• 2603
    merhaba cicişler, nasılsınız? biraz moralsiz gibisiniz. e öyle;) bileniniz biliyordur, bir süredir yazmamayı tercih ediyorum *. zaten sözlüğe uzun zamandır uzun yazı yazmıyordum. blogda uzun, sözlükte kısa yazılar yazarak sözlüğün goosfraba eksikliğini gidermeye çalıştım. sonrası malum, okur olduk. tekrar yazar olunca yazmak için bir istek olmadığını farkettim. falan da filan. ya işin tuhafı; okur yapılmadan hemen önce internetim arızalandı. tekrar yazar olana kadar internetim yoktu. yani okur olduğum sürece sözlüğe uğrayamadan geçti günler *. sonradan öğrenince bozuluyor insan. bir şeyler karalamaya dair istek olmayınca 10-15 gündür dokunmadık haliyle klavyeye. benimle beraber okur yapılanlar patır patır yazınca kendi kendime protesto gösterisi yapmaya çalışan bir mala dönüştüm, en acı tarafı o.

    ilk paragrafta içime bir suzan kaçtığı doğru olabilir. yalan dolanla dolu gibi duruyor. valla şu sıralar taşınıyoruz; doğru düzgün ne maçlara bakabiliyorum ne de yazı düşünebiliyorum. şu da var; geçen hafta okullar resmi olarak başladı, pazartesi fiziksel olarak başlayacak. o zaman içine düşeceğim boşluğu illa ki bir yerlere yazarak doldurmaya çalışacağım. bizim sözlük de bundan nasibini alacaktır. yani dehlenmediğim sürece yine buralarda takılacağımı söyleyebilirim. hadi yine iyisiniz, rahat olun. e baktım iki güne okullar açılıyor, sözlükte de 5 oy sınırını geçen haftanın 10 numara entry'lerine bodoslama dalar olmuş; içimdeki liseli heyecanını yenemeyip daha fazla beklemeden buraya bir şeyler yazayım dedim.

    aslında ben yazmışım ya da yazmamışım önemli değil. 1 ay boyunca bir şey yazmam, sözlükteki ziyadesiyle değer verdiğim arkadaşlarım 1-2 sorar niye yazmadığımı, sonra unutulur giderim. bu sözlükte benden daha iyi yazan insanlar gerçekten de var. "gerçekten" dedim, sonra "ahaha mütevazilik oyunu oynuyor" demeyin. bu sözlüğü sözlük yapan insanlar var hatta, yazmadıklarında yoklukları hemen anlaşılır. al abi, en başında toka var. kral adamdır, şudur budur da; aynı zamanda çok da güzel yazar. zirveler hakkında yazdıkları ilgi alanım dışında olduğu için pek dikkat etmiyorum, ama hem kişiliğiyle hem de yazdıklarıyla galatasaray sözlük'ün sembol adamlarından diyebiliriz. toka küsüp de gitmez mesela. ama gözümdeki değerleri en az toka kadar olan insanlar sözlüğü bırakıyorlar, eskisi kadar yazmıyorlar, sözlüğe bir şeyler katmaya istekli görünmüyorlar. niye böyle yapıyorlar? valla herkes kendisi karar verecek zekaya sahip. isteyen gider, isteyen kalır. ama benim görüp rahatsız olduğum şeyleri onlar da görmüşlerdir, onlar da rahatsız olmuşlardır diye tahmin ediyorum.

