• 19977
    bugün itibarıyla çok özlediğimiz şampiyonlar ligi serüvenine adım atacak takımdır. şansın da bizim yanımızda olmasını temenni ediyorum. uefa şampiyonlar liginin en önemli mottosu yenemiyorsan, yenilmedir. bunu bilerek oynamalı ve sonuna kadar mücadele etmeliyiz. takımımızda ki pek çok oyuncu kariyerinde ilk defa şampiyonlar ligi tecrübesi yaşayacaklar, fatih hocamız onları maça hazırlamıştır. ilk maçın içeride, seyircimizin önünde olması da bizim için avantajdır. gelecek üç puan ile hem maddi hem de manevi çok önemli kazanımlar elde edeceğiz.

    fatih hocanın nasıl bir oyun stratejisiyle çıkacağını da ayrıca merak ediyorum. acaba ileride hızlı oyuncularla mı başlayacak? yoksa eren ile mi başlayacak? her iki durumunda kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcut. kişisel fikrim en ileride henry' i bırakmak yönünde. stoper tercihi de oldukça önemli olacak. maicon' u istemiyoruz pek çoğumuz. haklıyız da. maicon' un yapabileceği bir hataya daha tahammülüm kalmadı açıkçası. orda da ozan veya donk' u tecih etmesini isterim. gönlümden geçen tabiki ozan' dır.

    bugün en az sahadaki oyuncular kadar efor sarfedecek, emek harcayacak bir grup daha var. onlarda tribündeki taraftarlar, konsantre olmalı, rakip takım ve hakem üzerinde baskı kurmalıyız. bu maçı hep birlikte mücadele ederek kazanabiliriz.
  • 19979
    bir takımda arkadaşlığın, takım ruhunun ne derece üst seviye olduğunun en önemli belirtisi bana göre gol sevinçleridir. bu konu da ali ece hep 74'de ki hollanda'yı örnek gösterir. dün gol olunca kesik yiyen mariano, macion'un ve oynamak için gelen ama çok fazla forma şansı bulamayan onyekuru'nun gol sevincini görünce benimde aklıma 74'de ki hollanda geldi.

    https://twitter.com/...171527565856769?s=09
  • 19980
    deplasman maçlarında biraz kapanıp kontra yaparak çok fazla can yakabiliriz fakat biz bu kapanma işini güzel yapamıyoruz. kapanırsak gol yeriz bir türlü beceremiyoruz bu işi. şampiyonlar liginde özellikle bu taktik epey işimize yarar ama sıkıntı o oyunu beceremiyor olmamız. bunda bence fernando'nunda büyük etkisi var. top bizdeyken daha etkili olduğunu düşünüyorum ve bir adette stoper eksikliğimizden kaynaklanıyor.
  • 19983
    1 senelik süre içerisinde

    a) kımıl zararlısı younes belhanda, fatih terim'in dün maç sonu toplantısından anladığımız kadarıyla bir daha forma giymeyecek (ki ben hoca ile bu adam konusunda ayrışıyorum) soufiane feghouli ve macion pereira roque ile yolları bonservisli bir şekilde ayırıp, (toplam 12+ her rakam uygun) 12+ m euro transfer ve 2.2 (maicon), 3.35 (belhanda), 3.85 (feghouli) olmak üzere toplam 9.4 m euro maaş bütçesi açmasını,

    b) oksijen israfı tarık çamdal, galatasaray'dan yeterince para kazanmış olan ve son kullanma tarihi 2016 yılında dolan selçuk inan ikilisi ile sözleşme uzatmayarak 2.95 + 1.605, toplamda 4.5 m euro maaş bütçesi açmasını,

    c) martin linnes ile her türlü, hatta 950 bin euro olan maaşını gerekirse 1.25 -1.35 m euroya çekerek, sinan gümüş ve eren derdiyok ikilisi ile de fatih terim'in raporuna göre sinan'a zamsız, eren'e ise indirimli şekilde sözleşme önermesini,

    bu şekilde, 2019-20 transfer sezonuna 12+ m euro transfer bütçesi ve (eren 500 bin indirim yapıyor sinan aynı maaş ile kalıyor faraziyesinde) 13.5 m euro maaş açığı ve kelimenin tam anlamıyla 0 performans etkisi ile girmesini, 1 adet comandante stoper, 1 adet sikici, 1 adet genç ve potansiyelli forvet almasını, ndiaye veya muadili bir adamı kiralamasını ve onyekuru'yu da bir sene daha tutmasını temenni ettiğim takım.

    o zaman, inşallah fatih hocam önderliğinde 22. şampiyonluk sonrası kura çekiminde "kim gelirse gelsin" kafasına girebileceğimizi düşünüyorum.
  • 19984
    18 eylül 2018 lokomotif maçında gördüğüm kadarıyla 100km koşmuş takım olarak. ve benim istatistiklerini gördüğüm diğer cl takımları arasında bizden az koşan sadece barcelona var. o da 99km. ki messi yerine ortalama bir topçusu olsa onlar da bizden fazla koşmuş olacak.

    söylemek istediğim geçen hoca emre 12.5 km koştu dedi, takım olarak 110-115 km koşmuşuz dedi. bu cl seviyesi dedi 14 eylül kasımpaşa maçından sonra.

