• 8028
    ben futbolda istikrardan yanayım. buna teknik kadro da dahildir, takımın sistemi de. fatih terim 3. kez takımın başına geçtiğinde, herşeyi sil baştan yapmaya gelmişti; takımı, altyapıyı, teknik kadroyu vs vs. en büyük beklentim, bugün birçok avrupa takımının da yaptığı gibi sadece a takımına değil, tüm yaş gruplarına aynı sistemi öğretmenkti. eğer yeniden yapılanan bir takıma geliyorsanız, sisteme göre oyuncu kadrosunu oluşturursunuz; ama oturmuş bir takıma geliyosanız ya da iyi kadrosu olan bir takıma geliyorsanız var olan oyuncu kadrosuna göre bir sistem uygularsınız.fatih terim, yıkılmış bir takımı yeniden yapılandırma için gelmişti.
    transferler vs yapıldı, takım sezona 4-1-4-1 dizilişiyle çıktı. kısır futbol olunca, 4-4-2ye dönüldü ve çok iyi sonuç verdi, muhteşem futbol, bol gollü karşılaşmalar ve şampiyonluk. ikinci sezon, 4-4-2yle devam edildi, ama önceki sezona oranla oynanan oyun çok iyi değildi. devre arası wesley sneijder ve didier drogba takıma katıldı, hooop 4-1-2-1-2ye dönüldü. kısa vadede ligde ve şampiyonlar liginde sonuç verdi bu değişim ve yine şampiyonluk geldi. ve 3. sezon.. takım şu anda 4-1-2-1-2 oynuyor yine, ama fatih hocanın bir kanat oyuncusu istediği konuşuluyor, ki bu da sistemin yine değişeceği anlamına geliyor. en kuvvetli aday, 4-2-3-1.
    son 2 yılda rakiplerinin mahkemelerde savunma vermekle boğustugu bir ortamda, en başından bir sistem belirlenip, o sistemi her sezon biraz daha geliştirirerek bugün gıptayla izlediğimiz “makine düzeninde” oynayan bir takımımız olabilirdi 3 sene içerisinde. ama biz her sezon garip garip işler yapıyoruz, sistem değiştiriyoruz, varolan bir sisteme göre değil de gelen oyunculara göre bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz.
    şimdi gelecek kanat oyuncusuna yer açmak için ne yapılacak acaba? burak yılmaz sağ kanada mı geçecek? yoksa kulübede mi oturacak? peki o sol kanat gelince, muslera-eboue-chedjou-melo-sneijder-drogba 6lısındann hangisi kesilecek? hepsi bizim için çok kritik oyuncular, en kolay vazgeçilecek isim emmanuel eboue olur belki ama onun alternatifi de yok kadroda, ne sabri sarıoğlu ne de hamit altıntop eboue’nin tadını almış bizleri bu saatten sonra memnun etmez.
  • 8030
    geçen yıl manchester united, braga ve cluj ile eşleşmiştik.

    bu yıl ise real madrid , juventus ve kopenhag

    real madrid ve manu karşılaştıracak olursak hemen hemen denk takımlar, real'in bir tık daha önde olması sebebi ronaldonun olması. bale 'yi de alırlarsa geçen yıla göre daha zor bir kura çekmişiz demektir.

    juventus ve braga ; grup için ''çok zor'' yorumlarının yapılmasının sebebidir juventus. braga ile karşılaştırılamaz bile. braga 50 ise juventus 80 dir 100 üzerinden, farkeder mi ? koyup geçeriz

    cluj ve kopenhag; şahsi kanatim her ne kadar kuzey takımları bize daha ters gelse de cluj daha zorlu bir ekipti geçen yıla göre. 4. torbadan nispeten daha kolay bir takım çektik diyebilirim.

    yolun açık olsun cimbombomum.
  • 8031
    şampiyonlar ligi maçları yaklaşıyor ve yabancı sınırından kadroya giremeyen ve forma şansı verilmeyen oyuncuların göbek bağlaması ihtimalinden dolayı bir an önce hafta içlerinde hazırlık maçları yapması gereken takımımız.

    geçen sezon bayağı yapılmıştı.izlemek falan değil amacım tamamen oyuncuların form tutması gerekliliği. amrabat'ın ve riera'nın engin'in emre'nin ceyhun'un dany'nin maç temposu kazanması gerekiyor. fatih hoca geçen yıl bayağı yapmıştı bu yıl da yapmalı.* * hem böyle maçlarda alt yapıdaki oyuncular da kendilerini göstermeye çalışır.fena mı olur?
  • 8032
    şampiyonlar ligi b grubunda elenirse, uefa kupasında yarı finale kalamazsa kan çıkartacağım takımdır. yahu bu takım şampiyonlar liginde yarı final oynamalı. es kaza bi golle uefaya gidersek ve bu takım uefada yarı final göremezse, gerçekten emekler boşuna gitmiştir.
    şimdi kafam güzel, yarın size neden böyle düşündüğümü bi daha yazıcam. öpüyorum fatih hocamın elinden. grande terim. sen bilirsin işini.
  • 8033
    fenerbahçe'nin şike yaptığı gerekçisiyle, 1 senesi tedbir amaçlı olmak üzere 3 yıl avrupa'dan men,
    beşiktaş'ın şike yaptığı gerekçesi ile 1, mali dengesizlik yüzünden 1 olmak üzere toplam 2 yıl avrupa'dan men,

    edildiği bu dönemlerde,
    2 senedir lig şampiyonluğunu kazanan ve bir şampiyonlar ligi çeyrek finali gören,
    bu sene de arena'da juventus ve real madrid'i ağırlayacak olan takım.

    ne kadar gurur duysak az.
    adnan polat'ından ünal aysal'ına herkese sonsuz teşekkürler.
  • 8036
    takımımız konusunda en sinir bozucu şey karşısındakine göre oynamasıdır.öyle bir takımdır ki real madridi,juventusu yenebilecek ama kopenhaga yenilebilecek kapasiteye sahiptir.bu hep böyle olmuştur.büyük maçlara ayrı bir motivasyonla çıkar öyle çatır çatır oynar fakat daha küçük maçlarda o performansı gösteremez.büyük takım olmak için gereken en önemli şeylerden birisi de bu olsa gerek.real'e manu'ya karşı oynadığın gibi bursaya karşı oynasan gole boğacaksın onu,karabük ne ola ki karşısında zorlanıyosun.barcelona bunu yapıyor,bayern bunu yapıyor sen de yapacaksın.bunun en büyük sebebi de kondisyon olsa gerek ki,ligteki maçlarda belki rolantiye alıp kendini yormuyor takım.belki bu da bir taktik ama man.united'e oynadığın gibi fenerbahçeye karşı oynayıp 5 sallayabildiğin,istikrarlı bir şekilde bu oyunu sürdürüp küçük,büyük farketmez aynı oyunu oynayabildiğin-büyük takımları 1-2 farkla yenersin berabere kalırsın ama küçük takımlara 4-5 sallarsın- gün avrupanın en büyük takımlarından olacaksın.
    not:yazar burda fenerbahçeyi yenmenin büyüklük kriteri olduğunu söylememiştir lütfen yanlış anlaşılmasın.
    not-2:yazar işbu entry'de herhangi bir maçı kastetmemiş ve özel olarak bahsetmemiştir o nedenle "hangi maç" olduğu belirtilmemiştir.
  • 8037
    bence oyun ve teknik acidan dusunmeyi bir kenara birakirsak mevcut en buyuk problemi oyuncu maaslari olan takimimiz.
    mac basi ucretleri ve senelik garanti ucretlerin bu kadar cok olmasi biraz problem yaratiyor aslinda.

    ornek olarak dusunmemiz gerekirse, sabri sarioglu'nun senelik garanti ucreti 1,250,000 amerikan dolaridir. bu da mevcut kurdan dusunursek yaklasik olarak 20.000 forma satisindan elde edilebilecek gelir (kar degil, dikkatinizi cekerim) demektir (mac basi ucretleri hesabin disinda). kaldi ki sabri sarioglu takimdaki en yuksek maasi olan oyuncu degil.

    su donemde belki pek etkisini goremiyoruz ama orta vadede basarisizliklar gelirse ciddi problemler yasayabiliriz.
    bu sorun karsisinda benim cozumum kadroyu biraz daha daraltip maas odemesi icin butce yaratmak. aydin yilmaz'in sozlesmesinin yenilenmemesi (bildigim kadariyla halen kendisi serbest) bu baglamda degerlendirilebilecek guzel bir ornek.

    bir diger ornek, hamit altintop uzerinden verilebilir. 2,900,000 euro ilk yilinda, 2,750,000 euro ise simdi kendisine garanti ucret olarak verilmektedir (yukaridaki salak forma hesabimiza gore 57000 forma satisi). kendisinden aldigimiz verim kimilerine gore yeterli kimilerine gore ise az bulunmakta. ancak meseleye aldigi ucret uzerinden yaklasirsak pek cogumuz (fabrikator kafasiyla yaklasip) o ucretin oyununu oynamiyor diyebilir.

    halbuki kadro bollugu yaratan oyunculardan bir paket yapip (ornek bir paket emre colak + kazim kazim) yerine bir tane istenilen seviyede ya da gelecek vaat eden bir oyuncu alinabilir. su an http://www.galatasaray.org/futboltakimi/ sitesinde gorebilecegimiz 25 kisilik bir kadro var, eminim pek cogunuz (ozellikle futbolu ve oyuncu isini benden iyi bilen) bu kadrodan 5 kisi gonderip yerine cok daha verimli ve etkili kullanilabilecek 2 kisi alabilir. ki bence buyuk takim olmanin yolu da buradan gecmektedir.

    uzun lafin kisasi, umuyorum ki bu maas politikamiz ve kadro siskinligimiz ileride sorun yaratmaz. benim bu entry'de verdigim isimlere takilmayin, daha ziyade fikri anlatmaya calisiyordum.
  • 8039
    artık duran toplarda bi stratejimizin olması lazım. bu durumdan çok rahatsızım. 30 ağustos 2013 eskişehirspor galatasaray maçında 35 metreden drogba topu ben alıp vuracam havasında kimseyi dinlemeden iş yaparsa olmaz. hiç hoşuma gitmiyor bu görüntü. en kısa sürede hangi pozisyonda kimin topun başına geçeceğinin ayarlamasını yapması gereken ve bunu çok net bi şekilde uygulayan takım hüviyeti kazanmamız lazım. yoksa mahalle maçından hallice bir görüntü ortaya çıkıyor her duran topta.
  • 8046
    kendi taraftarınca göklere çıkarılıp 3 maç sonra yerin dibine geçirilen takım. kim dedi size twitter'da şikecilerle goygoy yapın diye. mal gibi ortaya çıkıp nisan'da şampiyonuz diye atlarsan 2-3 maç puan kaybedince kendini kötü hissedersin tabi ki.

    adım gibi biliyorum ki bizim bu boş taraftar beşiktaş bir kaç maç daha kazanınca bilic'e, oğuzhan'a falan dilenecek. yemin ediyorum size fazla bu kadro da, bu başkan da, fatih terim de...
  • 8047
    artık frikikleri kimin, kornerleri kimin, taçları kimin atması gerektiğinin kararlaştırılması gereken takım. drogba süper star olabilir. sneijder dünya yıldızı olabilir, selçuk 5/4 yapabilir, misal olarak söylüyorum semih 5/5 yaparsa o kullanmalı. buradan kastım şuanki durumda frikikleri en iyi kullanan kişi kullanmalıdır. bu da selçuk inan. sahada sen kullan ben kullanayım kavgası olmamalı. tamam drogba star sözü geçiyor olabilir ama zaten aykut kocaman ile fatih terim arasındaki fark budur. herkesin hakkını veren bir teknik direktör hiç şüphem yok ama kim alınır, kim küser demeden frikikleri kim hakediyorsa ona vermeli.

    ha birde rakip kalenin köşe gönderinin oralardan taç kazanmayalım diye dua eder oldum. çünkü 3 senedir eboue'nin nerden öğrendiyse ceza sahasına doldurduğu 123123 taç atışından 1 tanesi tehlikeli demiyorum, 1 tanesi bizim futbolculara düşmedi.
  • 8048
    bursa ve eskişehir deplasmanları benim için beraberlik maçlarıdır. çoğumuz da böyle görürüz. alınan iki beraberlik üst üste olunca, biraz sorgulanmaya başladı takım. lakin sene sonunda bu iki puanın değeri daha iyi anlaşılacak. ama herkes gibi ben de takımın yavaş oynamasından, mehter takımı gibi bir ileri - iki geri gidip gelmesinden, eboue'den başka oyuncumuzun kanatları kullanmamasından ve defanstan anlamsız şekilde ileriye şişirilen toplardan şikayetçiyim. bunların çözümünü, bu takımın potansiyeli karşılayabilir. lakin takım olursak karşılayabilir. drogbaspor değil burası, adı üstünde galatasaray. takımın en naif adamı, yani selçuk, anlamsız istekleri dolayısıyla drogba'ya maç içinde kızmak zorunda kalıyorsa, daha derin bir sorun var demektir. çünkü geçen seneden beri selçuk doğru dürüst frikik kullanamadı. bu konuda baya dolmuş olacak ki, maç sırasında tepki verdi drogba'ya. umarım gereken dersi almıştır drogba. bu gibi bireysel mevzuları aşabilirsek, geçen seneki gibi şampiyon oluruz. ama aşamazsak, her deplasmanda debelenip dururuz. ayrıca mutlaka kanat oyuncusu şart. sneijder'in hücumcuları savunmanın arkasına sarkıtmasından daha iyi planlarımız olmalı. çünkü real madrid ve juventus'a karşı bu oyun yetmez, çok çabuk çözülürüz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın