objektif olmaya çalışıyorum.
objektif olacağım diye takımını her ortamda ezdiren taraftar yakıştırmalarına şimdiden hazırım.
bence şu an galatasaray'a karşı birleşmiş medya unsurları, milyonluk koca koca kulüpler, spor yorumcuları, kulüp başkanları; bizim hayat şartlarımızın spor üzerine tezahürüdür. biz bu ülkenin insanları olarak daima 'bak selahattin amcanların oğlu neler yapmış.' karşılaştırmasıyla büyütülüyoruz. eğitim sistemimizin ailelere yansıması ise küçük çocukların yarıştırılması ve onların başarıları ya da başarısızlıkları üzerinden orgazm olunması şeklinde. bir sosyolog değilim. fakat bu durumun bizi belli bir birikimden sonra 'başarılı olmasın' demeye ittiğini düşünüyorum.
ne zaman bir futbol kulübü, yukarı çıkmasına engel olan görünmez başarı duvarlarını aşmanın eşiğine gelse, başka bir el ayaklarına sarılıp onu tekrar aşağı çekiyor. bunu bu zamana kadar biz kendimize yaptık. lise eliyle dersiniz, başkanlar dersiniz, fatih hoca bıraktı gitti dersiniz. herkes belli görüşlere sahiptir. fakat şu an karşımızda bir topluluk duruyor ve her maçımızda lehimize çıkan kararları en ince filtrelerden geçiriyorlar. biz suçsuz muyuz? değiliz sanırım. çünkü aynı dürtü istemesek de bizde de var. buna örnek olarak, sezonunu 2007-2008 olarak tahmin ettiğim bir aziz yıldırım çağrısını göstereceğim. fenerbahçe'nin iyi gittiği dönemlerdi ve aziz yıldırım yabancı sınırından şikayetçiydi. kuralın aynı kalmasını sağlayan ise yaptığı itirazlar ile özhan canaydın ve dolayısıyla kulübümüzdü. bundan öncesine, bizim ilerleyişimizin daha güçlü olduğu uefa ve süper kupa dönemine ait anılarım birer çocukluk anısı. o yüzden o tarafta yokum. ama zaten suçlu da aramıyoruz. sadece bir şeyleri ortaya koyup bunu yapmamalıyız diyoruz.
bunu yapmamalıyız. sırf galatasaray yükseliyor diye önü kesilmemeli. aynısı fenerbahçe, beşiktaş ve niceleri için de geçerli. birilerini ayaklarından tutup çekmek yerine onların kafalarına basıp yükselmek daha doğru bir çözümdür. liverpool'un 97 lig puanı almasını sağlayan geçen sene city'nin çıtayı 100 puana çekmesiydi. şartlar farklı katılıyorum. ki biz de premier ligde oynamıyoruz. bu sohbet çok yapılınca ucuz bir et yemeği tadı bırakıyor. fakat maalesef gerçek bu. rakiplerimiz kadar güçlüyüz. rakipleri kadar güçlüler.
bu girdiyi de şu yüzden
galatasaray futbol takımı başlığına yazdım. galatasaray
19 mayıs 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçını kazandığı takdirde tekrar bu atılımı yapma fırsatı bulacak. ve tekrar önü kesilmeye çalışılacak. bu tuzağa düşmemek önce taraftarın sonra profesyonellerin işi. bu sefer yedirmeyiz.
not: hatırladıklarımda hatalar varsa doğruları okuyabilmek isterim
*