gün geçtikçe iyi sinyaller veren ama topu kaleye bir türlü sokamayan oyunculardan kurulu takım.
evet, bu takım hiçbir şekilde gol atamıyor. rakip savunma yerleşik durumdayken zaten atamıyoruz ama kaleciyle karşı karşıya kalsak da, hatta kale bomboş olsa da o topu ağlarla buluşturamıyoruz. bu sorunu şut çalışması yaparak mı, yoksa başka teknikler kullanarak mı hallederiz bilmem ama mutlaka halletmeliyiz. hani galatasaray gibi türkiye'nin en büyük takımının bu sezon
* ilk 8 haftada 9 gol atması kabul edilebilir bir şey değil.
galatasaray takımının en büyük sorunlarından biri de kesinlikle
kerem aktürkoğlu yunus akgün ikilisidir. bu ikili bu sezon oynanılan 8 maçta da ilk 11 başladı ve birçok maçta da 90 dakikayı tamamladılar. kerem 2 gol, yunus ise sadece 1 asist yapmıştır. yani koskoca galatasaray takımının kanat oyuncuları şu ana kadar sadece 2 gol 1 asist yaptı. rakiplerde mesela nkoudou 4 gol, trezeguet 2 gol 2 asist, diego rossi 1 gol 2 asist yapmış. hadi bunu da geç, dünkü rakibimiz
* adana demirpsor'da onyekuru tek başına 2 gol 2 asist yapmış! hani basit bir karşılaştırmada bile durumun vehameti net bir şekilde ortaya çıkıyor. tamam, skora katkı anlamında kötü haftalar geçirilebilir lakin bu ikili 8 hafta boyunca oyun namına da ekstra hiçbir şey ortaya koymadılar. kerem mesela sadece kasımpaşa maçında
* iyi oynadı. bu maçtan önceki ve sonraki maçlarda ne hücumda, ne de savunmada hiçbir katkı vermedi. her maçta 20-25 top kaybı yaparak oyun ritmimizi net bir şekilde düşürüyor. çalım atmaya kalktığında da yaptığı tek şey, topu sağa çektikten hemen sonra sola çekmek. messi'nin bayern münih maçında boateng'e yaptığı çalımı, istisnasız her maçta en az 4-5 kere deniyor ve her seferinde de rakip savunma araya giriyor. keza yunus'da bazı maçlarda iyi oynasa da, yakaladığı fırsatlarda topu bir sağa bir sola çekmesiyle pozisyonu hiç ediyor. yani sürekli eveleyip geveliyor ve rakip savunma yerleşiyor. çektiği şutlara girmek bile istemiyorum çünkü iğrenç denebilecek düzeyde şutları var. kısacası bu ikili ilk 8 haftada tam anlamıyla fiyasko oldular.
şimdi birde kadroya bakalım. bir kere kalede mutlaka muslera olmalı. adam kaç yaşında olursa olsun inanılmaz toplar tutuyor. boey-nelsson-abdülkerim-pva 4'lüsü de defansta çok iyi. pva her ne kadar hücumda vasat altı performans sergilese de, savunmada bu takımın önemli oyuncularından biridir. orta sahada ise torreira-midtsjö-mata oynamalı. eğer torreira-oliveira-mata üçlüsü ile başlarsak orta sahayı tamamen rakibe bırakmış oluruz. tabi bu durum rakibin kim olduğuyla da alakalı ama hem mata, hem de oliveira'nın defansif anlamda meziyetleri yok denecek kadar az. böyle bir durumda bütün yükü torreira taşımış olacak. e bu adamda robot olmadığı için ya hata yapacak, ya da sakatlanacak. kısacası orta sahada mata gibi 10/10 teknik bir oyuncu oynatırsak, savunma iyiliği için oliveira'yı yedekte bırakıp midtsjö ile oynamamız gerekir. 10 üzerinden 7'lik tekniğe sahip olmasına rağmen oldukça kırılgan bir yapıya sahip olan oliveira'yı oynatırsak da, bu sefer mata veya mertens ikilisinden birisinin oynamaması gerekiyor. bunun dışında üstte de yazdığım gibi kötü sezon geçirmelerine rağmen yabancı sınırından dolayı kanatlarda maalesef ki kerem ve yunus ikilisi oynayacak. bunlardan biri yerine eğer yusuf veya rashica'dan birini oynatmak için kazımcan'ı sol beke alırsak, kerem veya yunus'un oynamadığı her dakika için ya okan hocaya küfrederiz ya da yeteri kadar performans sergilemeyen kazımcan'a söveriz. çünkü kazımcan daha pişmedi arkadaşlar. ümit milli takımındaki maçlarına baktığımda da pişmesi çok çok uzun zaman alacak. hal böyleyken sırf yabancı kuralına uymak için ne takımı, ne de oyuncuyu yakalım. ha ama illa ki birini sol bekte oynatırsak, o isim kesinlikle berkan olmalı. a milli takımımızın portekiz ile oynadığı maçta
* sol bek başlamış ve nice süperstar oyuncuların arasında gayette iyi mücadele etmişti. eksiklikleri tabi ki de var ama işte yabancı sınırından kaçacaksak, el mahkum berkan oynamalı diyorum. forvette ise her ne kadar kafasını futbola pek veremese de, bir zamanlarda dünyanın en iyi forveti olan icardi oynamalı. gomis ise duruma göre son 15-20 dakika kala oyuna girmeli.
muslera-boey-nelsson-abdülkerim-pva-torreira-midtsjö-mata-yunus-kerem-icardi ile maça başlarsak, yapılacak olan oyuncu değişikliklerini aynı mevkideki yabancı oyuncular arasında değil de(midtsjö ve oliveira değişikliği gibi) midtsjö ile berkan değişikliği ile yaparak yunus-kerem ikilisinden biri yerine rashica veya yusuf'u oyuna sokabiliriz. maçın gidişatına göre de yine kerem-yunus ikilisinden kalan oyuncu ile barış alper değişikliğinin yanı sıra icardi yerine mertens veya gomis değişikliği yapılabilir.
muslera-boey-nelsson-abdülkerim-berkan-torreira-midtsjö-mata-yusuf-kerem-icardi ile maça başlarsak da, ilerleyen dakikalarda çok daha özgür bir şekilde oyuncu değişiklikleri yapabileceğiz. dediğim gibi berkan'ın sol bek oynaması her ne kadar kulağa garip gelse de, kazımcan'ın oynamasından çok daha mantıklıdır. böyle bir durumda yedekte kalacak olan kerem-yunus ikilisinden birini hamle şansı olarak oyuna alarak, rashica'ya da oyuna girme fırsatı tanımış olacağız.
bunun dışında takım her hafta üzerine koyarak oynuyor. en başta defansif anlamda mükemmele yakın bir takım olduk. haftalardır deplasmanda çok iyi takımlarla oynamamıza rağmen zirvede yer alan takımlardan biriyiz. kayserispor maçını da
* kayıpsız atlatırsak, ileriki haftalar tamamen bizim lehimize dönecek. aynı zamanda kerem-yunus ikilisini oynatma zorunluluğunu da bir şekilde halledersek, saha içinde ne yaptığını bilen çok daha olgun bir takım göreceğiz. bu da seri galibiyetler ve sonucunda da inşallah şampiyonluk demek. ha bide okan hocanın oyunu iyi okuması gerektiğini ve kendisine de çok güvendiğimi eklemeden bitirmeyeyim.
*