    hiç öyle ishal mishal muhabbetlerine girmeyi düşünmüyorum. sözlükte bazı tipler var, sinirlerimi hop oturtup hop kaldırıyorlar. özellikle kötü oynadığımız veya kaybettiğimiz maçlardan sonra çıkıyor bu tipler meydana. yahu maçı kaybediyoruz, adamların bir kere olsun "tüh, bu maçı kaybettik. üzüntüden tansiyonum fırladı" gibisinden cümleler kurduklarına şahit olamadım gitti. evinde üzülüyorsundur; beni ilgilendirmez. ben senin alt komşun muyum, nereden bileyim senin üzüntünü veya sevincini? bana burada yansıttın şey: galatasaray maç kaybedince sen ü-zül-mü-yor-sun. sezon başında fenerbahçeyle yapılan hazırlık maçından beri takip ediyorum bunları. sayıları gittikçe artış gösteriyor. hal ve hareketleri galatasaray maç kaybederken ısrarla aynı. "ahahaha dakika kaç oldu hala bir pozisyona giremedik" , "eee oğlum, biz size ısrarla dedik bu işler total futbolla rijkaardla olmaz diye. geldiniz mi sözüme?" , "ne oldu? kaybettik maçı di mi? üzüldün mü? hahahah, baştan belliydi lan böyle olacağı" gibi sıkıcı cümleler... yahu galatasaray maç kaybediyor; sen burayı haklı çıktığını görüp egonu şişirdiğin bir yere çeviriyorsun. bunların bir de "adamın gol diyo" tavırları var ki; rijkaard ismini kimi yazarların gözünde tabu yapan da asıl budur. "ya şimdi misimovic'in yerine sabri'yi alırken hatalıydı sanırım rijkaard" diyorsun, daha doğrusu diyemiyorsun. biliyorsun ki bunu desen üstüne 10 kişi çullanacak "gördünüz mü lan; rijkaard'dan bir bok olmayacağını siz de anladınız mı?" nidalarıyla. konunun dışına sapmak istemesem de, ulan zaten sen bu takıma kimi getirsen hata yapacak. kendi bildiği doğruyu hata yapmadan uygulayacak teknik direktörler de var mesela bu ülkede. mesela aykut kocaman; çıkar alex'i al selçuk'u. misal hikmet karaman. bugüne kadar kendisine öğretilenleri eksiksiz yerine getirir hikmet hocam. o kadar. senin oyuncuna ne verir? meçhul. rijkaard elbet hata yapacak. senin oyuncun bilmediği sisteme alışana kadar ne hatalar yaptı, rijkaard da yapacak. siz bunu kabullenemediğiniz için zaten 10 senedir "skib bıraksın" "feldkamp yaşlı" "gerets bitirdi takımı" "hagi sıçtı sıvadı" cümlelerinden ileri gidemiyorsunuz. 10 sene? internetin yaygınlaşmasından ötürü 10 sene.

    daha sinir bozucusu yok mu? olmaz olur mu; var tabii abi. ben bunlar hakkında uzun bir yazı yazacaktım da, üşengeçlik yaktı beni. şimdi bir paragrafta söyleyim derdimi. tabii ki "frank rijkaard'ın göt yalayıcısı pis kaka iğrenç yabancı hayranı geri zekalıların edepsizliklerini görmeyen moderasyon" diye söze başlayanlardan bahsediyorum. bu madalyonun bir de öbür yüzü var, edepsizlik karşıtlığı adı altında yapılan bu edepsizliğin daniskasının mutlaka bir cevabı vardır da; ne diyeceksin bu adama? en küçüğümüz 20 yaşındayız, yaşınızdan başınızdan utanın. hiçbir şeyden utanmıyorsanız birine "göt yalayıcısı" derken kazık kadar boyunuzdan utanın. çoluğun çocuğundan çıksın işşallah.

    aa bu arada bir de şeyler var; rijkaard ilk geldiği zamanlar "sabretmek lazım abi rijkaard'a; bak ferguson 5 sene şampiyon yapamamış manchester'ı" deyip de şimdilerde çark edenler. lan polat başkan rijkaard'ı getirirken sizden mühlet mi istedi de şimdi kararınızdan dönüyorsunuz? neyse, uzatmanın alemi yok. daha da uzarsa bu entry'nin haftanın 10 numaraları'na girme şansı iyice azalacak. zaten sıkıcı bir yazı olmuş. dediğim gibi; ben gelirim, giderim. sözlük benimle değer kazanmaz. ya da kaybetmez. ama bu sözlüğe değer katan adamları küstürmeyin. görüyorsunuz işte; 5-10 kişinin at koşturduğu bir yer haline geliyor koca sözlük.
  • 2607
    kimseyi kirmak istemiyorum ama ben bu sozlukte sunlari goruyorum:

    ne zaman: maglubiyetlerde, arda turan, fenerbahce ve adnan sezgin konusunda.*
    yazar tipi: her habere atlayip, tek tarafli dusunup hatta dusunmeden yazanlar.

    sozlugu guzel yapan sey bana gore guzel sozdur. guzel soz derken, her sey gulluk gulistanliktir olsun demek istemiyorum. yalniz dogru sekilde yazmak cok onemlidir. bazen yazmamak, yazmaktan daha iyidir.
  • 2613
    yapılabilitesi nedir bilmiyorum ama türkçe karakter desteğiyle değişen sistemde, başlık yönlendirilmelerinden ziyade başlık değişimlerine yer verilse daha şükela bir hal alabilecek sözlük.
    farz-ı misal; hakan şükür yazınca hakan sukur başlığına yönlendirmek yerine direk hakan şükür başlığına gitmeliyiz.

    eğer bu sistemin hayata geçirilmesi zor ise bir an önce başlık yönlendirilmeleri tamamlanmalı, aksi takdirde kaosa sürüklenebiliriz hep beraber.

