(bkz:
16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı)
denizli maçının ardından taraftar olarak bir kez daha gördük ki galatasaray şu andaki kadrosu ile sarri'nin senelerdir oynattığı sistemi (sarriball) oynamaya uygun değil. fatih terim gibi bir tecrübenin avrupa'da muhteşem top oynayan takımları görüp sadece tek devre arasında "hadi biz de böyle oynayalım!" demesi gerçekten şaşırtıcı.
bizim takım city, liverpool, napoli gibi takımların oynadığı oyunlara uygun değil. bu topa sahip olup set oyunu oynamanın belirli kalıpları var en önemlisi belli oyuncu tipleri ile oynanıyor. neden bu dizilişi oynayacak yapıya sahip değiliz?
1)sarri diziliş olarak defans 4'lüsünün önünde bir adet deep-lying-playmaker'la oynayıp oyunu geriden bu oyuncuyla kurmaya çalışır gittiği takımlarda. geçen sene senelerdir napoli ve chelsea'da jorginho'ydu bu play maker. juventus'ta ise pjanic olacak gibi görünüyor. guardiola geçen sezon fernandinho'nun yokluğunda ilkay'ı geride kullandı. seri kariyerinde zaman zaman bu bölgede oynasa da merkez orta saha olarak görev aldığı maçlardaki kadar iyi bir oyun sergileyemedi.
https://www.transfermarkt.com.tr/...1/trainer_id/0/pos/6 (seri'nin fulhamda ön libero olarak görev aldığı maçlar)
2)bu sistemde merkez orta saha oyuncularının 2 temel özelliği vardır. bu iki özellikten birini mutlaka bulundurmak zorundadırlar. 1.box to box oynayabilme özelliği 2. pas kabiliyeti. manchester city daha çok pas yeteneği olan merkez orta sahalarla oynamayı tercih ederken juventus,liverpool gibi tempolu oynamaya çalışan takımlar deep-lying-playmaker'ın önünde 2 box to box ile oynarlar. bizim denizli maçında bu bölgede oynayan oyuncularımız selçuk ve belhanda'ydı. selçuk pas kabiliyeti olan bir oyuncu olsa da fiziken bitik bir halde. belhanda ise dikine pas konusunda iyi fakat bunu haricinde gerekli olan oyunu kanatlara açma, bekleri oyunsa sokma pasları eksik olan bir oyuncu. bu eksikliklerinin yanında sık sık basit pas hatası yapmasına neden olan oyun içi bir konsantrasyon sorunu da var. sonuç olarak bu oyuncularımız da oynamak istediğimiz sisteme uygun değiller.
3) bekler. bu konuyu fazla detaylandırmayacağım çünkü sözlük ahalisi de bek sorunumuzun oldukça farkında. özellikle topu oyuna sokma konusunda sol bekimiz, defansif katkı açısından ise sağ bekimiz vasat. konuyla alakasız olarak beklerimizin bu kadar kötü görünmesinin bana göre asıl nedeni takım olarak defans yapamamamız. bu da direkt olarak koşu mesafemizle alakalı. rakip takım oyuncuları özellikle deplasman maçlarında ellerini kollarını sallayarak kanatlarımızdan bindiriyorlar fakat beklerimize gereken destek ne hücumdaki kanat oyuncularımızdan ne de orta saha oyuncularımızdan geliyor. uzun zamandır şöyle bi 3-4 kişi aynı anda pres yaptığımız maç hatırlamıyorum malesef.
4) belki de en önemli madde. bu biraz istatistiklere ve somut verilere dayalı olmaktan çıkıp kişisel görüşlerimi aktaracağım madde.
fatih terim ne yapmak istiyor? son 2 senedir oynadığı oyun düzenini değiştirip yeni bir oyun sistemine geçmeye çalışıyor. peki bunu yaparken takımındaki oyuncular kimler? nagatomo, mariano, selçuk, babel gibi yaşını almış oyuncular. bu oyunculara 32'li yaşlarından sonra yeni bir sistem oynatmaya çalışmak gerçekten çok çok zordur. içlerinde fatih terim'in oynatmaya çalıştığı sistemi daha önceki takımlarında oynayan biri de yok. bu oyuncukarın alışkanlıklarını değiştirmesini beklemek yaşadığımız dönemde teknik direktörlerin tercih ettiği bir seçenek değil. guardiola, klopp gibi hocalar kendi sistemlerini öğretip takım olarak oynamak için genç oyuncuları tercih ediyorlar. sarri, simeone gibi hocalar da bu genç oyunculara takımlarının ekonomik durumları yetmedikleri için kendi sistemlerine istedikleri rolde oynayabilen orta yaş oyuncuları tercih ediyorlar. yani öyle transfer listesine bakıp "bu iyi oyuncuymuş, alalım bunu,gelsin öğretiriz" gibi bir kafada değil artık kimse. oyuncunun kendi takımlarında hocaların aradığı rolde oynamaları gerekiyor ilk şart olarak.
fatih terim'i gerçekten eleştirirken mantıksız da olsa ayıp ettiğimi düşünüyorum ama böyle göz göre göre bambaşka alakasız bir oyun sistemi ile takımı oynatmak intihardan farksız.