• 158
    geriden top çıkarma konusunda tek başına ele alınmaması gerekendir. özellikle son iki haftadır bu kadar yüksek oranda pas hatası yaptığı için dikkatleri üzerine çekmesi de normaldir.

    mustafa sarp mücadelecidir, koşar, hırs yapar top çalar vs. ancak pas alıp verme konusunda yetenekleri sınırlıdır. barış özbek de mustafa sarp'ın biraz daha koşanı ve daha da az pas tekniği olanı. keza mehmet topal da vasat sayılabilecek bir pas yüzdesine sahip. ayhan akman ise formunda olduğu zaman kısmen bu adamların hepsinden daha iyi pas trafiğine girebilir, ancak bu sene o da çok formsuz.

    bu saydığım futbolcuların mevkiinde oynayan bir de elano var. hepimizin farkettiği üzere türkiye'nin en yüksek pas tekniği olan oyuncusu. örneğin 3 subat antalyaspor galatasaray maçı'nda oyuna girdiği dakikadan sonra savunmadan çıkışlarımız oldukça rahatladı. çünkü kendisi pas almayı bilen bir futbolcu. takım çok sıkıştığı zaman da, halı sahalarda topu almak için kendi kalesine kadar gelen ve ileri taşıyan abiler gibi geliyor kale önüne ve oyunu açıyor.

    şimdi servet, neill, sabri ve hakan dörtlüsünü beraber izleyemedik hiç. hakan'ın zaten pas konusunda bir sıkıntısı yok. keza sabri'nin de öyle sayılır. savunmada bu konuda en zayıf halka servet. ve bu henüz izleyemediğimiz dörtlüden ikisi sakatlığından dolayı takımda yer bulamadığı için, mecburiyetten solda oynayan ve o mevkide ters ayaklı kalan uğur ve hayatında bir kaç defa sağ bek oynamış emre'nin pas trafiğine katılması imkansız oldu. bu yüzden yük neill ve servet'e bindi. defans'ın önünde yer alan ayhan, barış ve sarp da pas alıp verme konusundaki yetersizliklerinden dolayı savunmanın zor duruma düşmesine neden oldular.

    sabri ve hakan dönünce, ve önemli maçların çoğunda elano'nun onların önünde ilk on bir başlayacağını varsayarsak, hazırlık paslarında servet kendini zaten pasifize edecektir. kendi etmese bile, ideal defans dörtlümüz hazır olduğu an rijkaard bunu yapacaktır. işte o vakit, biraz daha rahat izleyebiliriz galatasaray'ı.

    ancak yine de geriden çıkma konusundaki sıkıntılarımız bu sezon için çok da olumlu yönde gelişmeyebilir. entry'nin başında bahsettiğim futbolcuların pas konusundaki yetersizliklerinden dolayı. hadi pas vermelerini geçtim, pas almak konusunda da bariz sıkıntıları var bu futbolcuların. defans futbolcularını hatalı pas vermeye zorluyorlar.

    sözün özü, takımın geriden çıkma konusunda yaşadığı sıkıntılarda galatasaray defansı'nın hata payı maksimum yüzde elli olur. diğer yarım dilim de orta saha'nın göbeğindedir.
  • 159
    içinde bulunduğumuz sezonda*, aynı dörtlü üstüste iki maç oynayamadığı için bir türlü dikiş tutmayan defanstır. sabri, serkan, çetin, servet, gökhan, emreler, hakan, caner, uğur... bu 10 kişiden aynı dörtlüyü üstüste iki maç seyredemedik. böyle olunca da savunmada açıklar vermemiz ve de neticesinde goller yememiz kaçınılmaz oldu.

    benim burada değineceğim konu başka; son zamanlarda kaleci konusunda bir takım sesler yükselmeye başladı. leo gitsin, ufuk geçsin kaleye. bak valdes geçmişti zamanında diyenler var. leo eldekilerin en iyisi, ufuk'u yetiştirsin, maceraya gerek yok diyenler var.

    benim de içinde olduğum leo'cular, önündeki savunmanın yaptığı hatalardan goller yediğini. savunma düzeldiği takdirde, yerleştirilmeye çalışılan siteme en uygun kalecinin leo olduğunu savunuyorlar. ufuk için sabredilmesi gerektiğini ancak şu anda kalenin teslim edilmesinin macera olduğunu düşünüyorlar. körü körüne ufuk'u savunan grup ise, rijkaard'ın barcelona'da rüştü'yü kadro dışı bırakıp, valdes efsanesini yaratmasından dem vurup, aynısının burada da olabileceğini düşünüyorlar. olabilir, olmaz değil. ama daha, kıytırık, iki ayaklı bir kupa maçında yenilince kıyamet koparan taraftarın olası şampiyon olamama durumunda neler diyebileceği hepimizce malum. biz sistem derken, anlık başarı isteyen taraftardan ufuk'u kim koruyacak?

    dünkü maçtan*sonra en komiğime giden şey ise; biz leo'yu, önündeki savunma kötü diye savunurkeni ufuk geçsin kaleye diyenler, dün ufuk iki gol yiyince suçu savunmaya attılar. e madem savunma kötü, leo'nun suçu ne?
  • 162
    lucas neill'in gelmesiyle derin nefes falan almamıştır aslında. bir an gaza mı gelip konuştuk bilmem. sadece biz öyle sanıyorduk sanırım. lucas neill çok kaliteli, çok tecürbeli ve galatasaray defansına çok yararlı olan cuk diye de oturmuş bir adamdır. lakin "defans" tek bir kişinin omuzlarına yılıklınca olmaz canım sözlüğüm. hala otoban gibi savunma hattımız, isteyen istdeği gibi geçiyo. sorarım size trabzonspor'un bu kadar net pozisyonlar yakaladığı, bu kadar çok atak geliştirebildiği başka bir maç olmuş mudur?* en kıçı kırık takıma bile yığınla pozisyon veriyorsak bir oturup düşünmemiz lazım. umarım ali turan'ın sezon sonu aramıza katılmasıyla defans hattımız toparlanır. çok uzun süren bir maç eksiği olmasına rağmen kendisi damarlarında öz be öz aslan kanı taşıdığından psikopat bir hırsla bu dezavantajı, sezon başına kadar avantaja çevirmesi kuvvetle muhtemeldir. leo da büyük ihtmial yolcudur bence, her ne kadar kendisini pek beğenmesem de sanctis'le birlikte "kötü savunma"nın kurbanı olmuş 2. kalecimizdir kendisi.

    bu da ekestra bonus'um. durduk yere içten gelen şiirim:

    defans'ımıza..

    çok gol atan, çok gol yiyen bir galatasaray vardı bir aralar,
    o zamanlar pek göze batmaz idi bu defansif hatalar,
    ne de olsa yediğimizden bir fazlasını atarak da olsa alıyorduk maç,
    gel zaman git zaman türlü çeşit sakatlıklar, bir kara bulut olup üstümüze yağmışlar,
    az gol atan çok gol yiyen bir galatasaray var son zamanlar..
    artık çokça konuşur rıdvan'lar, küçük olan hakan'lar..
    titre ve kendine gel ey ulu galatasaray

    (u: edit: yanlış anlaşılmış olmalı, orta saha "trafiğe kapalı" diyen yok ki? o da kötü. bir forvet hattımız var allah'a şükür.derhal toparlansak hiç iyi şeyler olmayacak gibi)
  • 163
    lucas neill'in gelişiyle derin bir nefes almıştır ve bu, savunma yükünün lucas neill'in üstüne yıkılmasıyla falan olmamıştır. galatasaray defansı, zannedildiği kadar kötü futbolculardan oluşmaz. ama bir takımın defansı da, en az hücumu kadar organize olmalıdır. taktik defans yapmayı bilen birinin* liderdiğinde organize oldukları zaman, başarılı olurlar.

    lucas neill'in savunmaya tek katkısı, doğru zamanlamayla müdahale ederek top çalmak, etkili ortaları uzaklaştırmaktan ibaret değildir; dikkatli izleyen bir göz fark eder ki, tek müdahaleyle çalınamayacak toplarda ya da az adamla yakalandığında, lucas neill, hamle yapmadan önce rakibini tartar. topa ayağını sokmaz ama rakibinin hareketlerini simetrik olarak karşılar ve topu ayağından çıkartmasına izin vermez; arkadaşlarına yerleşmek için zaman kazandırır. rakibinin güçlü ayağına doğru yüklenir ve topu zayıf ayağıyla, kötü kullanmasını sağlar.

    rakip hızlı hücum yaparken savunma oyuncusunun topa yaptığı hamle(o, sözlüğümüze "hamleli stoper" diye geçen savunmacılardan bile olsa); savunmacının %60 oyundan düşmesine sebep olur. bu gibi durumlarda da akıllı, taktik defans yapan stoperin, rakibini oyalaması gerekir. servet çetin gibi bir adam, 2007-2008 sezonundaki o futbolu nasıl oynadı sanıyorsunuz; anlamıyorum ki. yanında rigobert song, emre güngör, lucas neill gibi çabuk biri olunca oluyor; olmayınca olmuyor. fernando meira ya da gökhan zan'ın yanında servet çetin oynadığında olanları görüyorsun işte.

    hasılı; galatasaray defansına getirilen çözüm, öyle "bir kişinin üstüne yükü boca etmek" falan değildir. puzzle'ın eksik parçası(ki çok önemli bir parçadır o!) tamamlanmıştır, o kadar. neden hala gol yendiğine gelince:

    sanırım milyon defa söyledim/söylendi, fakat "ya bırak; sözlüğü sen mi kurtaracan?!" nidalarına rağmen, inadına tekrarlıyoruz!

    ferdinand - puyol ikilisini de savunmaya monte etseniz fark etmez. eğer orta sahayı hızlı geçebilen + top kullanabilen, yaratıcı oyuncuları olan bir rakibe karşı, ilk aktif direnişinizi ceza yayının 5 metre önünde, stoperlerinizle gösteriyorsanız; kocaelispor'dan "minimum" 1 gol yersiniz! dünyanın en iyileri bile hata yapar; chelsea savunmasının üstüne de ilk yarı boyunca 5 defa top sürsen, vasatın hafif üstünde futbolcularla en az bir kere geçersin ve kaleciyle karşı karşıya kalırsın. insan bu çünkü...

    chelsea de onu bildiği için, sana göbekten öyle kolay kolay top sürdürmez; stoperlerinin önüne bir essien ya da obi mikel koyar, feleğini şaşarsın. barış ve mustafa ikilisinin bu yalandan presi ile; ligdeki top sürebilen her vasat hücumcu, bize karşı oynadığı maçlarda en az 1-2 kez orta yuvarlaktan ceza yayı üstüne kadar "hiç rahatsız edilmeden" topu taşıyabilir. stoperlerden ne istediğinizin farkında mısınız? orta sahada top çalan her rakip ceza sahasına dayanacak ve galatasaray, o maçı gol yemeden kapatacak?

    isteyenin istediği gibi geçtiği ve rakibin kolay pozisyon bulmasına sebebiyet veren, sorunlu bir "otoban gibi" mevki arıyorsanız; orta sahaya, ön liberoya bakın...

    oldu mu canım sözlüğüm?
  • 164
    bu seferki yeni stoper ikilimiz neill-balta ikilisi. sene başından beri kah cezalardan dolayı, kah sakatlıklar ve formsuzluklardan dolayı oynamadığımız ikili kalmadı. çok güzel öss sorusu olur anasını satayım;

    soru: neill, servet, e.güngör, e.aşık, h.balta, g.zan ve m.topal' dan oluşan galatasaray defansından kaç farklı stoper ikilisi yaratılabilir?

    a) lucas neill yoksa ben o ikiliye ikili demem aga.
    b) bikeresi bunların hiçbiri galatasaray'da oynayamaz, halbukesi fener'in defansı taş gibi, bilica falan.
    c) rijkaard teknik direktör falan değil beyler, rijkaard adam da değil, bakın hakaret olarak söylemiyorum tırnak içinde. peki o zaman ne olarak söylüyorum, nerdeyim ben?
    d) bunların hepsi ruhsuz ipneler mına koyum. oley oley ultraslan ultraslan!!
  • 166
    2010/2011 sezonunda neill'in yanina transfer gerektirecek bolge. hadi marques'i gectim ferrari gibi, song gibi bir stoper bulmak o kadar zor olmasa gerek.

    - servet gidici gorunuyor, yonetim teklif bekliyor herhalde. zaten kendisi de mutlu degil artik, rijkaard'in oyun planinda yok.

    - gokhan zan muzmin. iyilesse 2 mac oynasa, 3. mac sakatlaniyor.

    - emre gungor haberlere gore seneye antep'te. *

    - caglar'in nasil bir performans gostericegini bilemiyoruz. hakan balta'yi sol bekte kesemez bence. balta kendi bolgesinde oynasin zaten.

    - ali turan tecrubeli, iyi bir defans oyuncusu gibi gorunuyor ama rijkaard ilk 11 oynatir mi, oynarsa nasil oynar, neill'la uyum saglayabilir mi soru isareti.

    - emre asik futbolu birakti, stoper oynayabilcek topal valencia'da.

    yani suan itirabiyle* neill'in yaninda ali turan'dan baska oynayabilcek bir stoperimiz olmadigi gibi, duzgun bir yedegimiz de yok.
  • 167
    halihazırda;

    sağ bekler: sabri sarıoğlu, gerekirse ali turan, gerekirse lucas neill.
    stoperler: neill, ali turan, gökhan zan, gerekirse hakan balta, gerekirse çağlar birinci.
    sol bekler: hakan balta, çağlar birinci.

    bana göre ideal kadro yapısı için bir yedek sağ bek ve bir stopere daha ihtiyacımız var. şöyle bir bakınca oyuncuların çok yönlülüğü sayesinde oyuncular yeterliymiş gibi görünüyor, ama 2 sakatlık üst üste gelirse ciddi sıkıntı olabilir, kaldı ki gökhan zan'a kalmak başlı başına bir kabus. 2 sene önce uefa maçına stoperde kewell ile çıkmak zorunda kalmış bir takım olduğumuzu unutmamamız lazım.

    edit: servet'i kesin satılacağını düşündüğüm için yazmadım. zaten apır sapır konuşuyor, en kötü ihtimalle avrupadan teklif gelmezse transfer sezonunun sonuna doğru bursaspor'a gider, yine takımda kalmaz diye düşünüyorum.
  • 171
    2010/2011 sezonuna çok kötü başlamıştır. sivasspor, ofk belgrad ve karpaty lviv maçlarında yaşanan sıkıntının bence baş sorumlusudur. bu maçlarda yapılan hatalar takım savunmasından ziyade bireyseldir. yenilen gollerde, arkasından gelen rakibini tutmayan, topu arkasındaki rakibine bırakan, yan toplarda tutmaları gereken adamları boş bırakan, ofsaytı bozan hep defans oyuncularıydı. ali, hakan, servet ve neill, yani bütün defans oyuncuları bu üç takıma karşı golle sonuçlanan hatalar yaptılar... orta sahaya birkaç futbolcu alınmış olsaydı bile büyük ihtimalle bu defans oyuncularıyla bu tip golleri yine yerdik...
App Store'dan indirin Google Play'den alın