2024/25 sezonu için şöyle bir fantezim bulunmakta.
https://gss.gs/9nA.png altında yedek kısmı boş olanlar için, kaan defans sağı yedekleyebilir, sağ kanat beki için kaan’ın yerine ya da yedeğine bir adet transfer, köhn’ün yedeği için transfer ya da dubois’in dönüşü, gueye’ye takılmayın o ya da başka bir transfer torreira’nın yanına, yedek santrafor ya baran iyiyse ya da transfer
*. diğer noktaysa şahsen kerem aktürkoğlu’nun kendisinin ayrılmak isteyeceğini düşünüyorum, barış alper’i ise elimizde tutamayacak kadar büyük bir teklifin geleceğini, tabi bunun nelsson, abdülkerim tarafı da var elbet, ama dedim ya benim önümüzdeki sezon için fantezim diye baştan.
ara not; zaha’yı satmışım kafamda
* şaka şaka unutmuşum, icardi’nin ve rafa’nın yedeğine yazdığımı farzedin.
https://youtu.be/xwUckXo9wTQ?feature=shared https://youtu.be/1QlwGcH5eZw?feature=shared https://youtu.be/mDtekV91Oa8?feature=shared ingilizce bilenler için yukarıdaki analizleri izlemelerini tavsiye ederim. izleyince zaten okan buruk ve simone inzaghi’nin futbol felsefelerinin ne kadar benzediğini farkedeceksiniz. inzaghi’nin 141 maçta 2.15 puan ortalaması var, takımı 275 gol atmış, 119 gol yemiş. okan buruk’un 78 maçta 2.40 puan ortalaması var, bu maçtarda galatasaray 173 gol atmış, 67 gol yemiş.
zaten baktığımızda çok benzer bir sistem oynuyorlar, press oyunu, adam adama markaj, sıkıştığında topu ileri vur ve dönenleri topla gibi. en belirgin farklar iki hoca arasında bek kullanımı ve formasyonun sağladığı avantaj ve dezavantajlar. bir de oyun kurulum tabii ki. geriden oyun kurulumunda avantajı inzaghi’nin üçlü formasyon kulandığı için hücumda, stoperler iyice açılıyor, bekler orta saha kanatlarına çıkıyor, hakan ve mikhitaryan geri gelerek üçgen ve dörtgenler oluşturuyorlar. hatta oyuncular yer değiştirerek çok güzel pas opsiyonları yaratıyorlar topu ayaklarından çıkardıktan sonra. toplamda beş, hatta kaleciyle altı opsiyonları oluyor, topu ayağından çıkaranın yeni opsiyon yaratmasını da dahil edersek permutasyon gibi çoğalarak gidiyor seçenekler. eğer ekstrem bir pres altındalarsa da, bu doğru seçenekleri bularak presi kırdıkları anda markajda olmayan oyuncuyu bularak çok hızlı hücuma çıkıyorlar. oyun kurulumu setini artık oturttukları için de çok rahat geriden oyun kuruyorlar. bizde ise tek bir pasla geriden çıkış planı mevcut, o da muslera’dan stoperlere, stoperden ön libero ya da beke, bekten stopere tekrar, eğer bu noktada mertens, icardi, kerem’den biri geldiyse orta sahaya doğru markajsız, stoper ona oynuyor topu ve örneğin mertens’e basmaya gelen futbolcunun yarattığı markaj sorunundan faydalanabilecek durumdaysak hızlı hücuma geçiş yapıyoruz. formasyon kısmına gelirsek, benim de ilgimi çeken nokta burada devreye giriyor. bilindiği gibi pavard bu sene başında inter’e transfer oldu. transferin iki ayrı hikayesi var. pavard’ın bayern’den ayrılmak istemesinin sebebi artık orijinal mevkisi olan stoperde oynamak istemesiydi. inzaghi’nin pavard’ı istemesinin sebebi ise üçlünün sağında oynayan, ayağı iyi olan ve üstüne golcü bir stoper olması.
*( golcü derken illa çok gol atması anlamında değil, ceza sahasında en azından bir box to box orta saha hatta bir tık üstü etkinliği ve koşuları olması.)
bu da demek oluyor ki pavard transferiyle inter’in sağ ve sol stoperleri artık tamamı ile sağ ve sol iç gibi oynatabilecek. ( evet, orada darmian’ı kullanıyordu ki mantıklıydı da fiziği iyi sürekli git gel yapabilen bir bek olarak fakat pavard bu rol için darmian’ın 2 gömlek üstü.)
bunları anlatırken aklınızda canlanmaya başladı mı biraz acaba diye merak etmekteyim. solda abdülkerim, ayağı iyi, bindirme yapmayı seviyor. sağda davinson, atletik, ayağı düzgün, bindirme yapmayı seviyor, arada ceza sahalarından topluyoruz adamı.
zaten dediğim gibi formasyon farklı olsa da ya kerem demirbay ya torreira oyun kurulumunda iki stoperin arasına girerek üçlüyor. ama bu bir yandan da takım yerleştiğinde torreira’nın çoğunlukla geride pozisyon almasına sebep oluyor. böylece kendisinden beklediğimizden çok daha az ceza sahası koşuları alabiliyoruz. ki okan hoca’nın sekiz değil altı numara transferi istemesinin ana sebebi buydu. profil olarak, temposu çok önemli olmayan, ayağı düzgün bir kesici altı numara istedi.(parades, vecino)
ben de diyorum ki elimizde çok yönlü mükemmel bir stoper grubu olacak seneye emin’in gelmesi ve kaan’ın da o pozisyonu yedekleyebilmesiyle. bu potansiyeli harcamayalım.
*şöyle kadroları birebir eşlediğimizde,
muslera - sommer
davinson/emin - pavard
nelsson - de vrij/acerbi
abdülkerim - bastoni
kaan - dumfries
köhn - dimarco
transfer? - hakan
torreira - barella
transfer/rafa
* - mikhitaryan
barış alper - thuram
icardi - lautaro
sondan başlayarak icardi’nin top tutabildiğini, oyun kurabildiğini ve paslarının kalitesini de biliyoruz artık golcülüğünün dışında, yani lautaro gibi bir bağlantı oyuncusu rolünü de üstlenebilir çok rahat.
barış alper, serbest dolaşan forvet
*, daha çok kontralarda topu indirip, defans arkasına koşu atacak. set oyununa döndüğümüzde de sağ çizgiye açılacak ki kaan ayhan, oyun kurulumuna dahil olabilsin ve zaman zaman half spaceden ceza sahası koşuları atabilsin.
rafa’nın mikhitaryan’dan bir eksiği olduğunu düşünmüyorum. hem pres oyununda hem on numara, orta saha, forvet, sağ açık oynayabilmesiyle hem de dar alan becerileriyle sistemimize cuk diye oturacaktır.
torreira, ben ne zaman inter ya da galatasaray maçı izlesem barella ile ikisini çok benzetiyorum. evet torreira defansif ve top çalma olarak biraz daha iyi, barella da şut bakımından daha önde ama ikisinde de deli gibi bir fark yok aralarında. torreira’yı biraz daha öne atabilsek barella kadar skor katkısı da alırız ben eminim. valla senelerce barella gibi futbolcumuz olsa takım da diye gezdikten sonra torreira geldi kalbimizin sahibi oldu öyle diyeyim.
hakan’a karşılık, okan hoca’nın istediği gibi ayağı iyi bir kesici almamız yeterli olacaktır. gueye de iş yapacaktır.
* hakan gibi regista olmasa da defansif olarak üstünlükleri var bu arkadaşın da, kazma da değil öyle ayağı düzgün. kerem’i de düşünebilirdim ama kerem’de beni tek korkutan özellik, anlık konsantrasyon kayıplarıyla yaptığı kısa pas hataları. malesef ki orası en kısa pas hatasını kaldırmayacak mevki. yoksa registalığı hakan’a yakındır.
geldik zurnanın zırt dediği yere, kanat bekleri. bunları beraber değerlendirmek zorundayım, çünkü sağ ve sol beklerin özellikleri tam zıt birbirine inter ve galatasaray’da. dimarco ‘yu kaan ile fiziksel olarak karşılaştırmam mümkün değil ama şu yönden benzerler, inter’de dimarco daha çok oyun kurmaya meyilli, gole daha yakın, ceza sahasına koşu atan tarafken bizde bu kaan yani sağ kanat bek olacak. inter’de dumfries atletik, sürekli bindiren, çizgiye inip orta açmaya meyilli bekken de bizde bu görevi köhn üstlenecek.
nelsson, sigorta. bildiğimiz nelsson işte. oyun kurulumunda ortadaki stoper olarak, top çevirirken istasyon olacak, al ver vesaire.
davinson, üçlünün sağındayken, kanat beki olarak kaanla birlikte, arkasında ekstra bir stoper güvencesinin olduğunu bilerek bize çok değişik varyasyonlar izletebilirler. yeri geldiğinde kaan oyun kurulumunda sağ iç gibi konumlanırken, barış alper’in beki çizgiye çekmesiyle kendisini half spaceden ceza sahasına girerken birçok kez görebiliriz. ya da barışın içeri veya yaya doğru deplase olmasıyla kanatta bindiren kaan’ın yerine sağ kanatta.
abdülkerim, kendisini hücumlarda izlemeyi çok seviyorum. gerek driblingleri, gerek erken ortaları olsun mükemmel. bu sistemde değerine çok rahat 10m euro ekleyebileceğini düşünüyorum. atacağı goller ve yapacağı asistlerle. ki bugün defansta fazlalığın olsa koy sol içe, çok rahat o pozisyonu kotarabilecek bir yetenekte hem defansif hem oyun kurulumu olarak.
bu anlattıklarımın en güzel yanıysa ceza sahasında çoğalma sıkıntımız var genel olarak. geriden bindiren stoperlere anlık önlem alamayacakları için hem hazırlıksız yakalanabilecek rakipler( barış’ın sol bekte bu kadar iyi oynamasının en büyük sebebi budur. çünkü marke halde değil.) hem de set oyununda birden ceza sahasına altı kişi sokabileceğiz.
https://gss.gs/9sH.png hücumda noel ağacını tersten dikmiş olacağız ya da hilal taktiği gibi çevreleyerek boğmuş olacağız rakibi.
normal defans felsefemizden feragat etmeyeceğimiz için adam adama markaj, press gibi, hızlı top kapma gibi şeylere girmeyeceğim fakat üçlünün bize defansif olarak katacağı şeyler; bir, nelsson gibi pozisyon bilgisi çok yüksek ve garantici bir futbolcumuz sigortamız olacak. iki, yine nelsson’un verdiği bu defansif güvenden ötürü diğer iki hücumcu stoperimiz çok daha rahat ofansa çıkabilecekler, dönüşte marke edeceği adamı düşünmeden. üç, köhn’ün bütün veli nimetlerinden yararlanıp, tabiri caizse dibini sıyırırken, üçlü sayesinde yapılacak defansif kaymalarla vereceği boşlukları, pozisyon kayıplarını en düşük hasarla atlatacağız.
hücum ederken 352 formasyonuna geçerken defansif olarak yine 442 adam adama markajın en iyi sonucu vereceğini düşünmekteyim.
https://gss.gs/onW.png son italya derbisi (bkz:
4 şubat 2024 inter juventus maçı);
https://youtu.be/pL1jZla6-JA?feature=shared (bkz:
10 şubat 2024 roma inter maçı);
https://youtu.be/m0hk9GADiiA?feature=shared son golü atanın sol stoper bastoni olduğunu da buraya bırakayım.
(bkz:
30 eylül 2023 salernitana inter maçı);
maçın bir bölümünü yayınlamışlar, izleyip daha iyi anlamak isteyenler için,
https://youtu.be/BLvVd9HDTUM?feature=shared açıkçası yazmaktan yoruldum. ileride daha eklemeler yapabilirim. ama okan buruk ve simone inzaghi karışımı beni çok heyecanlandırıyor.