herkesin söylediği herkesi bağlar. sen burada münasip bir dil kullansan bile, örneğin twitter'da küfürlerin gırla gidiyorsa ben de elbette senin hakkında farklı düşünebilirim. yazarlığını etkilemez belki ama insanlığını etkiler benim gözümde.

    galatasarayı yaşayan, galatasarayla yaşayan milyonlarca kişinin sevdasına laf edilmesi kabul edebileceğim bir şey de değildir. ben galatasarayımı savunuyorum, savunacağım.
  • 9625
    ekşi'deki olaylar malum. dayanamayıp devrime ben de katıldım ve 3000 adet entry sildim. evet sildim işsizim. chrome eklentisiyle 3 günde 3000 entry sildim. her sayfada 50 entry oluyor düşünün, 60 sayfa gezdim tek tek. her neyse. ekşi'de son dönemde olan her şey yanlış. ekşi şeyler mevzusuna özellikle çok sinirlendim. üstüne bir de yerreq gibi bir tasarımla geldiler. bu tip radikal değişiklikler olduğu zaman benim kanım kesinlikle kullanıcıların fikrinin alınması. çok geniş çaplı referandumlar yapılmalı. umarım bizde, bak bizde diyorum buraya geleli nereden baksan 8 sene olmuş benimsedim artık, bu tip değişiklikler olacağı zaman anketler, yazarlarla interaktif fikir teatileri falan filan yapılır inş.

    sn bni byle üzmzsin dmi aşqm .s.s
App Store'dan indirin Google Play'den alın