henüz içeride oynadığımız bursa maçı oynanmamışken biz şampiyonluğu kaybedersek içeride oynanan rize ve antalya maçları yüzünden şampiyonluğu vereceğiz demiştim. elbette bu sezonki deplasman performansı kabul edilemez fakat bu iki maç ve yine iç sahadaki kayseri maçı kazanılmış olsa arada puan farkı olmayacaktı tüm bu rezilliğe rağmen. ayrıca takımın sezonun son çeyreğine girerken yaşadığı psikolojik çöküntüyü de yaşamayacağı veya daha kısa sürede atlatma imkanı bulacağı ihtimali de ciddi olarak gündeme alınması gereken bir konu olurdu bu üç maç kazanılsaydı.
buradan çıkartılması gereken ders; önümüzdeki sene içeride tüm maçları kazanmayı hedeflememiz gerektiği. ben açıkçası geç olmasına rağmen
roberto mancini'nin tüm oyuncuları kazanmaya başladığını, bir yaz kampı ve birkaç doğru takviye ile önümüzdeki sene çok çarpıcı bir performans sergileyebileceğimizi düşünüyorum. bu sezon galatasaray camiası için oldukça sarsıcıydı, öyle veya böyle en az hasarla atlatıldı. önümüzdeki sene bu sarsıcı etkiler olmadan, daha az baskı ile çalışma imkanı bulacak olan sinyorun bu şansı hak ettiğine inanıyorum. bu inancın altında yolların ayrılmasının doğrudan ve dolaylı yoldan neden olacağı maddi yük ve galatasaray'ın bu gibi konularda asla yeterince süratli biçimde hareket edememek alışkanlığına sahip olması da ciddi etkenler. duygusallıktan ziyade akılcılık yaparak bu sonuca ulaşıyorum yani kendi namıma. ben de sezon içerisinde söz konusu sarsıntılardan dolayı son düzlükte "ya bu adamla da olmayacak artık, belli oldu bu. yolları ayırmalı." noktasına birkaç defa savruldum fakat bu sezonun ön yargılarını bu sezonda bırakarak sneijder önderliğinde yeni sezona çok daha güçlü bir giriş yapabileceğimiz konusunda umutvarım.
siz de öyle olun!