    şimdi bu aradaki farkı neye yormak lazım bilemedim. biz her halükarda 5-0 kaybetsek bile 110 km koşmalıyız. artık bu ortalama bir rakam futbolda. yoksa ben de biliyorum sadece koşacak olsak at koyalım sahaya. ama 100km az. en çok koşan adamlardan biri porto maçında yok.
  • 19986
    (bkz: gol)

    futbolda en önemli değişken diyebiliriz*. bu meret(u: meret gol için olumsuz oldu evet ama gianni brera gibi sevmiyor değilim kendisini) insanların algısıyla oynamada muhteşem bir yeteneğe sahip. bu iki cümledeki gizli özne tabiki eren derdiyok. ondan başka bir santrforumuzun olmadığının ben de farkındayım. galatasaray'ın as santrforu olmadığını yazmak zaman kaybı*. köstek olmak yerine destek olmalıyız onu da biliyorum ancak bir gol her şeyi bu kadar değiştirmemeli diye de düşünmeden edemiyorum.

    (bkz: plonjon)

    bir kaleci çok fazla plonjon yapıyorsa ona iyi kaleci demek zordur. istisnaları vardır ama genel olarak bunu diyebiliriz. bu, kalecinin iyi yer tutamadığını ve adımlamasında sıkıntı olduğunu gösterir. (bkz: volkan demirel) ve antisi (bkz: fernando muslera). nagatomo iki gün önceki maçın iki yarısında da iyiydi ancak ikinci yarıda daha iyiydi. neden? kesinlikle harika bir kondisyona sahip. kesinlikle her zaman doğru yerde ve doğru işi yapıyor. zaten bu saydıklarımızı yapmasa şimdi ondan bu kadar övgüyle bahsetmezdik ama başka bir nedeni daha var: garry rodrigues. ikinci yarı yuto'ya yardımı gerçekten çok azalttı ve yuto da çok yalnız kaldı. garry kesinlikle muhteşem oynadı ama bekine daha çok yardım etmeli. ilk yarıdaki gibi. sahada herhangi bir bölgeden herhangi bir oyuncuyu çok fazla yalnız bırakırsanız bir gün illaki hata yapacaktır.

    emre akbaba'nın fiziğini geliştirmesi gerektiği ligdeki maçlarda da ortaya çıkmıştı aslında ama iki gün önce bu biraz daha aleniydi. buna rağmen üç golde de payı olması neden galatasaray forması giydiğinin açıklaması oldu.

    (bkz: beklenti)

    ben de hoca'nın başlığı altında, şampiyonlar ligi şampiyonluğunu yaşayacak ilk türk takımının galatasaray, hocanın da allah ömür verirse fatih terim olacağını yazmıştım ama bu olay için de en az bir 5-10 yıl, taraftar sabrı ve mustafa cengiz tarzı başkanların gerektiğini yazmıştım. kesinlikle iki gün önceki galibiyet muhteşem, olağanüstü ve harika ancak ayaklarımız yere basmalı. evet, hoca niyeti belli etti. evet, güzel başladık lakin ilk galibiyetin ardından kendimizi şampiyonlar ligi şampiyonu ilan etmeyelim. beklentiler çok önemlidir. takımımızı baskı altına almayalım. sonra herhangi bir yenilgide kötü yöndeki eleştirilerin dozajı çok fena kaçıyor ve belki takıma ileride bir şekilde katkı sağlayabilecek önemli oyuncular dar ağacına gidebiliyor.

