2019-2020 sezonunun ilk yarısı bizim adımıza bittiğine göre, geçirdiğimiz yarım sezonu objektif şekilde ve alt kümeler halinde inceleyebiliriz.
öncelikle yaz transfer sezonunu göz önünde bulunduralım. gerek mali şartlarımızın sıkıntı arz etmesi gerekse de ffp nedeni ile ciddi bir transfer bütçemiz yoktu ama bir önceki sezonu şampiyon olarak tamamlarken bile, oyun planımızdaki eksiklikler objektif her galatasaray taraftarının farkında olduğu olgulardı. sezon biterken hepimiz genel olarak şu şekilde düşünüyorduk; ilk on birimizden gidecek futbolcularımız belli, takımın ana iskeleti için yapılması gerekenler belli, eminiz ki yönetim ve teknik kadro hazırlıkları tamamlamıştır, uzun sürmeyecek ve nokta atışı yapılacak transfer maratonu ile gerek lige gerekse de avrupa' ya hazır oluruz.
maalesef kazın ayağının öyle olmadığı transfer sezonu başlayınca anlaşıldı. ubermensch olan yöneticilerimizin transfer planı tamamı ile diagne' yi 10+ milyon euro' ya sat, sonra da bu para ile transferler yap, bunu da her mecrada bağıra bağıra duyur şeklindeydi. bunun hazırlıkları yapılırken sevilla' da oynayan benega için basında adımıza bir çok şey yazıldı çizildi - gelse gerçekten faydalı olurdu o ayrı - ama yazılan şeyler genellikle manşet kabartmak ya da sosyal medyada etkileşim almak için ortaya atılan asparagaslardan ibaretti. bu sürede fatih hocanın da belhanda' nın satışına izin vermemesi, gerek son sezon ortaya koyduğu oyun ve afrika kupası zaferi nedeni ile feghouli herhangi bir şekilde satılacak oyuncu olarak düşünülmedi.
benega için sevilla ile görüşülüyor, geldi gelecek derken fernando reges' i sevilla' ya sattık - az ya da çok bonservis ile konumuz o değil - ve sonrasında transferde çok garip bir süreç başladı. ortaya atılan falcao ismi taraftarı heyecanlandırdı, diagne ha gitti ha gidiyor, araplar alacak, katarlılar alacak, uçacak kaçacak derken haftalar haftaları kovaladı. son sezon kiralık oynayan ve katkı gördüğümüz onyekuru takımımızdan ayrılıp monaco' ya bonservisi ile satıldı. transfer sezonu kapanmaya yaklaşırken diagne elde kalacak gibi görünüyordu ve son anda belçika' ya kiralık gitti ve biz de falcao' yu getirebildik. falcao ile birlikte kağıt üzerinde eşsiz görünen transferler yaptık, babel-nzonzi-seri-lemina-andone-falcao transferleri ile kağıt üzerinde son yılların en korku veren takımını kurmuş gibi göründük.
ama - kocaman bir ama - bitirdiğimiz sezonla birlikte aslında eksikliklerimiz ve bunların nasıl giderileceği apaçık ortadaydı. neydi eksikliklerimiz:
- beklerimizden yeterli katkıları alamıyorduk, yaşları itibari ile fiziksel açısından geri dönülemez bir gerileme yaşıyorlardı. modern futbolun olmazsa olmazı olan tempolu, hızlı ve devamlı bek performansı gerekiyordu. biz ne yaptık, linnes' in sözleşmesini dondurup nagatomo ve mariano ile devam ettik.
