• 18076
    ufak tefek bir şeyler karalamak istiyorum sevgili sözlük.
    öncelikle ligin başından beri oynanan oyundan memnun değilim; fakat gösterilen mücadeleden ve tempodan çok memnunum. ufak şeylerle örneklendirmek istiyorum.
    ligin en başında oyun planımız topu rakip bölgede tutmak, topu kaybettiğimizde mümkün olduğunca kısa sürede topu geri kazanmak, dönen topları toplamak üzerine kuruluydu. özellikle iç saha maçlarında taraftarın da desteğiyle bu baskıyı rakip sahada kurmayı başardık ve istediğimiz sonuçları aldık. fakat bence asıl soru şu; organize ataklarla bulduğumuz gol sayısı acaba ne kadardır; reboundlarla bulduğumuz veya bireysel yeteneklerle bulduğumuz gol sayısı ne kadar. ligin başında bile deplasman maçlarında zorlandık. özellikle deplasman maçlarında hücumu besleyemiyoruz. hücumda oyun aklımız yok ki adam akıllı oyun kurabilen benim gözümde tek adam mariano (buna belki belhandayı da ekleyebiliriz, feghouli de yapıyor ara ara ama iki isim de net değil).
    oyunumuzla ilk haftalarda rakiplere baskı kurabiliyorduk; fakat zorlu maçlarda bence tudorun tedbirli (buna korkaklıkta diyebiliriz) davranmasıyla ön alandaki presimiz azaldı ve topu geri kazanma süremiz arttı. bunun sonucunda rakip sahada top tutma konusunda sıkıntı yaşamaya başladık ve oyun kurma konusunda yaşadığımız sıkıntı sebebiyle pozisyon bulamaz hale geldik neredeyse. bunu sadece trabzon maçı için söylemiyorum özellikle deplasman maçlarında oyuncuların hırsları sayesinde gol attığımızı düşünüyorum.
    işte bunun çözümü nedir bunu bilmiyorum sözlük. ki bulmak benim işim değil. ama bu soruna acil bir çözüm bulunmalı. ya deplasman derbi falan dinlemenden saldıracaksan oyunu rakip alana yığacaksın ki bunu yapmakta çok kolay değil; ya da alternarif çözümler bulacaksın.
  • 18080
    biraz forum tarzı entry olacak, kusura bakmayın.

    sorun şu ki bunu trabzonspor maçı öncesi de yazdım ve özelden tersini savunanlar oldu, her maça favori gösterilmek ve tudor'un kaybetmemek üzerine kurulu oyunu takım üzerinde stres yaratıyor. her maç "favori galatasaray" algısı yaratılıyor, karşılaşacağımız takımın futbolcuları ekstra motive ediliyor, rakip olarak çıkan her takım anti-futbol'un tüm özelliklerini sahaya yansıtıyor, hakem seyirci kalıyor veya teşvik ediyor. bunun üzerine bir de fernando kilitlenince oyuna müdahale edemeyen belhanda'nın, selçuk vs. nin kazma oyunları, kanatlardan atak yapan oyuncu eksikliği oyunu karambol oyununa çevirince tudor da en az bizim gibi kenardan çaresizce izliyor. sonra biz nasıl favori ilan ediliyoruz kimse de kendine sormuyor. veriyorlar gazı, veriyorlar gazı, aslansın enişte, kaplansın enişte, enişteyi beş dubleden sonra sokaktan topluyorlar.

    kahpe bizans'ın oyunlarına gelmemesi gereken takım.
  • 18083
    2016-2017 sezonuna göre kıyasta 2017-2018 sezonu 10 hafta sonunda "+7" puanı var. rakiplerimiz beşiktaş'ın "+0", başakşehir'in ise "+1" puanı var.

