(bkz:
goygoy sözlük)
daha ötesi değil. anlayamadığı her şeye ölümüne saldıran sürüyle adam var. primitif reaksiyonun her türlüsü burada mevcut. düşünce şu: " ben bir şeyi anlamıyorsam bunun sebebi o şeyin kötü olmasıdır."
mesela bir transfer yapıldı, vizyoncuk yazarımızın kafasına yatmadı mı? hocanın taktiksel bir düşüncesi olamaz, o yazarımız bunu anlamadığı için mutlaka kötüdür o transfer. çaresizce cevap arar, cevap bulamayınca müstehzi ve 200 iq kokan ince laflar sokar. anlamadıysa hoca ona mutlaka anlatmalıdır. çünkü galatasaray o yazarımızın düşünceleri doğrultusunda hareket etmelidir. roma imparatoru ya mübarek, parmağının ucunda her şey. eğer bilmiyorsa ana avrat sövme hakkına sahiptir. stordan alış veriş yapıyor çünkü. ne kadar epik bir davranış, nasıl da iç parçalayıcı... stordan alış veriş yapıp maça gidiyor adam, bir transfer nasıl olur da onu memnun etmez? galatasaray onu memnun etmek için kuruldu çünkü.
elbette bunu yaparken terbiye sınırı tanımaz, niye tanısın? almamış ne yapsın. hırsızlık, komisyonculuk vb. en aşağılık iftiraları peynir ekmek yer gibi atar, kan alır, seve seve olmazsa seve seve birilerini kovar... çünkü bu yazarımıza evrenin yüce mimarı el vermiştir. bilmediği bir şey varsa henüz keşfedilmediğindendir.
sosyal medya cehaleti öylesine hızlı yaydı ki, yıllardır en belirgin politikası sistematik aptallaştırma olan adamlar neden bu sosyal medyanın peşine top tüfek düştü anlamak güç. biraz kurnaz olan bu cehaleti kendine yontardı, yonttuğunu da gördük zaten son seçimde.
neyse, goygoy bitmez. orta çağ konstantiniyyesindeki gibi olmaz artık, geçti o devir. hoş o goygoycuların kimseyle alıp veremedikleri yoktu. ortalık okumuş cahille dolunca goygoy da zarar verir oldu. bu goygoy önce ünal aysalı, sonra sinyor manciniyi, sezarı yedi. hamza hocayı da yer bu gidişle. duygun bey insanoğlunun bu rezilliğini bildiği için daha fazla uzatmadı da sözünde durdu zaten. bu güruhu gördükçe fatih hocaya da çok kızamıyorum. adam milleti tanıdığı için herkese böcek muamelesi yapıyor. biraz efendi olan mancininin, hamzaoğlunun, yarsuvatın durumuna düşüyor çünkü.
elbette sözlük böyle diye yazmaktan cayacak değiliz. makro ölçekte yaşamaktan vazgeçmek lazım o zaman.