- futbolda forvet çok önemlidir, kendisine gelen topları başarılı şekilde gol yapma yüzdesi olan forvet oyuncuları sizi başarıya götürür. bir önceki sezondan elimizde diagne vardı ve diagne gerek sahadaki hareketleri, gerek şampiyonluk kutlamalarımız sürecindeki tavrı, sosyal medyadaki görgüsüz - tipik afrikalı - hareketleri nedeni ile takımdan gönderilip, yerine daha kaliteli bir forvet getirmemiz gerektiğini düşündük ve uzun süre falcao' nun peşinde koştuk. falcao takımımıza kazandırıldı ama fiziksel olarak hazır olmaması ve kendisini zorlaması nedeni ile tüm ilk yarı boyunca faydalanamadığımız bir futbolcumuz oldu. burada asıl sorun diagne' nin yetersiz olması mıydı yoksa sistemimizin, bir forvet oyuncusundan yeterli verim almaya nail olmaması mıydı, bu soruya hiç cevap aramadık çünkü son sezonun şampiyonuyduk ve başımızda fatih terim vardı.
- onyekuru bir önceki sezonun özellikle ikinci yarısında hem hücumda hem de savunmada çok fayda sağladı, attığı kritik goller, hızı ile ansızın pozisyonlara girme yeteneği bir çok maçta kilidi açmamızı sağladı. kendisi sezon bitip takımına dönünce, maalesef çok büyük bir hata yaptık. daha sezon bitmeden adı bizimle anılan babel ile emeklilik ikramiyesi kisvesinde bir anlaşma yaptık ve takımımıza kattık. böylelikle feghouli-mariano statik sağ bölgesinin aksine daha hareketli olan sol bölgemizi de statikliğe mahkum ettim.
- gelelim fasulyenin faydalarına, yani orta sahamıza. galatasaray orta sahası, melo' nun takımdan ayrılmasından beri hiçbir zaman rakiplere ciddi üstünlük sağlayacak tempoda olmadı. takıma katılan seri ve lemina, oyun görüşü dinamizm açısından çok faydalı ve ligimiz için fazlası ile kaliteli olsalar da orta sahada defans-orta saha arası bölgede devamlılık ve uygunluk açıdan görev yapabilecek oyuncular değiller, biz de nzonzi transferi ile gerideki defans-orta saha bağlantısını çözeceğimizi düşündük ama yapacağımız aslında çok basitti. herhangi bir fransa 2. lig takımından hareketli, fiziksel açıdan diri biraz da top sürmeyi pas atmayı bilen bir futbolcu bulsaydık aslında hiç sorun yaşamazdık.
yaptığımız transferler, düzeltilmesi gereken eksikliklerimizi gidermek yerine bazı konularda bizi bilinmezliğe bazı konularda da geriye götürdü.
böyle böyle derken lig başladı ve kötü sonuçlar da ardı ardına gelir oldu ve genel kanı, transferlerin geç yapıldığı yeterli kamp dönemi geçirmedikleri için fiziken hazır olmadıklarıydı, bir süre sonra canavar gibi bir takım seyredeceğimiz masalı ile avunduk ama işler hiç de öyle gitmedi.
galatasaray futbol takımı uzun yıllar sonra sahada daimi olarak bitik, umursamaz, kopuk ve ruhsuz oynar oldu ve teknik ekip de bu sürece aynen katıldı ve hatta bazı eylemleri ile süreci uzattılar - selçuk, belhanda, mariano ısrarları - süreç böyle devam ederken ligde sürekli kötü sonuçlar ve avrupa' da ise adeta hezeyanlar yaşadık.
eğer ligimizin kalitesi bu kadar kötü olmasaydı şu an lider ile aramızda minimum 15 puan fark olurdu ama herkes kötü olduğu için biz adeta çan eğrisi nedeni ile ne kadar kötü olduğumuzun farkına varamadık.
dün oynanan
28 aralık galatasaray antalyaspor maçı bu sezon ilk kez dinamik bir oyun gördüğümüz maçımızdı. özellikle ilk yarı çok iyi oynadık ama tabii bunda antalyaspor teknik direktörü thomas' ın oyuncu tercihleri de ekmeğimize yağ sürdü. orta saha olarak adeta yokları oynadılar ilk yarı, sol bekte tarık denilen kımıl zararlısının olması ciddi anlamda işimizi kolaylaştırdı. zaten yağış nedeni ile gerek sahanın bozulması gerekse de oyuncuların daimi ıslaklık ile mücadele edip yorulmaları da ikinci yarıdaki oyun kalitemizi etkiledi ama yine de sahadan çok net bir skorla ayrılırarak en azından devreyi moralli kapattık.