    galatasaray (+7)
    - geçtiğimiz sene kayseri'ye içeride yenilmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - geçtiğimiz sene osmanlı deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldik. (+2)
    - rize/sivas içeride yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene antalya deplasmanında galip gelmişken bu sene berabere kaldık. (-2)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa'ya içeride kaybetmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - bursa deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - içeride karabük yine galibiyet. (0)
    - konya deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe'ye içeride yenilmişken bu sene berabere kaldık. (+1)
    - trabzon deplasmanı yine mağlubiyet. (0)

    beşiktaş (+0)
    - içeride antalya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında kaybetmişken bu sene berabere kaldılar. (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene karabük deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - içeride konya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kadıköy deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - içeride başakşehir yine beraberlik. (0)
    - alanya deplasmanı yine galibiyet. (0)

    başakşehir (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında galip gelmişken bu sene mağlup oldular. (-3)
    - geçtiğimiz sene içeride konya'yla berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene adana/göztepe deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - içeride alanya yine galibiyet. (0)
    - beşiktaş deplasmanı yine beraberlik. (0)
    - içeride akhisar yine galibiyet. (0)

    kıyas:
    beşiktaş 77 (+0) = 77
    başakşehir 73 (+1) = 74
    galatasaray 64 (+7) = 71
  • 18084
    sampiyonlugun anahtari kaybedilen maclardan sonra ayaga kalkmaktir. kadro derinligimiz besiktastan veya basaksehirden geride, tudor riza calimbay tarafindan iki defa alt edilmis, senol gunes’in yardimcisi olacak, abdullah avci’dan ders alacak seviyede, tamer tuna’dan bir adim geride, aykut’tan dahi onde diyemiyorum cunku en azindan kucuk takimlarla basarisi var aykut’un, ama hala bu takim 2017-2018 sezonunda sampiyon olabilir. besiktasa basaksehire ligin ilk yarisinda deplasmanda yenilmek dahi cok sorun degil. ama genclerbirligi, alanya, akhisar, malatya(d) ve goztepe maclarinda 15 puan alinmak zorunda. devreye 38 puanla girince ikinci yari sadece ayni performansi tekrarlayip ic sahada besiktasa yenilmemek gerekecek.

    ikinci yarinin da mac mac hesaplari farkli, onu zamani gelince yazar konusuruz. ama bugun gercekci olmak gerekirse bu takim basaksehir ve besiktas deplasmanlarinda toplam 1 puan alsa kardir, hatta tek farkli maglubiyetler bile ikinci yari macinin ardindan ikili averaj hesaplari baglaminda kabul edilebilir sonuclardir. ama diger bes mac kazanilmak zorunda. iste orada tudor ilk hazirlik disinda taktisyenligi, yine mac esnasinda oyun okumasi, oyuna mudahalesi zayif bir hoca olarak bir kondisyonerden fazlasi oldugunu ispatlamak icin motivatorlugunu, liderligini ortaya koyup basaksehire, besiktasa yenilsek dahi takimi ayaga kaldirmali.

    devre bittiginde 38 puanla lidersek kimse trabzon, basaksehir, besiktas deplasmanlarindan puan cikaramadi diye fazla elestirmez. ama buyuk mac kazanamiyorsan diger maclari kaybetmeyeceksin.

    o yuzden daha da ileri gidiyorum, 35 alti puanla ilk yariyi bitirirsek tudorla devam etmeye gerek yok, en azindan gelecek sezon icin. galatasaray staj yeri degil, ya onumuzdeki 7 haftada 15 puanla tudor liderligini ispatlayacak, ya da bu sansi da tepmis bicimde 40 yasinda basarisiz bir teknik direktor olarak italyan kanallarinda yorumculuk kovalayacak. aslinda kendi kariyeri acisindan en iyisi italya’da bir sure yardimci hocalik yapmasi olurdu.

    ben hala bu sansi kullanabilecegine inaniyorum, bence devreye 38 puanla girecegiz, ama bu benim kendi adima tudor’a verdigim son kredi. zaten basaramazsa ikinci yari maclarda yirmi bin seyirciyi gorunce durumu anlayacaktir.
  • 18086
    genel olarak sampiyonluga ulasmak icin 75 puani gecmek sart, 80 puan ise garantiye yakindir. yani ilk yariyi 38-39 puanla bitirmek bizi hedefimize oldukca yaklastirir. kalan maclarimiz;

    genclerbirligi
    basaksehir (d)
    alanya
    besiktas (d)
    akhisar
    malatya (d)
    goztepe

    kendi sahamizda oynayacagimiz 4 maci da cok buyuk ihtimalle kazaniriz, goztepe de biraz zorlanabiliriz. basaksehir deplasmani zorlu olacaktir, ama beraberlik de cok iyi sonuc olur. besiktas deplasmani benim icin soru isareti, tudor'a bu konuda pek guvenmiyorum acikcasi. malatya deplasmanindan da galibiyet cikartiriz. yani benim tahminim son 7 maci en kotu ihtimal 4 galibiyet 2 beraberlik seklinde 14 puanla kapatip 37 puan yapariz, ya da gonlumden gecen 5 galibiyet 1 beraberlikle 39 puan yapariz.

    ikinci devrede fiksturumuz iyi cunku deplasmanda oynayacagimiz takimlar sadece kayseri, sivas, kasimpasa, karabuk, genclerbirligi, alanya, akhisar, goztepe, alanya ve fener olacak. basaksehir, trabzon ve besiktas gibi disli takimlarla hep evimizde oynayacagiz.

    o yuzden ilk devreyi 37-40 puan araliginda bitirirsek sampiyonluk yolunda cok buyuk adim atmis oluruz.
  • 18087
    rakip takımların psikolojik olarak üzerimize oynadığını düşünüyorum. yeni bir takımız ve aslında lige yabancıyız. türkiye'deki gergin atmosferde geçen maçlara oyuncularımız alışkın değil. son 2 haftadaki kırmızı kartlardan sonra her rakibimizin bize karşı pislik yaparak oynayacağını, oyuncularımızı sinirlendireceğini, özel talimat alan hakemlerin sertliklere göz yumacağını tahmin ediyorum. başta tudor olmak üzere herkes tedbirini alsın. yönetimimiz o kadar aciz ki 2 haftadır resmen katlediliyoruz, hiç ağlayamadılar. aynısı fener'e yapılsa şu anda aziz yıldırım görüntülü basın toplantısı düzenliyor olurdu.

    tudor'a yine gelirsek bu adamın sorunu çok gergin ve çok endişeli olması. karşısındaki takım biraz isimli bir takımsa takımının güçlü yönlerini göstermekten ziyade takımının zaaflarını hiç göstermemeye kafa yoruyor. halbuki galatasaray'ı yönetiyorsun sen. bunları öncelikle sen değil rakiplerin düşünecek. anadolu takımı yönetir gibi yönetilmez galatasaray. her maç aynı taktikle oynayacaksın, her maç basacaksın demiyoruz. ama zor maçlara gelince de bu kadar kasma. bu kadar ezberlerini bozma. karşındaki takımlar mükemmel takımlar değil, hatta iki baskı yiyince dağılacak takımlar. ayrıca bu tedbirci yaklaşım da oyuncularımızı geriyor. oyuncularımızın özgüvenini etkiliyor ve agresifleştiriyor. yani biraz relaks hocam. bu ligde şu anda galatasaray ayarında bir takım yok. beşiktaş ve fener acınası durumda. başakşehir'in bize çapı yetmez. sen git takımını sahada mental ve taktiksel olarak geliştirmeye bak. rakibe bu kadar kafa yorarsan onlar da seni kendi seviyelerine çekiyor. şu 2 haftadan ibret alalım, nolur...
  • 18090
    rock n roll'du oydu buydu derken trabzon'a yenilip * namağlup unvanını yitirmesine anlam veremesem de, haysiyetli bir taraftar olarak, tekrar iyi oynamaya başlaması, oynanan tüm ayak oyunlarına her hafta 1 ve 2 (iki) kırmızı kart görmeyerek karşılık vermesi gerektiğini düşündüğüm takımımdır; galatasaray futbol takımı.
  • 18091
    galatasaray'ın sezon başından beri oynamak istediği bir oyun tarzı var. alan daraltarak önde basmak, topu mümkün olduğunca kısa sürede kazanmak, yani forcheking.
    galatasaray ilk 3 maçta bu oyun tarzını mükemmele yakın oynadı ve herkesin takdir ettiği, göze hoş gelen hayranlıkla izlenen bir izlenim bıraktı. öyle ki galatasaray'ın maçları için hafta sonları iple çekilmeye, tribünlerde boş koltuk kalmamaya başladı. tudor futbol aklı ilan edildi, yönetim takdir edildi. çünkü transferler bir ekip ile yapılmış tudor'un bizzat istediği oyuncular alınmıştı.peki bu göze hoş gelen futbol neden ilerleyen haftalarda oynanmamaya başladı.
    forcheking, yani şok pres uygulamasının dezanvatajı, bu taktiğin sadece teknik kapasitesi düşük, hızlı oyuncularla kurulu olmayan takımlara karşı uygulanabilmesi. top rakipteyken alan daraltarak yapılan pres, rakibin tecrübesiz veya teknik kapasitesi düşük oyuncuların panikleyerek topu ayağından yanlış yere çıkarmasıyla sonuç verir ve top hep sende kalır. eğer karşı takım teknik ve hızlı oyuncularla kuruluysa bu sistemin işlemesi çok zordur, antalya, bursa, fenerbahçe ve trabzon maçlarında olduğu gibi. bu takımlara karşı daha çok pas anlayışına dayalı dengeli bir oyun oynamak gerekir, her maça ayrı bir taktik gerekir ki işte burada da kargadan başka kuş tanımayan tudor karşımıza çıkıyor.
    oyun içinde bir b planı olmayan tudor'un maalesef maç başlamadan da teknik taktik olarak çok varyasyonlu bir bir 'futbol aklı' yok.
    tudor bu planı önümüzdeki hafta gençlerbirliği'ne karşı hemde iç saha da çok iyi uygulayabilir, ancak özellikle başakşehir gibi teknik ve hızlı oyunculardan kurulu pas oyunu oynayan bir takıma karşı uygulayamazsın, denersen hezimet olabilir keza beşiktaş da aynı şekilde.
    tudor'un bu maçlarda daha çok kanatların gomis'i daha çok besleyeceği, tolga, ndiaye, fernandolu dinamik ortasahalı bir 4-3-3 denemesi gerekir. fernando'yu 4 lü defansın içine gömen aslında 5 li defansla oynanan bir 5-4-1 gomis' e daha çok saç baş yoldurtur.
  • 18093
    3 kasım 2017 galatasaray gençlerbirliği maçı öncesi sarı kart sınırında olan futbolcular:

    25 fernando
    6 tolga ciğerci
    20 badou ndiaye
    10 younes belhanda
    3 maicon
    4 serdar aziz

    önümüzdeki hafta başakşehir ile oynuyoruz.
    bu futbolculardan ndiaye bu hafta cezalı olduğu için sarı kart göremez. kalanı ise takımın iskeleti.
    ben fernando ve maicon'a birer sarı kart uydurulacağına eminim. ve hatta tolga ciğerci de bonus.

    lehimize de acayip bariz 2 hakem hatası yaparlar. üzerine de bütün hafta linç yeriz...

    bekleyelim görelim.
  • 18095
    3'lü savunmaya taraftarın gereksiz önyargılı yaklaştığını düşünüyorum. geçen sezon 3'lü savunmayla başladığımız her maçta ciddi tepki vardı dizilişle alakalı. halbuki 4'lü oynadığımızda da değişen pek bir şey olmuyordu, elek aynı elekti.* fenerbahçe maçının* ilk bölümü ve gençlerbirliği maçında* 3'lü savunmayla gayet iyiydik. böyle oynayınca beklerin savunma sorumluluğu çok hafifliyor hücumda çok daha verimli oluyorlar. sol tarafa da mariano gibi cevval bir bek bulursak* tabanca gibi takım oluruz yeminle.

