• 8401
    olum çok kral bişey buldum lan. hani şimdi böyle başlığa tıklayınca yeni sekmede açılıyodu ya. heh işte onu çözdüm amına koyim yaa. yani çözdüm ama çok çözmedim. nedenini buldum sadece. hatta o üstteki gündem bugün falan da çalışmıyordu bende. ne hikmetse sadece çıkış butonu çalışıyordu. ona tıkladım. çıktım. bi daha giremedim amk. yılmadım arkadaşlar. ama hafif bi alındım. lan dedim sözlük dile geldi beni istemiyor. o öyle değilmiş lan. neyse geçen demiştim formatladım diye makinayı. chrome falan sıfır yepisyeni, parlıyor şerefsizim. idm'yi eklemeye çalışıyorum. uzantıları açtım o da ne? gossave diye bi bok var. lan siliyorum, kapatıp açınca gene geliyor. neyse ben bunu aklıma geldikçe siliyorum, sildiğim zaman sözlükte sıkıntı yok. hah diyorum "mod çözdü olayı halletti helal lan" sonra başka zaman açıyorum sözlüğü "amına kodumun modu bi boku beceremedi lan" diyorum. halbusi o virüsümsü bişeymiş. sıkıntı oymuş. başka zararı yok şimdilik gossave'nin bana. chrome'u her açtığımda kaldırıyorum, sonra kral benim.
  • 8402
    zannediyorum, ortak kullanım ve sosyal bir alan olduğundan mütevellit bir çok farklı karaktere ev sahipliği yapıyor. bu karakterler galatasaray'ı sevmek durumunun yanında galatasaray ile ilgili paylaşımlarda bulunan insanları da sevme zorunluluğu hissediyor. işte bu lakayıt durum ortaya inanılması güç bir yapmacıklık çıkartıyor.

    açık bir tanım ile dile getirirsem, nerede çokluk orada bokluk.
  • 8403
    insanların galatasaray hakkında konuştuğu, verimli çalışmalar ve tartışmalar yaptığı, eğlendiği yerden çok insanların egolarını tatmin etmeye çalıştığı yere dönüştü.

    üretkenlik iyice düştü, arkadaşlık ve samimiyet ortamı yok denecek kadar az. iyice gruplara bölündü.

    sanırım burada asıl amacın galatasaray olduğunu, aslolanın galatasaray olduğunu hatırlamamız gerekiyor ama bu lafta kalmamalı.

    takımımızın eskisi gibi olmasını istiyoruz. peki biz eskisi gibi miyiz?
  • 8406
    bugün sözlükte açılan ışid'in libya'da futbol şampiyonası düzenlemesi başlığı altındaki entryleri gerçekten yazar abilerimize yakıştıramadım. amaçlarını aşan espriler oldu gerçekten ki o örgütün şakası bile kötü... benim de aklıma geldi böyle iğrençlikler başlığı okur okumaz ama "yakışmaz" dedim, bu ortama yakışmaz... bu denli kötü şeyleri eleştirmenin üslubu bu olmamalı. bu sonuçta ciddi bir konu ve ben bu üslubu abilerime yakıştıramadım

    teşekkür ederim...
  • 8408
    ilgisi, merakı çok farklı konularda olan yazarları barındırmaktadır.

    yarın 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı var sadece 68 yazı yazılmış.

    16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı bir gün öncesi hemen aynı saatlerde o maç için 272 yazı yazılmış. %400 kan kaybı veya ilgi kaybına sahiptir. ilginçtir yapma hayrettin başlığına ilgi çok fazla.

    istanbul kuşatılırken meleklerin cinsiyetini tartışan ruhban grubunu anımsatmaktadır.
  • 8409
    18 ekim 2014 fenerbahçe maçı'na gösterdiği ilgi türk sporunun gittiği noktayı ortaya koymaktadır.
    çünkü kimsenin futbola inancı kalmadı.
    ünal aysal verdi mesajı. cüneyt çakır şaibeli bir hakemdir diyerekten...
    peki ya ne? ünal aysal başarısız diyen tüpçü var ya, ünal aysal'ın bir fenerbahçe mağlubiyeti ile yönetimden ayrılması için her şeyi ama her şeyi yapar. bir taşla iki kuş... fenerbahçe mağlubiyeti ile giden ünal aysal'ın tekrar dönmesi de zordur.

    siz maçı bekleyedurun, fenerbahçeli futbolculara çoktan talimat gitmiştir. topun olmadığı, kameraların çekmediği yerde istediğinizi yapın hakemler görmeyecek diye.
    ayrıca rahatlıkla galatasaraylı futbolcuların ayağını kırın en fazla sarı kart alacaksınız ama dikkat edin de bir maçta ikiden fazla ayak kırmayın diye.

    maçı izleyin. belki hatalı penaltı kararı falan olmaz. ama fenerbahçe'ye verilmeyen ve galatasaray'a verilen fauller bizi sindirecek, rakibe maçı domine etme şansını sunacaktır. sonrası zaten belli. fenerbahçe illa golü bulacak, galatasaray'ı sinirlendirecek sinirlendirecek ve mağlubiyet.

    sıkıldım bu senaryodan amk. senelerdir aynı şey. bu ibneler bir avrupa kupası maçında, tff'nin emrinde olmayan bir hakemle karşımıza çıksalar keşke. o zaman görürüz iki takımın eşit şartlardaki mücadelesini.
  • 8410
    http://www.youtube.com/watch?v=9gpxHqIHxR8

    içerisinde 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'yla ilgili garip senaryolar üreten yazarların bulunduğu sözlük. kimse kimseyi kandırmasın fenerbahçe maçları bu camia için her zaman önemlidir. futbola inancı kalmayan insanların bile, yarın maç saati yaklaştıkça derbiye olan inancı artacak, o gerginliği üzerlerinde hissedeceklerdir. cüneyt çakır şaibeli bir hakem olabilir eyvallah ama galatasaray futbol takımı seyircisi ile bir bütün olduktan sonra bu maçı rahatlıkla alacak kapasiteye sahiptir.

    fenerbahçeli futbolcularla ilgili şimdiden varsayımlara girmek işin kolayına kaçmaktır. daha oynanmayan bir maç için sakinliğini koruyamayan bir taraftar gurubunu, verilecek olası yanlış kararlarda gaza getirmekten başka bir işe yaramaz

    son olarakta maçlara illa ki hakemin etkisi olur eyvallah ama önemli olan bizim kendi içimizde sinmememiz. yarın oyuncularımız ne hata yaparsa yapsın destek verebilmemiz, olası pas veya benzeri hatalarda oyunculara arkalarında olduğumuzu gösterebilmemiz. başta da söylediğim gibi fener maçları her zaman önemlidir, galibiyetlerin tadı mağlubiyetlerin de acısı çok daha fazladır bu maçta. takımın silkelenmesi için taraftarın yapması gereken son ses teli kopana kadar desteğe devam etmektir.
  • 8411
    yaklaşık dört aydır entry yazmadığım ama her gün takip etmeye devam ettiğim, hayatımın olmazsa olmazıdır. 25 ekim 2014 galatasaray başkanlık seçimi öncesine denk gelecek şekilde; gerek galatasaray'ın içine sokulmak istendiği durumu, gerekse de başkanlık seçimimizi elimden geldiğince detaylı şekilde anlatarak geri dönmeyi planlıyorum.

    insan özlüyor.
  • 8414
    şahsen 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'na olan ilginin önceki senelerdeki derbilere nazaran çok daha az olmasını yadırgamıyorum. en basitinden geçen sezonun ikinci yarısında şampiyonluk şansımızın olmadığı ve iddiasız bir şekilde çıktığımız fenerbahçe maçından bir hafta önce bile yerimde duramayışımı hatırlıyorum. fakat yarın oynanacak 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'na olan ilgi ve alakam "lan sahi hafta sonu da derbi var"dan öteye gitmedi bir haftadır. hiç de heyecanlandırmıyor derbinin oluşu.

    bunun için tek bir sebep sayamam. onlarca sebebi var.

    en basitinden ali sami yen arena'da oynayacağımız bir fenerbahçe derbisi için kulüp bir haftadır "takımını yalnız bırakma, sen yoksan bir kişi eksiğiz" diye resmi site, televizyon ve sosyal medya kanallarından sürekli çağrı yapıyor. bakın yineliyorum; bir fenerbahçe maçı öncesi kulüp taraftarına "takımını yalnız bırakma" diyor. önceki seneler fenerbahçe maçları öncesi bilet sistemleri kitlenir, büyük hengameler yaşanırdı. geçen sezon 40 bin kombine satan kulüp bu sene rica minnet taraftar çağırıyor stadyuma. neden? (bkz: passolig)

    ne ilginçtir ki aynı kulüp bu passolig zımbırtısına ilk atlayan kulüplerden biri oldu. sırf kasasına girecek nakit 2.5 milyon euro'dan* dolayı. oysa biraz taraftarını düşünen, biraz taraftarının nabzını tutabilen bir kulüp on binlerce taraftarını yüzüstü bırakmazdı. passolig'i reddeder, gerekirse kombinelere 100 lira daha zam yapar ve cezasını da buradan sağladığı gelirle öderdi. 100 lira fazla, 100 lira eksik, hiçbir şey fark etmez, zaten kombine alan insanlar kombinesini yine alacak. böylelikle hem taraftarın arkasında durulur, hem de taraftarın desteği alınabilirdi. şimdi düşünün ki galatasaray mabedinde bir şampiyonlar ligi maçına çıkıyor, hem de o maç sezonun ilk taraftarlı maçı ve tribünlerde 30 bin kişi bile yok. evet 16 eylül 2014 galatasaray anderlecht maçı'ndan bahsediyorum. belki o gün stadyum tamamen dolu olsa taraftar çoşkusuyla alacağımız maçı, ölü ve futbolcusunu yuhalayan taraftarlar yüzünden kazanamadık. maçtan önce "passolig geçerli, bizim elimizde olan bir şey yok, kanuni zorunluluk" diye açıklama yapan kulüp, maç günü bilet satışının yerlerde olduğunu görüp passolig'i kaldırıyor. hani kanuniydi, hani zorunluydu? kimi kandırıyorsunuz? amaç insanlara zorla passolig aldırmak. yeter ki endüstriyel futbolun çarkı dönsün. şampiyonlar ligi'nde galibiyet için 1 milyon euro, beraberlik için 500 bin euro ödendiğini de söylemeden geçemeyeceğim. sen en başında ceza ödememek için hem taraftarını küstürüyorsun hem de taraftar desteğinden mahrum kalıyorsun. sebep? çünkü kulübü locadan yönetiyorsun. galatasaray yönetimiyle taraftarı arasında yıllardır kopuk bir bağ var. bakın taraftar grubu demiyorum; galatasaray taraftarıyla. yönetim taraftar grubuyla çok güzel iletişime girip onların isteklerini karşılayabiliyor ama söz konusu gerçek galatasaray taraftarı olunca konuya fazlasıyla fransızlar.

    kendimi bildim bileli galatasaray'ın maçlarına gidiyorum. ilk gittiğim maçın üzerinden 23 yıl geçmiş. senelerdir kombinemi yeniliyorum. bu sene de kombinemi yeniledim. fakat sırf passolig almadığım için yarın 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'na giremeyeceğim. sezon başı parasını ödememe rağmen kulübüm beni içeriye almayacak. neymiş, passoligmiş, zorunluymuş, kanuniymiş... yersen.

    bir başka konu galatasaray düşmanı mevcut türkiye futbol federasyonu. sırf şike sürecinden sonra fenerbahçe'yi kurtarmak ve galatasaray'la fenerbahçe arasında oluşacak maddi-manevi uçuruma engel olmak için kurulmuş bir federasyon. hem de birinci elden; hükümetin eliyle. fenerbahçe avrupa kupalarından men edilmiş, önemli bir prestij ve gelir kaybı yaşıyor. başkanı dahi "artık kulübün dosya kağıdını bile idareli kullanmalıyız" diye açıklama yapıyor. diğer tarafta ise yeni yönetimiyle beraber işleri tamamen yolunda giden, 40 binden fazla kombine satışı yapan aynı zamanda da sportif başarıyı yakalamış bir galatasaray var. daha önce hayal dahi edilemeyecek yıldızlar galatasaray forması giyiyor. türkiye'de sportif ve ekonomik açıdan arayı açacak bir galatasaray'ı en çok endüstriyel futbolun aktörleri istemez. saha içinde oyun skoruna kadar etki edecek hakem hataları; özellikle saha dışında yazılı ve görsel basın aracılığıyla yapılan yanlı, kasıtlı ve yanıltıcı haberler; tek görevi galatasaray'a ceza kesmek olan federasyon kuruluşları ve en önemlisi tepeden tırnağa galatasaray düşmanı bir federasyon başkanı.

    öyle bir federasyon başkanı ki; senelerce başkanlığını yaptığı kulübünü milyonlarca dolar zarar uğratmış, maddi ve manevi açıdan çökertmiş ve gelinen son noktada avrupa kupalarından men edilir noktaya taşımış. bu üstün başarıları sonucuyla da çok kritik bir dönemde türkiye futbol federasyonu başkanı yapılmış. şu an sayesinde milli takım ve türk futbolu en karanlık dönemlerini yaşıyor.

    bir de yabancı oyuncu sınırlaması meselesi var. 17 kulüp bu sınırlamanın kaldırılmasını ya da iyileştirilmesini isterken sırf fenerbahçe istemiyor diye dayatılan saçma sapan bir uygulama. sebebi de belli; madem fenerbahçe avrupa kupalarına gidemiyor, o halde galatasaray da arayı açmasın. herkes biliyor ki; ne zaman fenerbahçe avrupa kupalarına gidecek ya da gitme ihtimali belirecek o zaman bu saçma sapan uygulama kaldırılacak. düşünün ki tek başına tüm federasyona nüfuz eden bir fenerbahçe camiası. dünya futbol tarihinin en büyük şikesinin sonucu olarak uluslararası organizasyonlar tarafından sürekli cezalandırılmış fakat ne ilginçtir ki ulusal federasyon tarafından hiçbir müeyyideyle karşılaşmamış bir fenerbahçe...

    saymakla bitmeyecek daha onlarca sebep var.

    sadece bu sezon felipe melo bir retweet yüzünden ceza aldı. federasyon pdfk'nın verdiği kararı beğenmeyip zorla galatasaray'ın sahasını kapattırdı. hani pfdk kararlarında bağımsızdı? şimdi de 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı'na cüneyt çakır'ı atamışlar. nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.

    daha komiği bugün kulüpler birliği başkanlığını istanbul büyükşehir belediyespor başkanıyken şikeli sezonda (2010-2011) futbolcularından fenerbahçe'ye yenilmelerini isteyen hükümetin damadı göksel gümüşdağ yapmakta. daha da acı olan bir şey var; ne yazık ki benim kulübün de seçimde oyunu göksel gümüşdağ'dan yana kullanmış. hani marjinal bizdik? yani "ne içindeyiz çemberin ne de büsbütün dışında" mı? ya da politik olmak mı deniyor buna...

    bir başka ve en önemli konu da siyasi otoritenin futbol üzerindeki baskı ve tutumu; yani despot yönetimi. sayfalarca yazı yazılır bunula ilgili ama heyhat!

    yeni ali sami yen spor stadyumu açılışında, bazı devlet adamları ve siyasilerin, sanki galatasaray'a bedavadan yeni bir stadyum tahsis etmiş gibi olayı kendi kişisel ve siyasal şovları dönüştürmeleri sonucu hak ettikleri muameleyi gördükten sonra bir türlü tamamlanamayan ali sami yen arena'nın yolları var bir de. istediği zaman altı ayda avm, bir yılda gökdelen dikebilenler, aylardır bitireceklerini söyledikleri bir metro inşaatını bile bitiremediler. hem kimin umurundaki? zaten o istasyon sadece maç günleri işe yarıyor. o ıslıklamanın bedeli ödettirilmeli galatasaray taraftarına. vaat edildiği halde bir türlü yapılmayan yollar var. geçen sezon aslanlı yolda o kalabalıkta bir taraftar hayatını kaybetti. hangi maçtı hatırlamıyorum ama bir maç çıkışında da yine o kalabalıkta kalp krizi geçiren adamın yerdeki çırpınışlarını aklımdan çıkaramıyorum bir türlü. hangi galatasaraylı ünlü ve iş adamının umrundaki bunlar? bugün kulübü yönetenleri kenarda bırakırsak, yönetme iddiasında olanlar ve kongre üyelerinden hangileri çıkıp konuşabiliyor ki bunları. hangisi savunuyor galatasaray'ın haklarını? ama işlerine gelince en iyi galatasaraylılar onlar.

    bir de egoları galatasaray'ı aşmış olanlar var ki; onlara söylenecek laf kalmadı. kâh teknik direktör, kâh yönetici, kâh başkan... zoru görünce kaç.

    evet şahsen ben ne yarınki derbi için ne de bu sezon için heyecan duymuyorum. içimdeki heyecanı öldürdüler artık. sezonun planı da belli zaten. beşiktaş yarıştan erken koparsa galatasaray - fenerbahçe arasındaki şampiyonluk yarışı son haftalara kadar taşınacak ama sırf şampiyonlar ligi'ne direkt gidebilmesi için* fenerbahçe şampiyon yapılmak istenecek. kimse bu aşamada galatasaray'ın şampiyon olmasını istemez.

    olur da galatasaray yarıştan erken koparsa bu sefer yarış zorla beşiktaş ve fenerbahçe arasında gerçekleştirecek. fakat bu sefer şampiyonluk ibresi beşiktaş'tan yana olacak. zaten on yılda bir-iki kere şampiyon olabiliyorlar; zamanları geldi. hem aradan çıkar hem de ağlayışları kesilir üç beş sene. yıldırım demirören'i türk futbolunun başına saran ve bugün federasyona karşı sadece aleyhine hakem hataları olduğunda cılız sesler çıkaran omurgasız beşiktaş camiasına da bir paragraf açmak gerekir ama değmez.

    olur da fenerbahçe yarıştan erken koparsa diyeceğim ama böyle bir ihtimal yüzde bir bile değil. futbol ekonomisindeki rant gruplarının en istemeyeceği senaryo bu olduğu için değerlendirmeye bile almıyorum bunu.

    daha onlarca, yüzlerce sebep; yaz yaz bitmez. kendin söyle, kendin dinle...

    üzgünüm ama gerçekler böyle.

    hoşgeldiniz: yeni türkiye...
  • 8416
    galatasarayı savunmak isteyen ama öyle passolig alıp ölümüne protesto sallayıp bu işin olmayacağını, şer odaklarını da bu şekilde durduramayacağını bilen ama bu konuda tam olarak ne yapacağını bilmeyen kafası karışık yazarları da barındırır ve ben bu yazarlara sonuna kadar hak veririm, yazar kıyımı gibi söylemleri de kınarım.
  • 8422
    daha önce yüz yüze hiç tanışmadığın adamların sana yardımcı olduğu,
    yine hiç tanışmadığın adamların senin için mekan ayarladığı,
    yine hiç tanışmadığın adamların seninle oturup bira içtiği,
    aynı adamların stat girişi ve çıkışındaki izdihamda senin götünü kolladığı,
    seni evlerine aldıkları,
    sana yemek ısmarladıkları,
    seni uğurladıkları,
    seninle vakit geçirmekten zevk aldıkları bir yer burası.

    kime söylesem, "istanbul'da birilerinde kalacağım, ama daha yüz yüze hiç görüşmedik" desem,
    "sen manyak mısın" bakışı atıyordu bana.

    tıpkı, daha önceki izmir zirvelerinde bize evini açan ghettolove gibi,
    bizleri çok sıcak karşılayan izmirli kardeşlerimiz gibi...

    diyeceğim şu ki,
    buranın kıymetini bilin...

    çünkü böyle arkadaşlıklar, artık sadece yatılı okullarda var,
    bir de bizim sözlükte...
App Store'dan indirin Google Play'den alın