tüm bu bilgi yığınının üzerine futbolcularımız ve teknik heyet hakkında başlık başlık temel şekilde analiz yapmamız gerekirse:
muslera: muslera, muslera' dır ne diyebiliriz ki
marcao: lige kötü başladı, fiziksel olarak kendini çabuk salabiliyor, kimi anlarda dengesiz hareketleri de olabiliyor ama oyun geriden oyun kurma becerisi bizim için çok faydalı. luyindama ile birlikte oynadıklarında sanki ona çok güveniyor da sorumluluktan kaçıyor gibi ayrıca kendisini geliştirmesi gereken yönler hala var.
luyindama: ah boss, yazık oldu sana, sakatlanman üzdü. kendisi defansımız için gerçek anlamda çok önemli.
donk: joker yedek olarak sezon sonuna kadar takımımızda devam edip sonra teşekkür ederek yollar ayrılmalı.
ahmet çalık: kendisinin fotoğrafı floryaya asılmalı ki ileride ne tarz adamları transfer etmemeliyiz, kaynak olsun. tamamı ile israf, buna gömülen milyonlara yazık.
nagatomo: defansif açıdan elinden geleni yapsa da gerek ofansif anlamda yetersiz, gerekse de ters ayaklı bek olayının sıkıntı olduğunu kanıtlarcasına ofansif katkısı sınırlı. teşekkür edip devre arasında göndermemiz gerekiyor.
mariano: keşke sene başında yollar ayrılsaydı da kendisini hep başakşehir' e attığı golle hatırlasaydık. artık futbol kendisini bırakmış, bir an önce takımdan gönderilmesi gerekiyor.
selçuk: kendisinin sözleşmesinin uzatılması büyük bir skandal olmasına rağmen bir de üstüne oyunda olması galatasaray' a ihanettir - evlatçılığın zararları -
belhanda: ederi varken takımdan gönderilmemesi büyük hata oldu. ofansif anlamda olumlu katkısı yok, al ver al ver top kaybet, rakibe olmadık yerlerde sert müdahalede bulun, müdahalede bulunman gerekirken izle. asistin asistinin ikinci nesilden kuzenini yapması (!) dışında bir faydası da yok. ne kadar ederi vardır ya da kim ister bilmiyorum ama devre arasında takımdan gönderilse çok iyi olur.
seri: kendisini, kabiliyetine uygun pozisyonda oynatırsak büyük avantaj yakalarız yoksa tamamen kaybolur. ayrıca fiziksel açıdan kırılgan olması nedeni ile rakip ile aşırı mücadele etmesi yerine topu dağıtıp oyunu açan pozisyonda oynaması herkes için en iyisi olacak.
lemina: kendisi eğer sakatlık sorunu yaşamasa, ligin en iyi oyuncusu olacak yetenek ve mentaliteye sahip ama maalesef bedensel sağlığı soru işareti oluyor.
taylan: bilekleri, topu hareket ettirmesi, koşuları, oyun görüşü gerçekten çok iyi, ihtiyacı olan tek şey fiziksel anlamda güçlenmesi. yanlış anlaşılmasın, taylan kesinlikle aşırı kas kütlesi alıp ağırlaşmaması gereken bir yapıda. sadece güçlenmesi, yere sağlam basması, rakibin etkilerine sağlam tepki vermeye ihtiyacı var.