    şöyle ki; hali hazırda emre belözoğlu başlığı emre belozoglu'na yönlendirilmemiş. buda şu demek oluyor ki; ben gidip emre belözoğlu başlığını açabilirim.

    emre belozoglu'nu örnek teşkil etmesi açısından kullandım. hali hazırda yönlendirilmemiş binlerce başlık olduğunu düşünüyorum. bir süre sonra türkçe destekleyen- desteklemeyen şeklinde yüzlerce çift başlıkla dolabilir sözlük.bu durumda başlık yönlendirilmelerini iyice içinden çıkılmaz bir hale getirecektir. dikkat!

    edit: entry'i yazmadan önce 8-10 tane başlık denedim. yönlendirilmemişlerdi. casus'un uyarısıyla tekrar bi 10-15 başlık denedim yönlendirilmemiş bulamadım. sanırım bu yönlendirme işi sorunsuzca halledildi. bu enrty'de benim hüsn-ü kuruntum olarak kalsın.*
  • 2620
    şu günden itibaren polyanna gözlüklerimi* çıkartarak yazılarımı yazacağım canım sözlüğüm. bu zamana kadar hep polyanna gözlüklerim* ile izledim galatasarayımı, o gözlüklerle yazdım yazılarımı, olumsuzdan olumlu çıkartmaya çalıştım, her transfere kurtarıcı diye baktım, her adamın içindeki messi'yi görmeye çalıştım. ama artık bende yoruldum, yok öyle bir dünya. çıkartıyorum gözlüklerimi, rijkaard'ı, arda'yı, elano'yu, misimovic'i gözlüklerim olmadan izleyeceğim artık. daha önce yazdıklarımla 180 derece farklılık gösterecek belki yazılarım ama en azından daha gerçekçi bakacağım bundan sonra. yle işte haber vereyim dedim, sonra denmesin bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye... öptm kib bye.

    *= polyanna gözlükleri, böyle pembe, geniş yuvarlak, böyle takınca izlediğin takım barcelona gibim, barış özbek sanki bir edgar davids bir pirlo. öyle bir şey işte. ebay'e koydum 199euro + kdv.
  • 2621
    (bkz: #497822)

    captano abimiz çok kısa ve güzel yazmış, yerinde bir tespit. bu durum benim içinde geçerli, sözlüğe bir heyecanla üye olduktan sonra kısa bir sürede 1000'i görüp; devamında bazı sebepler yüzünden uzak durmaya özen gösterdim. işte kısa bir şekilde o sebepleri paylaşıcam. tabi bunlar benim şahsi fikirlerim.

    - sözlükte özellikle son dönemde nick altı ayar vermeye çalışma ve fikrini dikte etme çabaları tavan yapmış durumda. buradan gidilmesinin ve uzaklaşılmasının en büyük sebebi kesinlikle bu. çok provakatif olmadıktan sonra adamın fikrine topla tüfekle saldırıp itin götüne sokmak hoş karşılanacak bir durum değil. burası fikirlere açık, renkli bir mecra olmalı. tek düze yazılar olması ne talebi arttırır, ne de buradakileri cezbeder.

    - bir de yukarda da yazdığım gibi provakatif yazılar var. bunlara gerçekten önlem alınmalı ve yaptırımlar uygulanmalı. yoksa nick altılar çoğalmakta ve işler iyice çığrından çıkmaktadır.

    bunlar benim sözlükten uzaklaşma sebeplerimin başında geliyor. bu maddeler bazı arkadaşlara ters gelebilir, bazı arkadaşlar da bunlara ilaveler yapabilir. ama bildiğim şu ki; bu ve bunun gibi bazı sorunlara karşı ciddi adımlar atılmadıkça, kopmalar ve sözlüğü eskisi kadar ciddiye almamalar çoğalacaktır.
  • 2625
    sözlüğe hakim kimi kesimlerin görüşlerinden farklı şeyler yazarsanız seri bel altı vuruşları gelir ,burda yazar olan herkes sanki tek bir fikri benımsemek zorundaymış gibi. bu kesimden birinin yazdıklarına yorum yaparsanız , sözkonusu kişi o anda online değilse cevabı farklı kişiden ya da kişilerden gelebilir aralarındakı ilişkının boyutunu merak etmekteyım .
App Store'dan indirin Google Play'den alın