    allah'a şükür lokomotiv moskova maçını çok güzel atlattık. gelecekteki bazı durumlar için de iyi bir prova oldu. üçlü oynadılar* ve bizi zaman zaman zorladılar. fernandes de mükemmel bir liderlik yaptı lokomotiv'e. schalke de üçlü oynuyor. ligde 3-4-1-2 ve 4-3-3, iki gün önce de 3-5-2 ile çıktılar. geçen sene de üçlü oynuyorlardı. üçlü oynamanın avantajı hücumda bir kişi fazla olmaktır ancak schalke'nin ileri üçlüsü genelde kule tipi: burgstaller*, uth*, embolo* ve di santo*. tabi harit ve konoplyanka da var bunların dışında. harit'e özellikle dikkat etmek lazım. sakatlığı mı var bilemiyorum şu an bakmaya üşendim ama bu sezon çok fazla şans bulamadı daha. embolo da iyi başladı diyebiliriz. stoper üçlüsü de uzun. sane, naldo ve nastasic. bu aynı zamanda garry ve onyekuru için bulunmaz nimet. çok zorlayacaklardır onları ama uzun bir takım diyebiliriz schalke için. maicon oynayacaktır. duran toplar tehlikeli. fernandes'in kornerleri büyük tehlike yarattı. aynısını schalke de deneyecektir. yani lokomotiv maçı schalke maçı için iyi oldu diyebiliriz. tabiki çok farklılar ama benzer yönler de yok değildi.

    porto maçı ise en önemli maç muhtemelen. ali ece grubu yorumlarken, porto deplasman galibiyeti çok önemli ve taraftarı futbolu çok iyi bilen bir takım demişti. eğer galatasaray o deplasmanı alırsa içeride de rahat kazanacaktır demişti. inşaallah galibiyetle olmadı bir beraberlikle döneriz oradan. marega ve aboubakar gibi azman forvetlere sahipler. serdar biriyle başa çıkar ama yine maicon' a ihtiyaç var gibi bu maçta da. telles asistleriyle zaten bilinen bir tehdit sol bekte. önünde de brahimi ile sağ bekte forma linnes'e göz kırpıyor yine. inşaallah alıp geleceğiz bu maçı da.

    önü açık takımdır.
  • 19987
    2018-2019 sezonu ara transfer döneminde sofiane feghouli, younes belhanda ve maicon pereira roque'i gönderip yerlerine direk ilk 11'e ismini yazabileceğimiz, şampiyonlar ligi tecrübesi bulunan en az bir forvet, bir stoper alması durumunda ligin 2. yarısında süper lig'de ve şampiyonlar ligi'nde çılgın atması işten bile olmayan, gelecek vadeden takımımız.
  • 19989
    sadece ön alan oyuncularıyla yapmaya çalıştığı tuhaf bölgesel presi ile, 2 top yapmayı başarabilen takımların yaban armudu gibi ortadan ikiye ayırdığı, fakat buna rağmen ilginç bir şekilde bu konudaki ısrarı sürdüren takım.

    fakat tam da burada tuhaf bir bug yakaladığımız için, bu ısrarımız devam ediyor, edecek de...

    fatim terim'in dikkatle önde tutmaya çalıştığı defans hattı prese katılmadığı için, sadece ön alan oyuncuları ile yapılan bölgesel pres, rakibe daha kendi sahasındayken öyle bir oyun perspektifi sunuyor ki, pres'i atlattığı anda direkt stoperlerimizi gördüklerinden kaliteli/kalitesiz oynadığımız her takımı bir şekilde ileri doğru pushlatmak zorunda bırakıyoruz. bu da rakip hangi anlayışla sahaya çıkmış olursa olsun kontra için gerekli alanın açılmasını sağlıyor. ilginç bir clickbait futbolumuz var açıkçası. avrupada daha önce böyle bir şey denendi mi bilmiyorum. teknik açıdan ne kadar yanlış gözükse de, türkiye'de küçük takımlara karşı bait'leyerek alan açmak ve kapalı savunmaya karşı oynamamak mükemmel bir strateji.

    burada emin olamadığım tek konu, eren'i rakip stoperlere yem ederek diğerlerine alan açıyor olmanın ne kadar doğru olduğu. zira eren ne kadar etkisiz kalırsa, kanat oyuncularımız bir o kadar etkili oluyor fakat oyunumuz kontraya bu kadar açıkken ve sürekli şekilde kontrada yakalıyorken, forvette daha hızlı bir oyuncuyla oynamanın anadolu takımlarına karşı yakalayacağımız skoru acayip acayip seviyelere çekme ihtimali.

    bu şekilde oynan oyun ne kadar keyif vermeyen, sığ bir futbol olsa da, skor ve pozisyon anlamında sürekli tatmin olacağa benziyoruz.
  • 19998
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında yenik olmasına rağmen hiç de acelesi olmayan aykut kocaman tarzı yavaş yavaş pas pas pas pas yapan takımımız. mağlup olmasına rağmen hiç kıpırdanmaması onur kırıcı bir durum. 1-0 iken de eminim çoğumuzun zerre umudu yoktu, 2-0 oldu arkamıza yaslandık. yazarken 3 oldu, artık deplasmanlarda kaybeden değil fark yiyen takım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın