• 16126
    galatasaray'ın başarılı olması için orta sahayı hızlı geçmesi gerekiyor, orta sahada top süren yada dikine pas yapan adam lazım. melonun topla gidişinin bi benzeri chedjou'da var ama onunla da ikili orta saha yapılmaz, 3'lu yapacak olsan kanatlar da var sneijder devre dışı kalır o da olmaz.

    tolga tamamen iyileştiği zaman jong tolga orta sahasını çok merak ediyorum tabi selçuk'u kesebilirse riekerink.

    podolski gitmez ise şöyle bir ilk 11 görmek isterim:

    chedjou transfer dönemi bittikten sonra kafasının rahat olacağını ve tekrardan kendisini takıma vereceğini düşünüyorum.

    yasin'i her ne kadar sevmesem de başarılı oyununu sürdürdüğü müddetçe 60'a kadar oynatıp sonra garry sokma taraftarıyım.(yorulan rakip karşısında iyi işler yapar)

    -------------------------muslera------------------------------
    -linnes------chedjou----------hakan-----------------carole
    ------------------tolga------------de jong--------------------
    --------------------------sneijder-----------------------------
    -yasin----------------------------------------------bruma----
    --------------------------podolski-----------------------------
  • 16127
    son form durumlarına göre ideal orta saha 2lisi josue-de jong veya josue-tolga olmalıdır. tabi gerçek dünyada selçuk kesilemeyeceği için bu mümkün değil.

    en azından tolga de jong dönse bile josue-selçuk orta sahasında ısrar etmekte fayda var. hiç oynamadığımız kadar dikine oynadık josue 10 değil de 8 oynayınca. belki her maç 2 gol yeriz ama en az 3 tane de atarız gibime geliyor. ben denerdim valla. kaybedecek ne var?
  • 16128
    bir stoper her şeyi değiştirirdi. bu saatten sonra takım savunması taktikle antrenmanla oturacak değil. bir adam alır ortaya çakarsın. 8 gol az yedirir ilk yarıya göre. bu tren kaçtı. ikinci en basit çözüm hızlı oynamak. kusura bakmayın da kimi maçlarda takım eşşek hızında oynuyor. az adamla pozisyon yakalıyoruz kaleye gitmek yerine topu muslera'ya gönderiyorlar. kimi maçta da yapılan atağa inanamıyorsun. tık tık pas yapıp 3 saniyede golü atıyorlar. çözüm basit. bruma'ya atamayacağın topa vurma diyeceksin. karşı karşıya kalıp da kuş tüyü gibi yumuşacık vuruş yapacağına içeri birisi koşsun ona bırak. bakın artık yenecek bir golün de kaçırılacak bir golün de telafisi yok. çok gereksiz puan kayıpları yaptık. beşiktaş maçı, başakşehir maçı, trabzonspor maçı, karabükspor maçı hep gereksiz kayıplardı. bakın buraya yazıyorum. önümüzdeki 5 maçı kazanırsak 5. maç sonunda lideriz. işin içine biz girince ne bjk ne fb ne başka takım yarışı kaldırabilir. bunlar titrer, kendi kendilerine kaybeder. bizim adımız hepsinin toplamından daha büyük. yeterki ilk önce 5 maçı kazanalım. şampiyonluk bize geçecek o zaman.
  • 16129
    ya doğru düzgün, çok koşan, pres yapan, alan kapatan çift yönlü bir orta saha transferi yaparak 16/17 sezonunda şampiyonluk şansını yükseltecek ya da hiç transfer yapmayarak hatta belki podolski'yi satıp abuk subuk bir santrafor alarak ilk 4 mücadelesi verecek takımdır. bu kadar basit.

    bu takım eğer hala "selçuk üzülmesin" diye orta saha transferi yapmayacaksa kimse kusura bakmasın ama yaşayacağı sonuçları hak eder. şuraya kadar sallana yuvarlana geldik. bir sonraki maçımız kayserispor ile. kayseri dün feneri 4lemekle kalmadı sahada da ezdi. kendi evimizde bile olsa oldukça zor bir maç oynayacağız yani. o maçtan kimse kesin galibiyet beklemesin. mağlubiyet bile şaşırtıcı olmaz.

    stoper transferi konusundaki hakkımızı aynı sezon başındaki gibi berbat bir şekilde kullandık. buradan eksideyiz zaten. ama orta saha transferi yapmama gibi bir lüksümüz yok. bizim yönetim kafayı çalıştırsa gider ferri için lyon ile 1 milyon € yarım sezon kiralama ve 5 milyon € satış opsiyonu karşılığında anlaşır. lyon diretmez böyle bir şeye. ferri zaten gelmeye hazır deniyor. ona ödeyeceğimiz yıllık ücreti kimse ödemez. gelir gelmez de fark yaratacağı bir gerçek. zira josue dene kazma bile fark yaratabiliyor.

    bu sezon şampiyonluk çok önemli. her yönden. en az 5 senemizi etkileyebilecek bir durum. şampiyonlar ligi'nde doğrudan katılım ve oradan gelecek parayı yaz transfer sezonunda kullanmak demek takımı yenilemek demek. psikolojik üstünlük demek. transfer yapma konusunda bizden daha kısıtlı olan bjk ve feneri arkada bırakmak demek. yayın gelirlerini, şampiyonluk sonucunda yapılacak satış gelirlerini, kombine gelirlerini saymıyorum bile.

    bu risk alınabilir bir risktir. biz riva ve florya'yı birileri keyiflensin diye peşkeş çekmedik.
  • 16132
    beşiktaş maçı dahil önümüzde 3 maçtan takır takır 3 puan çıkartıp kartları yeniden dağıtmalıyız. şampiyoluk istiyorsan beşiktaş'ı evinde tertemiz yeneceksin. bunu başarırsak en iyi ihtimalle 2 puan kalır önümüzde beşiktaş ile. ki haftya beşiktaş da karabük deplasmanına gidecek.

    kimsiniz lan siz 19.hafta sonunda birilerini şampiyon ilan ediyorsunuz!
  • 16133
    mevcut kadrosu ile 2016-17 sezonunun 2. yarısına girecek takım. girdi zaten de, takviye yapılmayacak yeni. gelen haberler o yönde, bunları okuyoruz. fark yaratmıyorsa gelecek isimler gelmesin zaten.

    tolga sağlıklı olsa bence lig için ideal takımımız var, yeter 15 maç için. ancak antrenör yok. o eksik çok ciddi işte. son haftalara ipleri elimizde tutmaz isek mutlu son imkansız bence. bunun da tek yolu bjk derbisinin ardından bjk'nin önüne geçmek. devamını oyuncu grubu getirir. sürekli eleştirilseler de sabri ve selçuk bu anları çok fazla yaşadılar. e zaten sneijder, muslera var. ligde ne yapması gerektiğini bilen isimler.

    içerisi neyse de deplasmanların hepsi korku filmi gibi duruyor. hakkımızda hayırlısı. ciddi şansa ve adil oyuna ihtiyacımız var. 15 maç özelinde tek handikapı hocasının olmayışıdır.
  • 16135
    2017 ocak ayina bakinca: ahmet calik ve garry rodrigues'i transfer edildi. salih dursun, lucas ontivero, volkan pala, emrah bassan, umut gundogan, kolbeinn sigthorsson, hamit altintop ve jem karacan'la yollar ayrildi. sezon sonunda da sabri, chedjou, berk ismail ve josue'nin kontratlari sona eriyor, ve muhtemelen yollar ayrilacak. cavanda ve endogan adili'yle yazin yollarin ayrilmasi yuksek ihtimal.

    yapilan transfer hatalarina ragmen kadro temizligindeki israr galatasaray'i ister istemez dogru yola sokuyor. onumuzdeki sene temizlikte israr edilir, az ancak isabetli transferler yapilabilirse galatasaray onunu acabilir.

    2018 mayisinda de jong, hakan balta, podolski ve sneijder'in kontratlari sona eriyor, bu oyuncular 33-34 yasinda olacaklar. yani galatasaray 2017 sezonunu bu 4 tecrubeli isminin etrafindaki genc kadroyu guclendirerek gecirecek. bu da demek ki bruma, linnes, rodrigues, ahmet, semih, carole, tolga, serdar ve koray'in gelisimlerini surdurmesi gerekiyor.

    yani 2017 galatasaray'i su sekilde olacak:
    kalede muslera, yedegi cenk.
    sag bek linnes.
    sol bek carole.
    stoperde hakan/koray ayagina hakim, ahmet/semih/serdar da sert stoper.
    savunmanin onunde de jong.
    tamamlayici orta saha rolunde tolga/selcuk.
    10 numarada sneijder.
    kanatlarda bruma/yasin ve rodrigues/sinan.
    santrforda da eren/podolski.

    bu kadro kadro derinligi birer sag-sol bek ve bir orta saha oyuncusu transferiyle saglayip, uzerine bir tane ust duzey orta saha transferi yaparsa ortaya bambaska bir takim cikar. diger yandan... eger tolga geri donemezse, koray beklenilen asamayi katedemezse, ahmet/semih/serdar'dan tek bir duzgun stoper cikaramazsak, sezon sonu en kaliteli 5 oyuncusundan 4unu kaybedecek bir galatasaray'i toparlamak yillar alir.

    galatasaray cok kritik bir yarim devre oynayacak, ve en az bir o kadar kritik bir yaz transfer donemi gecirecek. umarim bu yonetim bu viraji hasarsiz donebilir.
  • 16139
    kayseri ve rize maçlarını kazanırsa, içerdeki beşiktaş maçından çok bir sonraki hafta antalya maçını düşüneceğim takım. içerde hiçbir problemimiz yok, o çok övülen başakşehir'e bile 2 saçma yan topta kaybettik. o yüzden son 3 maçı kazanırsak,o momentumla beşiktaş'ı arena'da psikolojik olarak yaralayacak bir skor bile alabiliriz. ama bizim sorunumuz deplasman. antalya şu an ligde her takıma ters gelebilir ve devamlı kazanıyorlar. dolayısıyla o deplasman, galatasaray'ın bu işi ne kadar götürebileceğini çok net olarak gösterecek. kaldı ki hemen ardından da trabzon ve başakşehir deplasmanları var. saydığım 3 deplasmandan minimum 7 puan çıkarırsak işte o zaman şampiyonluğu konuşabiliriz.
  • 16140
    en önemli eksiği sağ bek ve sol bektir.

    atıyorum bugün eboue ve riera bizde oynadıkları halleriyle takıma dönseler 2016-2017 sezonunu şampiyon bitiririz.

    bak evet ahmet çalık - balta stoperleri , selçuk - de jong orta göbeğiyle şampiyon oluruz. sırf eboue ve riera yeterli olurdu. tabi eboue ve riera tipi dememe gerek yok heralde.kendilerinin bu saatten sonra döneceği yok. o kalitede diyelim.

    sabri - linnes - cavanda - carole - sol bek balta. yok arkadaş hepsini topla sağda eboue solda riera etmez ki an itibariyle takımın en düşük seviyeli mevkileri bunlar.
  • 16141
    ceza sahasina kanatlardan ortalar ile degil, göbekten pas ve verkaçlar ile girdiginde daha tehlikeli oluyor. önde basip oyunu rakibin ceza sahasina yiktigimizda hizli ve teknigi yüksek oyuncularimiz sayesinde kisa sürede golle burun buruna kaliyoruz ve poldi, sneijder ve eren gibi son vuru$lari iyi olan oyuncularimiz ile de skora gidebiliyoruz. buna bruma ve hatta yasinin ortalama üstü performansi de eklenince birden çok gol atan takima evriliyoruz.

    lakin burada en belirleyici faktör sneijder'in hizli dü$ünüp, topu ayagindan hizli çikarmasi oldugunu dü$ünüyorum. öte yandan tek maç üzerinden yorum yapmak pek dogru olmaz ama selçuk ile josue'nin de orta sahada iyi bir ikili olduklarini gördük.

    riekerink hoca topa sahip olmayi ögretti bunca aydir. asil hedef top sahip olmak, topla oynamak, topu rakibe vermemek diyordu. bir sonraki hedefi topu hizli kullanmakti.

    bakalim sirasi ile önce ztk'da ba$ak$ehir ve ardindan ligde fener'e 4 atan kayserispor kar$isinda ortaya nasil bir futbol koyacagiz.

    4-5 attiktan sonra 2 tane yeme lüksünde olur.
  • 16142
    biraz uzun yazacağım. sıkılan arkadaş olursa kusura bakmasın. ama işimi gücümü bıraktım bu yazıyı yazmak için. bazı yalanların ifşa edilmesi ve gerçeklerin görülmesi lazım. zira yine boşa bir yazı olacak ama en azından içimi dökmüş olurum.

    öncelikle şu takım içi maaş bütçesi konusundan başlayalım. medyada deniyor ki "galatasaray'ın sadece 1 milyon €'luk maaş bütçesi kaldı". toplama çıkarma biliyoruz çok şükür. bakalım o zaman.

    muslera: 3 milyon 300 bin € net, maç başı 20 bin €. bu sezon şu ana kadar 20 maç oynamış. 20 daha oynasa 40 yapar*. yani 800 bin €. toplam 4 milyon 100 bin €

    cenk: 900 bin € net, maç başı 10 bin €. bu sezon toplam 7 maç oynamış. kupada artık oynayamaz. bir aksilik çıkmazsa 3 maç daha oynar. etti 10 maç. yani toplam 1 milyon €.

    eray işcan: 900 bin € (evlat acısı gibi).

    ahmet çalık: 450 bin €. puan primi 5 bin €. 20 maçtan hesaplasan ortalama 100 bin €. toplam 550 bin €

    serdar aziz: 2 milyon € net, maç başı puan usulüne göre. 6 maç oynamış. hepi topu 50 bin € almıştır. 2 milyon 50 bin €

    semih kaya: 1,7 milyon € net + 15 bin € maç başı. 14 maç oynamış, 16 daha oynasa 30 eder maksimum. 450 bin €'da oradan etti 2 milyon 150 bin €

    chedjou: 2,2 milyon € net + 10 bin € maç başı. 15 maç oynamış. daha da oynamaz bence ama 5 maç daha diyelim. buradan hesapla 2,4 milyon €

    koray günter: 900 bin € + 7,5 bin € maç başı. bu saatten sonra oynayamaz.

    hakan balta: 1,250 bin € net + 10 bin € maç başı. 18 maç oynamış. 18 daha oynasa eder 36. 1 milyon 610 bin €

    carole: 700 bin € net + 15 bin € maç başı. 23 maç oynamış. 20 daha oynasa 43 eder. 1 milyon 345 bin €

    cavanda: 875 bin € (oha) net + puan primi. ortalama maksimum 900 bin € diyelim.

    linnes: 950 bin € net + 10 bin € maç başı. 13 maç oynamış. 13 daha oynasa eder 26. 1 milyon 210 bin €

    sabri: 1 milyon 250 bin € (yuh be arkadaş) net + 5 bin € puan primi. 23 maç oynamış. 40'a tamamlar. ortalama 150 bin € diyelim. 1 milyon 400 bin €

    de jong: 2,5 milyon € + 250 bin € (25'e tamamlar maç sayısını) + 5 bin € maç başı. 17 maç oynamış 17 daha oynasa 34. 25'ten hesaplasak 2 milyon 875 bin €.

    selçuk inan: 2 milyon 875 bin € net + 25 bin € maç başı. 21 maç oynamış. 20 daha oynar. hadi 40 diyelim. 3 milyon 875 bin €.

    tolga: 2 milyon € net + 5 bin € puan primi. 11 maç oynamış. en fazla 20 yapabilir. 15'ten hesaplasak 2 milyon 75 bin €

    yasin: 1 milyon 100 bin € net + 10 bin € maç başı. 23 maç oynamış. 40'a tamamlar. 1 milyon 500 bin €

    sneijder: 3 milyon 200 bin € net + 1 milyon 300 bin € imza + 20 bin € maç başı. 20 maç oynamış 40 yapsa 5 milyon 300 bin €

    josue: 700 bin € + bin € puan primi. 750 bin € etsin maksimum.

    bruma: 1 milyon 200 bin € net + 20 bin € maç başı. 24 maç yapmış. 40 maç yapar o da. 2 milyon €

    garry rodrigues: 675 bin € net + puan primi. 700 bin € eder en fazla.

    sinan: 550 bin € + 6 bin € maç başı. 14 maç yapmış. 25'i bulamaz ama hadi diyelim. 700 bin €

    podolski: 3 milyon € net + 20 bin € maç başı. 17 maç oynamış. gitmezse 35 yapar. 3 milyon 700 bin €.

    eren: 2 milyon 150 bin € + puan primi. 150 de o olsun. 2 milyon 300 bin €

    altyapıdan gelenler filan var. onların da toplamı fazlasıyla 1 milyon € olsun. hamit'e de 1 milyon 650 bin € ödedik diyelim.

    haydi toplama bakalım: 48 milyon 940 bin €

    haydi fazlası olsun ya 55 milyon € diyelim. bakın 6 milyon € fazladan söylüyorum. en az 2 futbolcu parası yani.

    neydi peki bizim sınırımız? 65 milyon €. aradaki farkı söylememe gerek yok sanırım. demek ki neymiş ücret farkımız 1 milyon € değil en az 10 milyon €'ymuş.

    şimdi bu yalanı ifşa ettikten sonra gelelim kadro yapısına. biraz yoruldum bu yüzden burayı kısa keseceğim.

    sezon başındaki berbat transfer politikasını bir kenara bırakıyorum. alınan oyuncuların yarısından fazlası sakat zaten. de jong bile sakat geldi de ilk maçında 10 dakika oynayıp oyundan çıktı. abuk subuk oyunculara verilen paraları filan geçiyorum. orası ayrı rezillik.

    bu takımın sorunu hala hücumdur. "en çok gol atan takımız" safsatasını bir kenara bırakalım. hücum ederken topu rakip sahada tutamıyoruz. hep karambol pozisyonlardan goller atıyoruz. böyle hazırlanmış, çalışılmış gol sayımız 2 elin parmaklarını bulmaz. onlar da hep kofti takımlara karşı.

    bu takım ne yazık ki 2-3 tane yeniçerinin elinde oyuncak olmuş durumda. bu adamlar sürekli oynatılıyor ve sürekli de takımın içine ediyorlar. kulübün başında basiretsiz bir yönetim, takımın başında da kimseye söz geçiremeyen aciz bir teknik direktör olunca durum bundan farklı değil.

    mesela biz sırf selçuk oynayacak diye hep çift ön libero oynuyoruz. aslında bizim 4-2-3-1 değil 4-1-4-1 oynamamız lazım. 1 tane ön libero olacak 1 tane ofansif orta saha olacak 1 tane de hem hücumda ortalama iş yapan, pırpır hem de pres yapan, rakibin kovalayan oyuncu olacak. bu takımda o tek ön liberoyu oynayabilecek 2 oyuncu var: önce tolga sonra de jong. bizim esas sneijder'in yanına bir box-to-box transferine ihtiyacımız var. neredeyse 3 senedir böyle bu. ama gelin görün ki selçuk bet o box-to-box oyununu oynayacak ne güce ne de yeteneğe sahip olmadığı için biz çift ön libero oynuyoruz ve rakip sahada sürekli eksik kalıyoruz.

    ama hala bunda ısrar ediyoruz. neden? nedeni belli. yönetim yerli oyuncuların paralarını ödemiyor. ödeyemiyor. riva ve florya peşkeş çekildi ancak buna rağmen hala ortada para yok. eh yerli oyuncu zaten alacağının yarısını alıp gitse ülkenin %90'ından açık ara daha zengin bir kişi olacak. bugüne kadar zaten bunun 4-5 katını kazanmış. ses çıkarmıyor. bizimkiler de hem yerli oyuncu alıyor hem de yerli oyuncuları düşük ücretli ve sessiz yabancıların önünde tutuyor. bir de biliyorlar ki herhangi kalburüstü bir orta saha oyuncusu alsalar selçuk kulübeye zorla gönderilecek. zira sezon başında tolga, devamında ise de jong iyi performans gösterdiler. bunlarında yanında sırıtan hep selçuk'tu. bu ikili bir türlü aynı anda sahada olabilecek durumda olmadı. şimdi" fener maçı" diyenler olacaktır. dinlemeyin onları. yönetim biliyor ki 1 tane kalburüstü orta saha oyuncusu selçuk'u kulbüeye itecek. bu nedenle almıyorlar. başka açıklaması yok bunun. hele hele tolga hala sakat ve dönüşü belirsizken.

    aslında daha yazacak çok şeyim vardı ama önceki entrylerimde yazdım hepsini. biraz da yoruldum, kusura bakmayın.
  • 16145
    transfer dönemi kapandığına göre rotasyonu net olarak yazabiliriz. serdar aziz'i saymazsak 22 kişilik bir rotasyon var.

    kale: muslera, cenk gönen

    sağ bek: martin linnes, sabri sarığlu, luis pedro cavanda
    sol bek: lionel carole, martin linnes
    stoper: semih kaya, ahmet çalık, chedjou, hakan balta, koray günter*

    orta saha(6): nigel de jong, tolga ciğerci(u: 6 mı 8 mi karar veremiyorum, sadece defansif yöne daha güçlü olduğu için 6'ya yazdım)
    orta saha(8): selçuk inan, josue
    orta saha(10): altın portakal

    kanatlar: bruma, yasin öztekin, garry mendes rodrigues
    forvet: lukas podolski, eren derdiyok, sinan gümüş

    hücum hattımız gerçekten ligin üstünde ama orta sahadan kaleye kadar azalarak bitiyor resmen kadro kalitesi. musleragibi bir dev olmasa kalede içimizden geçerler.
  • 16147
    manuel neuer'i de yedek kaleci yapsa huyundan mı suyundan mı onun da mallaşacağı takım. kendimi bildim bileli şu takımda türkiye kupasında bile içimi rahat ettirecek bir yedek kaleci görmedim. hayır alınan adamlar isim olarak kaliteli isimlerdi. ufuk gelecek vadederdi. sinan, muslera öncesi 1. kalecilik için uğraşılan biriydi. cenk yıllarca beşiktaş kalesini korudu. yok yok yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın