35599
bu gece beni çok üzmüş takım. ayrıca bu uzun olacak dertleşmeyi yazmama vesile olmuş takımım.
ben 40 yaşında adamım. 2012 playoff finalinden başlamak üzere çok gerildiğim ve fazla panik olduğum için hiçbir gs-fb maçını canlı izlemedim. ta ki bugüne kadar…
normalde maç izlerken maalesef ki bambaşka birisine dönüştüğüm için eşim bana çok kızar, maç zamanlarında mümkün olabildiği kadar aynı odada durmazlar. bugün de aynısı oldu.
fakat ikinci yarının başında o kadar kötü bir ruh halim vardı ki sessizliğime geldiler. eşim maç hala 0-0 neye üzülüyorsun diye sorduğunda, maçı kazanacağımıza dair ümidim yok umarım en azından berabere bitiririz diye cevap verdim. madem sakince izliyorsun bu seferlik sana eşlik edelim dediler.
… ve futbolla zerre alakası olmayan eşim galatasaray futbol takımı futbolcuları için “her hafta harika oynuyoruz dediğin takım bu mu?” diye sordu. cevap dahi veremedim…
2000 yılında yenildiğimiz maçı da canlı izledim, 2012 playofflarında 1-2 yenildiğimiz maçı da. o maçların ikisi de canımı çok acıtmıştı ama hiçbirisi bu gün kadar olmadı. çünkü orada kazanmak için gereken her şeyi fazlasıyla yapmış ama şanssızlıkla galip gelememiştik.
peki ya bu maç? kendi sahanda tek bir atak, tek bir isabetli şut bile bulamamak? bu takım bu sahada bayern’i, united’ı ezmiş bir takım. karşında sana her kulvarda saldıran ve iftira atan ve sonucunda 50 binden fazla taraftarın ile şampiyonluk turuna çıkılacak bir maçta futbol bile denilemeyecek bu şeyi görmek?
gerçekten hala inanamıyorum. öyle oynadık ki dışarıdan birisi izlese maçı sattığımızı falan düşünür herhalde. dünya üzerinde bir takım bilerek herhangi bir maçı kazanmak istemese acaba bugün oynadığımız oyundan daha kötü oynayabilir mi?
çok üzgünüm, çok kırgınım ama bir açıdan da nispeten mutluyum. çünkü maç izlememe serimi kırdım ve tam 12 sene sonra ilk defa maç izledim ama aynı zamanda izlerken tuhaf bir şekilde sakin kalmayı başardım. en önemlisi ise bugün bana futbola gerekenden fazla önem atfetmemem gerektiğine dair de bir sebep oldu ayrıca. çünkü haftaya şampiyon olacağız, buna hiç şüphem yok. futbolcular hiçbir şey olmamış gibi sabaha kadar eğlenecek, milyonlarını alacak ve tatillerine çıkacak ama bu spora olması gerekenden daha fazla önem atfeden ben, bugün yaşadığım üzüntüyü biraz zor unuturum.
takım her maçı tabi ki kazanmak zorunda değil. yenilmek de gayet doğal bir durum. bugün maçtan önce yenilebileceğimizi asla düşünmedim de diyemem. maçı izleyeceğim için kendimi her sonuca hazırlamaya bile çalıştım. ama bugün biz sahaya çıkıp yenilmedik. çünkü bizim tarafta futbol diye bir şey yoktu. bugün adı konulayamayacak bu tuhaf şeyi oynayan futbolcular ve teknik ekip adı rehavetse rehavet, şımarıklık ise şımarıklık, kibir ise kibir, her ne ise onun yüzünden yenildik ve bu yüzden bu takım “bence” ben ve benim gibi milyonlarca taraftara ihanet etmiştir.
ben 40 yaşında adamım. 2012 playoff finalinden başlamak üzere çok gerildiğim ve fazla panik olduğum için hiçbir gs-fb maçını canlı izlemedim. ta ki bugüne kadar…
normalde maç izlerken maalesef ki bambaşka birisine dönüştüğüm için eşim bana çok kızar, maç zamanlarında mümkün olabildiği kadar aynı odada durmazlar. bugün de aynısı oldu.
fakat ikinci yarının başında o kadar kötü bir ruh halim vardı ki sessizliğime geldiler. eşim maç hala 0-0 neye üzülüyorsun diye sorduğunda, maçı kazanacağımıza dair ümidim yok umarım en azından berabere bitiririz diye cevap verdim. madem sakince izliyorsun bu seferlik sana eşlik edelim dediler.
… ve futbolla zerre alakası olmayan eşim galatasaray futbol takımı futbolcuları için “her hafta harika oynuyoruz dediğin takım bu mu?” diye sordu. cevap dahi veremedim…
2000 yılında yenildiğimiz maçı da canlı izledim, 2012 playofflarında 1-2 yenildiğimiz maçı da. o maçların ikisi de canımı çok acıtmıştı ama hiçbirisi bu gün kadar olmadı. çünkü orada kazanmak için gereken her şeyi fazlasıyla yapmış ama şanssızlıkla galip gelememiştik.
peki ya bu maç? kendi sahanda tek bir atak, tek bir isabetli şut bile bulamamak? bu takım bu sahada bayern’i, united’ı ezmiş bir takım. karşında sana her kulvarda saldıran ve iftira atan ve sonucunda 50 binden fazla taraftarın ile şampiyonluk turuna çıkılacak bir maçta futbol bile denilemeyecek bu şeyi görmek?
gerçekten hala inanamıyorum. öyle oynadık ki dışarıdan birisi izlese maçı sattığımızı falan düşünür herhalde. dünya üzerinde bir takım bilerek herhangi bir maçı kazanmak istemese acaba bugün oynadığımız oyundan daha kötü oynayabilir mi?
çok üzgünüm, çok kırgınım ama bir açıdan da nispeten mutluyum. çünkü maç izlememe serimi kırdım ve tam 12 sene sonra ilk defa maç izledim ama aynı zamanda izlerken tuhaf bir şekilde sakin kalmayı başardım. en önemlisi ise bugün bana futbola gerekenden fazla önem atfetmemem gerektiğine dair de bir sebep oldu ayrıca. çünkü haftaya şampiyon olacağız, buna hiç şüphem yok. futbolcular hiçbir şey olmamış gibi sabaha kadar eğlenecek, milyonlarını alacak ve tatillerine çıkacak ama bu spora olması gerekenden daha fazla önem atfeden ben, bugün yaşadığım üzüntüyü biraz zor unuturum.
takım her maçı tabi ki kazanmak zorunda değil. yenilmek de gayet doğal bir durum. bugün maçtan önce yenilebileceğimizi asla düşünmedim de diyemem. maçı izleyeceğim için kendimi her sonuca hazırlamaya bile çalıştım. ama bugün biz sahaya çıkıp yenilmedik. çünkü bizim tarafta futbol diye bir şey yoktu. bugün adı konulayamayacak bu tuhaf şeyi oynayan futbolcular ve teknik ekip adı rehavetse rehavet, şımarıklık ise şımarıklık, kibir ise kibir, her ne ise onun yüzünden yenildik ve bu yüzden bu takım “bence” ben ve benim gibi milyonlarca taraftara ihanet etmiştir.