ömer: gerçekten çalışkan, özverili ama sağ ayağını da kullanması lazım. top sol ayağına yapışıyor ve kaptırıp gitmeye çok takılmış durumda. cruyf' un da dediği gibi " futbol basit bir oyundur, zor olan onu basit oynamaktır. " bu nedenle ömer daha basit oynamalı, sahayı görmeli.
feghouli: gerçekten meziyetleri ligin üstünde, her maçın kaderini değiştirebilir ama çok kötü bir huyu var ki vücuduna hiç bakmıyor. fit olmak diye tabir ettiğimiz kavramdan çok uzak, bu da onu oyun içerisinde kırılgan, etkisiz ve umursamaz hale getiriyor. aldığı maaş gerçekten aşırı fazla, kimse bu parayı ona vermez, elimizden çıkartılsa kötü olmaz aslında biraz da bonservis ile.
babel: alınması hataydı, ısrarla sol kanat oynatılması facia oldu, talibi olur da gönderilmezse ihanet olur.
andone: çalışkan ve istekli oyunu gerçekten iyiydi, katkı da sağlıyordu ama yersiz bir sakatlık yaşadı ki o topa koşarken de ben sakatlanacağım diye bağırıyordu, fazla özveri veya kendini gösterme isteği, bir anlık dikkatsizlik.
falcao: ismine, kariyerine kimse bir şey diyemez ama bu yaştaki futbolcuların transferine hep soğuk bakmışımdır. kendisini şampiyonlar ligi için transfer ettik denildi ama şampiyonlar liginde göremedik, hazır olmamasına rağmen oynadı zorladı zorlandı bilemiyorum ama tüm devre neredeyse kendisinden faydalanamadık. bir şekilde sezon sonuna kadar fayda sağlayacağımız kanısındayım ama sezon sonu çin, mls artık neresi olursa gitmesi iyi olacaktır.
teknik kadro: aslında bir teknik kadromuz yok fatih terim ve evlatları var ve evlatlarından bir hayrımız olduğunu da sanmıyorum. fatih terim' e gelirsek, kendisi geçmişte büyük başarılar kazandırmıştır ama bu sezon bu halde olmamızın sorumluluğu tamamen kendisinde. oyun planımızın olmayışı, oyuncuların fiziki yetersizliği, gereksiz inatlar, yanlış oyuncu tercihleri, adaletsiz forma verişleri olsun, liderin 10 puan önünde olacakken şu an 10 puan gerisindeyiz. ikinci devre toparlayıp tekrar bizi şampiyonluğa ortak eder mi bilemiyorum ama ligi en az 2. bitirmemiz lazım, mali yapı açısından bu çok önemli.
şimdi, mevcut durumda bizim hangi bölgelerde ne tip oyunculara ihtiyacımız var ?
kesinlikle linnes dönmeli, şener' in durumunu bilmiyorum ama bize sol ayaklı, sol ayağı ile orta yapabilen, oyun içinde ileri çıkıp geri dönebilen bir sol bek lazım. sağ bek için sezon sonuna kadar linnes-şener ikilisi yetecektir ama acilen sol bek gerekli.
orta saha için, dinamik top kapma rakibi ısırma kapasitesi olan mümkünse afrika kökenli sıradan bile olsa defansif bir ortasahaya ihtiyacımız var. takımın en büyük zaafı burası, bu sorunu çözmezsek asla ortasaha üstünlüğünü alamayız maçlarda.
sol kanat için onyekuru' nun transfer edileceği söyleniyor, monaco' da ilk devrede sakatlık olsun, teknik direktör tercihi olsun pek şans bulamadı. şimdi jardim' in de görevine son verildi, ben yeni teknik direktörlerinin kendisini bırakacağını pek sanmıyorum ama bize hızlı, topla ilişkisi iyi ve savunmada etkisiz olmayan bir sol kanat lazım.
bunlara rağmen, yönetim ve teknik kadro el ele verip arda turan gibi gereksiz isimleri takıma katarlarsa bırakın şampiyonluğu ilk dört hayal olur. bekleyip göreceğiz.