    hatta hayalimdeki 11'i de şöyle koyayım;
    --------------------muslera-------------------
    ------denayer------maicon------serdar------
    mariano-----------------------------asamoah
    -----------ndiaye---------fernando-----------
    -----feghouli-------------------belhanda-----
    ---------------------gomis--------------------
  • 18098
    3 kasım 2017 galatasaray gençlerbirliği maçı bizi yanıltmamalı zira oynadığı oyun güven vermiyor.

    sahayı tam parselleyemiyoruz. bir oyuncuya acemice 4 kişi basıyor. böyle olunca arka ve yan tarafta büyük boşluklar oluşuyor. zayıf takımlar bunları kullanamıyor olabilir ama biraz top kullanmayı bilen takımlar bu hataları değerlendirir.

    takım içerdeki maçlarda kendi oyununu oynayabilirken dışarıda sıradan bir anadolu kulübüne dönüyor. pas hataları yapıp ileriye çıkamıyor. büyük takımlar oyunlarını dışarda da kabullendirir.
  • 18099
    11. hafta itibarıyla sezon başından beri gol atan oyuncuları;
    maicon, mariano
    tolga, belhanda, feghouli, rodriguez
    gomis

    şu ana kadar 7 farklı oyuncu ile gol bulmuşuz 11 haftada.
    ilerleyen haftalarda serdar'ın da kornerden goller bulacağını düşünüyorum. aslında akan oyunda defans hattımızda en çok pozisyona giren futbolcu linnes. çünkü dripling yeteneği oldukça iyi ve ters ayağıyla bazen ceza sahası çaprazından içeri doğru verkaç ve çalımlarla girip şut bulabiliyor. tudor'un bolca şans vermesi halinde onun da ligi en az 2-3 golle tamamlayacağını düşünüyorum.

    11 haftada 7 farklı futbolcunun gol bulması bana göre iyi rakam. takımın oyuna katılımının yüksek olduğunu gösterir. bu konudaki olumsuzluklara gelirsek:

    bence skora katkı anlamında ndiaye potansiyelinin çok altında. aynı tolga gibi bol bol rakip ceza alanına koşu yapmalı. böylece yaratıcı yeteneklerini kullanma şansı olacaktır. tudor ndiaye'ye defansif görevler vermiş olabilir fakat ceza sahasına koşu yapma, rakibi ortadan yaracak özel yeteneklerini kullanma ve gol atma dememiştir. özellikle baskı yerken daha fazla görmek istiyorum ndiaye'yi.

    onun dışında belhanda'nın da attığı gol sayısı 1. gerçi sezon içerisinde bu rakamın 3-4 olmasını sağlayacak kadar net pozisyon buldu ama golü nedense atamadı. onun da takıma verdiği gol katkısını arttırması iyi olacaktır.
  • 18100
    en önemli problemlerinden biri malumunuz fernando’ya yapılan baskı. burada bir futbolcu fernandoyu kilitlendiğinde arkasında bir boşluk bırakır ki, o boşluğu değerlendirip oyunu kurması gereken futbolcular belhanda ve n’diyaye’dir. bu ikisi gereken katkıyı yapamadıklarında veya topu kanatlara aktaramadıklarında gol atma becerisi kısıtlanıyor. bu soruna alternatif üretemediğimizde iyi pres yapan takımları yenme ihtimalimiz de maalesef çok düşüktür. normal şartlarda büyük takımlara adam adama oynadığınızda tek paslarla kanatlara atılan toplar sayesinde sizi mahvederler. işte burada en büyük eksiklik rodrigues dışında kanat oyuncumuzun olmaması. abdul kader keita tarzı iki tane kanat oyuncusu olsa bu takım lig’de maç kaybetmez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın