• 1076
    gelişim sürecinde olmamız itibariyle malesef kimi yaşı kimi sınırlı yeteneği sebebiyle songalia lakovic gibi andric gibi ikinci üçüncü sınıf oyuncularla oynamak zorunda kalıyoruz. kaliteli orta yaş ve genç oyuncuları almak için yeteri cazibemiz yoktu. fakat euroleague'de sürekli olacağımızı ve potansiyelli bir klüp olduğumuzu göstererek bu tarz oyuncuların da gelişine imkan tanımış olduk. seneye çok daha can alıcı bir transfer politikamız olacaktır ve daha rahat oyuncuları ikna edebilir durumda oluruz diye düşünüyorum. oktay mahmuti'ye güvenilmeli kendisine saygı duyulmalı ve insafsız davranılmamalı. unutmayalım ki bizim şuanda heyecanla takip etmemize sebep olan bu takımı yerden kaldıran kendisidir. son 16da olduğumuz için ben çok mutluyum sizde olun bence çünkü kadro kalitemizin üstünde iş çıkartıyoruz.
  • 1077
    bu sene için son dakikaya kadar mücadele edip, gelecek sene için euroleague bileti alması gereken takımımız.

    önümüzdeki sene için yeni bir lider bulmamız gerekiyor.* ayrıca ribaund konusunda isim yapmış bir uzun da gerekiyor.* bunlar bugün daha çok anlaşıldı
    (bkz: 19 ocak 2012 anadolu efes galatasaray basketbol maçı)

    bu eksiklere rağmen takım göğsümüzü kabartıyor. sonuna kadar destek olunmasını da hakediyor.
  • 1080
    euroleague ve ligde oynanan maçlar sonucunda sezon sonu yollanması gereken adamları yavaş yavaş belli olan takım.

    gitmesi gerekenler:

    darius songaila

    preston shumpert (bu sezon yokları oynamakta ve en iyi yaptığı şey olan üçlükleri de, boştayken bile atamamakta)

    jaka lakovic %50-50 gönderilebilir veya gönderilmez.

    yerlilerden evren büker, haluk falan gönderilip tamamen bench'den katkı verecek isimler kadroya katılmalı.

    yapılması gereken transferler:

    çok iyi bir 4 numara, takımın olduğu seviyeyi yukarıya çekecek 2 ve 3 numaralar alınabilir. 5 numara olarak ise kalıplı ve dominant bir isme ihtiyacımız var.

    mutlaka kalması gereken isim ise; jamon lucas gordon.

    bu arada bazı renktaşlar andric'in yollanması gerektiğini söylüyor. takımda şuan en fazla katkı veren 5 numara andric. furkan tecrübesiz ve daha pişmesi gerekiyor. mevcut kadroda andric, furkan'dan çok daha etkili olmakta. büyük maçlarda furkan gibi oyuncuların başlaması çok doğru değil. mesela içerde oynadığımız barcelona maçı ve son oynadığımız fenerbahçe maçlarında furkan daha tam olarak büyük maçlarda oynayabilecek rahatlığı gösteremedi. furkan'dan sonra oyuna giren andric ise takımın sayı yükünü çekti ve rahatlattı.

    mesela barcelona maçında andric oyuna girince arka arkaya 12 sayı attık ve çoğuda pota altındandı.
  • 1082
    gurur duyulması, sonuna kadar arkasında durulması gereken takımımız. aslan yürekliler. bugüne kadar yaşattıklarınız için hepinize teker teker teşekkür ediyor, yine hepinizin teker teker alnından öpüyorum. iyi ki varsınız. siz bizim yenilmez armadamızsınız. sanki düşmenizi beklermişcesine en ufak bir mağlubiyette üstünüze çökenler, yerden yere vuranlar olacak. siz aldırmayın onlara.
  • 1083
    bu sene bize yaşattıkları inanılmazdı. top 16 bile hayaldi sene başında, ama buralara kadar geldik. canları sağolsun. umarım seneye kadro kalitemizi yükseltiriz. umarım hala lakovic ve shumpert'ın devreye girmesini beklemek zorunda kalmaz, her maçı bir yerlerimizi yırtarak kazanmak zorunda bırakılmayız. umarım.

    *

    (bkz: canınız sağ olsun)
  • 1089
    uzun zaman sonra izlediğim en kötü oyunu 19 ocak 2012 anadolu efes galatasaray basketbol maçında sergilemiştir. rakibin boş atış bulamasına engel olamadım, ribaund alamadık, saçma sapan atışlar denedik, özellikle darius songaila ve jamon gordon'un fark 4 sayı iken yaptığı saçma sapan atışlar maçı koparmamıza engel oldu. yenilmez armada gerçek oyununu oynasaydı rahatlıkla galip gelebileceği maçta mağlup olmuştur.

    oktay mahmuti hala neden songaila'yı bu takımda tutuyor anlamıyorum. göksenin gerçekten bana göre başarılı. lakovic eski formundan aşırı uzak. gordon bişiler deniyor ama yok. hele ender. yeter be ender be! andric o boyuyla nasıl oluyorda ribaund alamıyor anlamıyor. desteğimiz sonuna kadar sürecek ancak bu takımda bazı şeyler ters gitmeye başlıyor. özellikle pota altında çok büyük sıkıntı var.
  • 1090
    kadro kalitesini birikerek değil kademeli olarak arttıracak/arttıran takımdır. geçen sene neredeyse sıfır beklentiyle başladığı sezonda radoslav rancik, jerry johnson gibi isimlerle ligde finale görmüş, avrupa'da ise hayal kırıklığına uğramıştı takım. bu sezon ise haliyle beklentiler yükseldi, bütçe yükseldi ve jaka lakovic, darius songaila gibi daha kariyerli ve isimli oyuncularla anlaşıldı. ilk kez katılınan euroleague'de halihazırda takım top 16 oynuyor, ligde ise hedef yine final. görünen o ki, sene sonunda da yine takımdan birkaç oyuncu gönderilecek ve yerlerine daha kaliteli isimler getirilecek. ligde artık şampiyonluğu alacak bir takım, avrupa'da ise final 8 zorlayan bir takım olacak hedef.

    2 sene önce küme düşmekten son anda kurtulmuş bir takımın, bu seviyeye ulaşması kağıt üzerinde çok büyük bir olaydır. ancak çok çabuk uçan beklentilerimiz nedeniyle takım ve koç bir yandan da ciddi eleştiriler almaya başladı. bu bahsettiğim şey ciddi bir sabır gerektiriyor ancak buna sahip miyiz meçhul.
  • 1091
    futbolda barcelona nasıl hedef santraforu olmadan oynuyor ve başarılı oluyorsa bence oktay mahmudi'de basketbolda böyle bir devrim yapmayı hedefliyor. sabit duran pivotsuz bir takım yaratmayı istiyor. uzun oyuncu olacak ama bu luksa andriç gibi hareketli bir uzun olacak. dışarıda ise kısa oyuncular çok hareketli ve topa sürekli baskı yapan özelliklerde olacak.
  • 1093
    iki sene önce kümeye düşerken şimdiki seviyeye gelmemiz bir kısım yazarlar tarafından fazlaca yazılıyor ancak işin ilginç tarafı cemal nalga olayı yüzünden puanlarımız silinmeseydi o sezon da şampiyonluğa oynayacaktı takım ve oynadığımız basketbol da yerli oyuncu rotasyonu kısıtlı olmasına rağmen şimdikinden hiç farklı değildi.
    demem o ki; bu takımın iki sene öncesinden pek bir farkını göremiyorum. hatta ayıp ettiğimiz bir adamın da varlığını hatırlatmak isterim tüm ahaliye.

    (bkz: cem akdağ)
  • 1094
    birilerini körü körüne savunmak zorunda kalıyor olmaktan nefret ediyorum. ama çoğu zaman buna mecbur hissediyoruz kendimizi bir çoğumuz.

    adaletimiz yok.
    iyi oynayıp kazandığımız bir maçtan sonra bu takım f4 yapar diyen taraftar gördüm.
    kötü oynayıp kaybedilen bir maçtan sonra da mahmuti kötü coach diyen taraftar.
    dün geceden beri karalar bağlamayan taraftarımız yok. herkesi her şeyi suçlayıp kendi çelişkilerine bakamayan taraftar. hep biz haklıyız değil mi? gelin bir defada biz hata yaptık diyelim.

    - mahmuti coach olduğu gün verdiği röportajda diyordu ki ben günlük, anlık başarılar peşinde değilim. 3 sene sonra tıkır tıkır işleyen bir sistem takımı yaratma peşindeyim demiyor muydu? bu sözler söylenirken avuçları patlayana kadar alkışlayan taraftar şimdi diyor ki başarısızız.

    - mahmuti'nin ilk senesinde kurulan kadro ve bütçe ligde 4-5. sıra için idealdi. avrupada da olunmayacak olması sebebiyle özellikle yabancı seçimlerinde genç ve gelecek yıllarda da faydalanılacak isimler seçildi ve mahmuti sadece ligde oynayacak 4 yabancı transferi yaptı. *

    - fakat öyle bir sezon geçirdik ki taraflı tarafsız herkesin nutku tutuldu. o gün başımızda olan coach iyiydi fakat şimdi kötü mü oldu. eğer geçen seneden bahsedeceksek söyleyelim eurocup'dan aldığımız wildcard'da, efes'in çok kötü olması sebebiyle ligde daha rahat final oynamamızda bir suprizdi. hatta bu sezon euroleague'e kalmak da.

    - bizler başarıyı çok kolay tüketip bitiriyoruz ve bizden başka kimse başarılı olmamalı hep biz kazanmalıyız istiyoruz. oyunu, oyuncuları, staffı, organizasyonu eleştirmek yerine devirip dökmeyi tercih ediyoruz.

    taraftar suçlu kısmına gelirsek. zaza'nın gittiği döneme dönmek istiyorum. coach'ın inatla mobil uzunlarla hucumda daha hızlı oynamak isteğini görmezden gelerek kalıplı uzun lazım, ortayı kapatmak lazım diyenlere. zaza gittiği dönemde söyledim bu takımın aciliyetli ihtiyacı olan pota altına kalıplı bir uzun değil şutör/skorer bir 3 numara. çünkü elimizde saf sf'miz yok. biz orayı shipp ve shumpert'la kapatmaya çalışıyoruz ama shumpert artık tbl'de bile 3 numara oynayamıyor. shipp ise 30+ oyunda kalıp skorer oynayacak artı savunma yapacak artı şut sokacak bir oyuncu değil. biz shipp'le orayı kotaracak bir forvet almalıydık. shipp konusunu kapatmadan shipp için 1-2 kelam etmek istiyorum. shipp'in 3lük yüzdesiyle onun kondisyonu çok doğru orantılı. shipp'in soktuğu üçlüklerin tamamına yakını maçın başında oluyor. maç ilerledikçe yüzdesi düşüyor. bu tesadüf olamaz.

    konuyu getirmek istediğim yer tam olarak şurası. taraftarı uzun transferi lazım diyerek kalıplı uzunumuz yok, kalıplı uzun olmadan şampiyon olamayız diyenler bile şimdi sf lazım bize diyorlar. kalıplı uzun almadığı için mahmuti'yi eleştirenler şimdi pota altına yapılan transferi eleştiriyor. rebound sorununu 2.17lik oyuncumuzun olmamasına bağlıyorlar.

    halim abi'nin de affına sığınarak f.ülker maçından sonra ona gönderdiğim mesajı buraya koymak istiyorum.

    "geçen sezondan kötü olduğumuz tek bir nokta göster abi konuyu kapacatağım. delici guard diyorsun ama abi dünyada basketbol delici guard, kalın uzun, skorer 2 numara, şutör 4 numara üzerinden oynanmıyor.
    barcelona'da delici guard yok. pasör huertas ve savunmacı sada ile kapatıyor orayı. siena'da ortayı kapatacak kalın 5 numara yok bunun yerine kısalara baskılı savunma yapıyorlar. aynı şekilde barcelona da kısalara baskılı savunma yapmıyor savunmada daha uzun daha size'lı oyuncuları kullanarak bunu avantaja çeviriyor. cska oyunun büyük bölümünde çift guard kullanıyor sabit bildiğimiz skorer sg kullanmıyorlar. cantu euroleague'de ilginç takımlardan biri çok basit bir sistemleri var kalın güçlü bir uzunu monte etmişler ve çevresine şutör parçalarlar koymuşlar. şut kullanmaktan çekinmiyorlar.

    yani basketbolda tek bir doğru ve tek bir yol yok. her takım her coach farklı yolu deniyorlar. şu sisteme koyalım bir delici guard neler kazanırız neler kaybediriz önce ona bakmak lazım. jj bize geçen yıl çok fayda verdi bunu mahmuti görmedi mi gördü ama bize verdiği zararları da gördü. o yüzden sene başında oyunu açacak delici özellikle oyuncu olarak jj veya d-wash gibi topla haşir neşir olan takımı baltalama ihtimali yararlı olma ihtimalinden çok daha fazla oyunculardan ziyade ender ve jamon'u tercih etti. jamon'un sırtı dönük oyun oynayabilmesi, ender'in ilk adımda hızlı bir guard olmasının avantajlarını kullanmak istedi.

    yani abi anlatmak istediğim mevzu şu. geçen yıl bir peri mesalıydı ama daha sezonun yarısı olmadan geçen yılın çok gerisindeyiz tavrı bize zarar verir. eleştirilerin yönü şu; bakın gördünüz mü ataman bjk'a neler yaptırıyor, f.ülker bizi eksikken bile yendi. hedef maçları kaybettik. ee tamam da at gözlüğüyle bakmaya gerek yok. sonuçta maçı kaybettik olayı ise kusuruma bakma halil üner zamanlarımızda kaldı. maç kazanmak için değil sezon sonu için kuruluyor bu kadrolar. yenilgi varsa sebeplerine bakıp daha iyi olmaya çalışacak olan coach. yan gelip yattığını düşünmüyorum."

    bizim niye mccalebb'imiz yok, d-wash gelsin, rancik dönsün, neden pekovic'i alamadık, efes'te savanovic var biz de songaila demeyi bırakalım. basketbol tek bir sistemle oynanmıyor ve her takımın bütçesi aynı değil. dusko, baraç ve batista'ya ödenen bonservis ücreti kadar bütçemiz olduğunu unutmayalım.

    çok kötü bir yazı olmuş olabilir ama bu takımın rakiplere en ters gelen oyuncusu luksa iken luksa gitsin diyenlere, kalıplı bir uzunun fayda sağlayamayacağı bir sistemle oynarken kalıplı uzun gelsin diyenlere http://gss.gs/825753 , her yenilgiden sonra küfredilmedik oyuncu bırakmayan taraftara, sırf eleştirmek için eleştirenlere karşı varsın bu yazı kötü olmuş olsun.

    tek bir açan çiçekle baharı getiren de biziz sonra zamanı gelmeden meyve vermedi diye ağacı taşlayan da.
App Store'dan indirin Google Play'den alın