• 24001
    2019-2020 sezonunun ilk yarısında durarak maç kazanmaya çalışmış, ikinci yarının başlaması ile birlikte ise hareket ederek, koşarak maç kazanılacağını anlamış takımımız. en başta da fatih hocanın pas oyunu ve durağan oyuncu tercihleri hatalarını geç olsa da kabul edip daha direk bir oyuna dönmesi çok büyük mutluluk kaynağı.

    23. şampiyonluğa adım adım yürüyen takımımız.
  • 24002
    nzonzi ve babel’in ayrılığı ile çehresi değişmiştir. ancak olaya safece 2 topöu olarak bakmamak lazım. bence yazın alberto bartali doğru yükleme yapamadı. 33 yaşındaki adamla 20 yaşındaki adama aynı yüklemeyi yaparsan 33 yaşıbdaki adamın koşmaya mecali kalmaz, perte çıkar. mariano özelinde de değindim bu konuya daha önce. adamın yürümeye hali yok, yanlış yükleme yapılmış olabilir diye. ocak kampından sonra takım bayağı toparlanmış gözüküyor.
  • 24004
    2019-2020 sezonunun 2. yarısından itibaren kanat bindirmeleri ve kanattan verilen paslarla goller bulan takımımız.

    aynı golün benzerlerini atıyoruz. mariano bile adamların sırtını dövmeyi bıraktı, yerden sert orta yapıyor. saracchi ve ömer de aynı şekilde asistler yaptı.

    emre akbaba, falcao, adem ve feghouli'nin golleri hep benzer şekilde. içeride çoğalıyoruz ve ya kale sahası önüne ya da penaltı noktası arkasına paslar atıyoruz. içeride en az 2-3 oyuncumuz oluyor ve bir oyuncu genelde boşta kalıyor. kaçırdığımız goller de benzer şekilde.

    burada ceza sahası koşularını çok iyi yapan emre akbaba ve şampiyonluk modunu açan feghouli çok kritik.

    onyekuru'nun da dönüşü ile birlikte saracchi de iyileştiğinde benzer goller artacaktır.

    özellikle kapanan takımlara karşı beklerimizin önemi ortada.

    zaten son 2 şampiyonluğumuzda da ligin 2. devresinde bekler ve kanatlar vites arttırdı ve öyle şampiyon olduk.

    yenisi için de her şey hazır...
  • 24005
    taraftarlarımız bazen duygusal yorumlar yapsa da bazı futbolcularını değerlendirmek istediğim takımım. bence bazı ferdleri arasında kıyas yapmak gerekirse durum şu:

    belhanda>seri
    belhanda>taylan
    mariano>linnes
    nago>linnes

    bakın bunlar gerçek. biliyorum belhanda çok antipatik geliyor, biliyorum linnes harika bir insan ancak artık duygusal olmamak lazım çünkü ikinci yarı çok zorlu geçecek.
  • 24008
    1-) muslera
    2-) mariano
    3-) saracchi
    4-) donk
    5-) marcao
    6-) lemina
    7-) feghouli
    8-) seri
    9-) falcao
    10-) emre
    11-) ömer

    12-) okan
    13-) linnes
    14-) ışık
    15-) ahmet
    16-) selçuk
    17-) jesse
    18-) taylan
    19-) andone
    20-) belhanda
    21-) henry
    22-) şener

    23-) berk
    24-) yunus
    25-) atalay
    26-) jimmy
    27-) erkan
    28-) adem

    2019-2020 sezonı ikinci yarı kadromuz.
  • 24009
    son dönemde kulübün başkanı ve futbol takımının teknik patronu arasındaki fikir ayrılığı muhabbetinin neden bu kadar abartıldığını anlayamadığım, kulübümün futbol takımı. aslında anlamıyor değilim, sadece anlamazlıktan gelmek istiyorum.

    bir kere insan tabiatı gereğidir, bu. insanın fikirleri olur. ama nitelikli ama niteliksiz. insan düşünen bir varlıksa, fikri olur. ha nefes alıyorum, bana yetip gidiyor, deniyorsa orasını bilemem. şu memleket ortamında çok da göz ardı edilebilecek bir fikir değil açıkçası.

    galatasaray nezdinde mevzunun patlak verdiği nokta, arda turan. hem hocamızın hem de başkanımız dediği üzere bu konu üzerinde bir fikir ayrılığı yaşanmış. tıpkı eleştiri gibi, fikir ayrılığı da kötü bir şey değildir. fikir ayrılığını kötü bir şeymiş gibi lanse etmek, itaat kültürünün hakimiyet sahasının genişliğinden kaynaklanıyor sanırım. zaten anlamak istemediğim nokta da burası.

    fikir ayrılığının olmadığı yerde, yani herkesin aynı fikirde olduğu yerde, ilerleme bir süre devam etse de, nihayetinde durma noktasına gelir. her zaman bir kişinin dediğini yapmak, o kişiyi otoriterleştirmek nicelik olarak da nitelik olarak da fikir sayısını düşürür. bu kaçınılmazdır.

    hangi konuya bakarsanız bakın. isterseniz tarihe, tarihte herhangi bir devlete, bilime, siyasete, sanata, edebiyata... vesaire vesaire... nereye bakarsanız bakın. fikir ayrılıklarının ilerlemeyi sağladığını görürsünüz. zaten bu yüzden ben şahsen, fatih terim'in yanına, onun fikirleriyle çatışacak bir ve hatta birkaç antrenör görmek istiyorum. çünkü eğer bir yerde fikir çatışması varsa, orada karşı tarafa fikri kabul ettirme çabası olur. savunulan fikrin üzerinde daha çok durulur, karşı fikir araştırılır. böylece kişi kendini geliştirirken, fikri de anbean üzerinde çalışılarak mükemmele yakınsar.

    pekala otoriter ortamlardan bahsetmiyorum. "o iş öyle olmaz, benim dediğim gibi olur," havasının estiği yerlerde bir cacık olmaz. cacık sarımsaklı mı yoksa sarımsaksız mı olur? menemen soğanlı mı olur, soğansız mı? turşu sirke ile mi olur, limon ile mi? siz hangisinin daha iyi olacağını düşünürken, farklı bir fikri ortaya bile çıkarabilirsiniz. yoksa en baştan kabullendiğinizde, böyle bir ihtimal ortada bile olmaz.

    mesela anarşizmin sürgününü ve enternasyonal tarihini düşünün. olumsuz bir örnek olarak önümüzdedir. diyebilirsiniz ki ortak noktada birleşen fikirlerle daha çabuk, daha hızlı varacağı yere vardırır. atalarımız bu hızla yapılan eylemler için o kadar lafı boşuna etmemiş. sosyalizm de çok çabuk yol almıştı. yine gazi mustafa kemal ile türkiye cumhuriyeti'nin ilk yıllarını hatırlayın. süratle hareketten sonra, gazi, fikrin çoğullaşması ve hatta ayrılması gerektiğini en otoriter olduğu zamanlarda bile savunuyordu.

    neyse. yine bir es koyalım. tıpkı eleştiri gibi, fikir ayrılıklarının da bir eşiği vardır. zaten eşik atlandığında eleştiri yergi veya güzelleme olurken, fikir ayrılığı da yol ayrılığı olur.

    umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.
  • 24010
    çok enteresan iki huyu var. ilki topu kaybettiğinde herkes, kafayı öne eğip geri koşmaya başlıyor. kimse de demiyor ki tüm takım geri koşmaktansa, ben topu kaybettiğim noktada tekrar kazanmaya uğraşayım. hem daha az efor harcarım hem rakip alanda kalıp atak tazelerim.

    bir diğer enteresan huyu, rakip topla geliyorsa, oyuncular geri geri hareket ederek karşılıyor rakibi. kimse de demiyor ki rakip tehlikeli bölgeme, kaleme yaklaşmadan gidip hamle yapayım, ısırayım, bozayım.

    şu iki mesele nasıl hala düzelmiş değil insanın aklı almıyor.

    (bkz: 5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçı) ve bknz tüm galatasaray maçları.
  • 24011
    christian luyindama nekadio' nün sakatlığı sonrası hava toplarında çok zorlanan takımımız.

    savunmada oynayan marcos do nascimento texiera, ryan henk donk ya da ahmet çalık fark etmeksizin hava toplarında etkisizler.

    5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçında yediğimiz iki golde duran top devamında geldi. diğer takımlara da referans olmasından çekiniyorum. boy handikabımız beni epeydir düşündürüyordu. bugün de cezalandırıldık.
  • 24017
    kabul değiştirmesi falan gerekmeyen takımdır. (yaş haddindeki futbolcuları tenzih ediyorum.) elinde kalburüstü liglerden gelen taktiksel anlayışları normal futbolcuların üzerinde olan bir oyuncu grubu var. yapılması gereken oyuncu grubunun analiz edilip, oyuncu rollerinin oynatılmak istenen oyuna göre doğru dağıtılmasıydı. galatasaray teknik heyetinin sene başından bu yana saha dışı etmenlerle uğraşması sonucu takımın oluşması işi ötelendi de ötelendi. kimin ne oynadığı, kimden ne beklendiği belli değil.

    (bkz: başı kesik tavuk)
  • 24018
    2011 - 2012 sezonundaki fatih terim dönemi ile 2017 - 2018 sezonu igor tudor döneminin başı dışında, hadi belki biraz da roberto mancini'nin iç saha performansı da katalım rakibi boğamayan takım.

    rakibe atak sonlandırtmadan topu kazanamıyoruz. yıllardır böyle. rakip yetenekliyse ki şampiyonlar ligi'nde öyle oluyor 5, 6 atıyorlar. rakip yeteneksizse de 1, 2 tane yiyoruz. rakip iyice kazmaysa veya fernando muslera günündeyse gol yemiyoruz. bir takım neden rakibi 2 metre geriden savunur ya. omuz omuza mücadele bizde yok. olduğu zamanda eziliyoruz zaten. bugüne özel bir şey değil bu. yıllardır böyle. christian luyindama'ya bayılmamızın sebebi de bu. adam bu açlığımızı gideriyor ryan donk ile beraber.

    en büyük sorun ileri uç oyuncularının top tutamaması. en son mutluluktan 4 köşe izlediğimiz zamanlarda ileride bafetimbi gomis vardı. ayağına top atıldığı zaman anında kaptırmıyordu. şimdi ileride top kime gitse anında kaptırıyor. topu ileride tutabilen adamımız yok. radamel falcao, emre akbaba ve taylan antalyalı topu aldıklarında rakip orta sahada ya geri dönüyorlar ya da top kaybı. bir kere de ileriye doğru oynamıyorlar. emre ve taylan anca orta saha çizgisine geldiklerinde ileri oynuyor. vallaha bizim takımın düzelmesi zor.
  • 24019
    kadrosu ligin üzerindedir. ne lemina gibi yabancısı, ne emre akbaba veya ömer bayram gibi yerlisi, ne de muslera gibi kalecisi olmayan takımlara yenilmesi kadro kalitesiyle veya oyuncularla alakalı değildir. babel'de de problem yoktu nzonzi'de de. önce bir oturup kendimize şunu soralım lemina, muslera, nzonzi, seri, onyekuru, ömer, adem, marcao, emre akbaba gibi oyunculardan yalnızca ikişer tanesini şampiyonluk yarışındaki herhangi bir rakibimize versek nasıl bir fark yeriz. elimizdeki oyuncuların her biri ayrı ayrı ligde pozisyonunun en iyileri. leminadan iyi dos yok bu ligde. musleradan iyi kaleci, marcao'dan iyi stoper, seri'den iyi 8 numara da yok. hadi falcao genelde sakat tamam da bu sakatlığın belki de bizim olmayan saçma oyun tarzımızla da alakası vardır. belki de anlamsız mücadelelere sokarak yeterince ekonomik kullanamıyoruz biz bu adamı olamaz mı? tüm forvetlerimizin sakat olması hiçbirinize mi garip gelmiyor? yahu dümdüz orta kafa gol oynasak bile kalite farkıyla yeneceğiz rakipleri ama o bile yok. çok rahat top taşıyacak oyuncularımız var. ama kafası kesik tavuk gibiyiz sahada. yahu jimmy bile şu ligde beşiktaş fener dahil hangi takıma gitse kadroya girer be. aynı mevkide efecan'dan iyi oyuncumuz mu yok bizim? arkadaşlar kabul edin bu takımın kadrosunda belhanda ve selçuk dışında çürük yumurta yok şu an. mariano bile toparlamaya başladı bireysel olarak. ahmet bile o kadar kötü değil. şu an daha kötü durumda değilsek bu takımın oyuncularının iyi kötü bireysel çabalarının sayesinde. bu takıma ronaldo'yu da koysan, messi'yi de getirsen boş. teknik kadronun futbolcuların girdiği o buzlu kovalara girip ayılması lazım.
  • 24021
    5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçından sonra sahadaki futbolcuların ayrı ayrı kötü oynadıklarından ve hatta bazılarının kötü futbolcu olduklarından dem vurulmuş, vuruluyor. takım kötüydü. iyi oynayan tek bir oyuncu var mıydı? mario lemina ne oynadı? henry onyekuru ne oynadı? martin linnes, o, bu, şu... isimler değişken. takımdan ayrılabilecek üç futbolcu vardı ki, onların da pozisyonları icabıydı bu durum: okan koçuk, ahmet çalık, marcao.

    takım kötüyken "la bak şu da ne kötü oynadı!" diye, bu isim belhanda dahi olsa, dönüp afkurmam. boşuna enerji israfı. müsriflik çok büyük günaf yafu (:

    şaka maka. biz ne izledik allah aşkına? sanat filmine gidip ne izlediğini anlayamayan bir naif gibi kaldım ortada. inanmayacaksınız, yarısında çıktım seansın.
  • 24022
    taraftar ocağa kadar sabredecek.

    bu takım daha çok temmuzlar, ocaklar geçirir de futbol konusunda adam olmaz.
    zira sorunu yanlış yerde arıyoruz.

    önce teknik ekip değişmeli, 3 yıldır kim gelirse gelsin bu takım b.k gibi top oynuyor. demek ki sorun takımda, oyuncularda değil.

    şampiyon olması bir şeyi değiştirmez, galatasaray futbol takımı modern futboldan çok uzak.
  • 24023
    saracci, lemina, marcao ve ömer bayram... bu arkadaşların özelliği topla dikine gidebilmeleri. bizim takımın en ihtiyaç duyduğu şey yani. o yüzden bu arkadaşlar sağlıklılarsa eğer on birden kesilmemelidirler. andone ve sekidika'yı da sayabiliriz ancak onların mevkisinde falcao ve feghouli oynuyor. ömer ve onyekuru aynı anda nasıl sahada olacak? şöyle ki emre akbaba ve seri'den biri mecburen yedekte oturacak. şimdilik tercihim emre akbaba...
App Store'dan indirin Google Play'den alın